15 research outputs found

    Allergen Control in Asthma

    Get PDF
    Asthma is one of the most prevalent chronic diseases especially among children so that it continues to be a public health problem. Even though genetics is an important factor for asthma, dramatic increase of the asthma recently is related with environmental triggers and lifestyle factors. Understanding of the interaction of multiple factors causing asthma is absolutely necessary for the planning interventions strategies. Exposure to allergens is a key factor for asthma morbidity. Environmental exposure leads allergen sensitization for genetically predisposed individuals and persisting of exposure is a risk element for asthma and other allergic diseases as well. Evidences suggest that environmental triggers avoidance and control interventions preclude asthma attacks, decrease the frequency of symptoms, and the need for drugs. Thus, environmental control should be focused in the management of asthma. Identifying and controlling of indoor and outdoor environmental triggers is the cornerstone for a successful asthma management. Figuring out the reasoning factors and developing primary preventive precautions are necessary to decrease asthma development frequency throughout the world

    Theory Based Nursing Research in Turkey: A systematic Review

    Get PDF
    Amaç: Bu gözden geçirme çalışmasında, 2000-2011 yılları arasında ülkemizde yapılmış olan teori temelli hemşirelik araştırmalarınınbelirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: PubMed, Türk Medline, Ulakbim, Ulusal Tez Tarama Merkezi veri tabanları ile ülkemizde düzenliolarak yayınlanan, editörlü ve online olarak ulaşılabilen 10 hemşirelik dergisinin arşivinde yer alan araştırmalar incelemeye alınmıştır.PubMed veri tabanında ‘Nursing, Turkish' anahtar kelimeleri ile Türk Medline, Ulakbim, Ulusal Tez Tarama Merkezi veri tabanlarında‘Hemşirelik' anahtar kelimesi ile tarama yapılmış ve hemşirelik dergilerinin arşivlerinde yer alan araştırmalar incelenmiştir. Araştırmacılartarafından hazırlanan değerlendirme formu doğrultusunda, araştırmalar teori ve model kullanımı açısından değerlendirilmiştir.Bulgular:1853 makale, 1709 yüksek lisans ve 348 doktora tezi olmak üzere toplam 3910 araştırma incelenmiştir. Bu araştırmaların %3.5(n=137)'unda hemşirelik ya da hemşirelik dışı teori kullanıldığı saptanmıştır. Dergilerde yayınlanan araştırmaların %3.9 (n=73)'unda,yüksek lisans tezlerinin %2.1 (n=37)'inde ve doktora tezlerinin %7.7 (n=27)'ünde teori kullanılmıştır. Araştırmalarda, en fazla Orem'inÖzbakım Eksikliği Teorisi ve Pender'in Sağlığı Geliştirme Modeli kullanıldığı belirlenmiştir. Sonuç: Çalışma sonuçlarına göre, ülkemizdekihemşirelik araştırmalarında teori kullanma oranı oldukça düşüktür. Teori temelli araştırma ve uygulamanın başlangıcı, teori temelli eğitimlemümkün olacaktır. Sonuçlar, ülkemizde hemşirelik eğitim programlarının her düzeyinde öğrencilere teoriye dayalı bakış açısınınkazandırılması, bu bakış açısının araştırmalara ve uygulamaya aktarılması yönünde çalışmalar yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Background: Theory/model, research and practice the key components of the development of a discipline. Theory/model is a guide forresearcher to determine which questions be asked, which methods should be used to answer these questions and to explain the relationsobserved between conditions. Objectives: In this review it was aimed to determine the theory/model based nursing researches in Turkeybetween the years 2000-2011. Methods: The study was planned as a descriptive. Data source PubMed, Turkish Medline, Ulakbim, NationalThesis Centre data bases and nursing magazines publishing regularly and online in Turkey. Research assessed the use of theory/model withan assessment form prepared by the researhers. Results: In that review where 1853 articles, 1709 master thesis and 348 doctoral thesis areassessed, it is found out that in 3.5% of total 3910 studies include nursing or nonnursing theory/models. The theory is used in 3.9% ofarticles, 2.1% of master thesis and 7.7% of doctoral thesis. Orem's Self Care Deficit Theory and Pender's Health Promotion Model are themost popular nursing theories. Conclusion: According to analysis results the theory/model using rate is fairly low in Turkey. The beginningof theory based research and application base on theory/model based education. It is necessary that students in Turkey should be obtainedtheorical point of view at every level of nursing education programme and that point of view shoul be applied to resarches

