11 research outputs found

    Perimenstrual complaints and related affecting factors in women in Ödemiş

    Get PDF
    Amaç: Araştırma, Ödemiş bölgesindeki kadınlarda yaşanan perimenstrual şikayetler ve bunları etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma, İzmir’in Ödemiş ilçesi 1. No’lu Aile Sağlığı Merkezi’ne kayıtlı 15-49 yaş grubu 273 kadında yapılmıştır. Verilerinin toplanmasında soru formu ve Rudolf H. Moos tarafından geliştirilen Menstrual Distres Şikayet Listesi (MDQ) ölçeği kullanılmış ve yüz yüze görüşme yöntemi yapılmıştır. Verilerin analizinde t testi ve varyans analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması 30,05±9,13’tür. Premenstrual ve menstrual dönemlerde MDQ ölçeği alt gruplarından en fazla negatif duygulanım ve ağrı alt grubu saptanmış, alt grup semptomlarından premenstrual dönemde en fazla gerginlik (%76,6), memelerde ağrı hassasiyet (%74,4), menstrual dönemde ise en fazla karın ağrısı-kramplar (%76,6), sırt-bel ağrısı (%73,3) şikayetleri yaşanmıştır. Kadınların %46,4’ünün perimenstrual şikayetlerle baş etmek için ilaç kullandığı saptanmıştır. Premenstrual dönem MDQ ölçeği toplam puanı ile kadınların çalışma durumu, sigara içme, aşırı çaykahve tüketimi, kişiler arası ilişkilerde bozulma yaşama, şikayetler için baş etme yöntemi kullanma durumları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Menstrual dönem MDQ ölçeği toplam puanı ile yaş, medeni durum, çalışma durumu, doğum sayısı, yakın aile bireylerinde perimenstrual şikayeti olan, kişiler arası ilişkilerinde bozulma yaşayan ve şikayetler için baş etme yöntemi kullanan kadınlar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır. Sonuç: Araştırma sonucu, kadınların negatif duygulanım ve ağrı alt grubu perimenstrual şikayetleri daha fazla yaşadığı belirlenmiş ve şikayetlerle baş etmede etkin yöntemleri kullanmadığı saptanmıştır. J Turk Soc Obstet Gynecol 2014;2:98-104Objective: This study was carried out descriptively to determine the frequency and affecting factors of perimenstrual symptoms in reproductive women living in Ödemiş. Material and Methods: This study was conducted on 273 women between 15-49 years of age who were registered to Number 1 Primary Health Center in Ödemiş district of İzmir. The data were collected by using a questionnaire form and Menstrual Distress Questionnaire (MDQ) developed by Rudolf H. Moos and face-to-face interview technique was used. In the analysis of data was performed by “t” test and variance analysis. Results: The mean age of women was 30.05±9.13. Women had experienced mostly negative sensibility and pain which were in MDQ sub-groups during both the menstrual and premenstrual periods. The most common premenstrual complaints were tension (76.6%), breast pain sensitivity (74.4%), and the most common menstrual complaints were abdominal cramping-pain (76.6%), back-lumbar pain (73.3%). It was determined that 46.4% of the women used drugs to cope with perimenstrual complaints. It was concluded that there was a statistically significant relationship between premenstrual period MDQ total scores and working status, smoking, excessive consumption of tea and coffee, disruption in interpersonal relationships, using the method of coping with complaints. It was also detected that there was a statistically significant relationship between menstrual period MDQ total scores and age, marital status, working status, parity, family members with perimenstrual complaints, disruption in interpersonal relationships, using the method of coping with complaints. Conclusion: As a result of the research, it was determined that women experienced more perimenstrual complaints among sub-group of negative sensibility and pain did not use efficient methods of coping with complaints. J Turk Soc Obstet Gynecol 2014;2:98-10

    Ödemiş bölgesindeki kadınlarda yaşanan perimenstrual şikayetler ve etkileyen faktörler

