229 research outputs found

    PENGARUH PROFITABILITAS, LIKUIDITAS DAN KEBIJAKAN DIVIDEN TERHADAP HARGA SAHAM PADA PERUSAHAAN INDEKS LQ45 DI BURSA EFEK INDONESIA

    Get PDF
    Penelitian ini dilatar belakangi oleh menurunnya harga saham pada perusahaan yang terdaftar dalam indeks LQ45 di Bursa Efek Indonesia periode tahun 2008-2012. Penelitian ini bertujuan untuk mengetahui gambaran profitabilitas yang diukur dengan return on equity (ROE), likuiditas yang diukur dengan current ratio (CR), kebijakan dividen yang diukur dengan dividend payout ratio (DPR) dan harga saham pada perusahaan indeks LQ45 di Bursa Efek Indonesia. Serta untuk mengetahui pengaruh profitabilitas, likuiditas dan kebijakan dividen terhadap harga saham. Metode penelitian yang digunakan adalah metode deskriptif dan verifikatif. Dalam penelitian ini dari 45 perusahaan yang terdaftar pada indeks LQ45 diambil delapan perusahaan dengan menggunakan purposive sampling. Data yang digunakan adalah data sekunder ROE, CR, DPR dan harga saham perusahaan indeks LQ45 di Bursa Efek Indonesia tahun 2008 – 2012. Analisis yang digunakan adalah regresi linear multiple dengan pengujian hipotesis menggunakan uji F dan uji t Berdasarkan uji keberartian regresi, hasil penelitian ini menunjukkan bahwa Profitabilitas (ROE), Likuiditas (CR) dan Kebijakan Dividen (DPR) tidak berpengaruh terhadap harga saham. Berdasarkan uji keberartian koefisien arah regresi, Profitabilitas yang diukur dengan return on equity tidak berpengaruh terhadap harga saham, sedangkan likuiditas yang diukur dengan current ratio tidak berpengaruh terhadap harga saham, dan kebijakan dividen yang diukur dengan dividend payout ratio tidak berpengaruh terhadap harga saham. Kata Kunci :Profitabilitas, Likuiditas, Kebijakan Dividen, Harga Saham

    Observing of loosing weight of mothers in first year after parturitionAnnelerin, doğum sonu ilk yılda kilo verme durumlarının incelenmesi

    Get PDF
    Gained weight during pregnancy which have not been loosed following parturition or growing fat after parturition, effect the life of women on physiological, psychological and social aspects. It is aimed to observe loosing weight that were gained during pregnancy, in first year after parturition in this study.This is a croos –sectional type research. Sampling of the research is composed from mothers who were given birth one year ago and has accepted to attend this research who were admitted to three different family health centers between January 2014 - March 2015 that were randomly determined in Center of Manisa Provence (n=232).  Data collecting form of the research  is generated by the researchers in the direction of related literature.  Number, percentage, mean values and the chi-square test were used for analyzing of data.Average age of mothers is 27.8±5.3 and average number of parturiton is 2.0±1.1. Average gained weight during pregnancy is determined as 12.4±4.5 kg.  BMI (Body mass index) of mothers is 25.99±3.85 and 48.3 % of them are overweight according to BMI. It’s determined that while 16.8 % of mothers loosed the weight that was gained during pregnancy, the others couldn’t loose that weight or gained more weight according to the research for situation of loosing weight  in first year after parturation. A meaningful relationship is not found between loosing weight after parturation and age of mothers, education levels, number of liveborns, number of living children, delivery method, nursing, routine daily houseworks, total fluid intake, gaining weight during pregnancy (p>0.05). A statistically meaningful relationship is found between  loosing weight after parturation and doing exercise or fitness, average sleeping time, BMI before pregnancy. (p<0.05).It’s determined that most of the mothers couldn’t loose weight which were gained during pregnancy or gained more weight at first year after parturation. Also it’s determined that  sleeping adequately and regular physical exercises have positive effect on loosing weight after parturation.   ÖzetGebelikte alınan kiloların doğum sonu dönemde verilememesi ya da doğum sonu alınan kilolar kadın yaşamını fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönden etkilemektedir. Bu çalışma, kadınların gebelik süresince aldığı kiloları doğum sonu ilk bir yılda verme durumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır.Araştırma kesitsel tiptedir. Araştırmanın örneklemini Manisa ili kent merkezinde bulunan ve rastgele belirlenmiş üç Aile Sağlığı Merkezine Ocak 2014 – Mart 2015 tarihleri arasında başvuran ve araştırmaya katılmaya kabul eden, bir yıl önce doğum yapmış anneler oluşturmuştur (n=232). Araştırmada veri toplama formu, ilgili literatür doğrultusunda araştırmacılar tarafından oluşturulmuştur. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama değerleri ve ki-kare testi kullanılmıştır.Annelerin yaş ortalaması 27.8±5.3 olup doğum sayısı ortalaması 2,0±1,1’dir. Annelerin gebelik boyunca aldıkları kiloların ortalaması 12.4±4.5 kg bulunmuştur. Annelerin doğumdan bir yıl sonraki ortalama beden kitle indeksleri (BKI) 25.99±3.85 olup %48.3’ü BKI’ye göre fazla kiloludur. Gebelik süresince alınan kiloların doğum sonu ilk yılda verilme durumu incelendiğinde, annelerin %16.8’sinin gebelikte aldığı kiloları verdiği, diğer gebelerin ise gebelikte aldığı kiloları vermediği ya da kilo aldığı saptanmıştır. Annelerin yaş, eğitim, canlı doğum sayısı, yaşayan çocuk sayısı, doğum şekli, emzirme, günlük ev işlerini yapma, sıvı alımı, gebelikte kilo alımı ile doğumdan sonra kiloların verilme durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Annelerin egzersiz/ spor yapma durumu, ortalama uyku süresi, gebelik öncesi BKI ile doğum sonu dönemde kilo verme arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır. (p<0.05).Annelerin çoğunun, gebelik döneminde aldığı kiloları doğumdan sonraki ilk bir yılda vermediği ya da kilo aldığı; doğum sonu dönemde yeterli uyumanın ve düzenli egzersizlerin kilo vermeyi pozitif yönde etkilediği belirlenmiştir.

