Alternative solutions for energy issue of Turkey and importance of wind energy

Enerji ekonomik ve sürdürülebilir büyümenin can damarıdır. Ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişimlerinin önemli girdisi olan enerjinin güvenilir, temiz ve ucuz yollardan temin edilmesi ve enerji talebine göre enerji arzını da sürdürülebilir şekilde devamını sağlamak güncel sorunlarımız arasındadır. Uzun yıllar boyunca yapısal sorunlar nedeniyle enerji sıkıntısı yaşayan ülkemiz enerji ihtiyacını petrol, doğalgaz ve kömür gibi birincil yakıtlardan sağlamıştır. Fosil yakıtların gelecekte tükeneceği korkusu ve çevresel etkileri alternatif kaynaklar daha önemli kılmıştır. Hızla gelişen teknoloji, rüzgâr enerjisinden yararlanmada fırsatlar meydana getirmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından olan rüzgâr enerjisi Türkiye'nin enerji sorunu için en ideal ve en pratik çözümdür. Bu çalışmada enerji sorununa dair alternatif çözüm önerileri üretmek için Türk enerji sektörünün durumu incelenmiştir. Kullanılan veriler Türkiye Elektrik İletim AŞ. ve Türkiye İstatistik Kurumu resmi internet sitelerinden elde edilerek tablolaştırılmıştır. Fayda-maliyet analizi için gerekli olan güncel fiyatlar Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği'nin Mayıs 2009' da yayımlanan 'Rüzgâr Enerjisi Ekonomisi' adlı raporundan alınmıştır.Energy is a vital force of economic and suistanable development. Providing clean, cheap and secure energy that is input to economic and social growth for countries, today's as well as meeting the energy supply with energy demand in a suistainable way is the main energy issues that are considered in recent years. For long time, Turkey that has been lived crisis because of structural issues, providing its energy need by using oil, natural gas and coal which are primer sources. Danger of exhausting fossil fuels sources and its enviromental impacts makes renewable energy more significiant. Rapidly developing technology creates opportinities about utilizing from wind energy. Wind energy that is from renewable sources are suistanable, practice and ideal solution for energy issues of Turkey. In this study, the posistion of Turkish energy sector is investigated to produce alternative solutions for energy problem. The data used in this survey Turkish Electricity Transmission Company and Turkish Statistical Institute. Current price that we need for Cost-Benefit Analysys, is taken from 'The Economics of Wind Energy Report' prepared by European Wind Energy Association in May 2009

Light induced degradation of hydrogenated amorphous silicon - Germanium alloy (a-SiGe:H) thin films

Hydrogenated amorphous silicon germanium alloy thin films prepared by Plasma Enhanced Chemical Vapor Deposition (PECVD) with varying Germanium concentrations have been investigated in both the annealed and the light soaked state. Samples were characterized using steady state photoconductivity and dual beam photoconductivity (DBP). The Staebler-Wronski effect has been investigated by monitoring the changes in the photoconductivity, σ ph, and the increase in the sub-bandgap absorption coefficient, α. The kinetics of defect creation for different germanium contents has also been compared with those for unalloyed hydrogenated amorphous silicon films. It is found that for the films with low Ge fraction, both a decrease in the photoconductivity and an increase in α (1.0eV) show similar time dependences to those observed in a-Si:H films. However, as the Ge content increases, σ ph degrades faster and the same time dependence is not seen in the increase of α(1.0eV)

The Settlement of Karachay Turks in Karahisar-ı Sahib and the encountered problems

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Rus baskısı ile Osmanlı ülkesine göç eden Kafkasya topluluklarından birisi de Karaçay Türkleri’dir. Kitlesel anlamda ilk olarak 1885-1886’da başlayan Karaçay göçleri, bu tarihlerde ve 1905-1907 yılları arasında en yoğun dönemini yaşamıştır. Osmanlı coğrafyasının muhtelif bölgelerine yerleştirilmiş olan bu muhacirlerden ikinci dalgada gelenlerden bir kısmı da Karahisar-ı Sahib Sancağı dahilindeki bazı yerlere yerleşmişlerdir. Bu çalışmada, Kafkasya’nın kuzeyinden inerek deniz yolu ile İstanbul’a gelen, oradan Konya’ya sevk olunan ve daha sonra da buradan firar ederek Karahisar-ı Sahib Sancağı’na gelip yerleşen Karaçay Türkleri’nin bu bölgedeki iskânları ve bu esnada karşılaşılan bazı sorunlar, Osmanlı Arşiv belgeleri ışığında ele alınmıştır.One of the Caucasian peoples immigrating to the Ottoman country with the pressure of Russia after the 1877-1878 Ottoman-Russia War was Karachay Turks. Karachay immigrations starting massively for the first time in 1885-1886 had its peak at those periods and between 1905 and 1907. A part of these immigrants coming in the second wave settled in several areas of the Ottoman geography were located in some places within the Karahisar-ı Sahib Sanjak. In the present study, the settlements of Karachay Turks arriving in İstanbul by sea after coming down from the north of Caucasia, sent to Konya, and settling in the Karahisar-ı Sahib Sanjak after escaping from Konya and the problems encountered during this period were discussed in the light of the Ottoman Archive documents

