13 research outputs found

    Heavy metal contamination & ecological risk assessment in the sediments of Melen River, Duzce, Turkey

    No full text
    Sediment samples were collected from along the Melen River. Those sediments have been affected municipal and industrial discharges that generated in around Duzce City, Turkey. In this study, the Melen River sediment pollution parameters were investigated. All locations are moderately enriched for Cr, Zn, and Pb and significantly enriched for Cd, Ni, and As. Ecological risk for Cd above 80 (97.21) and As was 76.99, indicating that this heavy metals pose moderate, moderate/high risk to the local ecosystem. All of the samples fall in the polluted areas (PLI) and the highest pollution load index (PLI) (11.36) value was observed at the DM14 site. According to PCA analysis, the pollution levels of heavy metals in DM1, DM2, and DM3 locations were relatively lower than other sample locations. Cu, Cr, As, and Ni contents falls between the TEL and PEL values, moreover Ni concentration exceed to both of the PEL and ERM values. Especially, according to high values of Eri, PCA, and SQG in between DM9 to DM15 locations, studied sediments have under the moderate toxicity risk for Ni, Cd, As, and Cu. © by PSP

    Geochemical Properties Of Melen River Sediments (Duzce Plain)

    No full text
    Melen havzası, Türkiye’nin en önemli su havzalarının başında gelmektedir. Bu çalışmada Melen Nehrinin,özellikle de orta kesimindeki sedimentlerin jeokimyasal özelliklerinin araştırılması amaçlanmıştır. Akarsuyunmemba tarafındaki sedimentlerin ağır metal içerikleri, nispeten daha düşük iken, orta kısımlardaki sedimentlerdeise yüksek ağır metal miktarları bulunur. Sedimentlerdeki ağır metal içerikleri, birçok lokasyonda, Üst KıtasalKabuk değerlerinden oldukça yüksek değerlerdedir. Özellikle, yüksek ağır metal içerikleri nehrin orta kısımları ilenispeten mansaba yakın kesimlerinde görülür. İnceleme alanındaki sedimentlerin organik karbon içerikleri deoldukça yüksek değerlerdedir (% 3.3). Sedimentlerdeki ağır metal konsantrasyonlarıyla organik karbon içerikleriarasında orta-yüksek pozitif korelasyon gözlemlenmektedir. Özellikle, Melen Nehrinin orta kesimlerindeki builişki, hem akarsuyun menderesli morfolojisinden hem de evsel ve/veya endüstriyel atıkların yeterince arıtılmadan,nehre deşarj edilmesinden kaynaklanıyor olmalıdır. Melen Nehri sedimentleri, incelenen lokasyonlarda Nibakımından ciddi kirlilik tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayrıca Cr, Cu, Ni ve As birçok örnekleme alanında ağırmetal kirliliği sınırında oldukları veya bazı kısımlarda sınır değerlerini aştıkları söylenebilir.The Melen Basin is one of the most important water basins in Turkey. In this study, it is aimed to reveal thegeochemistry of sediments that especially the middle part of Melen River. The heavy metal contents of sedimentson the upstream side of the river are relatively low; in contrast, in the middle part of river sediments have highheavy metal contents. The heavy metal contents in the sediments are considerably higher than the UpperContinental Crust values at many points. In particular, the high heavy metal contents in the sediment samples arevisible in the mid-section of the river and relatively close to the downstream section. The organic carbon contentof sediments in the study area is also very high (3.3%). A medium to high positive correlation is observed betweenthe heavy metal concentrations and the organic carbon content in sediments. In particularly, this relationship inthe central parts of the Melen River sediments should be due to both from the meander morphology of the MelenRiver and from the discharge of domestic and / or industrial wastes without adequate treatment. It can be said thatthe Melen River sediments face serious pollution hazard in terms of Ni in the studied locations. In addition, inmany sediment samples area, heavy metal pollution of Cr, Cu, Ni, and As are considered to be on border and/orsome parts exceed to pollution limit values

    Synthesis and characterization of novel oxime derivatives

    Get PDF
    WOS: 000391709300008Background: The synthesis of effective drugs are very important for the scientist. The various biological effects of the thiazole, oxime and ether functional groups are well known properties by the drug developers. So we have synthesised new molecules which contains three of them on the same molecules. Methods: The acetophenone derivatives have been used for synthesis new oximes. The synthetic pathway includes mainly four steps. sl. alpha-Bromination of acetophenone derivatives, s2. Synthesis of thiazole ring using brominated acetophenones, s3. Synthesis of ethers using synthesised thiazole, s4. Synthesis of oximes. Results: The synthesised molecules characterised using IR, I H-NMR, 13C-NMR and elementel analysis methods. Conclusion: The new oximes which include thiazole and ether groups have been synthesised using acetophenone derivatives.Eskiehir Osmangazi Uni.Research Project Comm. [200819034]This paper supported by Eskiehir Osmangazi Uni.Research Project Comm. with 200819034 project number

