38 research outputs found

    Detection of reactive oxygen metabolites in malignant and adjacent normal tissues of patients with lung cancer

    Get PDF
    BACKGROUND: Different types of reactive oxygen metabolites (ROMs) are known to be involved in carcinogenesis. Several studies have emphasized the formation of ROMs in ischemic tissues and in cases of inflammation. The increased amounts of ROMs in tumor tissues can either be because of their causative effects or because they are produced by the tumor itself. Our study aimed to investigate and compare the levels of ROMs in tumor tissue and adjacent lung parenchyma obtained from patients with lung cancer. METHODS: Fifteen patients (all male, mean age 63.6 ± 9 years) with non-small cell lung cancer were enrolled in the study. All patients were smokers. Of the patients with lung cancer, twelve had epidermoid carcinoma and three had adenocarcinoma. During anatomical resection of the lung, tumor tissue and macroscopically adjacent healthy lung parenchyma (control) that was 5 cm away from the tumor were obtained. The tissues were freshly frozen and stored at −20°C. The generation of ROMs was monitored using luminol- and lucigenin-enhanced chemiluminescence (CL) techniques. RESULTS: Both luminol (specific for (.)OH, H(2)O(2), and HOCl(-)) and lucigenin (selective for O(2)(.-)) CL measurements were significantly higher in tumor tissues than in control tissues (P <0.001). Luminol and lucigenin CL measurements were 1.93 ± 0.71 and 2.5 ± 0.84 times brighter, respectively, in tumor tissues than in the adjacent parenchyma (P = 0.07). CONCLUSION: In patients with lung cancer, all ROM levels were increased in tumor tissues when compared with the adjacent lung tissue. Because the increase in lucigenin concentration, which is due to tissue ischemia, is higher than the increase in luminol, which is directly related to the presence and severity of inflammation, ischemia may be more important than inflammation for tumor development in patients with lung cancer

    Case Report: Uniportal Video Assisted Thoracoscopic Excision of a Giant Thymic Cyst Mimicking a Pericardial Cyst

    Get PDF
    Most of the mediastinal cysts are benign but still needs surgical excision for a definitive diagnosis and to prevent compressive symptoms. Radiological examination itself may sometimes have limited diagnostic value. A pericardial cyst is always a benign lesion and does not need an excision unless it reaches to an extreme size while a thymic cyst should be excised when diagnosed since it may rarely show malignant degeneration. Here we present an extreme sized thymic cyst radiologically mimicking a pericardial cyst

    Bağ Yetiştiriciliğinde Organik ve Konvansiyonel Tarım Uygulamalarının Verim, Kalite ve Toprak Özellikleri Üzerine Etkileri

