31 research outputs found

    BİST’TE YER ALAN İMALAT İŞLETMELERİNE YÖNELİK ETKİNLİK ÖLÇÜMÜ VE PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ: VERİ ZARFLAMA ANALİZİ VE TOPSİS UYGULAMASI

    Get PDF
    Performansın iki önemli göstergesi olan verimlilik ve etkinlik kavramları günlük hayatta birbirlerinin yerine kullanılsa da gerçekte taşıdıkları anlamlar birbirinden farklıdır. Verimlilik kavramı çıktılar ile girdiler arasındaki oransal ilişkiyi ifade eder. Etkinlik kavramı ise; örgütlerin tanımlanmış amaçlarına ve stratejik hedeflerine ulaşmak amacıyla gerçekleştirdikleri faaliyetlerin sonucunda, bu amaçlara ve hedeflere ulaşma derecesini belirleyen bir performans boyutudur. Etkinliğin ölçülmesine yönelik birçok analiz yöntemi geliştirilmiştir. Araştırmada etkinlik ölçüm yöntemlerinden veri zarflama analizi kullanılmıştır. Bu çalışmada; BİST’te işlem gören ve imalat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin performans ve etkinlik ölçümü yapılmıştır. Bu amaçla etkinlik analizlerinde sıkça kullanılan veri zarflama analizi yöntemi ile çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan TOPSİS yöntemi kullanılmış ve işletmelerin performansları incelenmiştir. İmalat sektöründe yer alan işletmelerin 2012-2014 yıllarına ait yıllık bilanço ve gelir tabloları ile finansal oranları hesaplanmıştır. Hesaplama yapılırken; cari oran, nakit oran, likidite oranı, stok devir hızı, alacak devir hızı, aktif devir hızı, özsermaye kârlılığı, net kâr marjı kriterleri doğrultusunda değerlendirmeler yapılmıştır. Veri zarflama analizinde girdi verileri seçilirken; cari oran, likidite oranı ve stok devir hızı kullanılırken, çıktı verileri için; net kâr marjı, özsermaye kârlılığı ve aktif kârlılık oranları kullanılmıştır. Çalışmanın amacı; imalat sektöründe yer alan işletmelerin performans ve etkinliklerini ölçerek işletmelerin daha etkin hale gelebilmesi için önerilerde bulunmaktır.Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından, 4658-YL1-16 no’lu proje ile desteklenmiştir

    VERİ ZARFLAMA ANALİZİNİN GIDA SEKTÖRÜNE UYGULANMASI

    Get PDF
    Bu çalışmada 2015-2017 yılları arasında BİST’te işlem gören 23 gıda şirketinin veri zarflama analizi yöntemi yardımıyla etkinlik ölçümü yapılmıştır. Veri zarflama analizi yöntemlerinden BCC, CCR ve ölçek etkinlik yöntemine göre etkin olan ve olmayan işletmeler belirlenmiştir. Gıda sektöründe yer alan işletmelerin 2015-2017 yıllarına ait yıllık bilanço ve gelir tabloları ile finansal oranları hesaplanmıştır. Veri zarflama analizinde girdi verileri seçilirken; cari oran, nakit oran, kısa vadeli yabancı kaynak/ aktif toplamı oranı ve özsermaye/aktif toplamı oranı kullanılırken, çıktı verileri için; aktif kârlılık ve özsermaye kârlılığı oranları kullanılmıştır. Girdiye yönelik CCR yönteminde ele aldığımız 3 yılda da etkin çıkan tek işletme Konfrut Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.dir. Girdiye yönelik BCC yönteminde ise Altınyağ Kombinaları A. Ş, Dardanel Önentaş Gıda Sanayi A.Ş., Ekiz Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş., Kerevitaş Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., Konfrut Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., Pınar Entegre Et ve Un Sanayi A.Ş. ve Taç Tarım Ürünleri Hayvancılık Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.dir. Ölçek verimliliğe sahip olan tek işletme ise; Konfrut Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.dir. Anahtar Kelimeler: Gı

