36 research outputs found
Hemiplejik serebral palsili çocukların üst ekstremitelerinin sağlam tarafı da gelişim geriliği gösterir
Amaç: Çalışmamızda çocuklarda hemiplejik serebral palsi’nin HSP neden olduğu üst ekstremite gelişim geriliğinin antropometrik yöntemlerle incelenmesi amaçlandı. Gereç ve yöntem: Çalışmamızda Etik Kurul onayı alınarak 5-12 yaşlarındaki 32 HSP’li çocuk ile 40 normal çocuğun üst ekstremiteleri antropometrik set ile ölçülerek karşılaştırıldı. Bulgular: HSP’li çocukların sağlam taraf omuz eklemi, kol, dirsek eklemi, ön kol ve el bilek eklemi çevresi; üst ekstremite, kol, ön kol, el ve el ayası uzunluğu; dirsek eklemi, el bilek eklemi ve el genişliği değerleri HSP’li çocukların plejik tarafına göre anlamlı derecede fazlaydı. Normal çocukların omuz eklemi, kol, dirsek eklemi, ön kol ve el bilek eklemi çevresi; üst ekstremite, kol, ön kol, el ve el ayası uzunluğu; dirsek eklemi, el bilek eklemi ve el genişliği değerleri HSP’li çocukların plejik taraf ölçümlerine göre anlamlı derecede yüksekti. Normal çocukların dirsek eklemi ve ön kol çevresi; el ve el ayası uzunluğu; dirsek eklemi, el bilek eklemi ve el metakarpallerden genişliği değerleri HSP’li çocukların sağlam tarafına göre anlamlı derecede yüksekti. Sonuç: Antropometrik ölçümler HSP’li çocukların plejik taraf üst ekstremitelerinin sağlam tarafa göre, normal çocuklarla karşılaştırdığımızda ise hem plejik hem de sağlam taraflarının daha az geliştiğini göstermektedir. HSP’li çocukların az gelişmiş plejik taraflarını kullanamamaları günlük yaşam aktivitelerini de kısıtlayarak sağlam tarafta da kas ve kemik gelişim geriliğine sebep olmaktadır. Erken teşhis ve rehabilitasyon ile bu fark azaltılabili
Aorta abdominalis ve dallari: Otopsi olgularında morfometri ve varyasyonları]
Aim: Knowing the morphology of abdominal aorta (AA) and its branches are important as regards to diagnosis and surgical treatment. The aims of this study were to a) make morphometric measurements of AA and its branches, b) to investigate sites of the origins of the branches and their relationships and variations, and c) to compare the results with literature.Method: Ninety-five AA which had been removed in autopsies were measured with caliper morphometrically to determine diameters of branches and distances between branches. Possible variation of the vessels were investigated and photographed.Result: It was found that diameters of celiac trunk (CT), superior mesenteric artery (SMA) and inferior mesenteric artery (IMA) were 6.43±1.59 mm, 7.38±1.67 mm and 3.61±0.72 mm respectively. The distances between CT and aortic bifurcation (AB), CT and SMA, SMA and IMA, IMA and AB were 107.21±11.46 mm, 14.34±2.67 mm, 57.76±8.04 mm, 35.20±7.41 mm respectively. Numerous variations were observed during the study. These variations involved inferior phrenic artery (single trunk arising from CT, 4.2%), renal artery-RA (duplicated right RA 9.5%, duplicated left RA 4.2%, bilaterally duplicated 3.1%, %16.8 total multiple RA), gonadal arteries-GA (single GA, 1%), lumbar arteries-LA (3 pairs of LA 11.5%, 3rd or 4th LA arising as single trunk 3.1%) and median sacral artery (agenesis 2.1%). Conclusion: Knowledge of morphology of AA and its branches is important in regards to the diagnosis, surgical treatment and endovascular interventions of these vessels. We think our study will contribute to the medical education and clinical medicine in our country
Farklı yük ve sıkıştırma oranları altında hidrojen ile zenginleştirilmiş benzinli motorda farklı tip ateşleme bujilerinin motor performans ve emisyon değerlerine etkisi.
