21 research outputs found

    Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi

    Get PDF
    Bitkilere Türkçe adların nasıl verileceği konusunda kuralların belirlenmesi, yok olan Türkçe adların korunması ve Türkçe bitki adları konusundaki yozlaşmanın da önüne geçilebilmesi için 2013 yılında Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi Taslağı (Menemen vd., 2013) yayınlanmıştır. Yayınlanan bu taslakta Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi'ne ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Taslak, Flora Araştırmaları Derneği'nin 15.04.2016 tarihli toplantısına katılan üyelerin katkılarıyla yapılan bazı düzeltmelerden sonra dernek yönetim kurulunun 15.04.2016 tarih ve 21 nolu kararı ile Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi olarak oybirliğiyle kabul edilmiştir. Kabul edilen yönergenin hiçbir şekilde zorlayıcı olmadığı da bilinmelidir. Yönerge Prof. Dr. Yusuf Menemen, Prof. Dr. Zeki Aytaç ve Prof. Dr. Ali Kandemir tarafından düzenlenip, yayına hazırlanmıştır.Bitkilere Türkçe adların nasıl verileceği konusunda kuralların belirlenmesi, yok olan Türkçe adların korunması ve Türkçe bitki adları konusundaki yozlaşmanın da önüne geçilebilmesi için 2013 yılında Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi Taslağı (Menemen vd., 2013) yayınlanmıştır. Yayınlanan bu taslakta Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi’ne ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Taslak, Flora Araştırmaları Derneği’nin 15.04.2016 tarihli toplantısına katılan üyelerin katkılarıyla yapılan bazı düzeltmelerden sonra dernek yönetim kurulunun 15.04.2016 tarih ve 21 nolu kararı ile Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi olarak oybirliğiyle kabul edilmiştir. Kabul edilen yönergenin hiçbir şekilde zorlayıcı olmadığı da bilinmelidir. Yönerge Prof. Dr. Yusuf Menemen, Prof. Dr. Zeki Aytaç ve Prof. Dr. Ali Kandemir tarafından düzenlenip, yayına hazırlanmıştır

    FLAVONOID COMPOUNDS IDENTIFIED IN ALCHEMILLA L. SPECIES COLLECTED IN THE NORTH-EASTERN BLACK SEA REGION OF TURKEY

    Get PDF
    This study identified flavonoid glycosides in species of the genus Alchemilla, A. procerrima, A. stricta, A. hirtipedicellata and A. sericata. A. procerrima is an endemic species for Turkey. After detailed investigation, flavonoid compounds of the species were identified for the first time. In this study, flavonoid compounds were determined by using two different chromatography techniques, TLC and HPLC. The following flavonoid compounds were identified from the Alchemilla species studied. They are as follows: orientin (luteolin-8-C-glucoside) Rf: 0,70, vitexin (apigenin-8-C-glucoside) Rf: 0,77 as flavone-C-glycoside, rutin (quercetin-3-O-rutinoside) Rf: 0,44, hyperoside (quercetin-3-O-galactoside) Rf: 0,65, isoquercetin (quercetin-3-O-glucopyranoside) Rf: 0,72, quercitrin (quercetin-3-O-rhamnoside) Rf: 0,84 as flavonol-O-glycoside. Three more folavonoids with Rf values of Rf1= 0,36, Rf2=0,54 and Rf3=0,68 were also identified for the first time in this study. Rutin (quercetin-3-O-rutinoside) and the flavonoid glycoside, shown as Rf2 were found in all species. Quercitrin and isoquercetin were determined in all analysed species but A. procerrima. Hyperoside was identified in all species except for A. stricta. Vitexin was determined only in A.stricta. Orientin was determined in A. procerrima and A. stricta, but could not be determined in A. sericata and A. hirtpedicellata. Unknown flavonoid with Rf1 and Rf3 were determined outside of A. sericata. Description of these compounds in Turkish Alchemilla plants for the first time should be viewed as a discovery of an important chemosystematic feature

    Amendments And Additional Recommendations In The Guideline For Turkish Scientific Plant Names

