31 research outputs found

    Shortest hop multipath algorithm for wireless sensor networks

    Get PDF
    AbstractShortest hop or distance path is one of the most common methods used for relaying messages in a wide variety of networks. It provides an efficient message relaying to destination in terms of energy and time. There are many algorithms for constructing shortest hop or distance path. However, according to our knowledge, no algorithm for constructing a shortest hop multipath for wireless sensor networks (WSNs) has yet been proposed in the literature. In this paper, we propose a novel distributed shortest hop multipath algorithm for WSNs in order to generate energy efficient paths for data dissemination or routing. The proposed algorithm generates shortest hop braided multipath to be used for fault-tolerance or load-balancing. It guarantees the BFS tree and generates near optimal paths in O(V.D+V) message complexity and O(D2) time complexity regarding the communication costs towards the sink after termination of algorithm

    Optic Neuropathy and Macular Ischemia Associated with Neurosarcoidosis: A Case Report

    Get PDF
    In this study, we present a case of bilateral optic neuropathy and macular ischemia in the right eye associated with neurosarcoidosis. A 26-year-old woman presented to our clinic with complaints of bilateral blurred vision. Bilateral granulomatous anterior uveitis, vitritis, optic neuropathy, and macular ischemia were detected in the right eye in slit-lamp examination. She also reported complaints of fever, weakness, sweating, arthralgia, and headache for 2 months. She was referred to the pulmonary diseases unit of our hospital due to hilar lymphadenopathy seen in her chest x-ray, and biopsies were taken for diagnostic purposes. Histological analysis of the mediastinal lymph node biopsies revealed chronic, non-caseating, granulomatous inflammation. Furthermore, the patient was referred to a neurologist due to concomitant complaint of intense headaches. She was diagnosed with neurosarcoidosis supported by findings on cranial magnetic resonance imaging and lumbar puncture. She received a 3-day course of high-dose (1 g/day) intravenous steroid treatment (methylprednisolone) followed by a tapering dose of oral prednisone. The patient began receiving oral methotrexate 15 mg/week as a steroid-sparing agent. Significant improvement in neurological and ophthalmological symptoms occurred in the first week of treatment. In this case report, we emphasized that neurosarcoidosis should be included in the differential diagnosis of patients with both bilateral optic neuropathy and macular ischemia. Furthermore, early diagnosis and timely treatment of neurosarcoidosis are important for favorable visual outcomes

    Finding Optimal GPi Target for DBS in Dystonia Through Microelectrode Recording Analysis

    No full text
    Dystonia is a movement disorder that manifests itself by uncontrollable muscle contractions of individuals or multiple muscle groups at one of several body parts ranging from mild to severe symptoms. Deep Brain Stimulation of a specific brain region became a standard procedure for alleviating the symptoms of drug-resistant movement disorders such including primary Dystonia. Even though the clinical efficacy of DBS on hypokinetic and hyperkinetic movement disorders is demonstrated with multiple studies, the therapeutical mechanism of DBS is still a highly debated topic. Target localization of DBS electrodes for acquiring the intended clinical outcome and prevention of DBS-induced adverse effects are two important challenges that need to be handled to optimize the treatment of drug-resistant primary Dystonia. Since the pathological functioning of basal ganglia is considered for the generation of dystonia, the link between pathological neural dynamics of Globus Pallidus Interna (GPi) neurons and primary Dystonia is investigated in the thesis work. For that investigation procedure, we developed a quantitative pipeline. The pipeline extracts neural biomarkers from raw MER recordings from dystonic GPi, analyses these biomarkers with multiple statistical approaches and finally exploit them to classify neurons for multiple classification problems in two separate spatial domain: relative depths and MNI space. The results of this master thesis mark that neural dynamics inside dystonic GPi, previously considered as a homogenous subcortical nucleus, varies with statistical significance, and these variations can be elucidated to locate neurons within GPi. The other important finding is that firing rate and firing regularity-related neural biomarkers are the ones that matter in the case of neural localization. Biomarkers that represent oscillatory and bursting neural dynamics within dystonic GPi are statistically not relevant for neural localization. At the end of the developed pipeline, multiple classification algorithms are trained with cross-validation, and we reached up to 92.5% performance level for some classification routines. From the clinical point of view, the findings of this thesis can contribute to the development of complementary clinical toolboxes that analyze the neural activity in real-time and provide insights in terms of electrode localization to neurosurgeons during DBS surgeries. Additionally, the results can pave the way for describing the varying neural dynamics and relating them to clinical outcomes to define sweet spots inside GPi for dystonic patients and identification of neural biomarkers that can be used as a feedback mechanism for adaptive DBS applications

