37 research outputs found

    Türkiye’s sustainable water policies and planning initiatives as part of climate change action

    Get PDF
    Climates are formed throughout the world’s life cycle and are vital for survival. Rapid changes in these climatic balances affect the maintenance of living beings and human life negatively, both directly and indirectly. Climate change is also an important variable that affects different sectors and organizational activities. One of the critical issues affected by climate change is water. In this context, there is a need for sustainable policies that will adapt to the new challenges emerging under climate change. This study aims to scrutinize the effect of climate change on Türkiye’s water structure and resources in an effort to propose policy recommendations for long-term water management. To this end, the study examines the National Water Plan of Türkiye under traditional planning and/or management approaches (inactive, reactive, and preactive) and the proactive/interactive approach presented by Ackoff. The paper reveals that the National Water Plan of Türkiye consists of more strategies and policies with a reactive approach. Accordingly, it is recommended for Türkiye to give priority to “Proactive/Interactive” and/or “Preactive” strategies in climate change and sustainability

    A new type of recreational entertainment: escape and horror house games

    Get PDF
    Bu araştırma, yeni bir rekreatif eğlence türü olarak son yıllarda ülkemizde de ilgi görmeye başlayan kaçış ve korku evi oyunlarının literatürle de desteklenerek mevcut durumunun incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada öncelikle literatür taraması yapılarak korkunun psikolojik, sosyolojik boyutları analiz edilmiş, sonraki aşamada ise kaçış ve korku evi işletmeleri ziyaret edilerek uygulama aşamaları gözlemlenmiştir. Çalışma sonucunda kaçış ve korku evi oyunlarının korku çekiciliği, korku pazarlaması, eğlence ihtiyacı boyutlarında işlev kazandığı, kaçış ve korku evi işletmelerinin bahsi geçen bu boyutlarda dizayn edilerek hizmet sunduğu anlaşılmıştır. Bir rekreatif etkinlik türü olarak kaçış ve korku evi oyunlarının ülkemizde popülerliğini arttırdığı, bu alanda bireyler için farklı bir eğlence etkinliği sunduğu ve girişimciler için de yeni bir rekreasyon işletmeciliği fırsatı verdiği düşünülmektedir

    Local governments in the unitary states administrated by presidential system: Peru, Philippines, South Korea, Kenya and Turkey

    No full text
    Yerel yönetimler, yerel kamu hizmetlerinin sunumunda çok önemli bir yere sahiptir. Bu, yerel yönetimleri Türkiye'de başkanlık sistemi genelinde yapılan tartışmaların merkezine oturtmaktadır. Bu çalışmada, başkanlık sistemi ile yönetilen seçilmiş dört (Filipinler, Peru, Güney Kore ve Kenya) üniter devlette yerel yönetimlerin yeri ve gücü, yerel yönetimlerin devlet sistemi içerisindeki biçimlenişi, bu ülkelerdeki yerel yönetimlerin merkezi yönetimlerle ilişkisi ile bu ilişkinin hangi mekanizmalarla işletildiği, bu ülkelerde nasıl bir yerel yönetim modelinin olduğu ve son olarak da Türkiye'de "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi"ne geçilmesiyle birlikte yerel yönetimlerinin durumunun ne olacağı/olabileceği, belirlenen dört ülkeyle kıyaslanarak yerel yönetim ile üniter devlet ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Başkanlık sistemi ile yönetilen üniter devletlerde, yerel yönetimlerde farklılaşan ve benzeşen yönler, belirtilen ülke örnekleri üzerinden de ele alınmıştır. Öncelikle çalışmada, başkanlıkla yönetilen üniter devletlerde yerel yönetimlerin durumunu ele almada temel teşkil etmesi için devlet ve devlet yapılanmaları ve özelde de üniter devlet kavramları ve bu kavramların arka planları irdelenmiştir. İkinci aşamada üniter devleti anlamak için merkezi yönetim, yerinden yönetim, yerel özerklik, yerel demokrasi, idari vesayet ve yetki genişliği gibi kavramsal tanımlamalar yapılmıştır. Çalışmada daha sonra başkanlık sistemi ile yönetilen üniter devletlerde yerel yönetimlerin konumu konusu ele alınmış ve çalışma ile başkanlık sistemlerine sahip üniter devletlerde yerel yönetimlerin nasıl düzenlendiği, yedi kriter bağlamında seçilen ülke örnekleri üzerinden incelenerek karşılaştırmalı bir yöntem ortaya konulmuştur. Sonuç kısmında ise ülke örneklerinden hareketle karşılaştırma yapılarak; Türkiye için de özel bir takım çıkarsamalar yapılmıştır. "Başkanlık sistemi beraberinde federalizmi de getirir" yanılgısı etrafında şekillenen bu çalışmada ortaya çıkan temel sonuç ise şudur. Başkanlık sistemi ile yönetilen üniter devletlerde yerel yönetimlerin türleri, büyüklükleri, örgütlenmesi, görev ve yetkileri, denetimleri, özerklik seviyeleri ve yerel demokrasi uygulamaları ülkeden-ülkeye o ülkelerin tarihsel geçmişi, nüfusu ve toplumsal yapısı gibi bir takım kriterlere göre değişmektedir. Başka bir ifadeyle başkanlık sistemine sahip ülkelerde tek bir yerel yönetim modeli de yoktur. Bir ülkede federal devlet yapısının uygulanması o ülkedeki var olan hükümet sistemi ile ilgili de değildir. Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde hem üniter devlet hem de federal devlet yapısı uygulanmaktadır