    No full text
    Türkçe Bilimsel Bitki Adları Yönergesi yapılacak önerilerle gelişime her zaman açıktır.Flora Araştırmaları Derneği’nin en son toplantısında yönergenin K5 maddesi yapılandeğişiklikle daha açık hale getirilmiştir. Burada yönergenin adının “Türkçe Bilimsel Bitki,Mantar, Suyosunu ve Bakteri Adları Yönergesi” olarak değiştirilmesi, K13 maddesine açıklıkkazandırılması amacıyla bir örneğin yönergeye dahil edilmesi, “aktarma ad” kavramının birörnekle kurallar kısmına eklenmesi ve gerektiğinde Türkçe cins adının değiştirilmesihususunda öneriler yapılmıştır.The guideline for Turkish scientific plant names can be improved with suggestionsat any time. In the last meeting of the Flora Araştırmaları Derneği (Flora Research Society),Article K5 of the guideline was made clearer by the amendment. Here, a proposal is made forchanging the name of the guideline as “the guideline for Turkish scientific plant, fungi, algaeand bacteria names”. Recommendations on the inclusion of an example to the guideline forclarification of article K13, of the term “transferred name” alongside with an example into therules, and on the changing Turkish genus name if necessary are made

    The Family of Cruciferae from Past to Present: Systematics and Phylogeny

    No full text
    İlk olarak Jussieu tarafından Latince bir betimle geçerli olarak yayınlanan Cruciferaefamilyası içerisinde meyve, embriyo ve tüy gibi karakterlerde gözlemlenen geniş homoplazidikkate alınmadan yapılan supragenerik sınıflandırmalar son derece yapay olup, familyanınfilogenetik ve taksonomik çalışmalarında çok sınırlı bir değere sahiptir. Moleküler biyoloji vebiyoinformatik alanındaki gelişmeler bitki sistematiği ve filogenetik alanda, özellikle deekonomik ve etnobotanik açıdan önemli olan Cruciferae familyasında devrim yapmıştır.Familya içerisinde ana soyların akrabalık ilişkileri yapılan moleküler çalışmalarla büyükölçüde aydınlatılmış olmasına rağmen, oymak düzeyinde akrabalık ilişkileri hakkında yeterlibilgi henüz ortaya konmamıştır. Supragenerik sınıflandırmanın olgunlaşması için, daha fazlamoleküler belirtecin kullanıldığı ve daha fazla taksonun yer aldığı moleküler çalışmalaraihtiyaç bulunmaktadır.In the Cruciferae family, which was first validly published with a Latin descriptionby Jussieu, the suprageneric classifications made without considering the large homoplasiesobserved in fruit, embryo and trichome characters are highly artificial and have a very limitedvalue in the phylogenetic and taxonomic studies of the family. Developments in the field ofmolecular biology and bioinformatics have revolutionized the plant systematics andphylogenetic field, especially in the Cruciferae family, which is economically andethnobotanically important. Although the relationships of the main lineages in the family werelargely illuminated by the molecular studies conducted, detailed information on therelationships of the taxa at the tribal level has not been established yet. For establishment ofthe suprageneric classification, molecular studies are needed using more markers andinvolving large number of taxa

    A study on pollen morphology of some species in the family Ranunculaceae (Düğünçiçeğigiller)

