37 research outputs found
Nursing Education in the World during the COVID-19 Pandemic
Bu derlemede, COVID-19 pandemisi sırasında farklı ülkelerdeki hemşirelik okullarında, ülkelerindeki mevcut koşullar, yasal düzenlemeler ve mesleki kurumların önerileri doğrultusunda yapılan uygulamaları açıklamak ve örnekleri ile sunmak amaçlanmıştır. COVID-19 pandemisinin ortaya çıkışı, hemşirelik okullarındaki eğitim şeklinde hızlı değişiklikler yapılmasını, yenilikçiliği, esnekliği ve hızlı hareket etmeyi gerektirmiştir. Hemşirelik eğitiminde yüz yüze yürütülen teorik dersler hızla çevrim içi ortamlara taşınmıştır. Dünyanın birçok bölgesinde virüsün doğası ve hakkındaki belirsizlik, kişisel koruyucu ekipman temini, sağlık sigortası, eğitimci denetimi gibi nedenler göz önüne alınarak öğrencilerin klinik uygulamaları iptal edilmiştir. Bu nedenle klinik uygulama ile öğrencinin kazanabileceği bilgi, beceri ve tutumların geliştirilmesi tüm dünyada hemşirelik eğitiminde en çok zorluk yaşanan alan olmuştur. Çevrim içi eğitime geçiş, okulların öğrenci katılımını teşvik edecek stratejiler geliştirmelerini, sınav prosedürlerinde ve not verme uygulamalarında değişiklikler yapmalarını gerektirmiştir. Aynı zamanda eğitimciler öğrencilere alternatif klinik deneyimler sunmak ve öğrenci performansının nasıl değerlendirileceğini yeniden tanımlamak zorunda kalmışlardır. Hemşirelik okulu yöneticileri ve eğitimcileri pandemi süresince hemşirelik eğitiminin devamlılığını sağlamak ve kalitesini sürdürmek için okullarda altyapının düzenlenmesi, hemşirelik öğrencileri için klinik alan gereksinimlerinin planlanması, akreditasyon standartlarının sürdürülebilirliğinin sağlanması gibi pek çok unsuru göz önünde bulundurmuştur. Salgınlarla mücadelede yetkin sağlık profesyonelleri yetiştirebilmek için eğitimde gerekli düzenlemeler acil olarak yapılmalıdır.The aim of this review is to explain and present examples of the practices in nursing schools around the world during the COVID-19 pandemic, considering the conditions, legal regulations, and recommendations of professional associations in different countries. The emergence of the COVID-19 pandemic has required rapid changes in the form of education in nursing schools as well as innovation, flexibility, and rapid action. Theoretical courses conducted face-to-face in nursing education have been rapidly transferred to online platforms. In many parts of the world, the clinical learning has been canceled, considering the uncertainty of the virus, the supply of the personal protective equipment, health insurance, and educator supervision. For this reason, developing the knowledge, skills, and attitudes that students gain through clinical learning has been the most difficult issue in nursing education all over the world. The transition to online education has required schools to develop strategies to encourage student participation, and to make changes in exam procedures and grading. Meanwhile, educators had to offer students alternative clinical experiences and redefine how to evaluate student performance. To ensure the continuity of nursing education and to maintain its quality during the pandemic, nursing school deans and nurse educators have taken into account many factors such as organizing the infrastructure in schools, planning clinical learning requirements for nursing students, and ensuring the sustainability of accreditation standards. Necessary regulations in education should be made urgently in order to train competent health professionals in combating epidemics
Diabetes and Self-Care Deficit Nursing Theory's Concept Analysis
Hemşirelik, sağlığın korunması ve gelişmesine katkıda bulunmakla sorumlu profesyonel bir disiplindir. Bu katkının sağlanması için bir teoriya da modelin, uygulamalarda rehber olarak kullanılması önemlidir. Teoriler, hemşirelik uygulamaları için bir çerçeve oluşturmakta,hemşireye bir bakış açısı sağlamakta ve doğru kararlar verilmesinde yol gösterici olmaktadır. Orem'in Özbakım Eksikliği HemşirelikTeorisi'ne göre sağlıklı bir insan, gereksinimlerini kendi kendine karşılayabilir. Ancak sağlığı bozulan bir insanın kendi kendinekarşılayamayacağı yeni gereksinimleri ortaya çıkar. Bu gereksinimler, Orem'in Özbakım Eksikliği Hemşirelik Teorisi'nde sağlıktan sapmagereksinimleri olarak adlandırılır. Sağlıktan sapma gereksinimlerinin ortaya çıktığı kronik hastalıklardan biri olan diyabet, insulin sekresyonuve işlevinde bozulma sonucu yüksek kan şekeri ile karakterize kronik bir hastalıktır. Bu makalede; Özbakım Eksikliği Hemşirelik Teorisi'ninkavramları diyabetle ilişkilendirilerek açıklanacaktır. Nursing as a professional discipline is responsible for health promotion and health prevention. When practicing nursing it is