    PORTRE SANATI VE SERAMİK MALZEME İLE UYGULAMALAR

    No full text
    Sanatta portre ele alınan önemli konular arasında yer almaktadır. Portreler sanat tarihinin başlangıcından günümüze kadar çeşitli amaçlara hizmet etmiştir. Tarih öncesi zamanlarda mağara resimleri ile başlayan betimlemeler zamanla varlıklı ailelerin portrelerine, sonra da halktan insanların portrelerine yer verilerek kullanılmaya başlanmıştır. Tez çalışmasının birinci bölümünde sanat tarihinde portrenin kullanımı, portrenin ve otoportrenin tanımları, eser ve sanatçı örneklerine yer verilmiştir. İkinci bölümde araştırmalar sonucunda yapmış olduğum tasarımların uygulama aşamalarına yer verilmiştir. Üçüncü bölüm de seramik sanatında portre eserleri üreten Türk ve Yabancı sanatçılara yer verilmiştir. Bu sanatçıların seramik eserlerindeki portreleri incelenmiştir. Son bölümde ise araştırmalar neticesinde yapılan kişisel uygulamalara yer verilmiştir

    MLH1 KAYBI SAPTANAN SEBASE ADENOM VE MUİR-TORRE SENDROMU: OLGU SUNUMU

    No full text
    MLH1 KAYBI SAPTANAN SEBASE ADENOMVE MUİR-TORRE SENDROMU: OLGU SUNUMUOğuzhan Erdoğan, Banu LebeDokuz Eylül Üniversitesi TıpFakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı&nbsp;Giriş: Sebase adenomlar soliterveya multipl görülebilen, sıklıkla 1 cm’in altında, nadiren 5 cm ve daha büyük,asemptomatik benign lezyonlardır. Genellikle baş ve boyunda yerleşirler. MuirTorre sendromu; sebase neoplazmlar ile bir veya daha fazla viseral malignitelerlekarakterize, nadir görülen otozomal dominant bir sendromdur. Muir-Torresendromunda saptanabilen sebase neoplazmlar, sebaseoma, sebase adenom ve sebasekarsinomdur. Viseral maligniteler alt gastrointestinal ve genitoüriner sistemdesık olmak üzere, üst gastrointestinal sistem ve akciğerde de ortayaçıkabilmektedir. Olgu: 66 yaşında kolonadenokarsinom tanılı erkek hasta, burun sol tarafında bulunan kitle şikayetiyleile Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Plastik Cerrahi Polikliniği’ nebaşvurmuştur.&nbsp; Fizik muayenede 5x5 mmboyutlarında nodüler lezyon görülmüş ve lezyonun total eksizyonu yapılmıştır. Eksizyonmateryalinin makroskopik incelemesinde deri elipsi üzerinde 7x7x4 mmboyutlarında nodüler lezyon izlenmiştir. Mikroskopik incelemede iyi sınırlı,polipoid (Resim 1, 2) natürde, matür multivakuoler sebositler ile&nbsp; bunları çevreleyen bazaloid germinatifhücrelerden oluşan lobüler proliferasyonlar oluşturan lezyon görülmüştür (Resim3). Bu morfolojik görünüm ile olguya ‘’Sebase adenom’’ tanısı verilmiştir.Olgunun bilinen kolon adenokarsinomu tanısından dolayı Muir-Torre sendromu ileilişkisini aydınlatmak amacıyla, MMR genlerine yönelik immunhistokimyasal (İHK)inceleme yapılmıştır. Yapılan İHK inceleme sonucunda MLH1 antikoru ile nükleerekspresyon kaybı saptanmıştır (Resim 4). MSH2 (Resim 5), PMS2 (Resim 7), MSH6(Resim 6) antikorlarında nükleer ekspresyonu kaybı yoktur.Sonuç: Sebase adenomlar benign venadir görülen tümörler olmasına karşın viseral malignitelerle birlikteMuir-Torre sendromunda görülebilmektedir. Bu nedenle tüm sebase neoplazmlarda,klinik öyküye önem verilmeli, eğer bilinen malignitesi yoksa Muir-Torresendromunda görülme olasılığı bildirilmeli ve Muir-Torre sendromu açısından MMRgenlerine yönelik immunhistokimyasal inceleme yapılmalıdır.</p

