6 research outputs found

    Öğretmen adaylarının algılanan ebeveyn tutumları ile yakın ilişki yaşantıları arasındaki ilişkinin incelenmesi

    Get PDF
    The study aimed to analyze whether there is a significant relationship between perceived parental attitudes and experiences in close relationships of the individuals in the emerging adulthood period. The study group of this research, which is in the relational screening model, consisted of 272 teacher candidates attending the first, second, third and fourth grades of different departments in the Faculty of Education at a foundation university in Istanbul in the 2018-2019 academic year. Of the students in the study group, 144 (53%) are female and 128 (47%) are male. The study group who participated in the study was formed by using the appropriate sampling method out of the non-random sampling methods. In the collection of the data of the study, Experiences in Close Relationships Inventory adapted to Turkish by Sümer (2006) and Perceived Parental Attitudes Scale adapted to Turkish by Dirik, Yorulmaz, and Karancı (2015) were used. The correlations between the variables studied were calculated by the Pearson Moments Multiplication Correlation coefficient. As a result of the research, a positive and high-level significant relationship was determined between rejecting maternal attitudes and rejecting paternal attitudes regarding perceived paternal attitudes (r=.736, p<.01). Rejecting maternal attitudes showed a positive and low-level significant relationship with the anxiety subscale of the close relationships scale (r=.181, p<.01). Rejecting father attitudes of the perceived parental attitudes showed a positive and low-level significant relationship with the anxiety subscale of the close relationships scale (r=.174, p<.05). The findings obtained were discussed in line with the literature and recommendations were made.Bu araştırmanın amacı, beliren yetişkinlik dönemindeki bireylerin algılanan ebeveyn tutumları ile yakın ilişki yaşantıları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını incelemektir. İlişkisel tarama modelinde olan bu araştırmanın çalışma grubunu, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında İstanbul’da bir vakıf üniversitesinin eğitim fakültesinde farklı bölümlerin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıfa devam eden toplam 272 öğretmen adayı oluşturmuştur. Çalışma grubunu oluşturan öğrencilerin 1442’ü (%53) kadın 128’i (%47) erkektir. Araştırmanın çalışma grubu oluşturulurken seçkisiz olmayan örnekleme yöntemlerinden olan uygun örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Araştırmada veri toplama amacı ile Sümer (2006) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri ve Dirik, Yorulmaz ve Karancı (2015) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Algılanan Ebeveyn Tutumları Ölçeği kullanılmıştır. Ele alınan değişkenler arasındaki ilişkiler Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon katsayısı ile hesaplanmıştır. Araştırmanın sonucunda, algılanan ebeveyn tutumlarından reddedici anne tutumları, reddedici baba tutumları arasında yüksek düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki (r=.736, p<.01) olduğu belirlenmiştir. Reddedici anne tutumları ile yakın ilişkiler ölçeğinin kaygı alt boyutu arasında pozitif yönlü, düşük düzeyde anlamlı bir ilişki (r=.181, p<.01) olduğu belirlenmiştir. Algılanan ebeveyn tutumlarından reddedici baba tutumları ile yakın ilişkiler ölçeğinin kaygı alt boyutu arasında pozitif yönlü, düşük düzeyde anlamlı bir ilişki (r=.174, p<.05) olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bulgular alanyazın doğrultusunda tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur

    Partner Şiddeti Üzerine Bir Derleme ve Ergenlik Döneminde Partner Şiddetini Önleme Programının Önemi

    Get PDF
    DergiPark: 852699tredİnsanlık tarihine bakıldığında şiddetin insan yaşamının süregelen bir parçası olduğu görülmektedir. Bu olguyla yaşadığımız çağda da bireysel ve toplumsal boyutta sıklıkla yüz yüze kalınmaktadır. Şiddet olgusunun bireysel ve toplumsal dinamikleri de içeren karmaşık bir yapısı olduğu görülmekle beraber insanlık halinin kaçınılmaz bir parçası olarak kabul edilmemekte ve bunun önlenmesine dair dinsel, felsefi, yasal ve toplumsal bir çaba sarf edilmektedir. Şiddetin bir görünümü olan yakın partner şiddeti toplumsal bir sağlık sorunu olarak ele alınmaktadır. Bu çalışmada kişilerarası ilişkilerde ortaya çıkan yakın partner şiddetine açıklamaya yönelik çeşitli teorilere ve partnere yönelik şiddet uygulayan bireylerin tipolojilerine yer verilmiştir. Bu kuramsal açıklamalara dayanarak, romantik ilişkinin başlangıcı olarak ele alınabilecek olan ergenlik döneminde, yakın partner şiddeti ile mücadelede, gençlerin toplumsal normların değişmesindeki yaşamsal önemi de dikkate alınarak, ergenlik döneminde partner şiddetini önlemeye yönelik programlara yer verilmiştir. Ayrıca ülkemizde ergenlere yönelik partner şiddetini önleme programı oluşturmanın gerekliliği üzerine tartışılmıştır

    Yüksek öğrenim kredi yurtlar kurumunda barınan kız öğrencilerin yaşam anlam düzeyleri ile psikolojik dayanıklılıkları arasındaki ilişki (İstanbul örneği)

