16 research outputs found

    Affetme esnekliği kazandırma amaçlı bilişsel davranışçı yönelimli grupla psikolojik danışma uygulamasının ergenlerdeki umutsuzluk üzerindeki etkisi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü TEZlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu araştırmanın amacı, araştırmacı tarafından hazırlanmış olan bilişsel davranışçı yönelimli grupla psikolojik danışma uygulamasının ergenlerdeki umutsuzluk üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırma, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında İstanbul ili Bağcılar ilçesinde bulunan bir Anadolu Lisesinde öğrenim gören 9, 10 ve 11. sınıf öğrencileri arasından yansız olarak seçilmiş 24 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma deneklerinin seçimi için Affetme Esnekliği Ölçeği ve Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılmıştır. Affetme Esnekliği Ölçeğinden ortalamanın altında ve Beck Umutsuzluk Ölçeğinden ortalamanın üzerinde puan alan 44 öğrenci arasından kura çekilerek araştırma gruplarına (deney n= 12, kontrol n= 12) seçkisiz atama yapılmıştır. Grupların oluşturulmasından sonra deney grubu için 12 oturumdan oluşan uygulama başlatılmıştır. Deney grubuna affetme esnekliği kazandırma amaçlı bilişsel davranışçı yönelimli grupla psikolojik danışma uygulaması uygulanırken, kontrol grubuna herhangi bir işlem yapılmamıştır. Çalışmada 2x3'lük (deney/kontrol grupları X ön test/son test/izleme testi) split plot deseni kullanılmıştır. Araştırmada veri toplamak amacıyla deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilere Affetme Esnekliği Ölçeği ve Beck Umutsuzluk Ölçeği oturumlar başlamadan hemen önce, oturumlar tamamlandığında ve oturumlar tamamlandıktan 60 gün sonra olmak üzere farklı zaman aralıklarında üç kez uygulanmıştır. Bu ölçümlerden elde edilen verilerin analizinde, ölçüm ve gruplar arasında anlamlı bir fark olup olmadığını belirlemek için tek faktör üzerinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü varyans analizi tekniği kullanılmıştır. Üç ölçümden (ön test son test ve izleme testi) elde edilen veriler SPSS 16 paket programı ile analiz edilmiş ve anlamlılık düzeyi olarak .05 alınmıştır. Araştırma bulgularına göre, araştırmanın değişkenlerini oluşturan affetme esnekliği ve umutsuzluk değişkenlerinin tümü için müdahale X zaman etkisinin anlamlı olduğu görülmüştür (p<.05). Bu farklılığın kaynağını belirlemek amacıyla Bonferroni uyumlu çoklu karşılaştırma testinden yararlanılmıştır. Bonferroni uyumlu çoklu karşılaştırma testi ve varyans analizinden alınan sonuçlar, affetme esnekliği kazandırma amaçlı bilişsel davranışçı yönelimli grupla psikolojik danışma uygulamasının umutsuzluğu azaltmada etkili olduğunu ve bu etkinin 60 günlük izleme süreci sonunda da kalıcılığını koruduğunu ortaya koymuştur. Elde edilen bulgular ışığında, araştırmadan elde edilen sonuçlar tartışılmış ve gelecek araştırmalar için önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Affetme Esnekliği, Umutsuzluk, Bilişsel Davranışçı Yaklaşım, Grupla Psikolojik Danışma, Ergenlik.The aim of this study is to examine the impact of Cognitive Behavioral Oriented Group Counseling Application, on hopelessness in adolescents. The application was prepared by the researcher with the purpose of gaining forgiveness flexibility. The research was conducted with 24 high school students randomly chosen from 9th, 10th and 11th grade students who are studying at an Anatolian High School located in the district Bağcılar of İstanbul province in 2016-2017 academic year. Forgiveness Flexibility Scale and Beck Hopelessness Scale were used to select the participants. Random assignment was made to the research groups (experiment n=12, control n=12) by drawing lots among 44 students who scored below the average of Forgiveness Flexibility Scale and above the average of Beck Hopelessness Scale. Experimental and control groups were also selected randomly. After the groups were formed, application consisting of 12 sessions were started for experiment group. While cognitive behavioral oriented group counseling was applied to the experiment group for the purpose of gaining forgiveness flexibility, no action was taken on the control group. In this research, 2x3 (experiment/control groups X pre-test/post-test/ follow up test) split plot design was used. In order to collect data in the study, the Forgiveness Scale and the Beck Hopelessness Scale were administered to experimental and control groups three times at different time intervals immediately before at the beginning of the sessions, at the end of the sessions and 60 days after the study. Two factors variance analysis technique was used for repeated measures on one factor to determine whether there was a significant difference between the measurements and the groups in the analysis of data obtained from these measurements. Data obtained from three measurements (pre-test, post-test and follow-up test) were analyzed with the packaged software (SPSS 16) and significance level was taken as .05. According to the findings of the research, the effect of intervention X time was found to be significant for all variables of forgiveness flexibility and hopelessness which constitutes the variables of the research (p<.05). Bonferroni adjustment multiple comparisons test was used to determine the source of this difference. The results obtained from Bonferroni adjustment multiple comparisons test and variance analysis revealed that cognitive behavioral oriented group counseling application which aims to gain forgiveness flexibility is effective in reducing hopelessness and that this effect is remained persistent after 60 days follow up process. In the light of findings, results obtained from the research were discussed and suggestions for future researches were made. Keywords: Forgiveness Flexibility, Hopelessness, Cognitive Behavioral Approach, Group Counseling, Adolescence