    A evaluation on “provinces of provinces and provınce human rights”

    No full text
    Günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız kavramlardan biri olan “insan hakları” kavramı tarihsel evrimi göz önüne alındığında toplumlar tarafından hep ikincil plana itilmiştir. Öyle ki, birçok toplumda insan hakları ihlalleri had safhaya ulaşmış ve bu toplumlar insani kalkınma endekslerinde hep en son sırada kendilerine yer bulmuştur. Hâlbuki gelişmiş modern ülkelerde, insan haklarının gelişimi ve varlığı, toplumsal düzen ve ekonomik kalkınma için itici güç oluşturmuştur. Bu bağlamda, son yıllardaki gelişmeler ışığında, insan hakları ihlallerinde meydana gelen artışla birlikte toplumda insan hakları bilinci oluşturmak ve(devlet karşısında bireyi koruyup-kollayacak), insan haklarını korumaya yönelik çeşitli mekanizmalar oluşturulmaya başlanmıştır. İşte “İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları” da toplumda insan hakları ihlali iddiaları ile ilgili başvuruları incelemek, araştırmak, inceleme ve araştırma sonuçlarını değerlendirmek, insan hakları ile ilgili eğitim ve farkındalık faaliyetlerinde bulunarak toplumda insan haklarının gelişimine yardımcı olmak amacıyla kurulmuştur. Bu çalışmada öncelikle insan haklarının kavramsal çerçevesi incelenecek, Türkiye’deki insan haklarını korumaya yönelik kurulan kurum ve kuruluşların neler olduğu anlatılmaya çalışılacak ve son olarak da il ve ilçe insan hakları kurullarının kuruluş, görev ve çalışma esasları üzerinde değerlendirmeler yapılarak; “İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları Nasıl Olmalıdır?” sorusuna cevap aranacaktır.The concept of “human rights”, one of the concepts we often use in our daily lives, has always been pushed to the secondary plan by societies in viewof its historical evolution. So that in many societies human rights violations have come to an extreme and these societies have always found their place in human development indices. However, in developed modern countries, the development and the existence of human rights have created a driving force for social order and economic development. In this context, along with the increase in human rights violations in the light of the developments in recent years, various mechanisms have been started to create human rights awareness in society and to protect human rights (protecting the individual against the state). The “Provincial and Sub-provincial Human Rights Institutions” were established in order to investigate, investigate, investigate and evaluate the results of researches related to human rights violations in the society and to educate and awareness activities related to human rights and to help the development of human rights in the society. In this study, firstly the conceptual framework of human rights will be examined and it will be tried to explain what are the institutions and organizations established for the protection of human rights in Turkey and finally the evaluation of the establishment, duties and working principles of provincial and district human rights boards; The answer will be asked in the question “How should the Provincial and District Human Rights Boards be?