TEZ11133Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2018.Kaynakça (s. 73-80) var.xvi, 81 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm.Bu çalışmada, kıvılcım ateşlemeli değişken sıkıştırma oranlı bir motorun farklı bujilerle ve hidrojen zenginleştirmesiyle performans ve emisyon parametreleri incelenmiştir. Deneyler, dört zamanlı, tek silindirli, sıkıştırma oranı değiştirilebilir (VCR) bir motorda yapılmıştır. Deneyler süresince, 8.5:1 ve 10:1 olarak iki farklı sıkıştırma oranında (CR), %50 kısmi gaz yükü uygulanılmıştır. Ayrıca farklı buji ve hidrojen kullanımın farklı motor yüklerinde etkilerini değerlendirmek için 8 Nm, 13 Nm ve 17 Nm motor yükleri kullanılmıştır. Bakır, iridyum ve platinyum bujiler her bir deney durumu için test edilmiştir. Bunun yanı sıra, VCR motorunun yanmasını geliştirmek için emme manifoldundan 0, 2 ve 4 l/dk akış oranlarında hidrojen eklenmiştir. Bu çalışmayla, efektif güç (BP), özgül yakıt tüketimi (BSFC), karbon monoksit (CO), karbon dioksit (CO2), azot oksit (NOx) ve yanmamış hidrokarbon (UHC) değerleri belirlenmiştir. Test sonuçlarına göre, iridyum ve platinyum buji kullanımı, hidrojen ilavesi ve yüksek sıkıştırma oranı BP ve BSFC değerlerini iyileştirmiş ve motor daha düşük CO ve UHC vermiştir. Bunumla birlikte, geliştirilen yanma ile daha yüksek CO2 ve artan silindir içi sıcaklığın dolayısıyla da daha fazla NOx gazları salınmıştır. Bu değişimler, platinyum buji kullanımında iridyum bujiye kıyasla daha belirgin olmuştur. Ayrıca, buji değişimi, hidrojen ilavesi ve yüksek sıkıştırma oranının, BP BSFC ve CO değerlerini iyileştirmedeki etkileri yüksek motor yüklerinde daha az gerçekleşmiştir.In this study, performance and emission parameters of a variable compression spark ignited engine was investigated with different spark plugs and hydrogen enrichment. The tests were carried out with a four stroke, single cylinder, naturally aspirated, variable compression ratio (VCR) engine. Two different compression ratios (CR) of 8.5:1 and 10:1 under %50 part throttle condition were implemented throughout the experiments. Moreover, engine loads of 8 Nm, 13 Nm and 17 Nm were applied to evaluate effects of different spark plugs and hydrogen usage at different engine loads. Copper, iridium and platinum spark plugs were tested for each experiment condition. In addition, hydrogen was added through the intake manifold with flow rates of 0, 2 and 4 lit/min to enhance combustion of VCR engine. Brake power (BP), brake specific fuel consumption (BSFC), carbon monoxide (CO), carbon dioxide (CO2) nitric oxides (NOx) and unburned hydrocarbons (UHC) values were determined with this study. According to test results, iridium and platinum spark plug usage, hydrogen addition and higher compression ratio improved BP and BSFC values and the engine emitted lower CO and UHC. However, higher CO2 emitted because of increased completeness of the combustion and NOx gases have risen due to increment in-cylinder temperatures. These variances occurred more obvious with platinum spark plug usage comparing to iridium spark plug. In addition, effects of spark plug alteration, hydrogen addition and higher CR on enhancements of BP, BSFC and CO were comparatively lower at higher engine loads
Gözenekleri Mikro-Organojel Yüklü Ve Mekanik Özellikleri Sıcaklık İle Değişebilen Akıllı Fibroin Kriyojelleri