The effects of oxide thickness on the interface and oxide properties of metal-tantalum pentoxide-Si (MOS) capacitors

High dielectric constant tantalum-pentoxide insulating layers were prepared on p-type (100) crystalline silicon wafers using an RF magnetron sputtering technique. Then, metal-oxide-semiconductor (Al-Ta 2O 5-Si) structures were formed with various oxide thickness from 15 to 25 nm. Devices were characterized using the high frequency capacitance-voltage (C-V) spectroscopy method. From the analysis of the high frequency C-V curves, non-ideal effects such as oxide charges and interface trap densities have been evaluated. The results for Ta 2O 5 layers have been compared with those for conventional SiO 2 layers. Interface trap densities were found to be 1.6 ± 0.4×10 12 eV -1 cm -2 for Ta 2O 5 and about 2×10 11 eV -1 cm -2 for SiO 2 insulating layers. There was no clear thickness dependence of the interface trap densities for the Ta 2O 5 insulating layers

Güven unsuru bağlamında satış elemanlarının emlak sektöründeki rolü

Gayrimenkul sektörü; ev, arsa, arazi gibi taşınmazların; satışı, kiralanması, uzman incelenmesi (ürüne fiyat biçme), danışmanlğı vs. ile ilgili olduğundan dolayı bu alanda faaliyet gösteren işletmeler de hizmet üreten işletmelerdir. Sektör, yüksek meblağların el değiştirdiği bir sektör olduğu için son dönemlerde düşen müşteri yoğunluğu firmaların mevcut müşteriyi elde tutma çabası, firmalar arası rekabet ve firmaya müşteri çekme gayreti, bu sektörün doğası gereği güven unsurunu bir adım daha öne çıkarmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı; para döngüsünün miktar olarak fazla olduğu bu sektörde, güven kavramının önemini vurgulamak, müşterilerin emlakçılara güvenip güvenmediğine ve emlakçıların kendilerine gelen müşteriye güven verip veremediklerine değinmek, işletmelerin kendilerine müşteri çekebilmesi açısından onlara destek sağlamak ve işletmelerin devamlılığının sağlanması adına farkındalık oluşturmaktır. Bu kapsamda hazırlanan anket Gaziantep ili merkez Şahinbey ilçesinde, emlakçılardan belli bir ücret karşılığı hizmet almış veya hizmet talep etmek üzere emlakçılarla iletişime geçmiş 18 yaş ve üzerindeki bireylere uygulanmışıtr. Çalışmada 420 müşteriye uygulanan anketlerden elde edilen veriler spss 22.0 paket programıyla analiz edilmiştir. Ölçme aracı, faktör analizine uygunluk göstermiştir. Çalışmada iki farklı ölçek kullanılmış olup ölçekler arasında anlamlı bir ilişki bulunamadığından Basit Regresyon Analizi gerçekleştirilememiştir. Elde edilen sonuçlara göre; emlakçıların kadınlara nazaran erkeklere güven verdiği görülmüş, araştırmaya katılanların genel nitelikleri değerlendirildiğinde bu durumun ölçek sonuçlarını etkilemediği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Güven, Müşteri Temini, Satış Eleman

