28 research outputs found

    Implementation of a Secure Multiparty Computation Protocol

    Get PDF
    Secure multiparty computation (SMC) allows a set of parties to jointly compute a function on private inputs such that, they learn only the output of the function, and the correctness of the output is guaranteed even when a subset of the parties is controlled by an adversary. SMC allows data to be kept in an uncompromisable form and still be useful, and it also gives new meaning to data ownership, allowing data to be shared in a useful way while retaining its privacy. Thus, applications of SMC hold promise for addressing some of the security issues information-driven societies struggle with. In this thesis, we implement two SMC protocols. Our primary objective is to gain a solid understanding of the basic concepts related to SMC. We present a brief survey of the field, with focus on SMC based on secret sharing. In addition to the protocol im- plementations, we implement circuit randomization, a common technique for efficiency improvement. The implemented protocols are run on a simulator to securely evaluate some simple arithmetic functions, and the round complexities of the implemented protocols are compared. Finally, we attempt to extend the implementation to support more general computations

    Bazı Antidepresan ve Antiepileptik İlaçların İnsan Kanında Eş Zamanlı Analizi için LC-MS/MS Yöntemi Geliştirilmesi

    Get PDF
    Bu çalışmada, sık kullanılan antidepresan ilaç etken maddeleri olan Paroksetin, Sitolapram, Essitolapram, Venlafaksin ile antiepileptik ilaç etken maddeleri olan Karbamazepin ve Oxkarbamazepin moleküllerinin tayini için, insan kanında Sıvı Kromatografisi-Kütle Spektrometresi (LC-MS/MS) cihazı ile basit, hızlı ve güvenilir olan bir metot geliştirilmiştir. Her bir ilaç etken maddesi için geri kazanım, doğruluk, yüzde bağıl standart sapma (%RSD), gözlenebilme sınırı (LOD) ve alt tayin sınırı (LOQ) gibi bazı analitik parametrelerin belirlenip, ölçülebilir en düşük değerlerin yüksek hassasiyet ile en kısa sürede eş zamanlı olarak yapılması amaçlanmıştır. Etken maddelerin her biri için belirlenen konsantrasyonlarda; LOD değerleri 0,06-0,36 ng.mL-1, LOQ değerleri ise 0,21-1,21  ng.mL-1 aralığında elde edilmiştir. Gün içi tekrarlanabilirlik değerlerinde %RSD sonuçları 0,15-10,71 ng.mL-1, günler arası tekrarlanabilirlik değerlerinde ise %RSD sonuçları 0,23-13,75 ng.mL-1 aralığında bulunmuştur

    Fluorescent detection of the dipicolinic acid as a unique biomarker of bacterial spores using terbium/europium chelated gold nanoparticles