important toguide the practice with the help of a theory or a model. Theories, creates a framework for nursing practice, provides a perspective for thenurses and guides the nurse with her correct decisions. According to the Orem's Self-care Deficit Theory people can meet their own selfneeds. However, when these is a health problem the individual may not be able to meet the new needs. These are named as health deviationself care requisites in Orem's Self-care Deficit Theory. Diabetes mellitus is a group of chronic diseases characterized by high blood sugarlevels, that result from defects in insulin secretion, or action, or both. In this article the concept of Self-Care Deficit Nursing Theory will bedescribed by associating with diabetes
Chronic Disease Management in Disasters
Kronik hastalıklar dünya genelinde önde gelen ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Afetler, mevcut hastalıkları şiddetlendirmenin yanı sıra, yeni kronik hastalıkların gelişmesine de katkıda bulunmaktadır. Afet ortamlarında en savunmasız popülasyonlardan biri kronik hastalığı olan bireylerdir. Gelişmiş ülkelerde yaşanan son afetler, kronik hastalığı olan bireyler için afete hazırlık önlemlerinin önemini ortaya çıkarmıştır. Kronik hastalığı olan bireylerin, afetler nedeniyle pek çok zorlukla karşılaştığı bilinmektedir ve afetlerden sonra bireylerin bakımı oldukça zorlu bir süreçtir. Afet öncesinde, sırasında ve sonrasında hemşireler, sağlık eğitimini planlar ve toplumun bu eğitimlere katılımını sağlarlar. Aynı zamanda sağlık bilincinin geliştirilmesine destek olurlar. Afetlerin etkisini azaltmak için, başta hemşireler olmak üzere sağlık hizmeti sunucuları, hastalara ve ailelerine sağlık hizmetinin ulaştırılması ve sunumunda kritik rollere sahiptir. Sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, afetlerden sonra önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Bu derlemenin amacı, afet yönetiminin her aşamasında kronik hastalıkları olan bireylere yönelik, sağlık hizmeti sunumu sırasında karşılaşılan zorlukları ve bunların çözümleri ortaya çıkarmak, kronik hastalık yönetimi için etkili stratejiler belirlemektir. Bu tür stratejiler, afete hazırlık ve planlamada sağlık personeline, afetten etkilenen popülasyondaki kronik hastalıkları yönetmek için uygun stratejiler tasarlamasında yardımcı olabilir, afetler sırasında ve sonrasında sağlık sonuçlarını potansiyel olarak iyileştirebilir
Effect of disease acceptance in geriatric individuals on life satisfaction
Introduction: Elderly must maintain regular care and complex treatment of several chronic diseases that develop with age or that pre-exist. Having a chronic disease entail both a feeling of loss and the need to keep the disease and one’s life under control. It is important for these individuals to accept their illness while maintaining treatment and care. Life satisfaction, on the other hand, is the result of comparing what a person has with his or her expectations. This analytical cross-sectional study was conducted to examine the effect of disease acceptance on the life satisfaction of geriatric individuals.
Methods: The research type is analytical cross-sectional study. The research was conducted between February 1-July 31, 2019 in a hospital in Izmir, in Türkiye. A total of 140 individuals over the age of 65 were included. A sociodemographic questionnaire, the Disease Acceptance Scale, and the Life Satisfaction Scale were used as data collection tools.
Results: The mean disease acceptance score of the elderly individuals was 25.95 ± 5.25, and the life satisfaction score was 20.39 ± 5.94. Cardiology, endocrinology, dermatology, and gastroenterology patients evaluated their health as good, while individuals with respiratory system diseases evaluated their health as bad. A significant relationship was also found between marital status, disease type, health assessment status, and life satisfaction. While the life satisfaction of married individuals was borderline significant, it was determined that the life satisfaction of individuals with respiratory problems and poor health status was low. When the scores of the two scales were compared, a moderate positive correlation was found.
Conclusion: There is a strong correlation between the acceptance of illness and life satisfaction of elderly individuals. When older individuals accept their illness, their life satisfaction also increases. When older individuals accept their illness, their life satisfaction also increases. Socioeconomic status of elderly individuals and having more than one disease play an active role in accepting the disease and life satisfaction. The importance of accepting the disease should be considered in order to increase life satisfaction.
