59 research outputs found
Prediction of survival of heart failure patients: An application of classification-based machine learning algorithms
Kardiyo-vasküler hastalıklar dünya genelinde en çok ölüme sebep olan hastalıklar arasında yer
almaktadır. Bir kardiyo-vasküler hastalık olan kalp yetmezliği, kalbin vücudun ihtiyaç duyduğu kanı
pompalayamaması durumudur. Ülkemizde sıklıkla görülen bu hastalığın sonucu olarak ölümler
yaşanmaktadır. Bu çalışmada kalp yetmezliğe sahip hastaların sağ kalım veya ölüm durumlarının tahmin
edilmesi için makine öğrenmesi tabanlı bir yaklaşım önerilmektedir. Üç farklı sınıflandırma algoritması
kullanılarak önerilen yöntemin etkinliği değerlendirilmektedir. Gerçekleştirilen deneylerde, Yapay Sinir
Ağı algoritması ile en yüksek doğruluk değerine (86.67%) ulaşılmıştır. Önerilen yöntem, ölüm riskinin
yüksek olduğu kalp yetmezliği hastalarına daha etkin ve uygun tedavi planlarının hazırlanması açısından
yol gösterici olacaktır.Cardio-vascular diseases are among the diseases that cause the most deaths worldwide. Heart failure, a cardiovascular disease, is a condition in which the heart cannot pump the blood that the body needs. Deaths occur as a result of this disease, which is frequently seen in our country. In this study, a machine learning-based approach is proposed to predict survival or death of patients with heart failure. The effectiveness of the proposed method is evaluated using three different classification algorithms. In the experiments performed, the highest accuracy values (86.67%) was achieved with the Artificial Neural Network algorithm. The proposed method will guide the preparation of more effective and appropriate treatment plans for heart failure patients with a high risk of death
Numerical and Experimental Investigation of Thickness Effect on the Cambered Airfoils at Low Reynolds Numbers
In this study, experimentaland numerical study for the cambered airfoils was conducted at Re = 1.5x105and Re = 2.5x105and different angles of attack. In the experimental analysis, oil-flow visualization and force measurement techniques were utilized. For numerical analysis, the k-w SSTtransition model was used to predict the flow over the cambered airfoils. The time-dependent aerodynamic force coefficients of the cambered NACA2412, NACA2415 and NACA2418 airfoils pointed out the force fluctuations formations due to unsteady flow on the airfoils. Whereas the force coefficient increased as the airfoil thickness increased, a decrease in the lift coefficient was observed due to adverse pressure gradients. Moreover, as the airfoil thickness increased, the separation occurred earlier due to the effect of adverse pressure gradients, so it got closer to the leading edge and became shorter. However, the prediction of the separation point was delayed in numerical analysis and the prediction of the reattachment points was more consistent
YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİNDE İLERİ BABA YAŞININ PERİNATAL SONUÇLARA ETKİSİ
Amaç: İleri anne yaşının yardımcı üreme tekniklerinin (YÜT) başarı şansını düşürdüğü net bir şekilde ortaya konmuştur. İleri baba yaşının spontan gebeliklerde, olumsuz gebelik sonuçlarıyla ve perinatal sonuçlarla ilişkili olduğuna dair çalışmalar vardır. Ancak ileri paternal yaşın, YÜT sonuçlarına etkisine dair az sayıda çalışma vardır. Bu çalışmada in vitro fertilizasyon (IVF) tedavisi gören hastalarda, ileri paternal yaşın siklus sonuçlarına ve perinatal sonuçlara etkisini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada; Mayıs, 2021-Aralık,2022 yılları arasında Ankara’da özel bir tüp bebek merkezine başvuran IVF tedavisi alan çiftlerden erkek yaşının 45 ve üstü olduğu olguların retrospektif analizi yapılmıştır. Olguların siklus karakteristikleri değerlendirilerek gebelik olan ve olmayan olgular ile, canlı doğum ile sonuçlanan ve düşükle sonuçlanan olgular siklus özellikleri ve sperm parametreleri açısından karşılaştırılmıştır. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 76 siklustan 47’si(%61.8) embryo transferi (ET) ile sonuçlandı, geriye kalan 29(%38.2) siklusta, transfer yapılamadı. ET yapılan sikluslardan 29’u(%61.7) gebelik ile sonuçlanırken, 18’inde(%38.2) gebelik görülmedi. Gebelik olan 29 siklustan 13’ü düşük (%44.8), 16’sı (%55.2) ise canlı doğum ile sonuçlandı. Gebelik pozitif veya negatif olan sikluslarla, canlı doğum veya düşük ile sonuçlanan sikluslarda yıkama öncesi ve sonrası sperm parametreleri ile siklus sonuçları bakımından gruplar arasında fark gösterilemedi. Düşük oranı spontan gebelik ve YÜT gebeliklerinde görülenin üstünde bulundu. Sonuç: YÜT uygulanan hastalarda ileri baba yaşı artmış düşük oranlarıyla ilişkili olabilir, bu hasta grubunda siklus ve gebelik sonuçlarına etki eden faktörleri araştırırken kapsamlı semen analizleri yapılarak sperm sayısı ve motilitesi dışında YÜT sonuçlarını ve perinatal sonuçları etkileyebilecek ek parametrelerin değerlendirilmesi gereklidir
- …