    No full text
    Türkiye'de yetişen Ranunculaceae familyasından 5 cinse ait 9 türün polen morfolojisi ışık ve taramalı elektron mikroskobu ile incelenmiştir; bunlar, Adonis aestivalis L., A. flammea Jacq., Consolida hellespontica (Boiss.) Chater., C. orientalis (J.Gay) Schrödinger, C. regalis Gray, Delphinium venulosum Boiss., Nigella arvensis L., Ranunculus argyreus Boiss. ve R. arvensis L. taksonlarıdır. Heteropolar olan R. argyreus dışındaki bütün türlerde polen izopolar simetriye sahiptir. R. arvensis poleninde apertür bulunmazken, R. argyreus poleni 3-kolpat ilâ 6-kolpat, diğer bütün türlerin polenleri ise 3-kolpattır. İncelenen taksonlarda polen şekilleri prolat, subprolat, prolat-sferoidal, perprolat ya da oblat-sferoidal olup, türler arasında ve tür içerisinde varyasyon gösterebilmektedir. Bütün türlerde ekzin seyrek dağılmış küçük dikenlerle (mikroekinat) ve seyrek veya yoğun mikroporlarla kaplıdır, ancak R. arvensis'te hem küçük dikenler hem de büyük dikenler bulunmaktadırThe pollen morphology of nine species from five genera of the family Ranunculaceae growing in Turkey has been examined by light and scanning electron microscopy; these taxa are Adonis aestivalis L., A. flammea Jacq., Consolida hellespontica (Boiss.) Chater., C. orientalis (J.Gay) Schrödinger, C. regalis Gray, Delphinium venulosum Boiss., Nigella arvensis L., Ranunculus argyreus Boiss. and R. arvensis L. The pollen is isopolar symmetrical in all species except for that of R. argyreus that is heteropolar. The pollen grain is inapperturate in R. arvensis, 3-colpate to 6-colpate in R. argyreus and 3colpate in the other species. The shape of pollen in the examined species is prolate, subprolate, prolate-spheroidal, perprolate or oblate-spheroidal and shows variation between and within a species. The exine is covered with sparsely distributed microspines (microechinate) and with sparse or dense micropores in all species, but in R. arvensis it is covered with both micro- and macro-spine

    A micromorphological study on trichome features of the taxa belonging to Brassicaceae family distributed in Turkey

    No full text
    Türkiye'de yayılış gösteren Turpgiller (Brassicaceae) familyasından 15 oymağın 28 cinsine ait 42 türün yaprak tüy özellikleri mikromorfolojik olarak ışık mikroskobu ve SEM ile çalışılmıştır. Taksonlar tüylülük durumu bakımından tüysüz, seyrek tüylü ve yoğun tüylü olarak üçe ayrılmıştır. Tüyler salgısız ve salgılı olarak ayırt edilmiştir. Salgısız tüyler tek hücreli olup, basit, Y-şekilli, 2, 3 veya 4 kollu, dalsı, yıldızsı, kalkansı ve çengelli şekillerdedir. Salgılı tüyler ise, çok hücreli bir sap ve küremsi çok hücreli bir baştan oluşmaktadır. Tüy yüzeyi süslenmesi düz, noktasal tüberküllü, çizgisel tüberküllü, siğilli, emzik şeklinde tüberküllü olarak ayırt edilmiştir. Alysseae, Camelineae, Thlaspidieae ve Aethionemeae oymaklarının kendi bireyleri arasında tüylülük durumu bakımından homojenlik göstermesi göze çarpan bir durumdur. Brassiceae, Lepidieae, Sisymbrieae, Arabideae ve Isatideae oymakları altındaki türler arasında ise tüylülük durumu bakımından bir çeşitlilik vardır. Bazı tüy özellikleri belirli taksonlara özgü olarak tespit edilmiştir. Çok hücreli salgı tüyüne sadece Chorispora tenella'da rastlanırken, emzik şeklinde tüberkül süslenmesi yalnızca Erysimum türlerindeki 2-4 kollu tüylerde görülmüştür. Camelina rumelica ve C. hispida türlerinde yaprak alt yüzeyinde basit ve Y-şekilli tüyler beraber bulunurken üst yüzeyinde sadece basit tüyler vardır. Alyssum desertorum türünde yaprak alt yüzeyinde sadece kalkansı tüyler bulunurken üst yüzeyinde kalkansı tüylerle beraber dalsı tüyler de bulunmaktadır. Camelina türleri ve Alyssum desertorum dışında incelenen tüm taksonlarda yaprak alt ve üst yüzeyinde belirgin bir tüy farklılığı gözlenmemiştirThe leaf trichome (hair) features of 42 species of 28 genera from 15 tribes of Brassicaceae family distributed in Turkey were micromorphologically studied using light microscopy and scanning electron microscopy (SEM). In terms of hairiness, taxa are separated as hairless, sparsely and densely hairy. Glandular and non-glandular trichomes are distinguished in the taxa. Non-glandular trichomes are single-celled, in the types of simple, Yshaped, 2, 3 or 4-armed, dendritic, stellate, peltate and hooked. Glandular trichome consists of a multicellular stem and a globular multicellular head. Trichome surface ornamentation is distinguished as smooth, pointed tubercle, linear tubercle, warty, nipple-like tubercle. Tribes of Alysseae, Camelineae, Thlaspidieae and Aethionemeae are homogeneous in hairiness among their own individuals. Among the species under the tribes of Brassiceae, Lepidieae, Sisymbrieae, Arabideae and Isatideae there is a variety of hairiness. It is identified that some trichome features are specific to certain taxa. While the multicellular glandular trichome was found only in Chorispora tenella, and the nipple-like tubercle ornemantation was only seen on 2-4-armed trichomes of Erysimum species. Camelina rumelica and C. hispida species have simple and Y-shaped trichomes on the lower surface, while there is only simple trichome on the upper surface. In Alyssum desertorum, there is only peltatetrichomeon the lower surface, in addition to it dendritic trichome on the upper surface. In all taxa examined except for Camelina species and A. desertorum, no distinct trichome variation was observed on the lower and upper surface of the leave