    Darwin ve Evrimsel İktisat Sempozyumu

    No full text
    İngiliz doğa bilimci Charles Darwin'in 1859 yılında yayınlanan Türlerin Kökeni adlı eseri bibimin ilerlemesinde, 17. yüzyıl bilim devriminin açtığı çığırı tamamlayan önemli bir rol oynadı. 17. yüzyıl bilim devrimi fiziksel evrenin işleyiş yasalarını ortaya koyarken, Darwin'in eseri, canlılar dünyasındaki değişiminin dayandığı yasaları formüle ediyordu. Bu eserde ortaya konulan düşünceler, yalnızca doğa bilimlerinde değil, toplumsal ve beşeri bilimler alanında da etkili bir referans çerçevesi olarak benimsendi. Elbette, Darwin'in evrim teorisi ile toplumsal ve beşeri bilimler arasındaki ilişki sorunsuz bir ilişki değildi. Örneğin, Darwin'in evrim teorisine dayanarak ırkçılığı ve toplumsal eşitsizlikleri meşrulaştırmaya çalışan kimi girişimlere de tanık olundu. Bu tür yaklaşımlardan Darwin'in sorumlu tutulamayacağı açıktır. Darwin, doğa bilimcisi olarak çalışmalarını biyolojik evrimin dayandığı mekanizmaları açıklamakla sınırlı tutmuştur. Ancak teorisinin açıklama yeteneği, bütünsel bir model arayışı içindeki toplumsal ve beşeri bilimlere her zaman çok çekici görünmüştür. Evrimsel iktisat anlayışı da, iktisat biliminin me-kanistik kabullere dayanan yerleşik yorumunun yetersizliği karşısında iktisatçıların almaşık bir model arayışının ürünü olarak gündeme gelmiştir. Bu kitap çalışması yerleşik iktisada eleştirel yaklaşan iktisatçıların, bu iktisat anlayışının kapitalist ekonominin merkez ülkelerinde 2008'de başlayan krizin ardından daha yüksek sesle tartışılmaya başlandığı bir dönemde, Darwin'in ortaya koyduğu bilimsel modele yaslanan evrimsel iktisadın yerleşik iktisada bir alternatif oluşturup oluşturmadığını tartışmaya açmak üzere bir araya gelmesinin ürünüdür.Hacettepe Üniversitesi İİBF İktisat Bölümünün çağrısıyla bir araya gelen biyolojiden iktisada, antropolojiden tarihe uzanan alanlarda çalışma yürüten bir dizi bilim insanı, 19-20 Kasım 2009 tarihinde "Darwin ve Evrimsel İktisat Sempozyumunda bir araya gelerek iki gün boyunca oldukça verimli tartışmalar gerçekleştirdi. Eldeki derleme, bu tartışmalar sonucunda olgunlaşan metinlerin bir bölümünü içeriyor. Derlemenin ilk yazısı Türkiye'nin az sayıdaki evrimsel biyologlarından birisi olan Ergi Deniz Özsoy tarafından kaleme alındı. Özsoy, "Evrim, Darvvin ve Doğal Seçilim" başlıklı yazısında Darvvinci evrimsel biyolojinin temel mekanizmalarından birisi olan "doğal seçilim"in işleyişini ortaya koyuyor. Buradan hareketle bu mekanizmanın analoji yoluyla beşeri-sosyal bilimler alanında kullanılmasının imkanlarına ve sınırlarına işaret ediyor. Bu yazıyı izleyen "Darwin ve İktisat Düşüncesi Üzerine Çok Kısa Bir Not "ta A. Dinç Alada Darwin'in düşüncesinin iktisatla ilişkisine ışık tutmak ve bu ilişkinin mahiyetini belirlemek üzere Darwin'in sosyal bilim felsefesi ile ilişkisini irdeliyor. Bu yazıyı Bahar Araz'ın "Evrimsel İktisadın Gelişimi" başlıklı yazısı izliyor. Araz, evrimsel iktisadın geçmişten günümüze nasıl bir gelişim izlediğini ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Bu çerçevede farklı evrimsel iktisat okullarının ontolojisine ve epistemolojisine odaklanan karşılaştırmalı bir çözümleme yapıyor. Bu yazıyı izleyen "Faiz Oranı, İktisadi Gelişme ve Evrimsel İktisat" başlıklı yazı ise İbrahim Tanyeri'ye ait. Tanyeri, yazısında, faiz oranının iktisadi gelişme ile evrimsel iktisadın en önemli bağımsız değişkenlerinden biri olduğunu savunuyor. Tanyeri'ye göre temel dinamiği kar olan kapitalist sistem, ayakta kalabilmek için yeniliklere başvurmak zorundadır. Bu çerçevede yenilikleri gerçekleştirmek için gerekli olan finansal sermayenin bedeli olan faiz oranı, yeniliklerin hangi hızla gerçekleştirileceğini belirleyen önemli bir değişken olarak sermaye birikimini, iktisadi gelişme hızını ve kâr oranını etkiler. Metin Sarfati, "Adam Smith'in Ekonomi Politiği Darwin'i Etkilemiş midir?" başlıklı yazısında klasik politik ekonominin Thomas Hobbes, Thomas