4 research outputs found

    MENDERES MASİFİ'NİN PAN-AFRİKAN TEMEL VE PALEOZOYİK - ERKEN TERSİYER ÖRTÜ SERİLERİNİN POLİMETAMORFİK EVRİMİ

    No full text
    Batı Anadolu'da yüzlek veren Menderes Masifi ana hatlarıyla Geç Alpin sıkışma tektoniği ile biçimlenmiş karmaşık bir tektonik iç yapı sunmaktadır. Bu kristalin kompleksin litostratigrafik istifi; 1-Pan-Afrikan temel (çekirdek serisi) ve 2-Paleozoyik - Erken Tersiyer yaşlı seri (örtü serisi) olmak üzere iki ana üniteye ayrılmaktadır. PanAfrikan temel, paragnays ve onları uyumlu olarak üzerleyen mika şistlerden yapılı, yaygın migmatitleşme gösteren Geç Neoproterozoyik metakırıntılı seri ve bunlar içerisine sokulmuş, sin - post Pan-Afrikan gabro ve granitoidlerden yapılıdır. Çekirdek ve örtü birimleri arasındaki ilksel dokanak ilişkisi bölgesel bir uyumsuzluk karakterindedir. Örtü serisine ait Paleozoyik (Üst Devoniyen ? - Permo-Karbonifer) yaşlı birimler fillit, kuvarsit ve mermerlerden yapılı olup Triyas yaşlı metagranitler tarafından kesilmektedir. Mesozoyik örtü birimleri altta Triyas - Geç Kretase yaşlı platform türü kalın mermerlerle karakterize olmaktadır. Üst Kampaniyen - Üst Maastrihtiyen pelajik mermerler ve üzerleyen Orta Paleosen - Eosen yaşlı filiş türü bloklu birim örtü serisinin en üst birimlerini oluşturmaktadır. Pan-Afrikan temel içerisinde gözlenen ve granulit, eklojit ve amfibolit fasiyesi koşullarını tanımlayan kalıntı mineral toplulukları bu temelin çok evreli metamorfik karakterini açıkça ortaya koymaktadır. Granulit fasiyesi koşullarında gerçekleşen yüksek-sıcaklık metamorfizması hipersten türü ortopiroksenin varlığı ile karakterize olmaktadır. Pelitik granulit, ortopiroksen gnays, ortopiroksen paragnays ve metagabro/metanoritik kayalar masifte gözlenen tipik granulit fasiyesi kayalarını oluşturur. Jeotermobarometrik hesaplamalar bu metamorfizma için ortalama 730 °C sıcaklık ve 6 kbar basınç koşullarını tanımlamaktadır. Pelitik granulitlerdeki zirkonların granulit fasiyesi koşullarında büyümüş, zonlanma göstermeyen dış kesimlerinden SHRIMP II yöntemiyle 583±5.7 My da kümelenen yaşlar elde edilmiştir. Pan-Afrikan temeldeki yüksek-basınç metamorfizması kalıntıları eklojit ve eklojitik metagabrolarla karakterize olmaktadır. Ilksel kayaca ait kalıntı doku içermeyen, tümüyle yeniden kristalleşmiş ince taneli, masif yapıdaki eklojitler 'omfasit (jd40-52)+granat+klinozoisit +amfibol+kuvars+rutil' bileşimindedir. Gabrolardan türeyen eklojitik metagabrolarda ise ilksel magmatik kayaca ait kalıntı doku ve minerallere yaygın bir şekilde rastlanmaktadır. Pan-Afrikan yüksek-basınç metamorfizmasının basınç/sıcaklık koşulları, yaklaşık 50 km' lik bir gömülmeye karşılık gelecek şekilde, 644 °C ve minimum 15 kbar olarak hesaplanmıştır. Eklojitik metagabrolardan TIMS ile elde edilen 529.9±22 My lık 206Pb/ 238U zirkon yaşları, yüksek-basınç metamorfizmanın Pan-Afrikan yaşlı olduğunu göstermektedir. Anatektik granitlerin geliştiği, migmatizasyon aşamasına kadar ulaşan, Barrow türü orta-basınç metamorfizması granulit ve