7 research outputs found

    Organik Tavukçuluk Projesi (Organik Yumurta Tavukçuluğu)

    Get PDF
    Bu çalışmada, dış kaynaklı beyaz (Lohmann LSL) ve yerli kahverengi (ATAK-S) yumurtacı tavukların organik ve konvansiyonel sistemde yetiştirilmelerinin yumurta verim performansı, yumurta iç ve kabuk kalitesi, yumurtanın kısımları, protein oranı, kolesterol miktarı ile yağ asitleri kompozisyonu üzerine etkileri incelenmiştir. Her iki yetiştirme sistemde de beyaz yumurtacılar yerli kahverengi yumurtacılara kıyasla daha yüksek yumurta verim ve ağırlığına sahip olmuşlardır. Organik sistemde beyaz yumurtacıların yumurta verimi ve toplam yumurta sayısı düşerken, kahverengi yumurtacıların yükselmiştir. Beyaz yumurtacıların yaşama gücü kahverengi yumurtacılara kıyasla organik sistemde % 14 düzeyinde daha düşük olup, ölümler kanibalizmden kaynaklanmıştır. Organik sistemde yumurta ağırlığı beyaz yumurtacılarda rakamsal, kahverengi yumurtacılarda ise istatistiki olarak artmıştır. Organik sistemde yem tüketimi yönünden genotipler arasında fark bulunmazken, kafes sisteminde kahverengi yumurtacılar beyaz yumurtacılardan % 3.77 oranında daha fazla yem tüketmişlerdir. Beyaz yumurtacılar kahverengi yumurtacılara kıyasla her iki yetiştirme sisteminde de daha düşük yemden yararlanma değerine sahip olmuşlardır. Yemden yararlanma değeri organik sistemde kafes sistemine kıyasla beyaz yumurtacılarda % 21.0, kahverengi yumurtacılarda ise % 8.8 düzeyinde kötüleşmiştir. Yumurta kabuk ve iç kalitesi beyaz yumurtacılarda daha iyidir. Yetiştirme sisteminin yumurta ak, sarı ve kabuk oranına, genotipin ak ve kabuk oranı üzerine olan etkileri önemli bulunmuştur (P<0,05). Her iki genotipte de organik yumurtaların kabuk oranının konvansiyonele kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür. Organik ve konvansiyonel beyaz yumurtalarda, kahverengi yumurtalara göre daha yüksek kabuk oranı olduğu tespit edilmiştir. Yumurta protein oranı üzerinde yetiştirme sisteminin etkisi önemsiz (P>0,05), genotip etkisi önemli (P0,05). Organik ve konvansiyonel yumurtaların linolenik ve toplam omega-3 yağ asitleri ile omega-6/omega-3 oranları arasında önemli (P<0,05) farklılıklar bulunmuştur. Organik yumurtaların omega-3 içeriği konvansiyonel yumurtalardan daha düşük, omega-6/omega-3 oranı ise daha yüksektir. Sonuç olarak, yetiştirme sistemi ve genotip incelenen yumurta verim ve kalite parametreleri üzerine önemli etkilerde bulunmuştur

    Organik Tavukçuluk Projesi (Organik Etlik Piliç Yetiştiriciliği)

    Get PDF
    Ülkemizde bu konu ile ilgili olarak ilk olan bu projede organik ve konvansiyonel etlik piliç yetiştiriciliği verim, kalite ve maliyet yönleriyle karşılaştırılmıştır. Projede aynı zamanda, organik etlik piliç yetiştiriciliğinde yerli yem katkı maddesi olan eterik yağ katkısının kullanılabilirliği araştırılmıştır. Projede yavaş gelişen ve hızlı gelişen etlik piliç genotipleri kullanılmıştır. Yavaş gelişen etlik piliçler hem organik hem de konvansiyonel, hızlı gelişen etlik piliçler sadece konvansiyonel şartlarda yetiştirilmiştir. Yavaş gelişen etlik piliçler organik sistemde daha iyi yemden yararlanma değeri gösterirken, konvansiyonel sistemde yetiştirilen hızlı gelişen etlik piliçlere göre yaklaşık % 51 daha kötü yemden yararlanma değeri elde edilmiştir. Kalite parametreleri açısından farklılık genelde genotip farklılığından kaynaklanmıştır. Organik sistem kalite, lezzet ve sağlık açısından incelenen parametrelerde herhangi bir iyileşme sağlamamıştır. Omega-3 miktarının organik piliç etinde daha az çıkması organik sistem için beklenenin tam tersi bir durum olup, bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Eterik yağ karışımı katkısı, konvansiyonel hızlı gelişen grupta yemden yararlanma ve mortalite oranında önemli iyileşmeler sağlarken, yavaş gelişen etlik piliç gruplarında incelenen özellikler açısından herhangi bir farklılık oluşturmamıştır. Gerek yemden yararlanma değerindeki kötüleşmenin, gerekse maliyetlerdeki yüksekliğin, organik piliç etinin konvansiyonel piliç etine kıyasla 2 katı fiyatla satılması ile giderilebileceği ve daha karlı bir üretim olacağı görülmüştür. Bu proje ile ülkemizde ilk kez organik etlik piliç yetiştiriciliği başarılı bir şekilde bilimsel olarak incelenmiş ve uygulanmıştır. Yem kompozisyonu, genotip ve gezinme alanı bitki örtüsü ile organik sistemde yetiştirilen etlik piliçlerin besi performansı ve et kalitesi arasındaki ilişkilerin ortaya konduğu daha fazla sayıda araştırmaya ihtiyaç vardır