    Depositional environment characteristics of UlukA +/- AYla Evaporites, Central Anatolia, Turkey

    No full text
    Ozturk, Muhammed Zeynel/0000-0002-9834-7680WOS: 000400272000010This paper examines evaporated deposits of gypsum known as the UlukA +/- AYla Evaporites located in the UlukA +/- AYla Basin, central Anatolia, Turkey. The Late Eocene compression between the Eurasian and Afro-Arabian plates formed numerous shallow epicontinental basins in SE central Anatolia. During this period, the UlukA +/- AYla Basin was a shallow marine environment. The composition of the UlukA +/- AYla Basin indicates that gypsum and stromatolite were deposited due to an arid climate and sea level oscillation between 37.25 and 38.52 Ma. Oxygen, sulfur, and strontium isotopes and the geochemistry of the evaporated rocks were measured to understand the paleoenvironment of this formation. Trace element analyses of Fe, K, Mg, Na, Mn, Sr, Ni, and Cu from the gypsum samples showed very high variability. The average K/Na, Sr/Ca, and Mg/Na were measured to be 0.4, 2.35, and 2.9 %, respectively, which indicates that the UlukA +/- AYla gypsum lies in a formerly hypersaline environment. Sr-87/Sr-86, O-18, and S-34 isotope ratios indicate that the gypsum was deposited in marine water then mixed with fresh continental water.Nigde University Research Found (NUAF) [FEB 2008/22]Financial support for this study by Nigde University Research Found (NUAF) (Project No: FEB 2008/22) is gratefully acknowledged

    Antalya Körfezi kıta sahanlığının geç kuvaterner jeolojisi: Sedimentolojik, mineralojik, jeokimyasal ve sismik araştırmalar

    No full text
    Antalya Körfezi kıta sahanlığında geç Kuvaterner iklimsel deniz seviyesi ve jeomorfolojik değişimlerin etkilerini ve Holosen sediment tür ve dağılımlarını incelemek amacı ile gerçekleştirilen bu proje raporu sismik, sedimentolojik, mineralojik ve jeokimyasal çalışma sonuçlarının yorumlarını kapsamaktadır. Antalya Körfezi kıta sahanlığından elde edilen yüksek ayınmlı sığ sismik yansıma verileri, akustik temel (AB) üzerinde uzanan dört farklı çökel serisinin (l, 2, 3 ve 4) varlığını ortaya koymaktadır. Bunun yanısıra, sismik veriler üzerinde Flandriyen Transgresyonu (Holosen dahil) öncesi çökel serileri (1,2 ve 3) ile Flandriyen dönemi çökel serisini (4) ayıran bir R yansıtıcı yüzeyi belirlenmiştir. Bu yüzey kıta sahanlığının karasal ortam/akarsu erozyonlarına maruz kalmasıyla oluşan, Flandriyen öncesi aşınım yüzeyi olarak yorumlanmıştır. Akustik temel, kıyıdaki formasyonların denize doğru uzanımı niteliğinde olup, muhtemelen taban kayayı temsil etmektedir. Bölgeye ait en genç (Holosen dönemi de içine alan) çökel serisi 4 ise Flandriyen Transgresyonunu temsil etmekte ve günümüzden yaklaşık 18.000 yıl önce deniz seviyesinin - 100/-130 m'ye alçaldığı dönemde çökelmeye başlamıştır. Sismik profillerin daha alt kısımlarında görülen yaşlı serilerin (çökel serisi l, 2 ve 3) Flandriyen transgresyonu döneminden önce (Geç Pleyistosen ve daha öncesi) çökeldikleri düşünülmektedir. 18-880 m su derinlikleri arasında alınan ve 20-184 cm kalınlıklara sahip karotlarda hakim sediment türleri karasal silisiklastik az çakıllı çamur olup, bentik-biyojenik malzemelerden oluşan denizel karbonat miktarları genelde % 15-25 arasında değişmekte fakat kıyıya yakın bölgelerde yer yer % 70'e varmaktadır. % 0.05-3.87 arasında değişen oranlardaki sedimenter organik karbon değerleri denizel organik üretime ilaveten karasal girdilere bağlanmaktadır. Smektit, illit, klorit, ve kaolinit birlikteliğinden oluşan ve genelde kıyıardı kaynak kayaçlann aynşma ürünü olan kil miktarları denizel hidrodinamik süreçlerin etkisinde körfezde oldukça homojen bir dağılım sergilemektedir. Element miktarlan farklı oranlardaki litojenik ve biyojenik malzemelerin varlığı ile kontrol edilmekte ve genelde yerkabuğu ortalaması ile uyum içinde iken, Cr, Ni ve Mg artışlannın bölgedeki ofiyolitik kayaçlardan ve Pb ve As ise kısmen antropojenik kaynaklardan gelmiş olabileceği düşünülmektedir. İncelenen sediment karotlannın yükselen deniz seviyesine bağlı Holosen transgresif süreçlerin etkisinde biriktiği büyük olasıdır
    corecore