    Examining University Students’ Self-Compassion and Compassionate Love Levels in Terms of Perceived Parental Attitudes

    Get PDF
    The aim of this research is to investigate the relationship between parental attitudes perceived by the students, self-compassion and compassionate love levels, and differences occur in parental attitudes, self-compassion and compassionate love levels according to various variables. The research was conducted with 326 university students studying in different departments of Sakarya University Faculty of Education. Parental Attitude Scale (PAS), Self-Compassion Scale (SCS), the Compassionate Love Scale (CLS) and Information Collection Form were applied in the study. The research data were analyzed by correlation, T-test and One Way (ANOVA). The results of the research revealed that the self-compassion level of the students who perceived the parents' attitudes as democratic was high, whereas the self-compassion level of the students who perceived the parental attitudes as authoritarian and protective-demanding was low. It was also found out that the students who perceived their parents' attitudes as authoritarian and protective-demanding had high compassionate love levels.  The present study demonstrated the authoritarian and protective-demanding parental attitudes perceived by university students differed according to sex, the democratic parental attitude differed in terms of the number of siblings, and the compassionate love differed in terms of gender. It was revealed that there was a negative relationship between self-compassion and compassionate love

    Prediction of Digital Game Addiction in Adolescents by Leisure Boredom

    Get PDF
    Bu araştırmada ergenlerin boş zaman can sıkıntısı ile dijital oyun bağımlılığı arasındaki ilişkinin ele alınması amaçlanmıştır. Ayrıca oyun bağımlılığının cinsiyet, algılanan anne-baba tutumu ve akademik başarıya göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Ergenler İçin Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği Kısa Formu ile Boş Zaman Can Sıkıntısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 258 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Yapılan analizler sonucunda erkeklerin dijital oyun bağımlılığı düzeylerinin kızlarınkinden; otoriter tutumla yetiştirildiklerini düşünen ergenlerin demokratik tutumla yetiştirildiklerini düşünenlerden ve akademik başarısı düşük olan ergenlerin orta ve yüksek olanlardan anlamlı şekilde yüksek olduğu görülmüştür. Boş zaman can sıkıntısının alt boyutu olan yetkinlik ve motivasyon cinsiyet ile birlikte oyun bağımlılığının %16’sını açıklamıştır. Dijital oyun bağımlılığı için öncelikli olarak cinsiyet ardından da yetkinlik, anlamlı yordayıcılar olarak bulunurken, motivasyon anlamlı bir yordayıcı olarak bulunmamıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre ergenleri dijital oyun bağımlılığından korumada ailelere önemli görevler düşmektedir.In this study, it was aimed to address the relationship between adolescents' leisure boredom and digital game addiction. In addition, whether game addiction differentiates according to gender, perceived parental attitude and academic achievement was examined. The Short Form of the Dijital Game Addiction Scale for Adolescents and the Leisure Boredom Scale were used as data collection tools. The sample of the study consists of 258 high school students. As a result of the analysis, it was observed that the digital game addiction levels of boys were higher than girls; As a result of the analyzes made, the digital game addiction levels of boys are higher than girls. Adolescents who think that they are raised with an authoritarian attitude are higher than those who think they are raised with a democratic attitude and adolescents with low academic achievement are higher than medium and high levels. Competence and motivation, which are the sub-dimensions of leisure boredom, explained 16% of game addiction along with gender. While firstly gender and then competence were found to be significant predictors for digital game addiction, motivation was not found to be a significant predictor. According to the results of this research, families have important duties in protecting adolescents from digital game addiction