eklojitlerde yaygın geri dönüşümlere neden olmuştur. Eklojitlerden dönüşme granatlı amfibolitlerden yapılan basınç / sıcaklık tahminlerinde bu metamorfizmanın 7 kbar basınç ve 628 °C sıcaklık koşullarında gerçekleştiği belirlenmiştir. Migmatizasyon ile ilişkili anatektik granitlerden elde edilen, 551 - 540 My arasında değişen kristalizasyon yaşları orta-basınç metamorfizmasının Pan-Afrikan olayının son evresine ait olduğunu göstermektedir. Pan-Afrikan temelden elde edilen metamorfizma yaşları Gondvana süper kıtasının bütünleşmesi sürecinin son evresiyle uyum göstermektedir. Pan-Afrikan temeldeki paragnays ve şistlerin ilksel kayalarının, Geç Neoproterozoyik'te Doğu - Batı Gondvana arasında yer alan bir havzanın (Mozambik Okyanusu) pasif kıta kenarı ortamında çökeldiği düşünülmektedir. Bu havzanın Geç Neoproterozoyik'te kapanması ve Doğu - Batı Gondvana'nın çarpışmasıyla sonuçlanan süreçte Pan-Afrikan temel derin gömülmeye uğramış ve granulit, eklojit ve amfibolit fasiyesi koşullarında başkalaşıma uğramıştır. Menderes Masifi'nin çekirdek ve örtü serileri Alpin yaşlı bir bölgesel metamorfizmadan etkilenmiştir. Bu metamorfizma Paleozoyik yaşlı örtü serilerinde Barrow türü orta-basınç metamorfizması karakterindedir. Yeşilşist- alt amfibolit fasiyesi koşullarında (6 kbar / 430-550 °C) gerçekleşen bu metamorfizma fillitlerde granat, stavrolit ve disten oluşumuyla tanımlanmaktadır. Çine Asmasifi'nin güney kesimindeki Mesozoyik - Erken Tersiyer örtü serileri iseAlpin yaşlı bir YB / DS metamorfizmasına ilişkin veriler içermektedir. Triyas yaşlı kuvars metaçakıltaşları içerisindeki karfolit - disten topluluğu minimum 30 km derinliğe karşılık gelecek şekilde 10-12 kbar basınç ve 440 °C sıcaklık koşullarındaki bir başkalaşımı göstermektedir. Günümüze değin gerek Paleozoyik örtü gerekse PanAfrikan temel içerisinde Alpin yaşlı bir YB / DS metamorfizmasının etkilerine yönelik herhangi bir bulgu saptanmamıştır. Masif'in örtü serisinden ve Masif üzerindeki metamorfik olmayan en yaşlı tortul örtü biriminden elde edilen fosil bulguları Alpin yaşlı metamorfizmayı biyostratigrafik olarak Eosen - Oligosen aralığına sıkıştırmaktadır. Alpin metamorfizmasına yönelik az sayıdaki izotopik yaş verisi (37±1 My, Geç Eosen Rb/Sr biyotit yaşı; 36±2 My, Orta Eosen Ar/Ar muskovit yaşı; 43 - 37 My, Eosen Ar/Ar muskovit yaşı) söz konusu zaman aralığı ile uyum göstermektedir. Anatolitler'e ait tektonik zonların Alpin metamorfizmaları, ana hatlarıyla Neotetis Okyanusu'nun kuzey kolunun kapanması ve Paleojen'deki çarpışma ile ilişkilendirilmektedir. Bu model içerisinde, Anatolid - Torid Platformu'nun Menderes Masifi'ne karşılık gelen kesimi Neotetis Okyanusu'nun kuzey kolunun yitimi ve izleyen evredeki kıtasal çarpışma sürecinde şiddetli iç ekaylanmaya uğramıştır. Oluşan dilimler Eosen-Oligosen'de kuzeyde bulunan Afyon Zonu, güneye geçmekte olan Likya Napları ve ofiyolit diliminden yapılı yük altında farklı derinliklere gömülmüş ve gömülme derinlikleriyle ilişkili olarak değişen koşullarında metamorfizmaya uğramıştır