Robert Malthus'un kötümser vizyonuna dayalı okumasının Darwin düşüncesinin iktisadi düşüncede ya da daha genel olarak sosyal bilimlerde yanlış kullanımına yol açtığını savunuyor. Bu çerçevede klasik politik ekonomi ve Darwin ilişkisine dair Adam Smith'e dayalı farklı bir okuma öneriyor. Bu yazıyı izleyen ""Sağdan git hep sağdan, kaldırımın sağından!" Evrimsel Oyun Teorisi ve Koordinasyon Konvansiyonları" başlıklı ilginç yazısında N. Emrah Aydınonat, evrimsel oyun teorisi modellerinin konvansiyonlar ve sosyal kurumlar hakkında düşünmek ve onların ortaya çıkışları ile ilgili senaryoları değerlendirmek için değerli bir çerçeve sunduğunu savunuyor. Hüseyin Özel, "Evrim, İktisat ve Sosyal Teori: Aykırı Yol Arkadaşları?" başlığını taşıyan yazısında evrim düşüncesinin sosyal teori ve iktisatta kullanımını, üç farklı düzeyde ele alıyor. Ona göre sosyal teori ve iktisat, evrim düşüncesine başvururken eğretileme, varlık felsefesi ve nedensel mekanizma düzeyleri arasındaki farkları dikkate almak zorunda. Özel, bu düzeylerin birbirine karışmaması için başlangıçta evrim kavrayışının açıkça ortaya konulması zorunlu olduğunu vurguluyor. Altuğ Yalçıntaş, "İktisat Doğa Bilimlerinin Mekke'si mi Oluyor? Toplumsal ve Doğa Bilimleri İlişkisi Üzerine Bir Atıf Analizi" başlığını taşıyan incelemesinde bibliometri adı verilen yeni bir araştırma yöntemini kullanarak son dönemde iktisat ve doğa bilimlerinin karşılıklı etkileşiminin mahiyetine odaklanıyor. Yalçıntaş, bulgularından hareketle son birkaç on yıldır, baştaiktisat olmak üzere sosyal bilimler ve doğa bilimleri arasındaki ilişkinin yönünün büyük ölçüde tersine döndüğünü ve artık sosyal bilimlerin de genel bilim literatürüne yöntem ve bulgularıyla katkılar yaptığını savunuyor. "Veblen'in İktisadi Analizinde Sosyo-Ekonomik Evrim ve Darwinizm" başlıklı yazısında Gülenay Baş Dinar, değişim ve evrim halindeki iktisadi sistemi inceleyebilmek için neoklasik iktisadın ortaya koyduğu statik kavramsal çerçevenin dışına çıkılması gerektiğini, Thorstein Veblen'in neoklasik iktisadın bu statik doğasını reddetmesi ve iktisadı, iktisadi değişimi ve evrimi dikkate alacak bir şekilde kavraması nedeniyle neoklasik iktisada alternatif olarak görülebilecek bir yaklaşım ortaya koyduğunu savunuyor. Derya Güler Aydın, "Schumpeter'in Evrimsel Yaklaşımı: Kendinden Düzenlenme ve İktisadi Gelişme" adını taşıyan yazısında Joseph Schumpeter'in evrimsel düşüncesine odaklanıyor. Ve Schumpeter'in evrimsel analizinin bir yandan çoklu ve karşılıklı nedenselliğin, diğer yandan da radikal yeniliklerin neden olduğu değişimin sonucu olan belirsizliğe vurgu yaptığını savunuyor. Aydın, Schumpeter'in iktisadi evriminin, sonucu önceden kestirilebilir bir süreçten çok, sonuçları öngörülemeyen dönüşümsel bir süreç olduğunun altını çiziyor. İzleyen yazı Ercan Eren, Rüya Eser ve Hale Kırer tarafından kaleme alındı. "Kompleksite İktisadı ve Ekonofizik" konulu yazıda yazarlar geleneksel iktisat teorisi içerisinde karmaşık yapıların basite indirgenerek çözümlenmeye çalışılmasının yetersizliği karşısında artan sayıda bilim insanının kompleks ve düzensiz ekonomik olgularda kompleks sistem analizlerinin teorik ve analitik araçlarını kullanmaya başladığını vurguluyorlar. Bu çerçevede yazıda son dönemde gelişen ve özellikle "yeni" matematik, fizik ve biyolojiden faydalanan kompleksite iktisadının ve "yeni" fiziği iktisat alanında kullanan fizikçilerin öncülük ettiği ekonofiziğin temel özelliklerini ortaya koyuyorlar. Elinizdeki derlemenin son yazısı ise Muammer Kaymak'ın "Klasik Politik Ekonomi, Tarih-sellik ve Mekanistik Yaklaşım" başlıklı yazısı. Kaymak, yazısında klasik politik ekonomi içindeki tartışmalardan hareketle yerleşik neoklasik iktisadın eleştirisinin epistemolojik düzeyde değil ontolojik düzeyde yapılması gerektiğini, bu çerçevede yerleşik iktisada yönelik evrimsel iktisat temelli eleştirinin, sağladığı perspektif zenginliğine karşın sınırlı bir etki doğurduğunu vurguluyor