    Planlı taburculuk programının astım yönetimine etkisi

    No full text
    ÖZETPlanlı Taburculuk Programının Astım Yönetimine EtkisiBu araştırma, astım tanısı alan çocuklarda planlanan taburculuk programının, astım yönetimine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 0-6 yaş arası 120 çocuk ve ebeveyni (60 deney, 60 kontrol) oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Astımlı Çocuk ve Aile Bilgi Formu, Astım Semptomları Değerlendirme Formu, Ev Ortamı Değerlendirme Formu, Ebeveyn Astım Yönetimi Öz-yeterlilik Ölçeği ve Taburculuk Sonrası Yaşanan Güçlüklerle Başetme Ölçeği kullanılmıştır. Taburculuk planlaması kapsamında çocuğun sağlık değerlendirmesi yapılmış, ebeveynlere astım yönetimi eğitimi verilmiş, taburculuk sonrası telefon danışmanlığı sağlanmış ve ev ziyaretleri gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, deney grubu ebeveynlerin kontrol grubuna göre astım yönetimi öz-yeterlilik düzeylerinde anlamlı artış olduğu ve taburculuk sonrasında astım yönetiminde daha az zorluk yaşadıkları saptanmıştır. Deney grubu çocukların ev ortamında karşılaştığı tetikleyici sayısı %60,8 azaltılmıştır. Tekrar hastaneye yatış oranlarında iki grup arasında anlamlı farklılık bulunmazken, deney grubu çocukların acile başvuru ve rutin kontrol dışında muayeneye başvuru oranları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur. Astım yönetiminde, sadece eğitime odaklanan tek yönlü girişimlerin istenen sonuçlara ulaşmada yetersiz kaldığının ortaya konması, başarılı astım yönetim programlarının geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Çocukluk dönemi astım yönetiminin düzenlenmesinde, araştırmada tanımlanan “Taburculuk Planlama Programı”nın temel bileşenleri (sağlık değerlendirmesi, eğitim, telefon danışmanlığı, ev ziyareti), aile merkezli girişimler ve bireyselleştirilmiş bakımın planlanmasında hemşireye rehberlik edebilir. Anahtar Sözcükler: Astım, çocuk, ebeveyn, hemşire, taburculuk SUMMARY The Effect of Discharge Planning Program to Asthma ManagementThis study has been carried to determine the effect of discharge planning programme to asthma management. The sample of study consists of 120 children with asthma and their parents (60 experimental, 60 control group) who are between the ages of 0-6. As data collecting tools, Asthmatic Child and Family Form, Asthma Symptoms Assessment Form, House Environment Assessment Form, Parent Asthma Management Self-efficiacy Scale, and Post Discharge Coping Difficulty Form are applied. Health assessment of the children are done in discharge planing and asthma management education is provided to the mothers of experiemental group children. Also, telephone counselling is provided at post discharge period and their homes are visited. When compared to control group, asthma management self-efficiacy levels’ of experiment group mothers has increased meaningfully and after discharge they have experienced less difficulty. The number of triggers which the children expose at home environment have been decreased 60.8%. Whereas no meaningful increase has occured at the rates of readmission between two groups, experiment group’s children’s applying to outpatient clinics, except for emergency reasons and routines controls, are found out statistically meaningfully low. In childhood asthma management, it is being put forth that just education focused interventions are inadequate to reach the wanted results, successful asthma management programmes should be developed. While organizing childhood asthma management, main factors, which are identified in this study such as (heath assessment, education, home visits, phone counselling) and family centered interventions and individuailzed care planning can guide to the nurse