    No full text
    ÖZETBu araştırmada, Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında kalan üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıkları ile yaşamda anlam seviyeleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. İlişkisel tarama modellerinden karşılaştırma türü modeline uygun olarak düzenlenen araştırmanın örneklemi, İstanbul ili Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında kalan 455 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmada, psikolojik dayanıklılık ölçeği ve yaşamda anlam ölçeği ile araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırmada; betimsel analizler, Kruskal Wallis-H testi, bağımsız grup t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Mann Whitney U testi, Pearson Çarpım Moment Korelasyon analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler bilgisayarda “SPSS for Windows 15.0” programında çözümlenmiş, manidarlıklar minimum p<,05 düzeyinde sınanmış, diğer manidarlık düzeyleri ayrıca belirtilmiş ve bulgular araştırmanın amaçlarına uygun olarak tablolar halinde sunulmuştur.Araştırma sonunda öğrencilerin psikolojik dayanıklılıkları ile yaşamda anlam seviyeleri arasında anlamlı ve pozitif yönde bir ilişki oluğu; yaşamda anlam puanlarının sınıf ve kaç kişilik odada kalındığı değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar gösterdiği saptanmıştır. Psikolojik dayanıklılık puanlarının belirlenen değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık ortaya koymadığı görülmüştür.Anahtar kelimeler: Psikolojik dayanıklılık, yaşamda anlam, Kredi ve Yurtlar Kurumu, üniversite öğrencileri.ABSTRACTThe purpose of this research was to investigate the relationship between psychological resilience and meaning in life levels of university students who stayed at dormitories of General Directorate of Higher Education Credit and Hostels Institution. The sample of the research which was designed in the correlational survey model consisted of 455 university students staying at dormitories of Credit and Hostels Institution in İstanbul. In the research, data were collected with Psychological Resilience Scale, Meaning in Life Scale and Personal Information Form developed by the researcher. Descriptive analysis of the research was carried out with Kruskal Wallis-H test, independent samples t-test, one-way analysis of variance (ANOVA), Mann Whitney U test and Pearson product moment correlation. The data were analyzed with “SPSS for Windows 15.0” and significance was tested at minimum p<,05 level. Other significance levels were also indicated and findings were presented in tables in accordance with the purposes of the research.Results of the research demonstrated that there was a significant and positive correlation between psychological resilience and meaning in life levels of students and meaning in life scores showed significant difference according to grade and number of people staying in the same room. It was also found out that meaning in life scores did not differentiate significantly according to the determined variables. Keywords: Psychological resilience, meaning in life, Credit and Hostels Institution, university students