    ANASTOMOZLAŞAN HEMANJİOM: PEDİATRİK NADİR OLGU SUNUMU

    No full text
    Giriş: Anastomozlaşan hemanjiom minimal atipi içeren, minimalinvazyon gösteren, endotelyal hücrelerle döşeli, düzensiz anastomoz yapansinüzoidal benzeri boşluklardan oluşan nadir görülen neoplastik vasküler bir lezyondur.Başta böbrek olmak üzere, retroperiton, testis, spermatik kord, over, adrenal,karaciğer, kolon, mesane, yumuşak doku ve kemiklerde görülebilmektedir. Böbrekdışında en sık paraspinal yumuşak doku ve kemikleri tutmaktadır. Geniş bir yaşaralığında (2-85 yaş) görülmekle birlikte benign davranış göstermektedir.Olgu: 8 yaşında erkek hasta, 3 ayönce başlayan, daha çok egzersizle belirginleşen bacak ağrıları şikayetiyleYeşilyurt Devlet Hastanesi Ortopedi polikliniğine başvurmuştur. MRgörüntülemesinde T11, S1 ve S3 seviyesi vertebralarda neoplastik infiltrasyongörülmesi üzerine Dokuz Eylül Üniversitesi Pediatrik Onkoloji bölümüne sevkedilmiştir. Hastanın fizik muayenesinde, üst ve alt ekstremitelerde 3/5 kasgücü ile nörojenik mesane tespit edilmiştir. Hastaya T12-L1 laminektomi operasyonuyapılmış ve &nbsp;dura materi iten hipervaskülergörünümde tümör rezeke edilmiştir. Operasyon materyalinin makroskopikincelemesinde toplam 5,2 cc hacminde parçalı kemik ve yumuşak dokularizlenmiştir. Mikroskopik incelemesinde ise nükleer atipi içermeyen endotelyalhücrelerin döşediği, sinüzoidal patern gösteren multipl vasküler lezyonlar ilefibrin trombüsler dikkati çekmiştir. Bir alanda lezyonun kemiği de invazeettiği görülmüştür. Lezyon immmunhistokimyasal olarak CD34, CD31, Faktör 8, ERG,FLI-1 pozitif boyanmıştır. Ki-67 proliferasyon indeksi %15 olarak belirlenmiştir.Sonuçta hastaya “Anastomozlaşan Hemanjiom” tanısı verilmiştir.Sonuç: Anastomozlaşan hemanjiom yalnızcagenitoüriner sistemde değil, çok çeşitli bölgelerde de görülebilen, benigndavranışa sahip, nadir bir tümördür. Ayırıcı tanıda anjiosarkom, kaposisarkomu, hemanjioendotelyoma ve zengin vaskülarizasyona sahip olan tümörler yeralmaktadır. Minimal atipi, karakteristik sinüzoidal patern, minimal invazyon veimmunhistokimyasal özellikler tanıyı koymamızda yardımcı olmaktadır. Sonuçta literatürdepediatrik yaş gurubunda bildirilen üç vaka bulunmaktadır. Bu yaş grubundaoldukça seyrek görülmesi nedeniyle ayırıcı tanıda akılda tutulması gereken birantite olmalıdır.&nbsp;</p

    Asymptomatic acute ascending aortic dissection: Silent danger

    No full text
    Aort diseksiyonu; tanısı konulmadığında veya tanı konulmasında geç kalındığında yüksek mortaliteyle seyreden acil klinik bir durumdur. Tedavi edilmediği takdirde her saat mortalitesi %1-2 oranında artmaktadı r. Hastalar yırtıcı vasıfta, sırta yayılan, çok şiddetli göğüs ağrısından senkop, hemiparezi, hemipleji gibi nörolojik bozukluklar, akut miyokard enfarktüsü ve akut böbrek yetmezliği gibi çok geniş klinik yelpazeyle karşımıza çıkabilmektedir. Sunacağımız vakada tipik şikayetleri olmadığı halde baş ağrısı ile başvuran hastada fizik muayene, elektrokardiyogram ve akciğer grafisinden şüphelenilerek ciddi bir akut aort diseksiyonu vakasının yakalanabileceğini sunmaya çalıştık.Aortic dissection is a life-threatening emergency clinical condition when diagnosis was failed or delayed. The mortality rate of patients with aortic dissection is 1-2% per hour in untreated patients. The patients may present with following symptoms and clinical conditions: severe and tearing chest or upper back pain, syncope, paralysis of one side of body, myocardial infarction, and acute renal failure. In this case report, we present a patient with headache where detailed physical examination, electrocardiogram, and chest radiograph supported a diagnosis of aortic dissection with atypic presentation

    TOTAL GASTREKTOMİ MATERYALİNDE EŞ ZAMANLI MİDE ADENOKARSİNOMU, GASTROİNTESTİNAL STROMAL TÜMÖR VE NÖROENDOKRİN TÜMÖR BİRLİKTELİĞİ GÖSTEREN NADİR BİR OLGU