Doğal bir polimer olan fibroin, ipek ve örümcek ağı gibi biyolojik liflerin yapısında bulunan bir proteindir.Fibroin, üstün biyouyumluluk ve biyobozunurluk özelliklerinin yanı sıra olağanüstü mekanik özellikleresahip olması sebebiyle birçok biyolojik ve cerrahi uygulamada kullanılmaktadır [1]. Örneğin makrogözeneklifibroin kriyojelleri, MPa mertebesindeki mekanik özellikleri ve ayarlanabilir gözenek morfolojisiyle bu tarzuygulamalar için en uygun fibroin esaslı biyomalzemelerden birisidir [2,3]. Sulu fibroin çözeltisinin sıfırınaltındaki sıcaklıklara maruz bırakılması ile üretilen bu kriyojeller, her ne kadar mekanik olarak üstünözelliklere sahip olsalar da şekil hafıza ve dışarıdan gelen uyarılara göre değişebilen mekanik özellikler gibiakıllı özelliklere sahip değildirler. Bu çalışmada, literatürde ilk defa, fibroin kriyojellerinin gözeneklerinekriyojele akıllı malzeme özellikleri kazandıracak mikro-organojeller yüklenmiş ve böylece ortam sıcaklığınabağlı olarak sert ve yumuşak olabilen fibroin kriyojeli esaslı akıllı malzemeler üretilmiştir.Farklı fibroin konsantrasyonlarında sentezlenen kriyojeller, ilk olarak dondurmalı-kurutucu ile kurutularakgözenekler içerisindeki su uzaklaştırılmış ve böylece kuru durumda bir kriyojel iskeleti elde edilmiştir.Ardından kuru durumdaki kriyojeller, AIBN başlatıcısı içeren akrilik asit (AAc)-oktadesil akrilat (ODA)monomerlerinin etanoldeki çözeltisine daldırılarak bu çözeltinin kriyojel gözeneklerine dolması sağlanmıştır.Gözenekleri AAc-ODA monomerleri ile dolan fibroin kriyojelleri, son olarak 50 °C’ye maruz bırakılmış,böylece AAc ve ODA’nın polimerleşip fiziksel çapraz bağlanması ile gözenekler içinde mikro-organojelfazı yaratılmıştır. Mikro-organojel yüklü fibroin kriyojelleri, çalışma kapsamında organo-hidrokriyojel(OHK) olarak adlandırılmıştır. OHK’ler başlangıç haline göre, yani gözenekleri boş olan bir kriyojele göremekanik özelliklerinin dramatik bir şekilde iyileşmesinin yanında, ortam sıcaklığına bağlı değişen mekanikve viskoelastik özellikler ile şekil hafıza özelliğine de sahip olmuştur. Örneğin, 25 °C’deki bir OHK’nınelastik modülünde 65 °C’ye ısıtma ile yaklaşık on katlık bir düşüş olmaktadır. Ayrıca bu sıcaklıkta malzemekolayca geçici bir şekle sokularak sıcaklığın düşürülmesi ile bu şekli sabitleyebilmektedir. Sıcaklığıntekrardan arttırılması ile malzeme tekrardan eski şeklini geri kazanmaktadır. Tüm bu akıllı özellikler, kriyojelgözenekleri içerisindeki poli(ODA)’nın oktadesil yan zincirlerinin tersinir olarak eriyip kristallenmesi ilegerçekleşmektedir.Referanslar[1.] Vepari, Charu, & David L. Kaplan. Prog. Polym. Sci., 32.8-9 (2007): 991-1007.[2.] Yetiskin, Berkant, Caner Akinci, & Oguz Okay., Polymer., 128 (2017): 47-56.[3.] Yetiskin, Berkant, & Oguz Okay. Int. J Biol. Macromol. 122 (2019): 1279-1289.Anahtar Kelimeler: Hidrojel, Kriyojel, Akıllı Polimerik Malzemeler, Fibroin, Organoje
Sığ suda yan yana silindirler arasına akışa dik yerleştirilen plakaların akış özelliklerine etkisi
Bu
çalışmada yan yana iki silindir arasına akış doğrultusuna dik yönde
yerleştirilen plakaların silindirler arkasındaki akış bölgesine etkisi deneysel
olarak Parçacık Görüntülü Hız Ölçümü (PIV) yöntemi ile incelenmiştir. Akrilik
malzemeden üretilen dairesel silindirlerin çapı D=40 mm’dir. Deneyler süresince hw=20
mm derinliğindeki sığ su akışında akış
görüntüleri
hl=10 mm yükseklikten alınmıştır. Suyun akış hızı U∞ =125 mm/sn
ve silindirlerin çapına bağlı Reynolds sayısı
ReD=5000’dir.