    Gençlerde partnere yönelik şiddet ve önlenmesi: bir karma yöntem çalışması

    No full text
    Bu araştırmanın amacı, beliren yetişkin ve ergenlerde şiddetin kaynağı, duygusal ve düşünsel süreçlerinin tespit edilmesi ile bu bilgilerden yola çıkılarak araştırmacı tarafından geliştirilmiş olan, ergenlik çağındaki bireylerde partner şiddetini önlemeye yönelik bir programın etkililiğinin sınanmasıdır. Karma araştırma desenlerinden keşfedici sıralı desen olarak planlanan bu araştırmanın ilk aşaması olan nitel aşamada yorumlayıcı fenomenolojik yöntem kullanılmıştır. Bu aşamada şiddet uygulayan ergenler ve beliren yetişkinlerle yapılan derinlemesine görüşme ile bu yaş grubunda şiddet uygulama deneyimlerini ve şiddet eyleminin oluşumuna zemin sağlayabilecek düşünce ve duygulanımları ortaya konulmuştur. Araştırmanın çalışma grubu 8 ergenlik dönemindeki birey; 7 beliren yetişkinlik dönemindeki birey olmak üzere toplam 15 bireyden oluşmaktadır. MAXQDA bilgisayar programı kullanılarak yapılan yorumlayıcı fenomenolojik analiz sonucunda 1) Benlik ve çocukluk çağı yaşantıları 2) Kadın ve erkeğe ilişkin rol ve beklentiler 3) İlişkideki değişim, 4) Partnerle ilişki ve şiddetin görünümleri, 5) Şiddet sonrası deneyimler, 6) Şiddet ve güce ilişkin algı olmak üzere altı ana tema elde edilmiştir.Nitel araştırma sonucunda elde edilen sonuçlara ve literatüre dayanılarak ergenlerde partnere yönelik şiddetin önlenmesine dair bir program geliştirilmiş ve bu program uygulanarak etkililiği sınanmıştır. Ön-test son test kontrol gruplu deneme modeline uygun şekilde hazırlanan araştırmanın çalışma grubu Marmara Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü 1. sınıfta okuyan ve 18 yaşında olan öğrencilerden oluşmaktadır. 8 oturumdan oluşan programda deney ve kontrol gruplarına ön test ve son test olarak Çiftler Arası Şiddeti Kabul Ölçeği, Erkeğin Flörtte Uyguladığı Psikolojik Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği, Erkeğin Flörtte Uyguladığı Fiziksel Flört Şiddetine Yönelik Tutum Ölçeği, Kadının Flörtte Uyguladığı Psikolojik Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği, Kadının Flörtte Uyguladığı Fiziksel Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği uygulanmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonrasında elde edilen bulgulara göre, ergenlere yönelik partner şiddetini önleme programına katılan deney grubu katılımcılarının son test puanları; kontrol grubuna oranla çiftler arası şiddet, erkeğin flörtte uyguladığı psikolojik şiddet, erkeğin flörtte uyguladığı fiziksel şiddet, kadının flörtte uyguladığı psikolojik şiddet, kadının flörtte uyguladığı fiziksel şiddet puanları arasında deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı fark vardır (p<.05). Bunun yanında nicel verilerin desteklenmesi amacıyla, her oturum içerisinde derecelendirme kullanılmış; son oturumda ise ayrıca program etkililiği ve katılımcılardaki değişimleri belirlemek üzere nitel sorular uygulanmıştır. Her oturum sonrası ise oturumu değerlendirmek ve bir sonraki oturuma yönelik ihtiyaçları belirlemek amacıyla süreç analizi yapılmıştır. Katılımcıların deneyimlerine ilişkin elde edilen nitel veriler içerik analiziyle çözümlenmiştir. Bu analizler sonrasında en sık gözlenen temalar şunlar olmuştur; kalıp yargıları aşma, şiddet türleri, sağlıklı ilişki, sağlıksız ilişki, partnere güven duyma, öfke kontrolü, iletişim kurma, şiddet davranışını durdurma.Keşfedici sıralı desen olarak kurgulanan araştırmanın birinci aşamasını oluşturan nitel aşamada partnerine şiddet uygulayan bireylerle yapılan görüşmelerde şiddetin tetikleyicisi olarak kıskançlık, güven, öfke kontrolsüzlüğü ve partnerin yaşamını kontrol etme isteği şiddetin ortaya çıkışında önemli dinamikler olarak görülmektedir. Bu dinamikler göz önüne alınarak uygulanan grup çalışmasında da katılımcıların aynı sorun alanlarına sahip olduğu ve grup oturumları sonrası yapılan nitel aşamada özellikle bu alanlarda farkındalıklarının arttığına dair geri dönütler verildiği görülmektedir. --------------------This study aims to test the effectiveness of a program that is created for the prevention of partner violence among adolescents. The program has been developed as a result of the data gathered by the researcher upon examining emotional and intellectual processes which are acknowledged as the sources of violence among adolescents and emerging adults. The first phase of this exploratory sequential mixed-method study is designed as interpretative phenomenological research. Through in-depth interviews with adolescents and emerging adults who have inflicted violence before, thoughts and emotions that can provide the basis for the experiences and formation of violence have been revealed. The study group consisted of 8 adolescents and 7 emerging adults. As a result of the analyses conducted via MAXQDA program, six main themes are reported (1) experiences of self and childhood period, (2) roles and expectations attributed to women and men, (3) changes in relationship, (4) reflections of relationship and violence, (5) post-violence experiences, (6) perceptions of violence and power. According to the findings obtained from statistical analyzes performed, the post-test scores of the participants of the experimental group who have joined the program show that there is a statistically significant difference in favor of the experimental group (p <.05) in partner violence, psychological violence inflicted by males in flirtation, physical violence inflicted by males in flirtation, psychological violence inflicted by females in flirt, and physical violence inflicted by females in flirtation.In addition, a rating was used as secondary data in each session in order to support quantitative data. In the last session, qualitative questions were also applied to determine effectiveness of the program and understand changes in participants. After each session, a process analysis was conducted to assess the session and identify needs for the next session. Qualitative data from the experiences of the participants were analyzed by content analysis. The following themes are the most common ones: overcoming stereotypes, types of violence, healthy relationship, unhealthy relationship, partner trust, anger control, communication, abandonment of violent behavior.In the first qualitative phase of this study, which is designed as exploratory sequential research, jealousy, trust, inability to control anger and the desire to control the partner's life are seen as important dynamics in the emergence of partner violence. Considering these dynamics, it is detected that the participants who are in the study group have the same problem areas. Feedback given after the group sessions displays that participants have increased their awareness in these problem areas

    Analyzing the effectiveness of a program aimed at preventing partner violence among adolescents : Analyzing the ffectiveness of a program

    No full text
    The purpose of this study was to test the effectiveness of a program aimed at preventing partner violence among adolescents. The effect of the program on perceptions and attitudes toward intimate partner violence was examined with the pretest-posttest quasi-experimental method with a control group. The study group consists of 10 volunteers at the age of 18, who had not previously participated in any group study on intimate partner violence. The program consists of eight sessions; the Acceptance of Dating Violence Scale and Attitudes Towards Dating Violence Scales were applied to the experimental and control groups as a pre-test and post-test. In addition, a rating scale and process analysis were used in each session to support quantitative data; in the last session, qualitative questions were also applied to the participants. Posttest scores of the participants in the experimental group indicated that the acceptance of dating violence decreased at all levels compared to the control group
    corecore