    No full text
    YÖK Tez No: 430827Bakteri sporları en zor yaşam koşullarında bile hayatlarını sürdürebilen organizmalardır. Özellikle patojen bakterilerin sporları sağlık, gıda, biyoterörizm ve uzay araştırmaları gibi birçok alanda dikkat edilmesi gereken türlerdir. Bunların tehlike sınırlarının altında belirlenmesi ve miktarlarının tayini oldukça önemlidir. Floresans sensörler, floresans olmayan iyonların ya da biyomoleküllerin tespitinde oldukça sık kullanılmaktadır. Bu metod, floresans ışık yayan moleküllerin kovalent olmayan etkileşimlerle iyonlara veya biyomoleküllere bağlanması ile birlikte molekülün spektral özelliklerinin değişmesi prensibine dayanır. Lantanit iyonu bazlı floresans spektroskopisi, lantanitlerin üstün özelliklerinden dolayı son yıllarda büyük ilgi görmektedir. Nanoparçacıklar, son yıllarda boyutlarına bağlı optik, elektriksel, fiziksel ve kimyasal özellikleri nedeniyle sensör ve ilaç taşınım/salınım uygulamalarında oldukça fazla kullanılmaktadırlar. Bu anlamda birçok nanoteknolojik yapı olmasına rag?men altın nanopartiküller çok özel bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada, modüler bir nanosensör sistemi oluşturarak istenilen dalga boyunda belirleme yöntemi geliştirip hızlı, kolay ve ucuz bir şekilde, patojenik bakteri sporlarında bulunan dipikolinik asidin, floresans özellikleri olan nanosensörler aracılığıyla belirlenmesi ve miktarının tayin edilmesi sağlanmıştır. Böylece analitik olarak belirleme ortamına bir iç standart ekleme işlemi ortadan kaldırılıp, kendi kendine kalibre olan, yüksek belirleme hassasiyetinde bir nanosensör sistemi oluşturulmuştur.Bacterial spores are structures produced by bacterial cells in order to survive harsh conditions. Detecting bacterial spores and determining their concentration are very useful in applications from space science to national security, as well as health and foood industry. Detection of endospores below the dangerous level and determination of their concentration are very important. Fluorescent sensors are used for detection biomolecules or non-fluorescent ions. This method is based on spectral changes of molecules which has a interaction with biomolecules or ions. In recent years fluorescent spectroscopy of lanthanides has been used for these methods. Gold nanoparticles are being currently used in nanobiotechnology and nanomedicine because of their biocompatibility and optoelectronic properties. In this thesis, gold nanoparticles, active ligands and their lanthanide complexes were synthesized and used for the fluorescent detection of dipicolinic acid, a unique biomarker of bacterial spores. We designed lanthanide chelated modified gold nanoparticles to use for sensing and detecting dipicolinic acid

    The study of Siegfried Fink's contributions to percussion instruments.

    No full text
    TEZ8881Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2013.Kaynakça (s. 57) var.xii, 75 s. : res. ; 29 cm.In this study, Siegfried FINK's works of art and his study methods were analysed with his biography; the technical and melodic contributions and the usage of these methods were investigated; his innovation of pictograms which provide a common language on percussion instruments were also investigated and analysed thoroughly. In the composer's biography part, where his percussion workshops and educational background took place,what he managed as a tutor,his concerts and achievements,his innovations and pioneering jobs were stated out. In the analysis part of his study methods and works of art, how these methods and works enhance percussionists was considered.Which tecnique,melody or accompaniment were aimed to improve with the studies in the methods written for the snare drum,the timpani and the xylophone, were analysed and investigated in details. In this study,FINK's technical contributions and the benefits of these techniques in instrument playing were also mentioned. Moreover, in this study, FINK's innovation pictograms, which can be used in studies and works of art by percussionists as a common language without a specific language, were introduced.In addition, by which instrument and how these pictograms can be used were investigated and deducted.Bu tezde, Siegfried FINK'in hayat hikâyesi ile vurmalı çalgılara kazandırdığı eserlerin ve çalışma metotlarının analizi yapılmış; bu metotların teknik ve melodik gelişime katkıları ve kullanımları incelenmiş; ayrıca FINK'in geliştirdiği ve vurmalı çalgıların evrensel bir dil ile anlaşılmasını sağlayan piktogramlar incelenmiş ve analiz edilmiştir. Bestecinin hayat hikâyesi bölümünde Siegfried FINK'in vurmalı çalgılar çalışmalarını ve öğrenimini nerede yaptığı, öğretici olarak neler yaptığı, gerçekleştirdiği konserleri ve başarıları, vurmalı çalgılara getirdiği yenilikler ve öncülükler anlatılmıştır. FINK'in bestelemiş olduğu çalışma metotları ve eserlerinin incelenmesi bölümünde, bestecinin vurmalı çalgılar enstrümanları için yazmış olduğu metotların ve eserlerin vurmalı çalgılar sanatçılarını nasıl geliştireceği incelenmiştir. Trampet, timpani ve ksilofon enstrümanları için yazılmış olan metotlardaki etütlerle, hangi teknik, melodik veya birlikte çalmanın geliştirildiği, etütlerden şekiller örnek olarak verilerek detaylı bir biçimde incelenip, analiz edilmiştir. Çalışmada, Siegfried FINK'in teknik gelişime katkıları ile teknik kullanımının eser çalımındaki faydalarından da bahsedilmiştir. Ayrıca bu çalışmada, Siegfried FINK tarafından geliştirilen, vurmalı çalgılar sanatçılarının herhangi belirli bir dil kullanmadan, evrensel bir dil olarak etütlerde ve eserlerde kullanabileceği imge resimler yani piktogramlar tanıtılarak, bunların hangi enstrümanlarda nasıl kullanılacakları incelenmiş ve çıkarımlarda bulunulmuştur

