32 research outputs found
The Relationship between the shares traded at Borsa İstanbul and their accouting data: an industry application
Çalışmamızda imalat sektöründe faaliyet gösteren BİST’te listelenmiş şirketlere yatırım yapan hisse senedi alıcılarının kararlarında muhasebe verilerinin etkisi araştırılmıştır. Bunun için Herfindahl-Hirschman yoğunlaşma endeksi kullanılarak Pazar payları en yüksek 20 şirket tespit edilerek 2006-2015 dönemi verileri panel veri yöntemi ile analiz edilmiştir. Bağımlı değişken hisse senedi kapanış fiyatları, bağımsız değişkenler ise likidite, karlılık, borçlanma ve faaliyet oran gruplarından seçilmiş finansal rasyolardır. Çalışmanın sonucunda, faaliyet, likidite ve karlılık oranlarıyla hisse senedi fiyatları arasında pozitif ilişki olduğu; borçlanma oranları ile ise herhangi bir anlamlı ilişki olmadığı anlaşılmıştır.In this study, it is analysed the effect of accounting datas on investor’s decision who invests on the listed manufacturing companies in BİST (İstanbul Stock Exchange). For this purpose 20 firms which have highest marketshare in manufacturing sector are determined by Herfindahl-Hirschman index and the accounting datas of firms are analysed by panel data method in period of 2006-2015. The dependent variable is stock price of the firms. The independent variables are the selected ratios from liquidity, profitability, operational and financial structure ratio groups. At the result of the study it is found a positive relationship between operational, liquidity and profitability ratios and stock price. And it is realized there is no significant relationship between financial structure ratios and stock price
The development of the fear of earthquake scale: validity and reliability study in Türkiye after the 2023 earthquake
Abstract Background In 2023, Türkiye experienced a significant earthquake disaster that profoundly impacted 11 provinces. The enduring consequences of these earthquakes on daily life triggered widespread fears and anxieties in society, leading to scholarly investigations in this field. Objective The primary objective of this study was to create and evaluate the psychometric properties of the Fear of Earthquake Scale (FES), a modified adaptation of the Fear of COVID-19 Scale (FCV-19 S), tailored to measure earthquake-related experiences in Türkiye. Methods A total of 315 Turkish adult participants (106 men, 209 women), with a mean age of 37.71 years, completed the FES, along with the Brief Psychological Resilience Scale (BPRS). Psychometric analyses included confirmatory factor analysis as well as the evaluation of alternative factor structures, internal consistency, convergent validity, and criterion validity with respect to resilience. Results The findings indicate that the Turkish version of the Fear of Earthquake Scale has strong psychometric properties in terms of validity and reliability. After assessing various factor structures, it was observed that the two-factor model which represents the emotional and somatic response to fear, exhibited the best-fit values The Cronbach’s alpha coefficients were calculated as 0.89 for the overall FES, 0.84 for the emotional subscale and 0.86 for the somatic subscale, indicating high internal consistency. Additionally, the negative correlation between resilience and the FES supports the criterion validity of the scale, and multi-group confirmatory factor analyses proved that measurement invariance held across genders and whether they experienced an earthquake or not for all groups. Furthermore, the results of the study revealed that women and individuals with prior earthquake experience reported higher levels of fear of earthquakes. Conclusions The FES emerged as a reliable and valid tool for assessing earthquake-related fears among the Turkish population
Literatür eşliğinde koksidinia
Koksidinia koksikste veya kuyruk sokumu kemiğinde ağrı demektir. Kuyruk sokumu kemiği guguk kuşunun(cuckoo) gagasına benzetilerek adını yunanca karşılığı olan coccyx'ten almıştır. Dynia bilindiği üzere kronik ağrı d emektir. Oturur durumda düşme sonucu koksikste kırık, çıkık o lması ya da doğum zorlamasıyla veya artroz sonucu koksiksin ucu öne veya yana doğru yer değiştirir ve mobil hale gelir. Koksiks bölgesinde görülen rahatsız edici bu ağrılı klinik tabloya Koksidinia adı verilir. Hasta oturduğu zaman koksiksin ucunun hareketi sonucu şiddetli ağrı ortaya çıkar. Tanı genellikle öykü ile ve anorektoskopinin negatif olması ile konur. Rektal tuşe sırasında koksiksin palpasyonunda ağrılı olduğu saptanırsa koksidinia tanısı kuvvetle muhtemeldir. Daha sonra sıcak oturma banyoları öne rilir. Konservatif tedavinin başarı şansı yüksektir. Ayrıca koksidinia tedavisinde kriyoterapi, termoterapi, TENS gibi fiziksel yöntemler de kullanılır. Hastalar sert zeminlere oturmamalı ve sünger simit şeklinde yastık üzerine otu rmalıdır. Ağrıyı azaltmak için analjezik, non -steroid antien flamatuvar ve myorelaksan ilaçlar verilmelidir. Koksiks üzerine enjeksiyonlar ile ağrı tedavisi denenebilir. Konse rvatif tedavinin başarısız ise ve hastanın günlük yaşamının zorlaştığı durumlarda koksektomi yapılır