    Melbourne Yasası 2012

    No full text
    Canlıları sınıflandırmada moleküler verilerin ağırlık kazandığı ve filogenetik araştırmaların daha da güncel olduğu bu dönemde, geleneksel taksonomi bugün de yaşambilimin omurgası niteliğindedir. Yeryüzündeki biyoçeşitliliğin insan eliyle yok edilmesinin en şiddetli olduğu bu dönem, Türkiye'de daha da can yakıcı yaşanmaktadır. Biyoçeşitliliğin araştırılması, canlıların tanımlanması ve sınıflandırılması bağlamında, taksonomi bilimi kaybetmekte olduğu popülariteye rağmen, gerçekte geçmişte olduğundan daha da önemli hale gelmiştir. Taksonominin evrenselliği ve ürettiği bilginin güvenilirliği, herbaryumlar, tip örnekleri, bilimsel yayınlar ile bu bilim dalının omurgası ve dili olan Adlandırma Yasası'mr\ varlığına dayanmaktadır. Yüz yılı aşkın bir süredir yazılı kitap halinde olan ve düzenli olarak güncellenen bu eser, ilk defa Viyana Yasası'nın Türkçe çevirisi ile Türk bilim insanlarına kendi dillerinde ulaşmıştır. Melborn Yasası adıyla kullanımda olan bu kitap, tarihsel değerde yenilikler içermektedir. Bu değişiklikler İngilizce baskıda ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Ancak aşağıdaki 3 temel değişikliğe bir kez daha vurgu yapmakta yarar var. Betim ya da diyagnozda Latince zorunluluğun kaldırılması Elektronik yayının basılı yayın gibi işlem görmesi Kitabın adının kapsamına uygun olarak botanik yerine, "Uluslararası Alg, Mantar ve Bitki Adlandırma Yasası" biçiminde değiştirilmesidir. Bu değişiklik doğrultusunda daha önce "bitki" olarak geçen ifadeler, bu kitapta organizma olarak yer almaktadır.Melborn Yasası'mn Türkçe çevirisinde mümkün olduğunca Viyana Yasası'nın çevirisinde olduğu gibi İngilizce metne sadık kalınmış ve birebir, ancak daha açık ve kolay anlaşılır bir çeviri yapılmaya çalışılmıştır. Viyana Yasası'ma çevirisinde kullanılan Türkçe terimler genellikle korunmuştur, "başkasının yerine konan isim" yerine, Melborn Yasası'nda "değişiklik ismi" kullanılmıştır. Kitabın daha kolay kullanımını sağlamak için metinin sunumunda İngilizce baskıda yapılan biçimsel düzenlemlere büyük ölçüde uyulmuştur. Bilimsel İsimler e Konu dizinlerinde verilen sayfa numaralarının uyumlu olması için İngilizce baskı ile rırebir sayfalandırma yapılmıştır. Ancak bir ya da birkaç satır kayması nadiren de olsa görülebilir. okurlara biraz gecikerek ulaşmasında en önemli etken, . Melborn Yasası'nda. mümkün oldugunca Türkçe'ye yerleşmiş Adlandırma Kuralları'nın tanım ve kavramlara yer verdik. Bununla birlikte özünde taksonominin hukuk dili olan adlandırma hl daha açık ve anlaşılır bir Türkçe ile ifade etmeye özen gösterdik

