Evaluation of Bioethanol Yield Potential of Different Sweet Sorghum Cultivars Grown as a Second Crop Under Eastern Mediterranean Conditions

Sweet sorghum has a high potential for bioethanol production due to its high fermentable sugar content and biomass yield. This research was carried out to evaluate bioethanol yield potential of six sweet sorghum cultivars (ICSV 93046, ICSV 700, Black Amber, White African, Gülşeker, and Red’s Red) during summer growing season of 2022 under eastern Mediterranean conditions. Cultivars were significantly differed for brix degree, green herbage yield, juice yield, and juice ethanol yields in the study. ICSV 93046 produced the significantly highest fresh stem yield (58811 kg/ha), juice yield (16105 kg/ha), and juice ethanol yield (1194 L/ha) and followed by ICSV 700. On the other hand, the significantly lowest brix degree (10.5 ◦ Bx) and juice ethanol yield (322 L/ha) were achieved by Gülşeker. These results suggested that ICSV 93046 was the most suitable cultivar to be grown as a second crop for bioethanol production under eastern Mediterranean conditions

Okul mevcudunun okul yönetimine etkileri

Eğitim sisteminde çözüm için bekleyen pek çok sorun var. Birçok çözüm olmasına rağmen ana sorun nereden başlanacağı. Okul mevcudu ve bunun okul yönetimine etkisi en önemli sorunlardan biri. Bu problem bilinmesine ve hakkında konuşulmasına rağmen şimdiye dek bu konu hakkında bir çalışma yapılmamış. Bu çalışma, okulun mevcudunun yönetime olan etkilerini ve okul yönetici ve yardımcılarının bu konuya olan ilgilerini göstermek için yapıldı. Bu araştırmada kullanılan ölçek araştırmacı tarafından geliştirildi. Müdürler ve uzmanlar bu çalışmada yer aldı. Ölçek 47 alt ölçek sorusu ile hazırlandı. Bu çalışma İstanbul'da çalışan ilköğretim müdür ve müdür yardımcılarının okul mevcudunu nasıl algıladıklarını araştırdı. Çalışmanın değişkenleri, okul büyüklüğü, yönetici deneyimi ve eğitim düzeyi idi. Buna ek olarak bu değişkenlerin okul mevcudu ile ilişkisi incelendi. 361 müdür ve yardımcısı tarafından cevaplanan ölçek soruları tatmin ediciydi. Sonuçlar materyal analizi ve iç tutarlılıktan alındı.Sonuçlar ölçeğin tek yönlü değişken analizi kullanan SPSS paket programına uygulanmasıyla ve t test yöntemiyle alındı. Araştırma sonucunda okul mevcudu, görev, yöneticilik kıdemleri değişkenleri arasında anlamlı farklılıklar olduğu görülmüştür. ABSTRACT In education system there are so many problems that are waiting for solutions although there are some solutions the main concern is where to start. School size and its influence on school management is one of the most important problems. Even though the problem was known and mentioned a systematic study was not held until now. This study was done to show the affects of school size on management and interests of primary and secondary school principals and deputy principles about the size of schools. The scale that was used in this study was developed by researcher. Principals and experts were in scale development process. The scale was made of 47 subscale questions. This study was done to scrutinize school size perceptions of principals and deputy principals who worked in primary and secondary schools in Istanbul. Variables of the study were school size, principle's experience and education level. Furthermore the relationship between the size of schools and these variables was scrutinized. Questionnaires which were replied by 361 principles and deputy principles were satisfactory. Results were gotten from material analysis and internal coherence. Results were taken by implementing scale on SPSS package program which uses one way variant analysis (ANOVA) and t test techniques. The findings showed a meaningful difference between school size and variables of experience in post at the end of this research. A meaningful relationship was found between the size of the schools and experience in post

Obezitede karar verme: Tek başına ve grup içinde bir fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme çalışması

