8 research outputs found

    Evaluation of patients with fibrotic interstitial lung disease: Preliminary results from the Turk-UIP study

    Get PDF
    OBJECTIVE: Differential diagnosis of idiopathic pulmonary fibrosis (IPF) is important among fibrotic interstitial lung diseases (ILD). This study aimed to evaluate the rate of IPF in patients with fibrotic ILD and to determine the clinical-laboratory features of patients with and without IPF that would provide the differential diagnosis of IPF. MATERIAL AND METHODS: The study included the patients with the usual interstitial pneumonia (UIP) pattern or possible UIP pattern on thorax high-resolution computed tomography, and/or UIP pattern, probable UIP or possible UIP pattern at lung biopsy according to the 2011 ATS/ERSARS/ALAT guidelines. Demographics and clinical and radiological data of the patients were recorded. All data recorded by researchers was evaluated by radiology and the clinical decision board. RESULTS: A total of 336 patients (253 men, 83 women, age 65.8 +/- 9.0 years) were evaluated. Of the patients with sufficient data for diag-nosis (n=300), the diagnosis was IPF in 121 (40.3%), unclassified idiopathic interstitial pneumonia in 50 (16.7%), combined pulmonary fibrosis and emphysema (CPFE) in 40 (13.3%), and lung involvement of connective tissue disease (CTD) in 16 (5.3%). When 29 patients with definite IPF features were added to the patients with CPFE, the total number of IPF patients reached 150 (50%). Rate of male sex (p<0.001), smoking history (p<0.001), and the presence of clubbing (p=0.001) were significantly high in patients with IPE None of the women <50 years and none of the men <50 years of age without a smoking history were diagnosed with IPE Presence of at least 1 of the symptoms suggestive of CTD, erythrocyte sedimentation rate (ESR), and antinuclear antibody (FANA) positivity rates were significantly higher in the non-IPF group (p<0.001, p=0.029, p=0.009, respectively). CONCLUSION: The rate of IPF among patients with fibrotic ILD was 50%. In the differential diagnosis of IPF, sex, smoking habits, and the presence of clubbing are important. The presence of symptoms related to CTD, ESR elevation, and EANA positivity reduce the likelihood of IPF

    PALYATİF BAKIM BİRİMLERİNDE MANEVİ BAKIM VE HEMŞİRELİK

    No full text
    Ölüm insan hayatının kaçınılmaz ve karmaşık bir parçasıdır. İnsanlar ölüm ile yüzyüze geldiklerinde yaşamın ve ölümün anlamını sorgulama içine girebilirler. Palyatif bakımın amacı yaşamının sonuna gelmiş hastaların acı, ızdırabının azaltılması, ortaya çıkan semptomlarının kontrol edilmesi ve huzurlu ölümlerini sağlamaktır. Palyatif bakımda bireylerin rahatlatılmasında genellikle fiziksel semptomlara odaklanılmaktadır fakat hastanın yaşadığı sıkıntılar psiko sosyal ve manevi kaynaklı olarak ta ortaya çıkabilmektedir. Palyatif bakımda maneviyatın rolü yaşamı ve ölümü sorgulama içine giren kişilerin bütüncül bir bakış açısı ile ele alınmasında ki önemidir. Araştırma sonuçları,palyatif bakıma gereksinim hastaların ruhsal ihtiyaçlarının oldukça geniş olduğunu, hastaların yaşamlarının birçok yönünü kapsadığını ve sadece din ile sınırlı kalmadığını göstermektedir. Hemşireler palyatif bakım birimlerinde uygulayacakları manevi bakım ile birlikte hastaların son dönemini huzur içinde geçirmesini sağlayabilirle

    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN MANEVİ YÖNELİMLERİ VE SAĞLIK ALGILARI

    No full text
    Giriş: Gençlik döneminin bir parçası olan üniversite yaşamı öğrenciler için kendi rutinleri ve yaşam alışkanlıklarında ki birçok değişikliği beraberinde getirmektedir. Maneviyat öğrencilerin karşılaştıkları ve kontrol altına alamadıkları bu zorlukların aşılmasında önemli bir başa çıkma mekanizmasıdır. Manevi yönelim bireyi sevgi, anlam, huzur, umut, esenlik ve bütünlük gibi sağlıkla ilişkili birçok kavramada yönlendirmektedir. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı-ilişki arayıcı bir çalışmadır. Araştırmanın evrenini bir meslek yüksekokulunda I. ve II. Öğretimde öğrenimlerine devam eden 2160 öğrenci oluşturmuştur ve araştırma 250 öğrenci ile tamamlanmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından literatür doğrultusunda geliştirilen ‘Yapılandırılmış Kişisel Bilgi Formu’, ‘Manevi Yönelim Ölçeği’ ve ‘Sağlık Algısı Ölçeği’ kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizi için SPSS 21.0 Paket programı kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin manevi yönelim puanlarının 92,62±23,31 olduğu görüldü ve manevi yönelimlerinin yüksek olduğu görüldü.  Kontrol merkezi alt boyutundan 14,59±2,84; Kesinlik alt boyutundan 11,36±2,16; sağlığın önemi alt boyutundan 6,97±2,66; öz farkındalık alt boyutundan 6,85±2,35 ve sağlık algısı ölçeği toplamından 39,78±5,46 puan aldıkları görüldü. Manevi yönelim yükseldikçe kontrol merkezi (p:0,033); kesinlik (p:0,003); öz farkındalık (p:0,015) alt boyutlarının puanlarının yükseldiği; sağlığın önemi alt boyutunun puanının ise düştüğü görüldü(p:0,000). Sonuç: Öğrencilerin manevi yönelimleri ve sağlık algısı ölçeğinin alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki mevcutken sağlık algısı toplam puanının manevi yönelimle ilişkili olmadığı görüldü. Manevi yönelimin kontrol merkezi, kesinlik ve öz farkındalık alt boyutlarını olumlu etkilediği düşünüldüğünde öğrencilerin sağlık algılarının yükseltilmesinde manevi kaynakları kullanılabilir
    corecore