Keywords: Aging, elderly, satisfactio
Investigation of the Quality of Life of Individuals with Autoimmune Bullous Disease Diagnosis
Amaç: Bu çalışmanın amacı; otoimmün büllöz hastalık tanısı almış bireylerin dermatoloji yaşam kalitesinin birey üzerindeki etkilerini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırma, tanımlayıcı bir çalışma olup, Eylül 2014 - Ocak 2015 tarihleri arasında bir eğitim ve araştırma hastanesinin Dermatoloji Anabilim Dalı kliniğinde ve polikliniğinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini hastanenin Dermatoloji Anabilim Dalı kliniğinde yatan ve dermatoloji polikliniğinde takibi yapılan Otoimmün Büllöz Hastalık tanısı almış bireylerden aylık olarak başvuran ve çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 35
hasta oluşturmuştur. Veri toplama araçları olarak; Otoimmün Büllöz Hastalığı Olan Bireyleri Tanılama Formu ile Dermatolojik Yaşam Kalite İndeksi (DLQI): Dermatology Life Quality Index) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sayı yüzde ve cross match analiz yöntemi kullanılmıştır.
Bulgular: Çalışmamıza katılan otoimmün büllöz hastalık tanısı almış hastaların % 62.9’u kadın, % 37.1’i erkek olduğu belirlenmiştir. Hastaların yaşam kalitesinin
genel olarak etkilerine baktığımızda, %45.7 sinin orta düzeyde etkilendiği saptanmıştır. Araştırma bulgularına göre otoimmün büllöz hastalık tanısı almış bireylerin yaşam kalitelerinin etkilenme durumlarına baktığımızda sırasıyla; 80 ve üzeri yaş grubu, erkekler, evliler, öğrenciler, üniversite mezunları ve gelir durumu giderden fazla olan bireylerin olduğu saptanmıştır.
Sonuç: Araştırma bulgularına göre; otoimmün büllöz hastalık tanısı almış bireylerin yaşam kalitelerinin olumsuz yönde etkilendiğini saptanmıştır. Bu
sonuca göre; literatür bakımından kısıtlı olan bu alanda tüm sağlık çalışanlarının deri hastalıklarının yaşam kalitesi üzerine etkilerini bilmesi ve bu konuda hasta ve hasta yakınlarının desteklenmesi önerilmektedir.Objective: The aim of this study is to determine the effect of dermatology quality of life of the individuals who were diagnosed with autoimmune bullose disease.
Material and Method: Along with being a descriptive study, it was conducted at a training and research hospital in Dermatology Department Clinic between the dates of September 2014 - January 2015. The sample consists of 35 volunteer patients with autoimmune bullose disease who were monitored in Dermatology Department Clinic and monthly applied to the clinic. Autoimmune Bullose Disease Diagnosis Form and Dermatology Life Quality Index were used to collect data. Descriptive analysis and cross match methods were used for the analysis of the data. Findings: It was determined that among patients with
autoimmune bullose disease diagnosis, 62.9% were women and 37.1% were men. 45.7% of them were moderately affected by the effects of the disease in terms of their quality of life. According to findings of the research; quality of life of the patients who were 80 years old and older, males, married ones, students, university graduates and people with high income was affected.