    No full text
    Objective: This study was carried out descriptively to determine the frequency and affecting factors of perimenstrual symptoms in reproductive women living in ;Ouml;demiş. Material and Methods: This study was conducted on 273 women between 15-49 years of age who were registered to Number 1 Primary Health Center in ;Ouml;demiş district of İzmir. The data were collected by using a questionnaire form and Menstrual Distress Questionnaire (MDQ) developed by Rudolf H. Moos and face-to-face interview technique was used. In the analysis of data was performed by “t” test and variance analysis. Results: The mean age of women was 30.05;plusmn;9.13. Women had experienced mostly negative sensibility and pain which were in MDQ sub-groups during both the menstrual and premenstrual periods. The most common premenstrual complaints were tension (76.6%), breast pain sensitivity (74.4%), and the most common menstrual complaints were abdominal cramping-pain (76.6%), back-lumbar pain (73.3%). It was determined that 46.4% of the women used drugs to cope with perimenstrual complaints. It was concluded that there was a statistically significant relationship between premenstrual period MDQ total scores and working status, smoking, excessive consumption of tea and coffee, disruption in interpersonal relationships, using the method of coping with complaints. It was also detected that there was a statistically significant relationship between menstrual period MDQ total scores and age, marital status, working status, parity, family members with perimenstrual complaints, disruption in interpersonal relationships, using the method of coping with complaints. Conclusion: As a result of the research, it was determined that women experienced more perimenstrual complaints among sub-group of negative sensibility and pain did not use efficient methods of coping with complaints. J Turk Soc Obstet Gynecol 2014;2:98-104Amaç: Araştırma, Ödemiş bölgesindeki kadınlarda yaşanan perimenstrual şikayetler ve bunları etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma, İzmir’in Ödemiş ilçesi 1. No’lu Aile Sağlığı Merkezi’ne kayıtlı 15-49 yaş grubu 273 kadında yapılmıştır. Verilerinin toplanmasında soru formu ve Rudolf H. Moos tarafından geliştirilen Menstrual Distres Şikayet Listesi (MDQ) ölçeği kullanılmış ve yüz yüze görüşme yöntemi yapılmıştır. Verilerin analizinde t testi ve varyans analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması 30,05±9,13’tür. Premenstrual ve menstrual dönemlerde MDQ ölçeği alt gruplarından en fazla negatif duygulanım ve ağrı alt grubu saptanmış, alt grup semptomlarından premenstrual dönemde en fazla gerginlik (%76,6), memelerde ağrı hassasiyet (%74,4), menstrual dönemde ise en fazla karın ağrısı-kramplar (%76,6), sırt-bel ağrısı (%73,3) şikayetleri yaşanmıştır. Kadınların %46,4’ünün perimenstrual şikayetlerle baş etmek için ilaç kullandığı saptanmıştır. Premenstrual dönem MDQ ölçeği toplam puanı ile kadınların çalışma durumu, sigara içme, aşırı çaykahve tüketimi, kişiler arası ilişkilerde bozulma yaşama, şikayetler için baş etme yöntemi kullanma durumları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Menstrual dönem MDQ ölçeği toplam puanı ile yaş, medeni durum, çalışma durumu, doğum sayısı, yakın aile bireylerinde perimenstrual şikayeti olan, kişiler arası ilişkilerinde bozulma yaşayan ve şikayetler için baş etme yöntemi kullanan kadınlar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır. Sonuç: Araştırma sonucu, kadınların negatif duygulanım ve ağrı alt grubu perimenstrual şikayetleri daha fazla yaşadığı belirlenmiş ve şikayetlerle baş etmede etkin yöntemleri kullanmadığı saptanmıştır. J Turk Soc Obstet Gynecol 2014;2:98-10

    Seismic Resistance Evaluation of Traditional Ottoman Timber-Frame Hımış

    No full text
    Traditional Ottoman timber-frame houses ("himis") form the major part of the cultural heritage structures in Turkey. There are many studies in the literature regarding the seismic performance of himis houses, which claim that these structures have an inherent seismically resistant property. However, these studies lack a quantitative engineering approach and are based on observations made after contemporary earthquakes. This study presents the results of the seismic resistance evaluation of traditional Ottoman houses, made by means of reverse cyclic frame tests conducted on six yellow pine and two fir frames with and without infill (brick and adobe) or cladding (bagdadi and samdolma). The experimental study, which was intended to differentiate the effects of infill materials, frame geometry, and timber type, has revealed that frames with bagdadi cladding and adobe infill resulted in the best and worst structural performances, respectively, while high ductility and good energy dissipation capacity characteristics were determined