    Farklı düzeylerde kalsiyum ve fosfor içeren yumurta tavuğu karma yemlerine bor ilavesinin verim performansı, yumurta kalitesi ile bazı kan, kemik ve dışkı parametreleri üzerine etkileri

    No full text
    Bu tezde standart ve düşük düzeyde Ca ve P içeren yumurtacı tavuk yemlerine bor ilavesinin verim performansı, yumurta kalitesi, kemik parametreleri, serum, dışkı, kemik ve yumurtadaki mineral düzeyleri üzerine etkisi incelenmiştir. Araştırma 46 haftalık yaşta 576 adet beyaz yumurtacı tavuk (Super Nick) ile 20 hafta sürdürülmüştür. Standart ve düşük düzeyde Ca ve yararlanabilir P içeren kafes tavuk yemlerine üç farklı düzeyde (0, 75, 150 ppm) bor katılmak suretiyle 6 farklı yem karması hazırlanarak deneme grupları oluşturulmuştur. Yemin Ca ve P içeriğinin düşürülmesi yumurta verim performansı ve yumurta iç kalitesini olumlu, yumurta kabuk kalite kriterleri ve kemik kesme kuvveti ile kemik stresini olumsuz olarak etkilemiştir. Yeme bor ilavesi tavukların yem tüketimi, yumurta ağırlığı ve deneme sonu canlı ağırlığını düşürmüş, yumurta kabuk oranı, kabuk kalınlığı ve kabuk kırılma direncini artırmıştır. Bor ilavesinin serum mineral seviyeleri ile ALP ve ALT aktiviteleri, tibia kemiğinin biyomekanik özellikleri ile tibia kemiği kül içeriği ve mineral madde miktarları üzerine etkisi olmamıştır. Yumurta verim performansı ve kabuk kalitesi ile dışkı mineral içerikleri yönünden yem Ca-P içeriği ile yeme ilave edilen bor miktarı arasında interaksiyonlar bulunmuştur. Yumurtacı tavuk yemi standart düzeyde Ca-P içeriyorsa 150 ppm, düşük düzeyde Ca-P içeriyorsa 75 ppm yeme bor ilavesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır

    The effects of boron supplementation to layer hen diet containing different levels of calcium and phosphorus on mineral content of egg

    No full text
    Bu çalışmada standart ve düşük düzeyde Ca ve P içeren yumurtacı tavuk yemlerine bor (0, 75 ve 150 ppm) ilavesinin yumurtada mineral düzeyleri üzerine etkisi incelenmiştir. Araştırma 46 haftalık yaşta 576 adet beyaz yumurtacı tavuk (Super Nick) ile 20 hafta sürdürülmüştür. Standart ve düşük düzeyde Ca ve yararlanabilir P içeren kafes tavuk yemlerine üç farklı düzeyde (0, 75, 150 ppm) bor katılmak suretiyle 6 farklı yem karması hazırlanarak deneme grupları oluşturulmuştur. Yeme ilave edilen bor miktarı arttıkça yumurta yenebilir kısmındaki bor miktarı da artmıştır. Yeme 150 ppm bor ilavesiyle yumurta yenebilir kısmında bor ilave edilmeyen gruba kıyasla 2.5 kat daha fazla bor birikimi saptanmıştır. Yem Ca-P seviyesinin düşürülmesi yumurta kabuğunda biriken bor miktarını artırmış, yumurtanın yenebilir kısmı Ca ve P miktarını azaltmıştır (P<0.01). Düşük düzeyde Ca-P içeren yeme bor ilavesi yumurta yenebilir kısmındaki Ca ve Pmiktarını artırmış ve standart düzeyde Ca-Piçeren grupla benzer düzeye getirmiştir. Yem Ca-Pseviyesi ve yeme bor ilavesi yumurta kabuğu ve yumurtanın yenebilir kısmının kül miktarları ile Mg, Fe, Zn ve Cu miktarlarını etkilememiştir (P>0.05).In this study, effects of boron supplementation to layer diet containing different levels of calcium and phosphorus on mineral levels of egg were investigated. The experiment was lasted for 20 wk period using 576 laying hens of commercial white strain (Nick chick) at 46 weeks of age. Two dietary calcium and phosphorus levels (standard and low) and three supplemental boron levels (0, 75 and 150 ppm) were the variables in the present study. Consequently, 2x3 factorial arrangement was designed. As the supplemental boron dose was elevated, boron level in edible portion of egg was increased. The supplementation diet with 150 ppm boron induced a 2.5 fold increase in the boron content of edible egg portion compared with the unsupplemented group. Dietary Ca and P deficiency significantly increased boron in the egg shell. Decreasing the level of feed Ca-P resulted increase in boron accumulation in the eggshell and decreased the retention of Ca and P in the edible egg portion. Boron supplementation to Ca-Pdeficient diets increased Ca and Plevel in the edible egg portion, and comparable to that of standard Ca-P diets. Ash levels and Mg, Fe, Zn and Cu contents of the egg shell and edible egg parts were not influenced by diet Ca and Plevel or boron supplementation (P>0.05)