    Tip 1 diyabetli çocukların yaş dönemlerine göre isülin uygulama becerileri

    No full text
    1.ÖZET Tip 1 diyabet, uygun genetik zeminde ve çevresel faktörlerin etkisiyle pankreas beta hücrelerinin otoimmün yıkımına bağlı mutlak insülin yetersizliği ile ortaya çıkan hastalık tablosudur. İnsülinin mutlak yetersizliği söz konusu olduğundan dolayı diyabetli birey hayat boyu eksojen insüline bağımlıdır. Diyabet yönetiminde başarı sağlanabilmesi için çocuk ve ailenin insülin uygulama ilkelerini yeterli düzeyde bilmesi gerekir. Araştırma, tip 1 diyabetli çocukların yaş dönemlerine göre insülin uygulama becerilerini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırma evrenini, Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk Endokrinoloji Polikliniği’nde takip edilen çocuklar, örneklem grubunu ise Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk Endokrinoloji Polikliniği’ne kayıtlı tip 1 diyabet tanısı konmuş 0-18 yaş arası toplam 60 çocuk oluşturmuştur. Veri toplanmasında, literatür bilgisi doğrultusunda araştırmacı tarafından geliştirilen; Diyabetli Çocuk Tanılama Formu, İnsülin Uygulama Bilgi Formu ve İnsülin Uygulama Beceri Formu; veri analizinde Ki-kare, Oneway Anova, Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testleri kullanıldı. Sonuçlar Ortalama SD ya da sayı-yüzde olarak ifade edildi. 7-18 yaş arası çocukların insülin uygulaması toplam beceri performansında başarı oranı % 65,96 14,89 olarak saptandı. Toplam beceri performansında yaş gruplarına göre başarı oranı 7-12 yaş arası çocuklarda % 61,0 17,17; 13-18 yaş arası çocuklarda ise % 71,0 10,11’dir. İnsülin uygulaması toplam becerilerde elde edilen bu değerler yaş gruplarına göre istatiksel olarak anlamlı farklılık göstermektedir ( p=0,044; p<0,05 ). Araştırmada, insülin uygulama toplam beceri performansı ile HbA1c, diyabet yaşı ve cinsiyet arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Anahtar Kelimeler: Tip 1 diyabet, çocukluk yaş dönemleri, insülin uygulama becerisi, kan gukoz ölçüm becerisi. 2.SUMMARY INSULIN APPLICATION SKILLS OF TYPE 1 DIABETIC CHILDREN ACCORDING TO DIFFERENT AGE PERIODS Type 1 diabetes is an illness which is caused by absolute insulin insufficieny due to the destruction of pancreatic beta cells by the autoimmune system as a result of both genetic and environmental factors. Because of absolute insulin insuffieciency, the diabetic patients depend on exogenic insulin during their life. In order to be succesful in managing diabetes both the child and the family should know enough about the insulin application procedure. This research is planned in a descriptive way to assess the skills of type 1 diabetic children in insulin application according to different age periods. The population of this study is composed of children who are followed at Child Endocrinology Polyclinic at Trakya University Health Research and Application Center. The sample of this study is composed of 60 children between the ages 0-18 who have been diagnosed by type 1 diabetes and registered to the Child Endocrionology Polyclinic at Trakya University Health Research and Application Center. Diagnosing a Diabetic Child; Insulin Application Information and Insulin Application Skill Forms were developed and used by the researcher to collect the data for this study. For data analysis following statistical tests are used: chi-square, Oneway Anova, Mann-Whitney U and Kruskal Wallis. The results are signified as average; standard deviation and percentage. The success rate of children between ages 7-18 in total skill performance for insulin injection was detected as 65,96 14,89 %. According to different age groups, total skill performance is 61,0 17,17 %; among children betwen ages 7 and 12; and 71,0 10,11 % among children between ages 13 and 18. These obtained values show statistically significant difference depending on different age groups. In this research no statistically significant correlation has been detected between insulin injection skill performance HbA1c, diabetes age and sex. Key Words : Type 1 diabetes, child age periods, ınsulin application skill, blood glucose measurement skill