    Get PDF
    Bağ tarımı yapılan alanlarda konvansiyonel ve organik tarım sistemlerini karşılaştırmak ve bu iki farklı sistemin, toprağın fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik dinamiği, meyve verimindeki değişimi, yaprakların makro, mikro element kapsamları ve katkı kalıntının etkisini belirlemek amacıyla yapılmış bir çalışmadır. 2000-2008 yılları arasında tesadüf parselleri deneme deseninde, 9 yıl olarak, Manisa İlinin Salihli ilçesinin Poyrazdamları köyünde yürütülmüştür. Organik parsellere toprak analiz sonuçları değerlendirilerek bitki besleme materyali olarak organik sertifikalı gübre, yeşil gübre ve bağ budama artıkları kullanılmıştır. Konvansiyonel parsellere ise %21’lik amonyum sülfat ile %26’lık amonyum nitrat, fosforlu gübre olarak %43’lük triple süper fosfat ve potasyumlu gübre olarak %48-52’lik potasyum sülfat uygulanmıştır. Organik parsellerde bitki koruma materyali olarak Organik Tarım Kanununda izin verilen preparatlar, konvansiyonel parsellere ise üründe ruhsatlı olan sentetik preparatlar kullanılmıştır.9 yılın toprak analiz sonuçları değerlendirildiğinde su ile doymuşluk, tuz ve kireç değerlerinde her iki sistemde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Konvansiyonel parsellerde fosfor miktarı artmış, PH düşmüştür. Organik madde miktarı konvansiyonel alanlarda fazla çıksa da mikrobiyal aktivite organik parsellerde fazla olduğu için bu parsellerdeki fazla azot kullanımından kaynaklı bir düşüklük olduğu saptanmıştır. Toprakların mikroelement içerikleri açısında her iki sistemde de Fe, Cu ve Mn değerlerinde bir eksiklik söz konusu olmamıştır. Zn değerleri her iki sistemde de ilk yıllarda düşük iken son yıllara doğru yükselmeye başlamıştır. Toprağın fiziksel özelliklerinden hacim ağırlık değerlerinin düşük çıkması istenen bir özellik olup, her iki sistemde de azalış söz konusu iken organik parsellerde bu düşüş daha fazla olmuştur. Bağ yapraklarında N, P, Cu, Mn ve Zn mikro elementlerinde iki sistem arasında istatistikî anlamda bir fark çıkmamıştır. K, Ca, Mg ve Fe de her iki sistem arasında istatistiksel anlamda bir fark bulunmuştur. N,P, K, Mg, Fe, Cu ve Mn mikro elementleri açısndan organik ve konvansiyonel sistemde beslenme problemi olmadığı görülmüştür. Ca ve Zn açısından alt sınırsa kaldığı için yeterince beslenememiştir. Toprakdaki alınabilir Zn düşüklüğü yapraklardaki değerlere de yansımıştır. Yaş ve kuru üzüm verim değerleri konvansiyonel parsellerse daha yüksek bulurken, Organik parsellerden elde edilen yaş ve kuru üzüm verimleri bölgeden elde edilen verim ortalamaları ile benzerlik göstermektedir. Kalite kriterlerinden istatistikî açıdan Ph ve suda çözünür kuru madde önemsiz bulunurken, kuru üzümde yüz dane ağırlığı, randıman ve tip puanı önemli bulunmuştur. Mikrobiyolojik aktiviteler ve enzim değerleri organik parsellerde daha yüksek bulunmuştur. Organik parsellerde 0-20 cm derinliğinde daha fazla aktivite ve enzim olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada 3 farklı yılda bulaşıklık tespit edilmiştir. Sonuç olarak organik yetiştiricilikte ülkemiz şartlarında da kalıntılara rastlanılabilmekle birlikte bu kalıntıların konvansiyonel denemelerde tespit edilen kalıntı değerlerinin altında kalması olumlu bir durum gibi gözükse de, organik yetiştiricilikte sertifikasyon ve teftiş işlemlerinde daha hassas davranılması gereği ortaya çıkmaktadır

    Pamuk Yetiştiriciliğinde Organik ve Konvansiyonel Tarım Uygulamalarının Verim, Kalite ve Toprak Özellikleri Üzerine Etkileri

    Get PDF
    Konvansiyonel ve organik tarım sistemlerini karşılaştırmak ve bu iki farklı sistemin, toprağın fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik dinamiği, lif kalitesi, verimdeki değişimi, yaprakların makro, mikro element kapsamları ve katkı kalıntının etkisini belirlemek amacıyla yapılmış bir çalışmadır. 2002-2008 yılları arasında 7 yıl süre ile Menemen’de pamuk+pamuk+buğday münavebe sisteminde yürütülmüştür. Organik parsellere toprak analiz sonuçları değerlendirilerek bitki besleme materyali olarak organik sertifikalı gübre, yeşil gübre kullanılmıştır. Konvansiyonel parsellere ise %21’lik amonyum sülfat ile %26’lık amonyum nitrat, fosforlu gübre olarak %43’lük triple süper fosfat ve potasyumlu gübre olarak %48-52’lik potasyum sülfat uygulanmıştır. Organik parsellerde bitki koruma materyali olarak Organik Tarım Kanununda izin verilen preparatlar, konvansiyonel parsellere ise üründe ruhsatlı olan sentetik preparatlar kullanılmıştır. 7 yılın toprak analiz sonuçları değerlendirildiğinde su ile doymuşluk, kireç, tuz, pH ve potasyum değerlerinde her iki sistemde de bir farklılık göstermemiştir. Fosfor değerleri konvansiyonel tarımda bir artmış, organik madde konvansiyonel tarım sisteminde daha yüksek gibi görünse de mikrobiyolojik aktivite ve enzim faaliyetleri organik parsellerde daha fazla faaliyet gösterdiği için bu sonuç elde edilmiştir. Topraktaki mikroelementlerde F ve Cu değe her iki sistemde değişmemiştir Mn her iki sistemde artışmış, Zn değerleri ise her iki sistem çok yeterli olmadığı saptanmıştır. Hacim ağırlık değerleri organik tarım lehine çıkmıştır. Stürüktür stabilite indeksi her iki sistem arasında istatistikî anlamda organik tarım lehine önemli bulunmuştur. Pamukta yapraklarında bulunan N,K,Ca, Cu, Mn, ve Zn mikroelementlerinde iki sistem arasında fark çıkmış, P,Mg ve Fe istatistiki anlamda bir fark çıkamıştır. Her iki sistemden elde edilen kütlü verimleri karşılaştırıldığında organik ve konvansiyonel tarım sistemleri arasındaki verim farkı istatistikî olarak önemsiz bulunmuştur. Organik ve konvansiyonel sisteme ait kalite kriterlerinden lif uzunluğu, uniformite indeksi, kısa lif indeksi, lif kopma dayanıklılığı, lif kopma uzaması ve lif olgunluğu değerleri arasındaki farklılıklar istatistikî olarak önemsiz bulunurken, lif inceliği ve çırçır randımanı değerleri arasındaki farklılıklar önemli bulunmuştur. Münavebe bitkisi buğday da verim değerleri istatistikî anlamda konvansiyonele tarım lehine çıkmış, ancak kalite kriterlerinden bin dane ağırlığı organik lehine istatistiki anlamda farklı çıkmıştır. Hektolitre ağırlında ise sistemler arasında fark önemsiz bulunmuştur. Mikrobiyolojik aktiviteler ve enzimler organik tarım alanlarda her iki derinlikte (0-20ve 20-40cm) de daha yüksek değerlere sahiptir. Kalıntı analizlerinde organik parsellere çevresel bulaşmaya rastlanmamıştır. Konvansiyonel parsellerde sadece bir yıl kalıntıya rastlanmış ve limit değerlerinin altında saptanmıştır