Yükseklikleri 2 mm artımla
H=2 mm ile 10mm arasında değişen beş farklı plaka
daimi olmayan akışı kontrol etmek için kullanılmıştır. Bütün durumlarda açıklık
oranı G/D=1.25
olarak sabit tutulmuştur. Deneysel olarak elde
edilen verilerin bilgisayarda işlenmesiyle, boyutsuz Türbülans Kinetik Enerji
değerleri ve ortalama hız vektörleri elde edilmiştir. Sonuç olarak, plaka
kullanımı akış kontrolündeki etkinliğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
H=6 mm plaka yüksekliğinden sonra TKE değerlerinde
dikkate değer bir azalma gözlenmektedir. Akış kontrolünün sağlandığı en etkili
plaka yüksekliği ise H=10
mm olarak görülmektedir
The Assessment of the Trunk Anthropometric Measurements in the Children with Hemiplegic Cerebral Palsy
Amaç Çalışmamızda hemiplejik serebral palsili (HSP) çocuklarda beslenme ve solunum kapasitesi hakkında bilgi veren gövde antropometrik ölçümlerinin incelenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem Çalışmamız-da 5-12 yaş grubundan 32 HSP’li çocuk ile 40 normal çocuğun gövde antropometrik ölçümleri yapıldı. Bulgular HSP’li çocukların kilo, boy uzunluğu, vücut kitle indeksi (VKİ), kulaç uzunluğu, omuz çevresi, göğüs (aksilla) çevresi, bel çevresi, abdomen çevresi, kalça çevresi, toraks genişliği, toraks derinliği, omuz genişliği, biakromial genişlik, biiliak genişlik ve bitrokanterik genişlik değerlerinin normal çocuklara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük olduğu gözlendi. Göğüs (ksifoid ve subkostal) çevresi değerlerinde ise HSP’li çocuklar ile normal çocuklar arasında anlamlı bir fark gözlenmedi. HSP’li çocuklarda beslenme ve solunum kapasitesi hakkında bilgi veren gövde antropometrik ölçümleri normal çocuklara göre daha düşük değere sahiptir. Sonuç HSP’li çocuklar ortaya çıkan fonksiyonel yetersizlik sonucu yaşıtlarına oranla geri kalmakta ve yaşam kaliteleri düşmektedir.Aim In our study, it was aimed to investigate the trunk anthropometric measurements that provide information about nutrition and respiratory capacity in children with hemiplegic cerebral palsy (HCP). Material and Methods In our study, trunk anthropometric measurements of 32 children with HCP in the age group 5-12 years and 40 normal children in the same age group were performed. Results Weight, length, body mass index (BMI), overarm length, shoulder circumference, chest (axilla) circumference, waist circumference, abdomen circumference, hip circumference, thorax width, thorax depth, shoulder width, biacromial width, biiliac width, and bitrochanteric width values of the children with HCP were significantly lower than those of normal children. Nevertheless, the chest (xiphoid and subcostal) circumference values of the children with HCP were not significantly different from those of normal children. The trunk anthropometric measurements that provides information about nutrition and respiratory capacity in children with HCP have lower values than normal children. Conclusion Growth retardation is observed in children with HCP when compared with the same age group because of functional insufficiency and their life quality decreases
Gait problem can be quickly overcome by the good assessment of the lower extremity development in the children with hemiplegic cerebral palsy
Amaç: Çalışmamızda hemiplejik serebral palsili (HSP) çocuklarda alt ekstremite gelişiminin antropometrik ölçümler kullanılarak incelenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 5-12 yaş grubundan 32 HSP’li çocuk ile yine aynı yaş grubundan 40 normal çocuğun alt ekstremitelerinin antropometrik ölçümleri yapıldı. Bulgular: HSP’li çocukların plejik taraf alt ekstremite çevre, uzunluk ve çap değerlerinin çoğu HSP’li çocukların sağlam taraf alt ekstremite değerlerine göre önemli derecede düşüktü. Bununla beraber, HSP’li çocukların hem plejik taraf hem de sağlam taraf alt ekstremitelerinin tüm çevre, uzunluk ve çap değerleri normal çocukların alt ekstremite değerlerine göre önemli derecede düşüktü. Sonuç: Fonksiyonel kısıtlılık sonucu HSP'li çocukların hem plejik taraf hem de sağlam taraf alt ekstremite kas ve kemik gelişiminin normal çocuklara göre geri kaldığı görüldü. Yürümenin sağlanması için plejik tarafın rehabilitasyonunun yanında sağlam tarafa da egzersizlerin uygulanması bu süreci kısaltabilir.Objective: In this study, our aim was to investigate the development of the lower extremity by using anthropometric measurements in the children with hemiplegic cerebral palsy (HCP). Material and Method: In our study, lower extremities of 32 children with HCP in the age group 5-12 years and 40 normal children in the same age group were measured anthropometrically. Results: Most of the values for the circumference, length and width of the plegic side of the lower extremity of the children with HCP were signifi- cantly lower than those of the unaffected side of the lower extremity of the children with HCP. Nevertheless, all of the values for the circumference, length and width of both the unaffected and the plegic sides of the lower extremity of the children with HCP were significantly lower than those of the lower extremity of the normal children. Conclusion: When compared with normal children, retardation of muscle and bone development due to functional limitation was seen in the lower extremity of children with HCP both on the plegic side and unaffected side. Performing an exercise program of the unaffected side as well as rehabili- tation of the plegic side may shorten the process of gaining the ability of walking