    Kanal tedavi kalitesinin klinik radyogram, in-vitro bukkolingual ve meziyodistal projeksiyonla elde edilen radyogramlar üzerinde karşılaştırmalı olarak incelenmesi

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, klinik radyogramların kanal dolgu kalitesiyle ilgili gerçeği ne oranda gösterdiğinin saptanması, çevre dokuların kanal dolgu kalitesine etkisinin araştırılmasıdır. Çalışmaya alınan 52 çekilmiş kökten bir bukkolingual projeksiyon, bir de meziyodistal projeksiyonla olmak üzere toplam 104 radyogram elde edildi. Bu radyogramlarla birlikte, dişler çekilmeden önce alınmış klinik radyogramlar (toplam 138 radyogram) üzerinde köklerdeki kanal dolgu kalitesi iki endodonti uzmanı tarafından değerlendirildi. Değerlendirme sonunda iki okuyucu arasındaki uyumun % 51 ile % 81 arasında değiştiği saptandı. Kanal dolgu uzunluğunu belirlemede her üç radyogram arasında fark saptanmadı. Kanal dolgusunun sızdırmazlığı (homojenite ve kanal dolgusu ile kanal duvarı arasında boşluk olup olmaması) konusunda her üç radyogram (klinik radyogram, in vitfo bukkolingual ve meziyodisdal) arasında istatistiksel olarak fark saptandı. Kanal dolgusunun apikalinde görülebilir kanal varlığı açısından klinik ve meziyodistal radyogramlar arasında fark olduğu belirlendi. Sonuç olarak klinik radyogramlarda kanal dolgu uzunluğu doğru olarak saptanabilmektedir. Klinik radyogramlar, kanal dolgusunun homojenitesi ve kanal dolgusu ile kanal duvarı arasındaki boşluk olup olmaması konusunda yeterli bilgi veremeyebilmektedir. Mandibuler molarlarda meziyal kökteki iki kanalın tam dolup dolmadığı konusunda hekim tarafından hatalı değerlendirme yapılabilmektedir. Kök ucunun bukkal veya linguale kıvrık olduğu dişlerde, kanal dolgusunun apikalinde görülebilir kanal klinik radyogramda saptanamayabilmektedir. Klinik radyogramların kanal dolgu kalitesini saptamadaki bu yetersizliklerin kanal tedavisi uygulamalarında gözönüne alınmasının önemli yararı olacaktır.The two- dimentional images provide insufficient information on the quality of root canal fillings. In this study the reliability of buccolingual X-ray view of a root canal filling was assessed by comparing it to a mesiodistal X-ray and the buccolingual inspection of roots. The material consisted of three radiographs of each of 52 exracted roots: a clinical radiograph, an in vitro radiograph taken in the buccolingual projection, and an in vitro radiogrph taken in the mesiodistal projection. The radiographs analiysed by two observers and concensus was reached and used in the analyses. The agreement between the two observers was between 51 % and 81 %. The length of the root filling in each of three projections was interpreted to the same. In the clinic radiographs were recorded adequade seal more frequently in the clinical radiographs. It was concluded that the lengths of root fillings could be measured correctly in clinical radiographs. There was a risk of misinterpreting an inadequate seal as adequate in teeth with root fillings. The tissue surrouding teeth tended to cause an underregistration of the quality of root fillings

