3 research outputs found

    Sentetik ve Organik Gübrelerin Mısırda (Zea Mays L.) Verim ve Kaliteye Etkisi

    Get PDF
    Organik Tarım genel olarak mevcut olan ekolojik dengeyi korumak için tamamen veya mümkün olduğu ölçüde az kimyevi mücadele ilacı, gübre kullanımı ile, hayvancılıkta büyüme düzenleyiciler ve yem katkı maddeleri kullanımını kaldıran iyi bir toprak bakımı, ekim nöbeti, doğal gübreleme ve biyolojik zirai mücadele yapılması fikrine dayanan bir tarım sistemi olarak tanımlanabilir (Er ve Uranbey 1996). Dünyada başlangıçta ağırlıklı olarak şeker mısırı üzerinde yürütülen araştırmalar öncelik almışken, bugün organik mısırdan elde edilen mısır gevreği, mısır cipsleri, mısır nişastası, mısır yağı ve organik hayvansal ürün üretim zincirinde kullanılan yem de önemli miktardadır. Bu çalışma ile Sakarya T.A.E’nde sentetik ve organik gübrelerin mısır verimi ve ürün kalitesine olan etkisi incelenmiştir. Proje gereği fiğ bitkisi sonrasında (mısır ekim öncesi) yapılan toprak analizinde toprak pH’nın düştüğü, toprağın organik maddesi, NH4-N’u ve NO3-N’u arttığı görülmüştür. Mısır hasat sonrası uygulama parsellerinin toprak analiz sonuçlarına göre organik gübrelerin toprağın organik madde içeriğini arttırdığı ve böylece toprağın gözenek hacminin artması ve toprağın strüktürel özellikleri üzerine olan olumlu katkıları sonucunda toprağın su tutma kapasitesinin arttığı görülmüştür. Toplam tuz bakımından en fazla tuzluluk yapan uygulama ise ticari gübre uygulaması olmuştur. Elde edilen sonuçlara göre denemede yer alan organik preparatların ve organik gübrelerin verim verim unsurlarına etkisi en az ticari gübre kadar olumlu olmuştur. Hasat sonrası uygulama parsellerinden alınan tane örnekleri tanede yağ oranı, tanede nişasta oranı ve tanede protein oranını belirlemek için iki ayrı laboratuarda analiz yaptırılmıştır. Analiz sonuçlarına göre organik gübrelerin mısırın kalitesine olumlu etki ettiği de görülmüştür. 3 yıllık çalışma sonuçlarının değerlendirilmesinde ekonomik analiz de yer almıştır. Net Kar analizinin yapıldığı projede organik uygulamalardan alınan verimlerin organik ürün olarak değerlendirildiğinde ticari gübreden daha karlı olduğu belirlenmiştir

    Randomized Trial Comparing Resection of Primary Tumor with No Surgery in Stage IV Breast Cancer at Presentation: Protocol MF07-01

    No full text
    The MF07-01 trial is a multicenter, phase III, randomized, controlled study comparing locoregional treatment (LRT) followed by systemic therapy (ST) with ST alone for treatment-na < ve stage IV breast cancer (BC) patients. At initial diagnosis, patients were randomized 1:1 to either the LRT or ST group. All the patients were given ST either immediately after randomization or after surgical resection of the intact primary tumor. The trial enrolled 274 patients: 138 in the LRT group and 136 in the ST group. Hazard of death was 34% lower in the LRT group than in the ST group (hazard ratio [HR], 0.66; 95% confidence interval [CI], 0.49-0.88; p = 0.005). Unplanned subgroup analyses showed that the risk of death was statistically lower in the LRT group than in the ST group with respect to estrogen receptor (ER)/progesterone receptor (PR)(+) (HR 0.64; 95% CI 0.46-0.91; p = 0.01), human epidermal growth factor 2 (HER2)/neu(-) (HR 0.64; 95% CI 0.45-0.91; p = 0.01), patients younger than 55 years (HR 0.57; 95% CI 0.38-0.86; p = 0.007), and patients with solitary bone-only metastases (HR 0.47; 95% CI 0.23-0.98; p = 0.04). In the current trial, improvement in 36-month survival was not observed with upfront surgery for stage IV breast cancer patients. However, a longer follow-up study (median, 40 months) showed statistically significant improvement in median survival. When locoregional treatment in de novo stage IV BC is discussed with the patient as an option, practitioners must consider age, performance status, comorbidities, tumor type, and metastatic disease burden
    corecore