30 research outputs found

    Internet Addiction on Psycho-Social Symptoms of Happiness and Aggression through Difficulties in Emotion Regulation: Evidence Following COVID-19 Pandemic

    Get PDF
    Background: Internet usage has increased during the pandemic. The aim of this study is to examine the relationship between internet addiction (IA), happiness, and aggression in the context of difficulties in emotion regulation (DER). The psycho-social symptoms of the COVID-19 pandemic appear to be more persistent over time compared to its physical symptoms, especially regarding Internet addiction in the young population. This study seeks to understand these effects on happiness and aggression through difficulties in emotion regulation. Participants and Procedure: The sample of this study consisted of 325 university students. Data were gathered using the Young Internet Addiction Scale Short Form, Oxford Happiness Scale Short-Form, Difficulties in Emotion Regulation Scale Brief-Form, and Buss-Perry Aggression Questionnaire. Results: The results showed that internet addiction was negatively related to happiness, and this relationship was mediated by difficulties in emotion regulation. Similarly, internet addiction was positively related to aggression, and this relationship was fully mediated by difficulties in emotion regulation as well. Conclusion: These research findings emphasize the need for creating effective interventions to enhance emotion regulation skills in internet-addicted adults. The results are discussed in light of the effects of the coronavirus pandemic

    The mediating role of self-compassion in the relationship between ostracism and internet usage habits

    No full text
    Bu araştırmanın temel amacı psikolojik dışlanma ve internet bağımlılığı arasındaki ilişkide öz duyarlığın aracı rolünü incelemektir. Bu temel amacın yanında günlük ve haftalık internet kullanımı ve yaş, cinsiyet, anne-baba eğitim düzeyi gibi demografik değişkenler ile internet bağımlılığı arasındaki ilişkiler de incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'nde eğitim gören toplamda 457 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu, İnternet Bağımlılığı Ölçeği, Öz Duyarlık Ölçeği ve Ergenler İçin Sosyal Dışlanma Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular psikolojik dışlanmanın görmezden gelinme alt boyutunun internet bağımlılığının bütün alt boyutları ile pozitif yönde ilişkili olduğu göstermiştir. Dışlanma alt boyutunun ise yalnızca tolerans ve kişilerarası ve sağlık problemleri boyutları ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Yapılan aracılık analizi sonuçlarına göre dışlanma alt boyutu ile internet bağımlılığının tolerans ve kişilerarası ve sağlık problemleri boyutları arasındaki ilişkide öz duyarlığın tam aracı rolü bulunmaktadır. Görmezden gelinme alt boyutu ile internet bağımlılığının bütün boyutları arasındaki ilişkide öz duyarlığın aracı rolünün olduğu bulunmuştur. İnternet kullanım alışkanlıklarının internet bağımlılığının alt boyutlarını yordamasına ilişkin aşamalı regresyon analizi sonuçlarına göre haftalık internet kullanımının kompulsif kullanım, geri çekilme, tolerans ve zaman yönetimi alt boyutlarını yordadığı tespit edilmiştir. Günlük internet kullanım süresinin de kişilerarası ve sağlık problemleri alt boyutunu yordadığı bulunmuştur. Cinsiyet değişkeninin kompulsif kullanım, geri çekilme, tolerans ve zaman yönetimi boyutları ile ilişkili olduğu ancak yaş, anne-baba eğitim durumu demografik değişkenlerin ise internet bağımlılığının hiçbir boyutu ile ilişki göstermediği saptanmıştır.The aim of the present study was to examine the mediating role of self-compassion in the relationship between ostracism and internet addiction. Besides, the roles of daily and weekly internet usage and the demographic variables like age, gender, parent education level in predicting internet usage habits were also explored. The sample was composed of 457 university students studying in Necmettin Erbakan University Ahmet Keleşoğlu Faculty of Education. Data was gathered by using a personal information form and Internet Addiction Scale, Self Compassion Scale and Ostracism Experience Scale for Adolescents. Mediation analyses were carried out to examine the mediating role of self-compassion. The results showed that self-compassion mediate the relationships between "ignored" dimension of ostracism and all subdimensions of internet addiction; and the relationship between "excluded" dimension of ostracism and tolerance and interpersonal and health problems dimensions. The role of daily and weekly internet usage and demographic factors in predicting internet using habits were examined using separate step-wise multiple regression analysis for each internet addiction dimension. Weekly internet usage and gender emerged as variables that predict compulsive use, withdraw, tolerance and time management dimensions. Moreover, daily internet usage predicted interpersonal and health problems sub-dimensions. Gender was found to be associated with compulsive use, withdraw, tolerance, and time management dimensions. Age and parental education level did not show any significant relation to internet addiction