Accessory tendon variation in a case of hallux rigidus

Halluks rigidus, birinci metatarsofalangeal eklemdeki dejeneratif artritin neden olduğu, ayak başparmağında sınırlı dorsifleksiyon (plantar şeksiyon göreceli olarak daha az kısıtlanmıştır) ve ağrı ile karakterize bir durumdur. Halluks rigidus nedeniyle opere edilen bir hastada aym zamanda birinci metatarsofalangeal eklemde aksesuar bir tendonun varlığı saptandı. Vakamızdaki aksesuar tendonun hem birinci metatarsofalangeal eklem kapsülünün medialine, hem de sağ ayak başparmağı proksimal falanksı’nın bazis’inin medialine yapıştığı tespit edildi. Hallux rigidus ile bu aksesuar tendonun birlikteliği daha önce bildirilmemişken halluks valgus ile olan birlikteliğinden söz edilmektedir. Bu aksesuar tendonun birinci metatarsofalangeal eklemin biyomekaniğinde oynadığı rol henüz yeterince açıklığa kavuşmamış olup ileri araştırmaları gerektirmektedirHallux rigidus is a condition caused by degenerative arthritis of the first metatarsophalangeal joint and characterized by pain and limited dorsiflexion of the great toe, but relatively unrestricted plantar flexion. In a patient who was operated for hallux rigidus it was also seen that first metatarsophalangeal jo int has got an accessory tendon. In our case the accessory tendon has been inserted to medial side of the capsule of the first metatarsophalangeal joint and also to medial side of the base of the proximal phalanx of right hallux. Although in some studies coexistance of this variation with hallux valgus has been noted, coexistence ofthis tendon variation with hallux rigidus has not been reported before. The exact role of the accessory tendon on the biomechanics of first metatarsophalangeal joint is not clear enough and necessitates further investigation

Optimal Inequalities for Submanifolds of an Indefinite Space Form

Optimal inequalities involving the scalar curvature, the mean curvature vector and the second fundamental form for pseudo Riemannian submanifolds are proved and the equality cases of these inequalities are discussed. These results are studied for submanifolds of various indefinite contact space forms

1/f noise in hydrogenated amorphous silicon-germanium alloys

Measurements were made of conductance noise of a-Si:H and a-Si 1-xGex:H in two different geometries: one where the current flow is transverse to the surface and the other where it is longitudinal to the surface. Because of the large change in sample resistance between the two geometries, it was not possible to measure both geometries at the same temperature. For both geometries, alloyinzg with up to 40% Ge reduces the noise magnitude by several orders of magnitude over that found in a-Si:H. The decrease is incompatible with several popular noise models. Extrapolating the temperature trends for each geometry shows that it is possible that the noise observed in the transverse samples has the same origin as the higher frequency part of the double power law spectra observed in the longitudinal samples.Natural Sciences and Engineering Research Council of Canad

Investigation of the Effect of Recycled Asphalt Pavement Material on Permeability and Bearing Capacity in the Base Layer

The purpose of this research was to investigate the effects of recycled asphalt pavement (RAP) and cement content on the permeability and bearing capacity characteristics of aggregate base courses. Mixtures containing untreated RAP ranging between 0 and 100 percent and 1, 2, and 3% cement-treated RAP were subjected to laboratory tests (bitumen content, sieve analysis, modified proctor, soaked California bearing ratio (CBR), and constant-level permeability tests). The results showed that, as the RAP percentage in the mixture increased, CBR values decreased considerably. Moreover, there is a linear increase in the CBR values with cement treatment. Optimum moisture contents (OMC) and maximum dry densities (MDD) showed a decreasing trend. Increasing the cement percentages in 100% RAP blend increases the OMC and MDD values. The permeability of RAP showed a decrease as the percentage of RAP and cement increased in blends. The study showed that the CBR value of the 20% RAP blend is also obtained in the 100% RAP/3% cement-treated blend. Thus, it has been understood that cement is a suitable material in order to increase the use of RAP. In addition, the increase in the percentage of RAP and cement made the base course more impermeable

Fruit Growth Characteristics of Rose Hips (Rosa sp)

This study was carried out to determine the fruit growth characteristics of two rose hip (Rosa) species selected from wild population in Tokat region of the Northern Anatolia, Turkey. Shrubs were propagated by cuttings and planted in 2000 at the Research Station of the Horticultural Department of Agricultural Faculty of Gaziosmanpaşa University, Tokat, Turkey. Fruit weight, fruit diameter, fruit length, fruit flesh percentage and seed weight of genotypes belonging Rosa dumalis and Rosa jundzillii were investigated in the study. Fruit samples were picked up weekly from full flowering to optimal harvest time for measurement and weighing. As a result, fruit development characteristics of species measured exhibited single sigmoidal curve except seed weights. In general, developing of measured properties were fast until last 3-4 weeks, then became stable or slightly decreased. Results obtained in 2011 were higher than the results obtained in 2010 in both genotypes