Anüler Elastolitik Dev Hücreli Granülom ve Büllöz Pemfigoid Birlikteliği Olan Nadir Bir Olgu
Anüler elastolitik dev hücreli granülom ve büllöz pemfigoid birlikteliği olan nadir bir olguŞevkiye Çopur, İbrahim Halil Aydoğdu, Şule Öztürk Sarı, Nesimi Büyükbabani, Tuğba Atcıİstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı, İstanbulAmaç:Anüler elastolitik dev hücreli granülom (AEDHG) sıklıkla orta yaş kadınlarda, güneşe maruz kalan bölgelerde yoğunlaşan birleşmeye eğilimli, eritemli, anüler plaklarla seyreden ve histopatolojik olarak dermisteki elastik liflerin fagositozuyla karakterize nadir bir dermatozdur. Büllöz pemfigoid (BP) ise ileri yaş erişkinlerde sıklıkla ürtikariyen kaşıntılı plakların üzerinde büllerle karakterize subepidermal otoimmün büllöz hastalıktır. Birçok sistemik hastalıkla AEDHG’nin veya BP’nin birlikteliği bildirilmiş olmakla birlikte, bu iki hastalığın beraber görüldüğü olgu daha önce bildirilmemiştir. Klinik ve histopatolojik bulgularla ilk başvuruda AEDGH tanısı alan ve takibinde BP ile uyumlu lezyonları gelişen nadir bir olgu sunulmaktadır.OlguYetmiş yaşındaki kadın hasta üç yıl önce göbek çevresinde başlayıp zaman içinde artış gösteren deri lezyonlarıyla başvurdu. Bilinen diyabet, hipertansiyon, hipotiroidi, serebrovasküler hastalık, akciğer sarkoidozu ve Cushing sendromu olan hastanın dermatolojik muayenesinde yüz, el sırtı, üst ekstremite ekstansörü, göğüs V bölgesinde daha yoğun olmak üzere, tüm vücutta yaygın, asemptomatik, eritemli anüler plaklar ve birleşme eğilimli papüller saptandı. Lezyonlardan alınan biyopsilerin histopatolojik incelemesinde yüzeyel dermiste elastoliz bulguları, histiositler ve dev hücreler içeren iltihabi infiltrasyon görülerek hastaya AEDHG tanısı kondu. Hastaya güneşten korunmayla birlikte hidroksiklorokin tedavisi başlandı. Hastanın takibinde AEDHG lezyonları mevcut tedaviyle kısmi gerileme gösterirken, gövdede kaşıntılı, yaygın yer yer erode büller ve oral mukozada gergin büller ve erozyonlar saptandı. Bu lezyonlardan yapılan histopatolojik incelemede subepidermal ayrışma ve direkt immunfloresan incelemede bazal membranda lineer IgG ve C3 birikimi görülerek BP tanısı kondu. Hastanın kullanmadığı linagliptin tedavisi değiştirildi ve kısa süreli topikal süperpotent kortikosteroidle birlikte doksisiklin tedavisi başlandı. Hidroksiklorokin tedavisinin 4. Ayında ve doksisiklin tedavisinin 2. ayında hastanın hem AEDHG ve hem BP lezyonlarında tama yakın gerileme gözlendi.Sonuç:Bu olgu bildiğimiz kadarıyla literatürdeki AEDHG ve BP’nin birlikte görüldüğü ilk hasta olması nedeniyle burada sunulmaktadır. Bu birliktelik henüz bilinmeyen ortak bir mekanizmayla ilişkili olabileceği gibi, rastlantısal olarak da ortaya çıkmış olabilir. Bu durumun netleşmesi için AEDHG hastalarını inceleyen geniş vaka serilerine ihtiyaç vardır. Anahtar kelimeler: Anüler elastolitik dev hücreli granülom, Aktinik granülom, Büllöz pemfigoi
Mapping QTLs for Super-Earliness and Agro-Morphological Traits in RILs Population Derived from Interspecific Crosses between Pisum sativum x P. fulvum
Earliness in crop plants has a vital role in prevention of heat-induced drought stress and in combating global warming, which is predicted to exacerbate in the near future. Furthermore, earliness may expand production into northern areas or higher altitudes, having relatively shorter growing season and may also expand arable lands to meet global food demands. The primary objective of the preŞent study was to investigate quantitative trait loci (QTLs) for super-earliness and important agro-morphological traits in a recombinant inbred line (RIL) population derived from an interspecific cross. A population of 114 RILs developed through single-seed descent from an interspecific cross involving Pisum sativum L. and P. fulvum Sibth. et Sm. was evaluated to identify QTLs for super-earliness and important agro-morphological traits. A genetic map was constructed with 44 SSRs markers repreŞenting seven chromosomes with a total length of 262.6 cM. Of the 14 QTLs identified, two were for super-earliness on LG2, one for plant height on LG3, six for number of pods per plant on LG2, LG4, LG5 and LG6, one for number of seeds per pod on LG6, one for pod length on LG4 and three for harvest index on LG3, LG5, and LG6. AA205 and AA372-1 flanking markers for super-earliness QTLs were suggested for marker-assisted selection (MAS) in pea breeding programs due to high heritability of the trait. This is the first study to map QTLs originating from P. sativum and P. fulvum recently identified species with super-earliness character and the markers (AA205 and AA372-1) linked to QTLs were valuable molecular tools for pea breeding.Akdeniz University [FDK-2020-5257]This research was funded by Akdeniz University, grant number FDK-2020-5257
Tıp Öğrencileri ve Tıp Doktorları Arasında Kendi Kendine Tanı ve Tedavi Sıklığının Değerlendirilmesi
Annular Erythematous Patches as the Presenting Sign of Extranodal Natural Killer/T-Cell Lymphoma
International audience(Paris, ch. 5-8, 24 nov. 2015, n° 14/15626 ; Paris, ch. 5-8, 30 juin 2015, n° 14/12687, SAS St Augustin participations c/ G