    Evaluatıon of mavısel yener's faıry tale books ın terms of values educatıon

    No full text
    Bu araştırmanın amacı, çocuk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Mavisel Yener’in masallarında verilmek istenen değerleri tespit etmek; incelenen masalların değerler eğitimindeki önemini ortaya çıkarmaktır. Araştırmada Mavisel Yener tarafından kaleme alınan otuz dört masal incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden görüşmeden faydalanılmış, literatür taraması ve içerik analizi yapılmıştır. Değerleri saptamak için otuz dört masal tek tek kodlanmıştır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kuramsal çerçeveden bahsedildikten sonra ikinci bölümde Mavisel Yener’in hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgilere yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise masallardan elde edilen bulgular örneklerle sunulmuş, grafik ve tablolarla desteklenmiştir. Son olarak araştırmadan elde edilen sonuç ve önerilere yer verilmiştir. Araştırma sonucunda Mavisel Yener tarafından kaleme alınan otuz dört masalda on dokuz değer tespit edilmiştir. Bu değerler şunlardır: Sabır–kararlılık-inanç, özgüven, özdisiplin– çalışkanlık– zamanı verimli kullanma, dostluk-vefa, hoşgörü, sevgi, alçakgönüllülük, duyarlılık, sorumluluk, dürüstlük, güvenilirlik, saygı, adalet, cesaret, iyilik, yardımseverlik, paylaşma, merhamet, tutumluluk–kanaatkârlık.The aim of this study is to determine the values of the tales of Mavisel Yener who has an important place in children's literature and to reveal the importance of the studied tales in the values education. Thirty-four stories written by Mavisel Yener were examined in the study. In this study, the interview technique, as one of the qualitative research methods were used and literature review and content analysis were performed. Thirty-four fairy tales were individually coded to determine the values. The study consists of three parts. After mentioning the theoretical framework in the first chapter, the second part includes information about Mavisel Yener's life, literary personality and his works. In the third chapter, the findings obtained from the tales were presented with examples and supported by graphs and tables. Finally, the results and suggestions obtained from the study were included. As a result of the study, nineteen values were determined in the thirty four tales by Mavisel Yener. These values are: Patience-stability-faith, self-reliance, the self-discipline- diligence, efficient time management, friendship-loyalty, tolerance, love, humility, sensitivity, responsibility, honesty, reliability, respect, justice, courage, favor, helpfulness, sharing, pity, thrift-contentment