    Hekimlik Sanatı ve Öykü Alma ve Muayene

    No full text
    İyi bir Hekim ve Klinisyen olma, bilimsel olarak bilgeliğin, teknik ve intellektüel yeterliliğin ötesinde bir olaydır. Teknik yeterlilik ve tibbi bilgiler öğretilebilir ve öğrenilebilir. Fakat iyi bir hekim ve klinisyen olmak için, ayrıca insanlara ilgi duymak ve insanları seviyor olmak gerekir. Meslekdaşlarımızın, kanunların ve toplumun Hekim olarak bizlere yüklediği beklentiler, profesyonel mecburiyetler, daha öğrenciliğimizde başlayıp mesleki çalışma hayatımız boyunca devam edecektir. Günümüzde teknoloji çok ilerlemiş, sanayide ve başka sektörlerde de robotlar insanlar yerine kullanılmaya başlanmış, evlerimiz akıllı evler haline getirilmiş, bizlere evlerde işlerimizi yapabilecek veya bize arkadaşlık edebilecek, duyguları bile olan robotlar imal edilmeye başlanmıştır. Tıp alanında da tanı için kullanılan teknolojik yöntemler ve cerrahi branşlarda kullanılan robotlar (Robotik Cerrahi) bizlere çok yardımcı olmaktadır. Çok yakın bir gelecekte, bugün hayal bile edemediğimiz bir takım yöntemlerle, uzay filmlerindeki gibi belki hastayı bir alete yatırdığımızda, o hasta hakkında birçok bilgiyi, hastanın tüm tıbbi sorunlarını, hatta ruhsal durumunu, gerekli bazı laboratuvar sonuçlarını birkaç dakika içinde bize rapor edebilecek yöntemler bulunacaktır. Fakat o günler gelinceye kadar, biz hekimler hastanın derdini, varsa tıbbi sorununu anlayabilmek için, öyküsünü alacak, fizik muayenesini yapacak, hastanın olası tanılarını düşünüp ona göre hastadan gerekli tetkikleri isteyecek, tanı koyacak ve varsa bildiğimiz bir tedavisi bunu uygulayacak ve hastanın şifa bulmasını sağlayacağız ve hem kendimizi, hem de hastamızı ve varsa yakınlarını da mutlu edebileceğimiz günler yakın olabilir. Günümüz koşullarında ise, bu süreç içinde yapılması gerekenler, bu kitabın içerik konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda özellikle ülkemiz koşullarında, doktorlarımızın çoğu, hasta yoğunluğunun yarattığı ağır yükle, zaman yetersizliğiyle, hastaların sağlıkla ilgili tıbbı öykülerini yeterli şekilde almaya ve hatta muayene etmeye vakit bulamamakta, “Şikayetin nedir ?” diye sorarak, bir sorunu atlamamak için hemen, gerekli ve belki de gereksiz çok çeşitli laboratuvar tetkikleri istemektedirler. Bu arada hastayla ilgili birçok önemli veriyi öğrenemediklerinden veya saptayamadıklarından, hastanın tanısı tam konamamakta ve sonuçta hastaya önerilen tedavi yetersiz olmakta, hastalar dertlerine başka doktorlarda çare aramak zorunda kaldığından, değişik hastanelerde doktordan doktora dolaşmaktadırlar. Bu da hastanelerde hasta sayılarının daha da artmasına katkıda bulunduğunda sağlık sisteminde çözümsüz bir kısır döngü oluşturmaktadır. Sonuçta bu döngü, hasta-doktor- sosyal güvenlik sistemi sarmalının her basamağında, büyük bir yük yaratmakta ve bu yükün bedelini, toplum olarak hep birlikte ödemekteyiz. Oysa hastaya ayrılacak yeterli zaman ile bu durumu önlemek mümkündür, zira öykü alma ve iyi bir muayene, hastanın