    An alternative approach to wound healing field; New composite films from natural polymers for Mupirocin dermal delivery

    Get PDF
    In this study, novel adhesive films were prepared for Mupirocin dermal delivery. Natural polymers as chitosan, sodium alginate and carbopol were used for films development to evaluate possible interactions and drug release properties. Solvent evaporation method was used for films preparation. Preliminary studies involved FT-IR spectroscopy and Scanning Electron Microscopy to specify interactions and morphology. Thickness, tensile strength and water uptake in phosphate buffer saline were evaluated whereas in vitro release studies were also performed. In vitro drug release studies demonstrated that mupirocin release was improved. Ex vivo bioadhesion and permeation studies using Balb-c mice were performed to check the suitability of the films. Antimicrobial ability was evaluated by agar well diffusion tests. Finally, excisional wound model applied to test the wound healing effect and evaluated macroscopic and histopathologically. One formulation was found more effective compared to the market product for wound healing at Balb-c mice

    Thermal stress analysis in ZrO2 insulation coatings on Cr-Ni substrates during cooling process

    No full text
    In this study, thermal stresses analysis of ZrO2 insulation coatings on Cr-Ni substrate during the cooling process was investigated. A transient thermal analysis was performed using finite element method (FEM) via ANSYS software. The temperature versus the time curve obtained from FEM solution was controlled with the temperaturetime diagram measured by a thermocouple. The results obtained from the numerical calculations were improved by the experimental measurement. Additionally, residual stresses were calculated by FEM solutions and they were compared in different points. The compressive and tensile stresses occurred in ZrO2 coating and Cr-Ni substrate owing to the different thermal expansion coefficients in each material, respectively. © Association for Scientific Research

    Thermal Stress Analysis in ZrO2 Insulation Coatings on Cr-Ni Substrates during Cooling Process

    No full text
    In this study, thermal stresses analysis of ZrO2 insulation coatings on Cr-Ni substrate during the cooling process was investigated. A transient thermal analysis was performed using finite element method (FEM) via ANSYS software. The temperature versus the time curve obtained from FEM solution was controlled with the temperaturetime diagram measured by a thermocouple. The results obtained from the numerical calculations were improved by the experimental measurement. Additionally, residual stresses were calculated by FEM solutions and they were compared in different points. The compressive and tensile stresses occurred in ZrO2 coating and Cr-Ni substrate owing to the different thermal expansion coefficients in each material, respectively

    Sequential right upper sleeve lobectomy and left pneumonectomy for bilateral synchronous lung cancer

    No full text
    WOS: 000265573300039PubMed ID: 19216087Bilateral pulmonary resections can be performed in patients with synchronous non-small cell lung cancers. However, pneumonectomy and lobectomy in the same patient is still an arguable approach. We report a successful sequential right upper sleeve lobectomy and left pneumonectomy performed in a 47-year-old mate patient who had bilateral synchronous primary lung cancer. (C) 2008 European Association for Cardio-Thoracic Surgery. Published by Elsevier B.V. All rights reserved
    corecore