    Morphology, anatomy, ecology and palynology of two Centaurea species from Turkey

    No full text
    WOS: 000257225500011Centaurea L. sect. Plosimopappa, a local endemic group in the Mediterranean and South East Anatolia, is represented by only two species, namely C. ptosimopappa Hayek and C. ptosimopappoides Wagenitz in Turkey. Both these species show a very restricted distribution as serpentine habitat indicators and are recorded as vulnerable. Present study was carried out to enlighten the morphological, anatomical and ecological features of these two species in detail. The structure of achene, indumentum and pollen grains were investigated by using Scanning Electron Microscope (SEM). The capitulum, involucre and leaf structure of these two species are rather similar, but their achenes and pollen grains differ from each other. In C. ptosimopappa pollen spinules are densely distributed but in C. ptosimopappoides they are sparsely distributed. The achenes are obovate in C. ptosimopappa and rectangular in C. ptosimopappoides. C. ptosimopappa is a scrub species but C. ptosimopappoides is a subscrub species. A negative relation in terms of the proportion of sand to silt content of the soil and positive relation between the percentage of CaCo3 and pH was observed for C. ptosimopappa (p < 0.05). A negative relation in terms of the proportion of sand to silt content of the soil was observed in C. ptosimopappoides (p < 0.01)

    FLAVONOID COMPOUNDS IDENTIFIED IN ALCHEMILLA L. SPECIES COLLECTED IN THE NORTH-EASTERN BLACK SEA REGION OF TURKEY

    Get PDF
    Saltan, Fatma Zerrin/0000-0001-8739-0256;WOS: 000306123400018PubMed: 23983376This study identified flavonoid glycosides in species of the genus Alchemilla, A. procerrima, A. stricta, A. hirtipedicellata and A. sericata. A. procerrima is an endemic species for Turkey. After detailed investigation, flavonoid compounds of the species were identified for the first time. In this study, flavonoid compounds were determined by using two different chromatography techniques, TLC and HPLC. The following flavonoid compounds were identified from the Alchemilla species studied. They are as follows: orientin (luteolin-8-C-glucoside) Rf: 0,70, vitexin (apigenin-8-C-glucoside) Rf: 0,77 as flavone-C-glycoside, rutin (quercetin-3-O-rutinoside) Rf: 0,44, hyperoside (quercetin-3-O-galactoside) Rf: 0,65, isoquercetin (quercetin-3-O-glucopyranoside) Rf: 0,72, quercitrin (quercetin-3-O-rhamnoside) Rf: 0,84 as flavonol-O-glycoside. Three more folavonoids with Rf values of Rf(1)= 0,36, Rf(2)=0,54 and Rf(3)=0,68 were also identified for the first time in this study. Rutin (quercetin-3-O-rutinoside) and the flavonoid glycoside, shown as Rf(2) were found in all species. Quercitrin and isoquercetin were determined in all analysed species but A. procerrima. Hyperoside was identified in all species except for A. stricta. Vitexin was determined only in A. stricta. Orientin was determined in A. procerrima and A. stricta, but could not be determined in A. sericata and A. hirtpedicellata. Unknown flavonoid with Rf(1) and Rf(3) were determined outside of A. sericata. Description of these compounds in Turkish Alchemilla plants for the first time should be viewed as a discovery of an important chemosystematic feature

    A MOLECULAR PHYLOGENETIC STUDY ON SOME TURKISH FERULA L. (APIACEAE) SPECIES USING nrDNA ITS SEQUENCES

    No full text
    Elibol Cakmak, Zeynep/0000-0002-6772-5570WOS: 000303278500018nrDNA ITS sequence variation of Ferula species were studied by comparing with the other species of Ferula, Leutea and Dorema to clarify relationships amongst the taxa and infrageneric delimitation of the genus Ferula. In total, 35 nrDNA ITS sequence accessions (34 species) of Ferula, Leutea and Dorema were included in the analyses. 10 of these accessions were newly sequenced and belonged to Turkish species. Possible phylogenetic relationships amongst the species were determined using Maximum parsimony and neighbour joining tree methods. The analyses showed that the genus might be monophyletic upon the addition of Leutea and Dorema, but did not support the classification of the genus dividing into the subgenera
    corecore