    No full text
    TOTAL GASTREKTOMİ MATERYALİNDE EŞZAMANLI MİDE ADENOKARSİNOMU, GASTROİNTESTİNAL STROMAL TÜMÖR VE NÖROENDOKRİNTÜMÖR BİRLİKTELİĞİ GÖSTEREN NADİR BİR OLGU Olgu SunumuOğuzhan Erdoğan, Anıl Aysal, SerhanDerici, Seymen Bora&nbsp;Giriş: Adenokarsinom, gastrikkarsinomların %95 oranında en sık görülen histolojik tipidir. Gastrointestinalstromal tümörler (GİST) ise gastrointestinal traktın en sık mezenkimal tümörüolup %60 oranında midede görülmektedir. Senkron adenokarsinom ve GİST ise midedenadir olup literatürde oldukça az vaka bulunmaktadır. Mide karsinomu ya daGİST’e eşlik eden gastrointestinal nöroendokrin tümörler de literatürde nadirenbildirilmektedir. Özellikte GİST ve nöroendokrin tümör birlikteliğininnörofibromatozis tip 1 ile ilişkili olabildiği belirtilmektedir. Literatürdeduodenumda bu üç tümörün birlikteliğini bildiren bir olguya rastlanmış ancakgastrektomi materyalinde böyle birlikteliğe rastlanmamıştırOlgu: 77 yaş erkek hasta, karınağrısı ve kilo kaybı ile kliniğe başvurmuştur. Yapılan tetkikler sonucunda midekorpusta, 2 cm çaplı tümör tespit edilmiştir. Neoadjuvan kemoterapi sonrasıhastaya total gastrektomi yapılmıştır. Makroskopik incelemede, korpusta 2x1x0,8cm boyutlarında ülsere tümör izlenmiştir. Bununla birlikte mide serozasında,tümöre 3 cm uzaklıkta, 5 mm çaplı, iyi sınırlı, parlak beyaz renkli nodülerlezyon görülmüştür. Mikroskopik incelemede subserozayı infiltre eden, tamayakın tedavi yanıtı gösteren, az diferansiye adenokarsinom izlenmiştir.Serozadaki nodüler lezyona ait kesitlerde ise iyi sınırlı, iğsi hücrelerdenoluşan mezenkimal tümör gözlenmiştir. Materyalden üzerinden distal cerrahisınır olarak alınan örneğe ait kesitlerde ise rastlantısal olarak, incebarsakta, olağan morfolojideki yüzey epitelinin altında 2x2 mm boyutlarında,submukozayı invaze eden, iyi sınırlı, küçük, monoton görünümlü, belirginsitolojik atipi içermeyen hücrelerden oluşan tümör görülmüştür. Yapılanimmunhistokimyasal incelemede mezenkimal tümörde diffüz DOG-1, CD34, C-KİT pozitifliğiile fokal aktin ve desmin pozitifliği izlenmiş ve mitoz izlenmemiştir. Distalcerrahi sınırdaki lezyonda ise sinaptofizin ve kromogranin-a pozitifliğigörülmüş, mitoz izlenmemiş, Ki-67 oranı %1.7 olarak saptanmamıştır. Bubulgularla hastaya az diferansiye adenokarsinom (ypT3N1), progresyon riskiolmayan gastrointestinal stromal tümör ve iyi diferansiye nöroendokrin tümör(NET) (derece 1) tanıları koyulmuştur.Sonuç: Aralarında geçiş/temasolmaksızın aynı bölgede histolojik olarak farklı neoplazilerin birliktebulunduğu senkron tümörler, midede nadiren preoperatif olarak teşhis edilmeklebirlikte, rezeksiyon spesmenlerinde eş zamanlı bulunabilecek tümörleriatlamamak için dikkatli makroskopik ve mikroskopik değerlendirme kritik önemtaşımaktadır.&nbsp; Ayrıca bu tür olgulardanörofibromatozis tip 1 gibi klinik sendromlar akla gelmelidir. Literatürdeörneğine rastlamadığımız, total gastrektomi spesmeninde 3 farklı tümörsaptadığımız bu çok nadir olguyu bu nedenlerle sunulmaya değer gördük. Anahtar sözcükler: Mide, adenokarsinom,gastrointestinal stromal tümör, nöroendokrin tümör</p
    corecore