    The Obstacle to Happiness: Early Maladaptive Schemas

    No full text
    Bu araştırmada, bireylerin erken dönem uyumsuz şemalarının mutluluk düzeylerini yordayıp yordamadığı ve hangi erken dönem uyumsuz şemaların mutluluğun önünde engel olabileceğinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 198'ü (%78,3) kız, 55'si erkek (%21,7) olmak üzere toplamda 253 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında Hills ve Argyle, (2002) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Doğan ve Çötok (2011) tarafından yapılan Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu ile Young (1994) tarafından geliştirilen Türkçe geçerlik ve güvenirliği Soygüt, Karaosmanoğlu ve Çakır (2009) tarafından yapılan Young Şema Ölçeği-Kısa Form 3 kullanılmıştır. Bu araştırmada elde edilen sonuçlara göre, mutluluk ile tehditler karşısında, dayanıksızlık, karamsarlık, başarısızlık, sosyal izolasyon, duyguları bastırma, onay arayıcılık ve yetersiz özdenetim erken dönem uyumsuz şemaları arasında negatif yönde anlamlı düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır. Üniversite öğrencilerinin karamsarlık ve başarısızlık erken dönem uyumsuz şemalarının ise mutluluk düzeylerini yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın katılımcıları olan genç öğrencilerin karamsarlık ve başarısızlık erken dönem uyumsuz şemalarının giderilmesi için aileler, öğretmenler ve ruh sağlığı çalışanları birlikte çalışmalı, koruyucu tedbirler anlamında ise eğitim sistemlerinin gözden geçirilmesinin gerektiği düşünülmektedir.The aim of this study is to determine whether individuals’ early maladaptive schemas will indicate their happiness levels or not and to find out which early maladaptive schemas will pose a handicap for individuals’ happiness. Relational screening model was used in the study. The study group consisted of the 253 university students; 198 (78.3%) females and 55 (21.7%) males. “The Qxford Happiness Questionnaire Short Form”, developed by Hills and Argyle (2002) and adapted into Turkish by Doğan and Çötok (2011), and “Young Schema Scale-Short Form 3”, developed by Young (1994) and adapted into Turkish by Soygüt, Karaosmanoğlu, and Çakir (2009) were used in the study. According to the results obtained from the study, it was found out that there is a coherent association aspect between happiness and Vulnerability to Harm & Illness, Pessimism/Negativity, Failure, Social Isolation, Emotional Inhibition, Approval-Seeking and Insufficient Self-Control in terms of negative. Moreover, university students’ Pessimism/Negativity and Failure schemas were found to be the predictors of their happiness levels. Families, teachers and mental health workers should work together to resolve the Pessimism/Negativity and Failure early maladaptive schemas of the university students. As for preventive measures, the education system must be reviewed

    Investigation of the Relationship Between Hemophilia Joint Health Score and Haemophilia Early Arthropathy Detection with Ultrasound Score in Hemophilic Arthropathy

    No full text
    Objective: Hemophilia is classified according to the factor VIII or IX level as severe, moderate and mild. The Hemophilia Joint Health Score (HJHS) and Haemophilia Early Arthropathy Detection with Ultrasound (HEAD-US) score used in recent years contribute significantly to the early diagnosis of arthropathy, which continues to be an important problem in severe hemophilia. It was aimed to investigate the compatibility between HJHS and HEAD-US scores. Material and Methods: The demographic and disease-related data, HJHS 2.1 and HEAD-US scores of the participants who participated in the Workshop of the Hemophilia Federation in 2020 were recorded. Results: The mean age of 32 participants was 20.6 (minimum: 15-maximum: 31). Twenty three were diagnosed as Hemophilia A, 8 were Hemophilia B, 1 was Von Willebrand disease. HJHS score of 30 patients was 6.7±6.2 (minimum: 0-maximum: 22). The mean of HEAD-US was 14.3±11.5 (minimum: 0-maximum: 34). HJHS and HEAD-US scores were compatible with each other (p=0.002). Arthropathy was present in 33 joints of 21 patients. There was a statistical significance between patients with and without arthropathy with both the HJHS and the HEAD-US scores (0.006 and 0.005 respectively). The most common arthropathy is in the right knee. HJHS and HEAD-US scores are compatible in both knee and elbow joints. Nonetheless, it is incompatible in both ankles. HJHS and HEAD-US scores were discordant in 21 joints of 7 patients. These joints were right ankle (n=7), left ankle (n=6), left elbow (n=4), right elbow (n=2) and right knee (n=2). Conclusion: A correlation was found between the HJHS and HEAD-US scores. HEAD-US is more sensitive than HJHS in detecting the early stage of arthropathy in the ankle joint. These scores should be done routinely to all patients for manifesting treatment deficiencies and incompatibilities
    corecore