    Tip 1 diyabetli çocukların yaş dönemlerine göre isülin uygulama becerileri

    No full text
    1. Tip 1 diyabet, uygun genetik zeminde ve çevresel faktörlerin etkisiyle pankreas beta hücrelerinin otoimmün yıkımına bağlı mutlak insülin yetersizliği ile ortaya çıkan hastalık tablosudur. İnsülinin mutlak yetersizliği söz konusu olduğundan dolayı diyabetli birey hayat boyu eksojen insüline bağımlıdır. Diyabet yönetiminde başarı sağlanabilmesi için çocuk ve ailenin insülin uygulama ilkelerini yeterli düzeyde bilmesi gerekir. Araştırma, tip 1 diyabetli çocukların yaş dönemlerine göre insülin uygulama becerilerini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırma evrenini, Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk Endokrinoloji Polikliniği’nde takip edilen çocuklar, örneklem grubunu ise Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk Endokrinoloji Polikliniği’ne kayıtlı tip 1 diyabet tanısı konmuş 0-18 yaş arası toplam 60 çocuk oluşturmuştur. Veri toplanmasında, literatür bilgisi doğrultusunda araştırmacı tarafından geliştirilen; Diyabetli Çocuk Tanılama Formu, İnsülin Uygulama Bilgi Formu ve İnsülin Uygulama Beceri Formu; veri analizinde Ki-kare, Oneway Anova, Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testleri kullanıldı. Sonuçlar Ortalama SD ya da sayı-yüzde olarak ifade edildi. 7-18 yaş arası çocukların insülin uygulaması toplam beceri performansında başarı oranı % 65,96 14,89 olarak saptandı. Toplam beceri performansında yaş gruplarına göre başarı oranı 7-12 yaş arası çocuklarda % 61,0 17,17; 13-18 yaş arası çocuklarda ise % 71,0 10,11’dir. İnsülin uygulaması toplam becerilerde elde edilen bu değerler yaş gruplarına göre istatiksel olarak anlamlı farklılık göstermektedir ( p=0,044; p<0,05 ). Araştırmada, insülin uygulama toplam beceri performansı ile HbA1c, diyabet yaşı ve cinsiyet arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Anahtar Kelimeler: Tip 1 diyabet, çocukluk yaş dönemleri, insülin uygulama becerisi, kan gukoz ölçüm becerisi. 2. SUMMARY INSULIN APPLICATION SKILLS OF TYPE 1 DIABETIC CHILDREN ACCORDING TO DIFFERENT AGE PERIODS Type 1 diabetes is an illness which is caused by absolute insulin insufficieny due to the destruction of pancreatic beta cells by the autoimmune system as a result of both genetic and environmental factors. Because of absolute insulin insuffieciency, the diabetic patients depend on exogenic insulin during their life. In order to be succesful in managing diabetes both the child and the family should know enough about the insulin application procedure. This research is planned in a descriptive way to assess the skills of type 1 diabetic children in insulin application according to different age periods. The population of this study is composed of children who are followed at Child Endocrinology Polyclinic at Trakya University Health Research and Application Center. The sample of this study is composed of 60 children between the ages 0-18 who have been diagnosed by type 1 diabetes and registered to the Child Endocrionology Polyclinic at Trakya University Health Research and Application Center. Diagnosing a Diabetic Child; Insulin Application Information and Insulin Application Skill Forms were developed and used by the researcher to collect the data for this study. For data analysis following statistical tests are used: chi-square, Oneway Anova, Mann-Whitney U and Kruskal Wallis. The results are signified as average; standard deviation and percentage. The success rate of children between ages 7-18 in total skill performance for insulin injection was detected as 65,96 14,89 %. According to different age groups, total skill performance is 61,0 17,17 %; among children betwen ages 7 and 12; and 71,0 10,11 % among children between ages 13 and 18. These obtained values show statistically significant difference depending on different age groups. In this research no statistically significant correlation has been detected between insulin injection skill performance HbA1c, diabetes age and sex. Key Words : Type 1 diabetes, child age periods, ınsulin application skill, blood glucose measurement skill

    Infrared non-contact forehead skin thermometer: Is it reliable for the measurement of children s fever? a systematic review

    No full text
    Amaç: Bu sistematik derlemede, son yıllarda çocuklarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan infrared temassız alın termometresi ölçümlerinin, diğer ölçüm yöntemleri ile karşılaştırıldığı araştırmaların gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Konu ile ilgili araştırmalara ulaşmak için PubMed, Ulakbim, Türk Medline, Ulusal Tez Tarama veri tabanı ve ülkemizde düzenli olarak yayınlanan, editörlü ve çevrimiçi olarak ulaşılabilen 13 hemşirelik dergisinin arşivleri kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmalar, infrared temassız alın termometresinin duyarlılığının yüksek , özgüllüğünün düşük olduğunu göstermektedir. İncelenen araştırmaların %37,5i çocukların ateş ölçümlerinde en güvenilir yöntemin rektal ölçümler olduğu, infrared temassız alın termometresinin, rektal ölçüm yapılamadığı durumlarda ancak alternatif olarak kullanılabileceği, %12,5i ise bu yöntemin kullanılmaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Araştırmaların %31,2sinde rektal termometre ve infrared temassız alın termometre ölçüm sonuçları arasında korelasyon düzeyinin yüksek olduğu (0,74-0,91) saptanmış olup, infrared temassız alın termometresinin çocuklarda güvenle kullanılabileceği gösterilmektedir. Sonuç: Çocuklarda, infrared temassız alın termometresi ölçümlerinin etkililiğini ortaya koyma konusunda verilerin oldukça sınırlı olmasına rağmen, araştırma sonuçları, 0-3 ay arası çocuklarda ve yoğun bakım kliniklerinde infrared temassız alın termometresinin kullanılmasının uygun olmadığını göstermektedir. Bunun yanında, ev ortamında çocuğun ateşinin değerlendirilmesi ve hızlı kullanımından dolayı da taramalarda kullanılabileceği belirtilmektedir.Objective: In this systematic review, it was aimed to take a glance at the studies in which non-contact infrared forehead thermometer measurements were compared to other measurement techniques. Method: In order to access the studies on the issue, Pubmed, Ulakbim, Turkish Medline, National Thesis Scanning Database and the archives of 13 Nursing journals published either written or online were used. Results: The studies showed that the sensitivity of infrared non-contact forehead thermometer was high and its specificity was low . In 37.5% of the studies, it was revealed that the most reliable method of measuring fever was rectal measurement, and infrared non-contact forehead thermometer measurement could only be used as an alternative way when rectal measurement could not be performed. In addition; according to 12.5% of studies, infrared non-contact thermometer measurement technique should never be used. In 31.2% of the studies, it was shown that a high correlation (0.74 - 0.91) was determined between the rectal thermometer results and the results of infrared non-contact forehead thermometer, and infrared non-contact thermometer could safely be used in children. Conclusion: Even though the data on efficiency of infrared non-contact forehead thermometer measurements in children are rather limited, the study results set forth that it is not appropriate to use that technique in children between 0-3 months and in intensive care units. However, it is stated that infrared non-contact forehead thermometer is an easy to use technique at home owing to its easy evaluation and practicality