    Cerebral aneurysm exclusion by CT angiography based on subarachnoid hemorrhage pattern: a retrospective study

    Get PDF
    <p>Abstract</p> <p>Background</p> <p>To identify patients with spontaneous subarachnoid hemorrhage for whom CT angiography alone can exclude ruptured aneurysms.</p> <p>Methods</p> <p>An observational retrospective review was carried out of all consecutive patients with non-traumatic subarachnoid hemorrhage who underwent both CT angiography and catheter angiography to exclude an aneurysm. CT angiography negative cases (no aneurysm) were classified according to their CT hemorrhage pattern as "aneurismal", "perimesencephalic" or as "no-hemorrhage."</p> <p>Results</p> <p>Two hundred and forty-one patients were included. A CT angiography aneurysm detection sensitivity and specificity of 96.4% and 96.0% were observed. All 35 cases of perimesencephalic or no-hemorrhage out of 78 CT angiography negatives also had negative angiography findings.</p> <p>Conclusions</p> <p>CT angiography is self-reliant to exclude ruptured aneurysms when either a perimesencephalic hemorrhage or no-hemorrhage pattern is identified on the CT within a week of symptom onset.</p

    Foreign element under the International Private and Civil Procedure Law No: 5718 art. 1

    No full text
    Yabancılık unsuru, milletlerarası özel hukuku özel hukukun diğer alt dallarından ayıran ve aslında onun bir hukuk dalı olarak ortaya çıkmasına sebep olan unsurdur. Bir ilişki yabancılık unsuru taşıyorsa milletlerarası özel hukukun uygulama alanına girecek ve söz konusu ilişkiye birden fazla hukukun uygulanabilme ihtimali gündeme gelecektir. Yabancılık unsuru taşıyan ilişkiye söz konusu hukuklardan hangisinin uygulanacağı ise bağlama kuralları aracılığıyla belirlenecektir. O halde yabancılık unsuru uygulanacak hukuk bakımından önem arz eden ve bağlama kurallarını harekete geçiren bir kavramdır. Bu husus, hukuk seçimi ve yabancı bir devlet mahkemesini yetkilendiren yetki sözleşmelerinin bir ilişkiyi yabancılık unsurlu hale getirip getirmeyeceği konusunda da göz önünde bulundurulmalıdır. Belirtelim ki, teknoloji alanında yaşanan gelişmeler ve iletişimin artmasıyla beraber yabancılık unsuru taşıyan ilişkilerin sayısı da her geçen gün artmakta ve bu doğrultuda milletlerarası özel hukuka gün geçtikçe daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple milletlerarası özel hukukun temeli olan yabancılık unsuru kavramından ne anlaşılacağının ortaya konulması gerekmektedir. Öte yandan Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi ve yabancı mahkeme ile yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi meseleleri açısından ilişkinin yabancılık unsurlu olup olmadığı önem taşımamaktadır. Bu duruma ilişkin çeşitli gerekçelerden bahsedilebilecek olmakla birlikte, yabancılık unsurunun ilişkiye hangi ülke hukukunun uygulanacağı sorusunu sorduran ve bağlama kurallarını tetikleyen bir işlevi olduğu, buna karşılık ilişkiden doğan uyuşmazlığın başka bir devlet yargısında görülmesini gündeme getiren bir yönünün bulunmadığı ilk akla gelen gerekçedir.The element of foreignness is the key factor that distinguishes international private law from other sub-branches of private law and it is the very reason that causes the emergence of International Private Law as a different branch of law. If a relationship contains a foreign element, it will fall into the scope of international private law and it will create the possibility to apply more than one states' law to this relationship. Connecting factors will determine the applicable law to the relation that contains a foreign element. Therefore, the foreign element is an