    Mental health and stress among ICU healthcare professionals in France according to intensity of the COVID-19 epidemic

    No full text
    International audienceBackground We investigated the impact of the COVID-19 crisis on mental health of professionals working in the intensive care unit (ICU) according to the intensity of the epidemic in France. Methods This cross-sectional survey was conducted in 77 French hospitals from April 22 to May 13 2020. All ICU frontline healthcare workers were eligible. The primary endpoint was the mental health, assessed using the 12-item General Health Questionnaire. Sources of stress during the crisis were assessed using the Perceived Stressors in Intensive Care Units (PS-ICU) scale. Epidemic intensity was defined as high or low for each region based on publicly available data from Santé Publique France. Effects were assessed using linear mixed models, moderation and mediation analyses. Results In total, 2643 health professionals participated; 64.36% in high-intensity zones. Professionals in areas with greater epidemic intensity were at higher risk of mental health issues ( p < 0.001), and higher levels of overall perceived stress ( p < 0.001), compared to low-intensity zones. Factors associated with higher overall perceived stress were female sex ( B = 0.13; 95% confidence interval [CI] = 0.08–0.17), having a relative at risk of COVID-19 ( B = 0.14; 95%-CI = 0.09–0.18) and working in high-intensity zones ( B = 0.11; 95%-CI = 0.02–0.20). Perceived stress mediated the impact of the crisis context on mental health ( B = 0.23, 95%-CI = 0.05, 0.41) and the impact of stress on mental health was moderated by positive thinking, b = − 0.32, 95% CI = − 0.54, − 0.11. Conclusion COVID-19 negatively impacted the mental health of ICU professionals. Professionals working in zones where the epidemic was of high intensity were significantly more affected, with higher levels of perceived stress. This study is supported by a grant from the French Ministry of Health (PHRC-COVID 2020)

    New Geosite Candidates at the Western Termination of the Büyük Menderes Graben and their Importance on Science Education

    No full text
    The Buyuk Menderes Graben (BMG) is one of the best-known and the largest geological structure of the West Anatolian Extensional Province. It includes two nature conservation parks and twelve cultural heritage sites within and in its vicinity. Four geologically distinct features/locations within and in the vicinity of the BMG have been previously enlisted as geosite candidates in the provisional Geological Heritage Inventory of Turkey compiled in 2002 by the Turkish Association for the Conservation of the Geological Heritage (JEMRKO): (1) the horst-graben structure of the Buyuk Menderes region itself, (2) the tafoni from the augen-gneiss from the east of Bafa Lake, (3) the zultanite crystals from the northeast of lbir Mountain, and (4) the tourmaline (dravite) crystals from the Camzal, Cine. In the current study, we are introducing additional three new geosite candidates at the western termination of the BMG with three different main geological subjects. The first one is the Yavansu Fault. Located 2 km south of the Kuadas village, it has a clearly exposed unique fault surface which is one of the best examples of structural indicators for the WAEP with respect to the normal faulting events. The second one is located in the Hisartepe Volcanics exposed between Kuadas and Soke, and consists of basaltic lava flows with remarkable prismatic cooling joints and a gorgeous feeder dome reaching up to 150 m height. Final suggestion is the Karina marine fan-delta complex located at the south-eastern border of the Dilek Peninsula National Park. This fan-delta complex is the largest one in the Western Anatolian scale and has remarkable paragon outcrops up to 20 m high between Doanbey and Karina Lagoon
    corecore