    Üniversite öğrencilerinin öz-duyarlık ve duyarlı sevgi düzeylerinin ebeveyn tutumları açısından incelenmesi

    No full text
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin algıladıkları anne-baba tutumları, öz-duyarlık ve duyarlı sevgi düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmanın diğer bir amacı ise, anne-baba tutumları, öz-duyarlık ve duyarlı sevgi düzeylerinin cinsiyet, kardeş sayısı, doğum sırası ve algılanan gelir düzeyi değişkenlerine göre farklılıklarını incelemektir.Araştırmanın örneklemini Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nin çeşitli bölümlerinde öğrenim gören 230'u kız ve 96'sı erkek olmak üzere toplam 326 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak Ana Baba Tutum Ölçeği (Eldeleklioğlu, 1996), Öz-duyarlık Ölçeği (Akın, Akın ve Abacı, 2007), Duyarlı Sevgi Ölçeği (Akın ve Eker, 2011) ve Bilgi Toplama Formu kullanılmıştır.Araştırmadan elde edilen veriler, korelasyon, t testi tekniği, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda, anne-baba tutumları, öz-duyarlık ve duyarlı sevgi düzeyleri arasında anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Anne-baba tutumlarını demokratik olarak algılayan öğrencilerin öz-duyarlık düzeylerinin yüksek olduğu, anne-baba tutumlarını otoriter ve koruyucu istekçi olarak algılayan öğrencilerin öz-duyarlık düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür. Anne-baba tutumlarını otoriter ve koruyucu-istekçi olarak algılayan öğrencilerin ise duyarlı sevgi düzeylerinin yüksek olduğu görülmüştür. Üniversite öğrencilerinin algıladıkları otoriter ve koruyucu-istekçi ebeveyn tutumlarının cinsiyete göre farklılaştığı, demokratik ebeveyn tutumunun kardeş sayısı açısından farklılaştığı, duyarlı sevgi düzeyinin cinsiyet açısından farklılaştığı tespit edilmiştir. Öz-duyarlık ve duyarlı sevgi arasında negatif ilişki olduğu sonucu elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular alt problemler doğrultusunda tartışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Ebeveyn Tutumları, Öz-duyarlık, Duyarlı Sevgi.The aim of this research is to investigate the relationship between university students? self-compassion and compassionate love levels and perceived parental attitudes. An another purpose of this research is to examine the differences self-compassion, compassionate love and perceieved parental attitudes in terms of gender, number of siblings, birth order and perceived income statue.The sample of this study was composed of 326 undergraduate students from different departments of the University of Sakarya. 230 female and 96 male took part. The Parental Attitude Scale (Eldeleklioğlu, 1996), Self-Compassion Scale (Akın, Akın ve Abacı, 2007), Compassionate Love Scale (Akın ve Eker, 2011) and data collection form were used as measurement instrument.The results obtained of the research were examined by using correlation, t test and one way ANOVA. In consequence of this research it?s found out that there are significant relations between self-compassion, compassionate love and parental attitudes. It has been found the students had high level self-compassion who perceived parental attitudes as democratic and low level self-compassion who perceived parental attitudes as authoritative and protective. The students had high level compassionate love who perceived parental attitudes authoritative and protective. It has determined that perceived authoritative and protective parental attitudes differ in terms of gender, democratic parental attitudes differ in terms of number of sibling and compassionate love level differs in terms of gender. It has emerged that there is a negative relationship between self-compassion and compassionate love. The research findings were discussed in line with problems.Key Words: Parental Attitudes, Self- compassion, Compassionate Lov