    Periviable Preterm Premature Rupture of Membranes: A Retrospective Study on Determinants of Neonatal Mortality

    No full text
    Purpose: The present study aimed to determine the risk factors for fetal and neonatal mortality in the context of Periviable Preterm Premature Rupture of Membranes (PPROM). Patients and Methods: This was a retrospective cohort study conducted at perinatology department of Zekai Tahir Burak Research and Training Hospital. The study population consisted of patients with PPROM before completing the 23rd gestational week were opted for expectant management. Maternal and Neonatal characteristics were recorded. Multivariate Logistic Regression with backward elimination is performed to investigate the effect of certain parameters on neonatal mortality. Results: In multivariate logistic regression model, gestational age <21 weeks at onset of PPROM (Odds Ratio (95% confidence interval): 8.58 (2.41–30.5), p<0.01) and nulliparity (Odds Ratio (95% confidence interval): 4.47 (1.25–15.9), p: 0.02) were independently associated with stillbirth or delivery before 23rd weeks. According to Cox regression model, the significant determinants of survival were: completed gestational weeks at delivery, sepsis in the first neonatal week and presence of pulmonary hypoplasia. Conclusion: The present data suggest that favorable outcomes can be anticipated in periviable PPROM that has occurred after 22th gestational weeks. Completed gestational weeks at delivery and nulliparity are other important determinants of mortality
    corecore