    BİST’TE İŞLEM GÖREN SİGORTA İŞLETMELERİ ÜZERİNE TOPSİS VE KÜMELEME ANALİZİ

    Get PDF
    Sigorta, karşılaşılması olası tehlikelerden ekonomik olarak daha az zararla çıkabilmek için olaydan önce alınan tedbirlerin tümüdür. Türkiye’de kriz dönemlerinin sık yaşanması ve sigorta sektörünün ekonomik gelişmelere karşı hassasiyet göstermesi sebebiyle çalışmada sigorta sektörü incelenmektedir. Bu çalışmada 2013-2017 yılları arasında BİST’te işlem gören yedi sigorta şirketinin finansal oranları dikkate alınarak çok kriterli karar verme yöntemlerinden TOPSİS yöntemi yardımıyla performans ölçümü yapılmış ve istatistiksel yöntemlerden olan hiyerarşik kümeleme yöntemiyle ilgili veriler kullanılarak benzeşen işletmeler kümelenmiştir. Bu iki analiz ile elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. İki yöntemin kullanılmasının amacı, literatürde TOPSİS ve kümeleme yöntemlerinin karşılaştırılmasına pek rastlanılmamasıdır. Genel olarak TOPSİS yöntemi ile analizde benzer performanslar gösteren işletmelerin, Hiyerarşik Kümeleme yöntemiyle analizinde de aynı kümelerde yer aldığı gözlemlenmiştir

    The effects of different thawing methods on protein quality of frozen fish

    No full text
    Bu çalışmada, donmuş alabalık (Oncorhynchus mykiss) ve sardalya (Sardina pilchardus)’ ın protein kalitesine, mikrodalgada, akan su altında ve oda sıcaklığında çözündürmenin etkileri araştırılmıştır. Balıkların protein kalitesinde meydana gelen değişimi belirlemek için myofibriller protein miktarı, protein çözünürlüğü ve sodyum dodesil sülfat poli-akrilamid jel elektroforezi (SDS-PAGE) analizleri yapılmıştır. Alabalık ve sardalyada dondurma ve çözündürme işlemi myofibriller proteinlerin miktarında azalmaya neden olmuştur (p<0.05). Genel olarak dondurma ve çözündürme işlemi her iki balık türü için protein çözünürlüğünde önemli bir azalmaya neden olurken (p<0.05), farklı çözündürme işlemlerinin protein çözünürlüğüne olan etkisi balık türlerine göre değişmiştir. Her iki balık türü için en yüksek protein çözünürlüğü akan su altında çözündürülme ile sağlanmıştır (p<0.05). SDS-PAGE analizi sonucunda ise farklı çözündürme metotlarının disülfit kovalent bağlarla protein denatürasyonuna neden olmadığı bulunmuştur. Elde edilen veriler, proteinlerin non-disülfit kovalent bağlarla veya protein-lipit gibi diğer bileşiklerle olan interaksiyonunun protein çözünürlüğünün azalmasının nedeni olabileceğini göstermektedir.In this study, the effects of thawing in running water, microwave and room temperature on protein quality of rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) and sardine (Sardina pilchardus) were investigated. The amounts of myofibriller protein, protein solubility and Sodium dodecyl sulfate polyacrylamide gel electrophoresis (SDS-PAGE) were analyzed to determine the protein quality of fish. The amount of myofibriller protein significantly decreased in each two fish species as a result of freezing-thawing process (<0.05). Thawing in microwave and room temperature caused a decrease in the amount of myofibriller proteins of rainbow tout and sardine (<0.05). In general, freezing-thawing process caused a significant decrease in protein solubility (<0.05), while the effect of different thawing process on protein solubility changed depending on fish species. The highest protein solubility in rainbow torut and sardine obtained with thawing in running water. As a result of SDS-PAGE, it was found that the different thawing methods didn't cause protein denaturation via disulfide covalent bonds. According to these data, it was suggested that the reason of the decrease in protein solubility could be resulted from polymerization of protein via non-disülfit covalent bonds and/or interaction of protein with other compounds such as the lipid-protein interaction

    BIST’DE İŞLEM GÖREN TURİZM İŞLETMELERİNİN TOPSIS YÖNTEMİ İLE FİNANSAL PERFORMANSLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