GİRİŞ: Obezite, tüm dünyada toplumun tüm yaş ve sosyal gruplarında hızla artış göstermekte olan, birçok morbiditeye ve mortaliteye yol açabilen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Obezite etiyolojisinde tıbbi ve metabolik hastalıklar, ilaç kullanımı, ruhsal hastalıklar ve yanlış yeme davranışları sayılabilir. Obezite tedavisinde son yıllarda grup tedavileri ön plana çıkmakta, kişilerin grup tedavileriyle hem kilo verme hem de verilen kiloyu daha uzun süre koruyabilme açısından bireysel tedavilere göre daha başarılı oldukları bildirilmektedir. AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, obez bireylerin tek başlarına ve grup içinde karar verme süreçleri ile bu süreçlerin nöral izdüşümlerini incelemektir. HİPOTEZ: Obez bireylerin tek başlarına karar verme süreçleri ile grup içinde karar verme süreçleri arasında farklılık olup, grup içinde daha avantajlı kararlar verme eğilimindedirler. Obez bireylerin grup içerisinde karar verme süreçlerinde frontal korteks (vmPFK, OFK) ve ilişkili striatal ve limbik alanlarda aktivasyon farklılıkları olacaktır. YÖNTEM: Çalışmaya 22 obez 22 normal kilolu katılımcı alınmıştır. Katılımcıların yeme davranışları, duygu düzenleme becerileri ve ruhsal özellikleri çeşitli ölçeklerle değerlendirilmiştir. Karar verme süreçlerinin incelenmesi için Iowa Gambling Task (IGT) uygulanmış, eş zamanlı fonksyionel manyetik resonans görüntüleme işlemi ile karar verme esnasındaki beyin aktivasyonları incelenmiştir. İstatistiksel analizler Ki kare, Mann Whitney U, Karışık ölçümler için iki fakötürlü ANOVA ve Spearman korelasyon testleri ile yapılmıştır. BULGULAR: Obezite grubunun normal kilolu kişilere göre duygusal yeme davranışının daha fazla olduğu saptanmıştır. IGT net skorlarında her iki grup arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Obez kişilerin karar verme esnasında normal kilolu kişilere göre insula, singulat korteks, kaudat, parahipokampal girus, amigdala, inferior parietal lobül, temporapolar alan ve frontal korteks, bölgelerinde aktivasyon azalması saptanmıştır. SONUÇ: Obez bireylerin duygu işlemleme, bellek, zihin kuramı, ödül değerinin anlamlanması ile ilişkili beyin bölgelerinin aktivasyonlarında farkların görülmesi obezitede karar verme sistemlerinin normal kilolu kişilerden farklı işlediğini ortaya koymaktadır. Grup performansında saptanan beyindeki değişikliklerinin obezite tedavisinin bireysel ve gruba yönelik şekillendirilip geliştirilebilmesi için fayda sağlayacağı düşünülmektedir.INTRODUCTION: Obesity is an important and widespread public health problem that can cause number of morbitities and mortility. Etiology can be listed such as medical or metabolic disorders, side effects of various medications, mental disorders or abnomal eating attitudes. Recently, group treatments are becoming more highlighted in obesity treatment. The better out comes of group treatments than individual treatments such as more decrease in body weight and drop-out rates are promising. AIM: The aim of this study is to investigate the decision‐making process and predis position to social interaction of obese people and obtain data about the neuralcorrelates of the seprocesses. HYPOTHESIS: Obese people wouldmake more disadvantageous decisions compared to normal-weighted ones when they act individually. However, obese would establish advantageous decision‐making strategies when they are a part of a group, via social interactions and conformity. Activation changes in different regions of the brain is also expected. METHOD: 22obeseand22normal-weighted subjects were included. Eating attitudes, emotion regulation strategies and psychological feature Were assessed byself‐report questionnaires. Iowa Gambling Task (IGT) was performed for the evaluation of decision‐making strategies. At the same time, functional magnetic resonance imaging was performed for the investigation of brain activity changes. Statistical analyses were done by chi‐square, Mann Whitney U, Two‐way ANOVA for mixed samples and Spearman correlationtests. RESULTS: Emotional eating was prominent in theobese group. IGT net scores were not statistically different among the groups. Obese subjects showed hypoactivation in insula, cingulate cortex, caudate, Parahippocampal gyrus, amygdala, interior parietal lobule, temporapolar region and frontal cortex; while decision‐making. CONCLUSION: Hypoactivation in the brain regions associated with emotion processing, memory, theory of mind and reward valuation in obese subjects the reveal difference in decision‐making strategies; compared to normal‐weighted subjects. The differences found while group performance would be helpful İn order to modify individual and group treatment approaches for against obesity

Comprehensive Cross-Sectional Evaluation of Human Sandfly-Borne Phlebovirus Exposure in an Endemic Region

Sandfly-borne phleboviruses are endemic in countries around the Mediterranean Basin and pose a significant health threat for populations, with symptoms spanning from febrile diseases to central nervous system involvement. We carried out a comprehensive cross-sectional screening via microneutralization (MN) assays for a quantitative assessment of neutralizing antibodies (NAs) to seven phleboviruses representing three distinct serocomplexes, using samples previously screened via immunofluorescence assays (IFAs) in Turkey, an endemic region with various phleboviruses in circulation. We detected NAs to three phleboviruses: Toscana virus (TOSV), sandfly fever Naples virus (SFNV), and sandfly fever Sicilian virus (SFSV), while assays utilizing Adana virus, Punique virus, Massilia virus, and Zerdali virus remained negative. The most frequently observed virus exposure was due to TOSV, with a total prevalence of 22.6%, followed by SFNV (15.3%) and SFSV (12.1%). For each virus, IFA reactivity was significantly associated with NA detection, and further correlated with NA titers. TOSV and SFSV seroreactivities were co-detected, suggesting exposure to multiple pathogenic viruses presumably due to shared sandfly vectors. In 9.6% of the samples, multiple virus exposure was documented. In conclusion, our findings demonstrate widespread exposure to distinct pathogenic phleboviruses, for which diagnostic testing and serological screening efforts should be directed