    Infrared non-contact forehead skin thermometer: Is it reliable for the measurement of children’s fever? – a systematic review

    No full text
    Özet Amaç: Bu sistematik derlemede, son yıllarda çocuklarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan infrared temassız alın termometresi ölçümlerinin, diğer ölçüm yöntemleri ile karşılaştırıldığı araştırmaların gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Konu ile ilgili araştırmalara ulaşmak için PubMed, Ulakbim, Türk Medline, Ulusal Tez Tarama veri tabanı ve ülkemizde düzenli olarak yayınlanan, editörlü ve çevrimiçi olarak ulaşılabilen 13 hemşirelik dergisinin arşivleri kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmalar, infrared temassız alın termometresinin duyarlılığının “yüksek”, özgüllüğünün “düşük” olduğunu göstermektedir. İncelenen araştırmaların %37,5’i çocukların ateş ölçümlerinde en güvenilir yöntemin rektal ölçümler olduğu, infrared temassız alın termometresinin, rektal ölçüm yapılamadığı durumlarda ancak alternatif olarak kullanılabileceği, %12,5’i ise bu yöntemin kullanılmaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Araştırmaların %31,2’sinde rektal termometre ve infrared temassız alın termometre ölçüm sonuçları arasında korelasyon düzeyinin yüksek olduğu (0,74-0,91) saptanmış olup, infrared temassız alın termometresinin çocuklarda güvenle kullanılabileceği gösterilmektedir. Sonuç: Çocuklarda, infrared temassız alın termometresi ölçümlerinin etkililiğini ortaya koyma konusunda verilerin oldukça sınırlı olmasına rağmen, araştırma sonuçları, 0-3 ay arası çocuklarda ve yoğun bakım kliniklerinde infrared temassız alın termometresinin kullanılmasının uygun olmadığını göstermektedir. Bunun yanında, ev ortamında çocuğun ateşinin değerlendirilmesi ve hızlı kullanımından dolayı da taramalarda kullanılabileceği belirtilmektedir. Abstract Objective: In this systematic review, it was aimed to take a glance at the studies in which non-contact infrared forehead thermometer measurements were compared to other measurement techniques. Method: In order to access the studies on the issue, Pubmed, Ulakbim, Turkish Medline, National Thesis Scanning Database and the archives of 13 Nursing journals published either written or online were used. Results: The studies showed that the sensitivity of infrared non-contact forehead thermometer was “high” and its specificity was “low”. In 37.5% of the studies, it was revealed that the most reliable method of measuring fever was rectal measurement, and infrared non-contact forehead thermometer measurement could only be used as an alternative way when rectal measurement could not be performed. In addition; according to 12.5% of studies, infrared non-contact thermometer measurement technique should never be used. In 31.2% of the studies, it was shown that a high correlation (0.74 - 0.91) was determined between the rectal thermometer results and the results of infrared non-contact forehead thermometer, and infrared non-contact thermometer could safely be used in children. Conclusion: Even though the data on efficiency of infrared non-contact forehead thermometer measurements in children are rather limited, the study results set forth that it is not appropriate to use that technique in children between 0-3 months and in intensive care units. However, it is stated that infrared non-contact forehead thermometer is an easy to use technique at home owing to its easy evaluation and practicality
    corecore