    The Long Term Effects of Fairly Low-level of Supplemental Fat on the Productive Performance of Commercial Layers

    No full text
    Laying hens were fed commercial diets added with supplemented fat (SFAT) at 0.6, 1.2, and 1.8% in order to study the long term dietary effects - on - their productive performance from 22 to 75 wk of age. Five hundred and seventy six Single Comb White Leghorn hens were assigned to one of the four dietary treatments. The experimental phase consisted of three periods of 18 wk each. The final body weight and gain of hens fed on diets with SFAT at 1.2% and 1.8% were lower (p<0.05) than those hens given no SFAT. The SFAT at the 1.2% and 1.8% levels improved egg production rate, egg weight and mass, as well as FCR. Mortality and feed consumption were not affected by dietary SFAT. Administration of a diet with SFAT significantly decreased the cracked-broken egg ratio (p<0.01). The beneficial effects of SFAT on egg production performance were particularly more pronounced at intermediate and later ages. Hence, SFAT by period interactions were significant for all traits studied except feed intake. Hens fed SFAT deposited significantly higher abdominal fat than those on the no-SFAT diet. As a result, SFAT at 1.2% and 1.8% inclusion levels provided benefits in terms of efficient table egg production

    Effects of Boron Supplementation to Diets Deficient in Calcium and Phosphorus on Performance with Some Serum, Bone and Fecal Characteristics of Broiler Chickens

    No full text
    Three levels of boron (0, 30, 60 ppm) were supplemented in practical corn-soybean based starter and grower diets, containing either adequate or inadequate Ca or P. A total of 1,800, 1-day-old sexed broiler chicks were assigned to six dietary treatments and fed with the experimental diets for 42 days. Boron improved the overall feed conversion ratio, but increased body weight only at 21 days of age (p0.05). Dietary Ca and P deprivation reduced body weight and feed consumption significantly, but did not influence the feed conversion ratio and mortality (p>0.05). Serum Ca level, ALP and ALT activities were not influenced either by dietary Ca and P deficiency or boron supplementation. Serum P content increased with respect to boron at 30 ppm. Bone breakage strength was not affected by dietary variables. Tibia ash, Ca and P were increased in response to the supplementation diet with 30 ppm boron, whereas 60 ppm showed no effect in most cases. Accordingly, the dietary boron supplementation of 30 ppm significantly decreased fecal Ca and P excretion, while there was a numerical decline in the 60 ppm boron as compared to the 0 ppm boron group. Data presented herein indicated that boron, either at the 30 ppm or 60 ppm supplementation level, was effective in conversion of feed to body weight, whereas only boron at 30 ppm contributed to the mineralization of bone thereby augmenting more Ca and P while excreting less through faeces

    The Effects of Natural Zeolit Supplemented into Litter on Growth Performance and Welfare of Broilers

    No full text
    The objective of this study was to assess the effect of clinoptiolite (a natural zeolite) in two addition level (3 kg or 6 kg) and two particle size (ranging from 0.1 to 0.2 mm or 0.5 to 1.0 mm) as litter supplement on the growth performance, litter dry matter, ammonium release and foot pad lesion score of broilers. One thousand and eight hundred, one-day-old chickens were divided into five treatment groups with six replicates of 60 chicks. Bird density was 15/ m2 in floor pens where pine shavings was used as litter at the level of 5 kg/m2. Considering the main effect, neither addition level nor the particle size of zeolite supplemented to litter influenced the performance indices and mortality of broilers during the starter (1 to 28 days) and overall growth period (28 to 42 days). Supplementing zeolite to litter at the level of 6 kg/m2 induced a significant increase in litter dry matter (%) at days 28 and 35 when compared to treatment with 3 and 0 kg/m2. At 42 days of age, food pad lesion score of birds reared on litter supplemented with large sized zeolite particles was lower than those grown on litter with added little sized zeolite. In conclusion, addition level and particle size of natural zeolite supplemented to litter had no significant effect on broiler performance and ammonia release from litter
    corecore