tanısına giden en kısa yol olabilir ve gerekli tetkiklerle de tanı konduğunda hastaya gereken tedavi ile de hasta şifa bulabilir. Bu kitap, Tıp Fakültelerinde mezuniyet öncesi eğitimlerini tamamlama aşamasında olan geleceğin hekimlerine, hekim olmuş tüm meslektaşlarımıza yukarıda yazılmış gerçekleri tekrar hatırlatmak ve Hekimlik Sanatını öğretmekte katkılarımız olsun diye kaleme alınmış bir kitaptır. “Hekimlik bir sanat mıdır” diye düşünenler olabilir. Sanat denilince hepimizin aklına Müzik, Resim, Mimarlık, Dans, Fotoğrafçılık vb. gibi Güzel Sanatlar gelir. Oysa güzel sanatlar yanında, Plastik veya Endüstriyel sanatlar da denilen (diğer adıyla “Zanaat”) bir grup meslek insanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, günlük hayatımıza girmiş, deneyim, beceri ve ustalık gerektiren işler veya bazı meslekler olarak tarif edilirse de, hekimlik bu grup içinde tanımlanmamıştır. Oysa Hekimlik, yoğun bilgi, ustalık ve tecrübe gerektiren, bireylerin yaşam sürelerini ve kalitelerini etkileyen bir meslektir. Hekimlik mesleğinin objesi insandır ve hekimlik, görevi; hasta dediğimiz bireylerin beden veya ruh sağlığının bozulduğu durumlarda, sorunların kaynağını bulmak için uğraşı vermek ve nedeni bulunduğunda, bu sorunu ortadan kaldırmak, yani tedavi etmek olan bir meslektir. Bu işi başarmak kolay değildir, çünkü her birey birbirinden farklıdır ve bu gerçek “Hastalık yok hasta vardır” terimi olarak, tıp eğitimi sırasında her öğrenciye öğretilmektedir. Bir bilge kişinin dediği gibi de “Hekimlik zor bir zanaat” tır. Hekimlik, hastanın tanı, tedavi ve takip sürecinde, durmadan öğrenmeyi, bilgilenmeyi kendini yenilemeyi de gerektiren bir meslektir. Dolayısıyla bir sanat (veya zanaat) dalı olarak kabul edilmelidir. Bu mantık bağlamında da, bu kitabın adı ‘Hekimlik Sanatı’ olarak konmuştur. Kitap, tanı için gerekli öykü alınması ve muayene usulleri yanında, iyi hekimlik için uygulanması gereken bazı kuralları da içermektedir. Bu zor zanaatin doğru ve iyi uygulanmasında, bu kitabın tüm doktorlara ve doktor olacaklara yararlı olacağını umuyoruz. Yoğun günlük mesaileri içinde, kitabın yazılmasına katkıda bulunan tüm meslektaşlarıma, Yardımcı Editör Dr. Nursel Çalık Başaran’a, kapak tasarımı, mizanpaj, bazı şekillerin görsellerin yapılmasına katkıda bulunan Grafiker Miyase Yılmaz’a, Nilsu Asiltürk’e, kitap için Önsöz yazan HÜ Tıp Fakültesi Dekanı Dr. Bülent Altun ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Dr. Arzu Topeli İskit’e ve kitaptaki bazı resimler için gönüllü olan Özel Ankara Endomer çalışanlarına, resimlerinin çekilmesine izin vermiş hastalarımıza ve özel resim arşivlerini daha önce bizimle paylaşmış ABD’deki hocam Prof. Dr. C.P Lucas, rahmetli Prof. Dr. Semra Dündar’a ve bu kitap için paylaşan Prof. Dr. Aydan Usman, Prof. Dr. Mehmet Orhan, Prof. Dr. Kaynak Selekler, Doç. Dr. Gökhan Demirkan, Doç. Dr. Sibel Kocabeyoğlu, Doç. Dr. Sibel Doğan Günaydın ve diğer meslektaşlarımıza, kendim ve diğer yazarlar adına teşekkürlerimi sunarım
    corecore