important concept in terms of the applicable law and activates the connecting factors. This issue should also be taken into account whether the choice of law and the jurisdiction agreements that authorize a foreign state's court could make a relationship foreign. It should be noted that, due to the developments of technology and the rise of communication, the number of foreign relations is increasing day by day and international private law is increasingly needed. For this reason, it is necessary to clarify what will be understood from the concept of a foreign element, which is the basis of international private law. On the other hand, it is not important whether the relationship has a foreign element in terms of the international jurisdiction of the Turkish courts and the recognition and enforcement of the foreign court's and the foreign arbitrator's judgments. Although the situation can be explained with various reasons, the first reason that comes to mind is that the foreign element has the function to question which country's law is applicable to the relationship and to trigger the connecting factors, whereas it does not bring into question which state's court will be entitled to have the judgment on the conflict arising from the relationship

    Private behaviour and feedback economic policy Theory and evidence from the United Kingdom

    No full text
    SIGLEAvailable from British Library Document Supply Centre-DSC:DX195208 / BLDSC - British Library Document Supply CentreGBUnited Kingdo

    Turgut Özal's views on the relationship between politics and economy

    No full text
    Cataloged from PDF version of article.Ildan, ÜmitM.S

    Bilgi yönetiminde bilgi paylaşımı (otomotiv sektöründe bir uygulama)

    No full text
    BİLGİ YÖNETİMİNDE BİLGİ PAYLAŞIMI(OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA)Bu çalışma ile belli bir üretim ya da hizmet grubu içinde yer alan organizasyonlar arasındaki bilgi paylaşımının gruba toplam fayda sağlayıp sağlamayacağı incelenmiştir. Organizasyonlar arasındaki bilgi paylaşımını dolayısıyla toplam faydanın artmasını sağlayacak bir model önerisinde bulunulmuştur. Günümüzde, bu çalışmada sunulan model önerisine yakın bir uygulama incelenmiştir. Otomotiv endüstrisinde yer alan Amerika’da faaliyet gösteren Ford Motor Company, Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren Ford Otosan A.Ş. ve Önaysan Ltd. üzerinde araştırmalar yapılmıştır. Bu firmalar arasındaki bilgi paylaşım yöntemleri ve diğer tedarikçiler ile olan bilgi paylaşım davranışları incelenmiştir. Çalışma sonucunda bilgi paylaşımının sektörde oldukça fazla olduğu tespit edilmiş ve gruba toplam faydasının olduğu sonucuna varılmıştır.KNOWLEDGE SHARING IN KNOWLEDGE MANAGEMENT(AN IMPLEMENTATION IN THE AUTOMOTIVE INDUSTRY)With this research the positive and negative effects of knowledge sharing among the organizations to a defined production or service group has been discussed. A model proposal has been suggested to increase the knowledge sharing among organizations and to raise the total benefit of that industry group. A comparable implementation to this model proposal has been examined. Researches have been made on three companies named as Ford Motor Company (U.S.A.), Ford Otosan A.Ş. (Turkey) and Önaysan Ltd. (Turkey). The methods of knowledge sharing between these companies have been observed. Also the knowledge sharing behaviors among the suppliers of these companies have been inspected. During this research high amount of knowledge sharing among the organizations has been recognized. As a result benefits of knowledge sharing has been found on this industry
    corecore