    Compassionate love: A study of validity and reliability

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı Duyarlı Sevgi Ölçeği’nin (DSÖ; Sprecher & Fehr, 2005) Türkçe formunun geçerlik ve güvenirliğini incelemektir. Araştırma 356 lise son sınıf öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Dilsel eşdeğerlik çalışmasında, DSÖ’nün Türkçe ve orijinal formlarında bulunan maddeler arasındaki korelasyon katsayıları 0,77 ile 0,97 arasında bulunmuştur. Açımlayıcı faktör analizinde 21 maddenin toplam varyansın %36,47’sini açıkladığı ve maddelerin tek boyutta toplandığı görülmüştür. Ölçeğin faktör yükleri 0,28 ile 0,78, madde toplam korelasyonu puanları ise 0,28 ile 0,70 arasında sıralanmaktadır. Doğrulayıcı faktör analizinde tek boyutlu modelin iyi uyum verdiği görülmüştür (x 2 =577,16, N=356, sd=181, p=0,0000, RMSEA= 0,079, NFI= 0,94, CFI= 0,96, RFI= 0,93, SRMR= 0,063). DSÖ’nün iç tutarlılık güvenirlik katsayısı 0,89, test-tekrar test güvenirlik katsayısı ise 0,82 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar DSÖ’nün Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermektedirThis study investigated the validity and reliability of the Turkish version of the Compassionate Love Scale (CLS; Sprecher & Fehr, 2005). The sample of study consists of 356 college students. Results of language equivalency showed that the correlations between Turkish and English forms ranged from 0,77 to 0,97. Results of exploratory factor analysis showed that the 21 items loaded on one factor. The total variance explained was 36,47% and factor loadings ranged from 0,28 to 0,78. Fit index values of the model were x 2 =577,16, N=356, df=181, p=0,0000, RMSEA= 0,079, NFI= 0,94, CFI= 0,96, RFI= 0,93, SRMR= 0,063. The internal consistency reliability coefficient of the scale was found as 0,89 and the test-retest reliability coefficient was found as 0,82. Also the corrected item-total correlations ranged from 0,28 to 0,70. These results demonstrate that this scale is a valid and reliable instrument