    Amniyosentez Öncesi Gebelerde Anksiyete ve Depresyon Risk Düzeylerinin Belirlenmesi

    No full text
    Amaç: Amniyosentez öncesi gebelerde anksiyete ve depresyon risk düzeylerini belirlemektir. Hastalar ve Yöntem: Bu çalışma betimsel tipte olup, Aralık 2010- Mayıs 2011 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Hastanesi Prenatal Tanılama Polikliniği’ne amniyosentez yaptırmak için gelen 207 gebeye, işlem öncesinde uygulanmıştır. Veri toplama formu olarak birey tanılama formu ve Hastane Anksiyete Depresyon Ölçeği (HAD) kullanılmıştır. Verilerin analizinde; sayısal değerler, sayı ve yüzde dağılımı, ortalama, standart sapma, ki-kare, kolerasyon, varyans ve non parametrik veriler için kruskal-wallis analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Amniyosentez öncesi gebelerin anksiyete ölçeği (HAD-A) ortalaması 11.47±3.1 (min=0, max=17) olarak bulunmuştur. Kesme noktası 10 olarak alındığında gebelerin %76.3’ü anksiyete yönünden risk altında oldukları saptanmıştır. Depresyon ölçeği (HAD-D) ortalaması ise 8.40±2.65 (min=0, max=16) olarak bulunmuştur. Kesme noktası 7 olarak alındığında gebelerin %77.3’ü depresyon yönünden risk altında oldukları saptanmıştır. Sonuç: Yaygın bir obstetrik prosedür olmasına rağmen amniyosentezin psikolojik etkileri çok az dikkate alınmış ve göz ardı edilmiştir. Çalışmamızda gebelerin çoğunluğunda amniyosentez öncesi anksiyete belirlenmiştir. Gebelerde amniyosentez öncesinde görülen anksiyeteyi azaltmak için gebe ve ailesinin işlem hakkındaki eksik bilgileri saptanmalıdır. Sağlık personeli tarafından gebelere amniyosentezin amaçları, yararları, riskleri ve sınırlılıkları ile ilgili bilgi verilmelidir. Ayrıca işlem sırasında uygun iletişim teknikleri kullanılarak gebenin anksiyetesi azaltılmalıdır

    Fluorescent detection of dipicolinic acid as a biomarker of bacterial spores using lanthanide-chelated gold nanoparticles

    No full text
    WOS: 000390182600053PubMed: 27852519Gold nanoparticles (GNPs) functionalized with ethylenediamine-lanthanide complexes (Eu-GNPs and Tb-GNPs) were usedfor the selective fluorescent detection of dipicolinic acid (DPA), a unique biomarker of bacterial spores, in water. Particles were characterized by transmission electron microscopy and zeta potential measurements. The coordination of DPA to the lanthanides resulted in the enhancement of the fluorescence. A selective response to DPA was observed over the nonselective binding of aromatic ligands. The ligand displacement strategy were also employed for the ratiometric fluorescent detection of DPA. 4,4,4-trifluoro-1-(2-naphthyl)-1,3-butanedion (TFNB) was chosen as an antenna to synthesize ternary complexes. The addition of DPA on EuGNP:TENB ternary complex quenched the initial emission of the complex at 615 nm and increased the TFNB emission at 450 nm when excited at 350 nm. The results demonstrated that the ratiometric fluorescent detection of DPA was achieved by ligand displacement strategy. (C) 2016 Elsevier B.V. All rights reserved.Scientific and Technological Research Council of Turkey (TUBITAK)Turkiye Bilimsel ve Teknolojik Arastirma Kurumu (TUBITAK) [114Z088]This research was financially supported by the Scientific and Technological Research Council of Turkey (TUBITAK), Project No: 114Z088 which is gratefully acknowledged here
    corecore