    Get PDF
    Turizm sektörü, gerek ekonomiye sağladığı katkı gerekse istihdam üzerindeki olumlu etkisi nedeniyle ülkelerin ekonomik kalkınmalarında önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle turizm şirketlerinin finansal performanslarını ölçmek yöneticiler, yatırımcılar ve sektörde yer alan diğer şirketler açısından oldukça önemlidir. Çalışmanın temel amacı, turizm şirketlerinin finansal performanslarını finansal oranlardan yararlanarak ölçmektir. Bu amaçla çalışmada TOPSİS yönteminden yararlanılmış ve Borsa İstanbul’da (BIST) işlem gören yedi turizm şirketinin 2010-2014 dönemine ilişkin finansal performansı likidite, kaldıraç, kârlılık ve faaliyet göstergeleri kapsamındaki sekiz finansal orana göre değerlendirilmiştir. Çalışmada, TOPSİS yöntemi kullanılmıştır. Analizde kullanılan Finansal Tablolar, BİST’ten elde edilmiştir. Çalışma sonucunda 2010-2014 döneminde BİST’te faaliyet gösteren turizm işletmeleri performansları değerlendirilmiştir

    TÜRKİYE’DE BANKA KREDİLERİNİN EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ / The Effect of Bank Loans on Economic Growth in Turkey

    No full text
    Bu çalışmada Türkiye özelinde bankaların kullandırdığı özel sektör kredileri ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi test etmek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda 1980-2019 dönemi yıllık verileri kullanılmıştır. Özel sektör kredilerinin büyüme üzerindeki uzun dönem ilişkisinin varlığını test etmek için Johansen eşbütünleşme testi, nedensellik ilişkisinin varlığı ve yönünün tespitinde Toda Yamamoto nedensellik testinden faydalanılmıştır. Çalışmada kurulan modele ekonomik büyümeyi temsilen reel GSYİH, özel sektör kredilerini temsilen bankaların özel sektöre kullandırdıkları kredilerin GSYİH içindeki payı ve kontrol değişkenleri olarak sermayeyi temsilen brüt sermaye oluşumunun GSYİH içindeki payı ve işgücünü temsilen çalışan kişi sayısı (milyon kişide) değişkenleri dahil edilmiştir. Bu model çerçevesinde yapılan analiz sonuçlarına göre özel sektör kredileri ile ekonomik büyümenin eşbütünleşik olduğu ve aralarında iki yönlü nedensellik ilişkisinin varlığı tespit edilmiştir

    Changes in Antibiotic Susceptibilities of the Most Frequently Used Empirical Therapies for Nosocomial Uropathogenic Escherichia coli Strains Over Time

    No full text
    Introduction: The aim of this study was to investigate the resistance of Escherichia coli isolates to the most frequently used antibiotics in empirical therapy of urinary tract infections. Materials and Methods: E. coli species were isolated from urine samples using standard isolation and identification procedures between January 2006-December 2008. The antibiotic susceptibilities were determined by disk diffusion tests according to the Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI) criteria. The most frequently used antibiotics for empirical therapy -ciprofloxacin, ceftriaxone, gentamicin, amikacin, trimethoprim-sulfamethoxazole and nitrofurantoin- were investigated for susceptibility and resistance patterns. Results: Five hundred ninety-eight E. coli isolates were investigated in this study. The resistance rates to ciprofloxacin and ceftriaxone were found to increase when compared to 2006 (p= 0.007, p= 0.002 and p< 0.001, p= 0.014, respectively), while increases in the resistance to the other antibiotics were not significant. E. coli isolates were mostly sensitive to amikacin, followed by nitrofurantoin. Conclusion: Each institution should assess resistance profiles with respect to the frequently isolated microorganisms at the related center

    A rare cause of pleural effusion: adult onset Still's disease

    No full text
    Adult onset Stills disease is a rare systemic inflammatory disorder. At the onset of the disease sore throat, pharyngitis; which does not respond to antibiotics, one or two times peaking febrile episodes, marked salmoncolored rash on the trunk and extremities, arthralgia, arthritis, myalgia, fatigue, loss of appetite with nausea and weight loss; hepatosplenomegaly and lymphadenopathy can be seen. Among laboratory examinations levels of ferritin and other acute phase reactants distinctly rise, and neutrophilic leukocytosis; ANA and RF negativity are detected. Pleural and pericardial effusions, transient pulmonary infiltration, and rarely myocarditis can be seen during the course of the disease. Here we report a patient who was examined for fever of unknown origin and diagnosed with adult onset Stills disease which is a rare etiology of pleural effusion
    corecore