    Vitamin C and effect on diseases

    Get PDF
    Vitamin C, vücuttaki çeşitli biyokimyasal ve fizyolojik süreçler için gerekli olan esansiyel bir mikrobesin ögesidir. Birçok meyve ve sebzede bulunan vitamin C, insan vücudunda sentezlenemediğinden dışarıdan diyetle alınması gerekmektedir. İndirgenmiş form olan L-askorbik asit ve yükseltgenmiş form olan L-dehidroaskorbik asit (DHA)’in, her ikisi de vitamin C aktivitesini korumaktadır. Askorbik asit, sodyum bağımlı vitamin C taşıyıcıları (SVCT'ler) aracılığıyla hücreye taşınırken, DHA glikoz taşıyıcı ailesi (GLUT'lar) yoluyla taşınır. Vitamin C’nin oral alımından sonra plazmadaki konsantrasyonu, hücreye ve hücre içi organellere girmek için gerekli olan taşıyıcılar tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmektedir. Vitamin C, triptofanın nörotransmitter olan serotonine dönüşümü, folik asit aktivasyonu ve kolesterolün safra asitlerine dönüşümü gibi bir dizi metabolik fonksiyonda önemli bir rol oynamaktadır. Biyosentetik ve gen düzenleyici enzim ailesinin bir kofaktörü olmasının yanı sıra güçlü antioksidan aktivitesi sayesinde vücudun serbest radikal hasarını azaltarak çoğu hastalığa karşı da koruyucu etki göstermektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, birçok kronik hastalık üzerine vitamin C’nin olası yeni terapötik etkilerine odaklanmıştır. Bu derlemede yeterli miktarda vitamin C alımının normal vücut fonksiyonlarının sürdürülmesine, bazı hastalıklarda tedaviye yardımcı olmasına ve eksikliğinin çeşitli hastalık risklerini artırmasına yönelik etki mekanizmalarına değinilmiştir.Vitamin C is an essential micronutrient, necessary for various biochemical and physiological processes in the body. Vitamin C, which is found in many fruits and vegetables, cannot be synthesized in the human body, so it must be taken from the outside. Both reduced form L-ascorbic acid and the oxidized form of L-dehydroascorbic acid (DHA) maintain vitamin C activity. Ascorbic acid is transported into the cell via sodium-dependent vitamin C transporters (SVCTs), while DHA is transported through the glucose transporters family (GLUTs). Its concentration in plasma after oral intake of vitamin C is tightly controlled by transporters necessary to enter the cell and intracellular organelles. Vitamin C plays an important role in a number of metabolic functions, such as the conversion of tryptophan to the neurotransmitter serotonin, folic acid activation, and the conversion of cholesterol to bile acids. In addition to being a cofactor of the biosynthetic and gene regulating enzyme family, it also protects against many diseases by reducing the free radical damage of the body through its strong antioxidant activity. Recent studies have focused on the possible new therapeutic effects of vitamin C on many chronic diseases. In this review, the mechanisms of the effect of adequate vitamin C intake to maintain normal body function, to help treat some diseases and vitamin C deficiency in increasing the risk of various diseases are discussed

    Forgiveness Flexibility Scale For Secondary Education: Validity and reliability studyOrtaöğretim Öğrencilerinde Affetme Esnekliği Ölçeği: Geçerlik ve güvenirlik çalışması

    Get PDF
    The aim of the study is to develop a scale which determines forgiveness flexibility level of secondary education students and to test reliability and validity of the scale. The study was actualized with 651 secondary education students. As result of exploratory factor analysis, which was used to test structure validity of the scale, a structure which explains 45.5% variance of total scale was attained. According to results of exploratory factor analysis, total 14 items collected at three factors. Factors were identified as recognition of forgiveness, internalization of forgiveness and practice of genuine forgiveness. When scale’s reliability study was made by split-half reliability method, correlation found .71 (p&lt;.01). It can be said based on the findings that Forgiveness Flexibility Scale High School Form is a reliable and valid instrument which can be used in the fields of education and psychology. ÖzetAraştırmanın amacı, ortaöğretim öğrencilerinde affetme esnekliğini belirleyen bir ölçek geliştirmek ve ölçeğin geçerlik ve güvenirliğini test etmektir. Araştırma 651 ortaöğretim öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliğini test etmek için kullanılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin toplam varyansının %45.5’ini açıklayan bir yapı elde edilmiştir. Açımlayıcı faktör analizi sonuçlarına göre; toplam 14 madde, üç faktörde toplanmaktadır. Faktörler affetmeyi tanıma, affetmeyi içselleştirme ve gerçek affetmeyi uygulama olarak tanımlanmıştır. Ölçeğin güvenirlik çalışması testi ikiye ayırma yöntemi ile gerçekleştirildiğinde .71 (p&lt;.01) korelasyon bulunmuştur. Bu sonuçlara dayanarak Affetme Esnekliği Lise Formu Ölçeğinin eğitim ve psikoloji alanında kullanılabilecek, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir
    corecore