Conclusion: According to research findings, it was detected that quality of life of the patients with autoimmune bullose disease diagnosis was negatively
affected. Therefore it is suggested that health care professionals should know about the
quality of life impacts of the disease and should support the patients and their relatives
The effects of web-based diabetes education on diabetes care results a randomized controlled study
Bu çalışma Tip 2 diyabetli bireylere internet ortamında verilen diyabet eğitiminin A1c düzeyi ve sağlık kontrollerine gelme davranışı üzerine etkisini test etmek amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini randomizasyon ile basit rastgele düzenle belirlenen deney (n:61) ve kontrol (n:61) grubu olmak üzere 122 Tip 2 diyabetli birey oluşturmuştur. Çalışma bir web sitesi ve bir üniversite hastanesinin Endokrin Polikliniği Diyabet Eğitim Birimi`nde yürütülmüştür. Veri toplamada diyabetli bireyleri tanılamak, gereksinimlerini belirlemek, A1c düzeyi ve sağlık kontrolüne gelme davranışlarını saptamak amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen iki ayrı form kullanılmıştır. Deney grubunun gereksinimlerine yönelik Özbakım Eksikliği Hemşirelik Teorisi'ne dayalı destekleyici-eğitici yaklaşıma göre eğitim ve veri toplama basamakları web üzerinden yürütülmüş, poliklinikte diyabet hemşireleri ve hekimleri tarafından izlemi sürdürülen kontrol grubunun verileri hasta kayıtlarından araştırmacı tarafından toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Repetaed Measure Analizleri kullanılmıştır. A1c düzeyi ve sağlık kontrolüne gelme davranışı izlemleri; girişim öncesi, üçüncü, altıncı, dokuzuncu ve onikinci aylarda yapılmıştır. Deney grubu için zamana bağlı (girişim öncesi, 3.6.9.12.ay) A1c değerinde %8.0'dan %6.9'a anlamlı bir düşüş görülürken (p<0.05), kontrol grubunda ise %8.1'den %8.6'ya bir yükseliş görülmüş ve değişim anlamlı bulunamamıştır (p>0.05). Deney grubunun girişim öncesinde %74 olan sağlık kontrolüne gelme davranışının, onikinci ayın sonunda %100'e, kontrol grubunun girişim öncesi %70 olan sağlık kontrolüne gelme davranışının ise, %82'ye çıktığı görülmüştür. Yapılan güç analizinde araştırmanın gücü 0.85 olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, diyabetli bireylerin eğitim ve izleminde web tabanlı izlem sitelerinin, hasta merkezli girişimler içinde tamamlayıcı bir araç olarak kullanılabileceğini göstermektedir. This study was experimentally carried out to determine the effects of web-based diabetes education given to patients with type 2 diabetes on their Alc level and the behavior of attending health check visits. Study sample was determined by basic randomized method and composed of 122 individuals with type 2 diabetes who were separated into experiment (n:61) and control (n:61) groups. The study was performed on a web site and in a Diabetes Education Unit in Endocrine Polyclinic of a university. Two different forms developed by the researcher were used in the data collection in order to diagnose the individuals with diabetes and to determine their needs, Alc levels and the behavior of attending health check visits. Education and data collection stages designed for the needs of experiment group were made on internet according to supportive-educative approach based on the Self-care Deficit Nursing Theory; monitoring control group was maintained by doctors and diabetes nurse in polyclinic and data was collected by the researcher from patient records. Repeated Measure Analyses were used to evaluate the data. Alc levels and the behavior of attending attending health check visits were followed on 3rd, 6th, 9th and 12th months prior to intervention. A statistically significant decrease was detected in time dependent Alc level of experiment group 8.0% from 6.9% (prior to intervention, 3rd, 6th, 9th, 12th months) (p<0.05), in control group 8.1% from 8.6% a rise was seen and while no significant change was determined (p>0.05). The rate of attending the controls was determined 74% in experiment group prior to intervention, while it was 100% at the end of 12th month; on the other hand, it was determined as 70% in control group, while it increased to 82%. The study strength was found 0.85 in the strength analysis. The obtained results demonstrated that web-based sites could be used as supplementary tools for the patient-based interventions in the education and follow-up of diabetes patient
Educação individual e grupal sobre a diabete e os resultados
Objetivo: El propósito del presente estudio fue examinar los efectos de las dos técnicas de educación diabética que se estaban implementando en un entorno real sobre los resultados de la atención (los niveles de conocimiento, el manejo del auto - cuidado, A1c , BMI ). Métodos: La investigación se llevó a cabo como un estudio correlacional y descriptivo. El muestreo fue compuesto por 391 personas. Los datos se seleccionaron mediante formularios de evaluación diabética, formularios de evaluación de los conocimientos diabéticos, la Escala de Agencia de Autocuidado y formularios de evaluación de A1c y BMI. Resultados: Los resultados indicaron que la modalidad de la técnica educativa fue capaz de afectar a los niveles de conocimiento en un 77 %, a la agencia de autocuidado en un 76 % , a los niveles de A1c en un 78% y al índice de masa corporal en un 75 %. Conclusion: Se ve que una combinación de educación diabética individual y grupal es un mejor método para asegurar la autogestión eficaz de un individuo.Aim: The purpose of the present study in this context was to review the effect two different types of diabetes education being implemented in an actual setting had on the outcome of care (levels of knowledge, self-care agency, A1c, BMI). Methods: Research was carried out as a correlational and descriptive study. The sample was comprised of 391 persons. The data were collected through diabetic assesment forms, diabetes knowledge assessment forms, the Self-care Agency Scale and A1c and BMI assessment forms. Results: The results indicated the type of educational technique was able to affect levels of knowledge by 77%, self-care agency by 76%, A1c levels by 78% and the BMI by 75%. Conclusions: The delivery of individual and group diabetes education, together, is perceived to be a better method of ensuring an individual’s effective self-management. Objetivo: o propósito do presente estudo foi examinar os efeitos das duas técnicas de educação diabética que estavam sendo implementadas em um ambiente real sobre os resultados do atendimento (os níveis de conhecimento, o manejo do autocuidado, A1c, BMI). Métodos: a pesquisa foi realizada como um estudo correlacional e descritivo. A amostra foi composta por 391 pessoas. Os dados foram selecionados mediante formulários de avaliação diabética, formulários de avaliação dos conhecimentos diabéticos, a Escala de Agência de Autocuidado e formulários de avaliação de A1c e BMI. Resultados: os resultados indicaram que a modalidade da técnica educativa foi capaz de afetar os níveis de conhecimento em 77%, a agência de autocuidado em 76%, os níveis de A1c em 78% e o índice de massa corporal em 75%. Conclusão: vê-se que uma combinação de educação diabética individual e grupal é o melhor método para garantir a autogestão eficaz de um indivíduo
Individual and Group Education in Diabetes and Outcomes
Aim: The purpose of the present study in this context was to review the effect two different types of diabetes education being implemented in an actual setting had on the outcome of care (levels of knowledge, self-care agency, A1c, BMI). Methods: Research was carried out as a correlational and descriptive study. The sample was comprised of 391 persons. The data were collected through diabetic assesment forms, diabetes knowledge assessment forms, the Self-care Agency Scale and A1c and BMI assessment forms. Results: The results indicated the type of educational technique was able to affect levels of knowledge by 77%, self-care agency by 76%, A1c levels by 78% and the BMI by 75%. Conclusions: The delivery of individual and group diabetes education, together, is perceived to be a better method of ensuring an individual’s effective self-management. Objetivo: o propósito do presente estudo foi examinar os efeitos das duas técnicas de educação diabética que estavam sendo implementadas em um ambiente real sobre os resultados do atendimento (os níveis de conhecimento, o manejo do autocuidado, A1c, BMI). Métodos: a pesquisa foi realizada como um estudo correlacional e descritivo. A amostra foi composta por 391 pessoas. Os dados foram selecionados mediante formulários de avaliação diabética, formulários de avaliação dos conhecimentos diabéticos, a Escala de Agência de Autocuidado e formulários de avaliação de A1c e BMI. Resultados: os resultados indicaram que a modalidade da técnica educativa foi capaz de afetar os níveis de conhecimento em 77%, a agência de autocuidado em 76%, os níveis de A1c em 78% e o índice de massa corporal em 75%. Conclusão: vê-se que uma combinação de educação diabética individual e grupal é o melhor método para garantir a autogestão eficaz de um indivíduo.Objetivo: El propósito del presente estudio fue examinar los efectos de las dos técnicas de educación diabética que se estaban implementando en un entorno real sobre los resultados de la atención (los niveles de conocimiento, el manejo del auto - cuidado, A1c , BMI ). Métodos: La investigación se llevó a cabo como un estudio correlacional y descriptivo. El muestreo fue compuesto por 391 personas. Los datos se seleccionaron mediante formularios de evaluación diabética, formularios de evaluación de los conocimientos diabéticos, la Escala de Agencia de Autocuidado y formularios de evaluación de A1c y BMI. Resultados: Los resultados indicaron que la modalidad de la técnica educativa fue capaz de afectar a los niveles de conocimiento en un 77 %, a la agencia de autocuidado en un 76 % , a los niveles de A1c en un 78% y al índice de masa corporal en un 75 %. Conclusion: Se ve que una combinación de educación diabética individual y grupal es un mejor método para asegurar la autogestión eficaz de un individuo
Extravasations of Vesicant / Non- Vesicant Drugs and Evidence-Based Management
The intravenous applications that have been used widely can lead to some complications such as extravasation,ecchymosis, hematoma and phlebitis. The extravasation is one of these complications. Extravasation leads tosome undesirable happenings such as prolonged times of hospitalization of the patients, unnecessary diagnosticprocedures and even unnecessary treatments, stress effects on the relatives of patients, extra workload for healthstaff and the economic loss as well as to threatening the lives of patients.It is important for the healthprofessionals, who are responsible for managing of intravenous applications, to know the drugs that cause tissueinjury and take the necessary measures to prevent extravasation. Therefore, this article defines the pathogenesisof extravasation, types, symptoms, and evidence-based management