Do lean practices increase nurses' organizational commitment and job satisfaction in Turkey? – A private hospital model

Background: Making the employee feel valued can significantly affect the employee's commitment to the organization. The most important criteria of lean health services are to develop a culture in which employees are empowered to be actively involved in the decision-making process. Objective: This study aims to examine whether lean management practices have an effect on increasing nurses' “organizational commitment” and “job satisfaction”. Method: The research was conducted in a private hospital in 2019-2021 in Turkey. In the study, the "Organizational Commitment and Job Satisfaction Questionnaire" was applied to staff nurses. Then the hospital management decided to implement “Lean Hospital” practices. In this process, lean training was given to the nurse management, and lean methods and techniques were applied in the field. After approximately 1.5 years, the questionnaires were re-issued to the participants again to compare and contrast results. Results: In the study, the mean score of the nurses from the "Job Satisfaction Questionnaire" before lean was 3.79±0.29, while it was 3.82±0.28 after lean. The average score from the "Organizational Commitment Questionnaire" before implementing the lean practices was 3.74±0.32.  It was 4.18±0.21 after implementing the lean practices. While there was a low level of positive correlation between the nurses' mean scores of organizational commitment and job satisfaction questionnaires before implementing lean practices, it was found that the result was moderately positive after lean practices. Conclusions/Implications for Practice: Ensuring the participation of employees in the decision-making process and listening to their suggestions in lean management were positively associated with “organizational commitment” and “job satisfaction”. However, it should not be forgotten that lean practices are a long-term and continuous methodology

KERNELS OF MORPHISMS BETWEEN INDECOMPOSABLE INJECTIVE MODULES

AbstractWe show that the endomorphism rings of kernels ker ϕ of non-injective morphisms ϕ between indecomposable injective modules are either local or have two maximal ideals, the module ker ϕ is determined up to isomorphism by two invariants called monogeny class and upper part, and a weak form of the Krull–Schmidt theorem holds for direct sums of these kernels. We prove with an example that our pathological decompositions actually take place. We show that a direct sum ofnkernels of morphisms between injective indecomposable modules can have exactlyn! pairwise non-isomorphic direct-sum decompositions into kernels of morphisms of the same type. IfERis an injective indecomposable module andSis its endomorphism ring, the duality Hom(−,ER) transforms kernels of morphismsER→ERinto cyclically presented left modules over the local ringS, sending the monogeny class into the epigeny class and the upper part into the lower part

Patient experiences in intensive care units: a systematic review

The aim of this systematic review is to analyze the data gathered from studies conducted to determine patient experiences in intensive care and levels of the recollection of the intensive care period that were published between December, 1998 – April, 2013. The systematic review was carried out screening of the related publications. The findings of the systematic review were studied under the following two titles: “remembering the intensive care period” and “recalled experiences” of patients. Studying 15 papers which were found suitable to the inclusion criteria of the review indicated that majority of the patients had recollection of the intensive care process. The physical experiences of the patients were pain, sleep disturbances, discomfort, inactivity or over-activity, noise, thirst, headache, discomfort due to the endotracheal tube (ET), technological support, medical activities, and difficulties in aspiration and swallowing. On the other side, psychological experiences were hallucination, nightmares, fear, worry, anxiety, depression, loneliness, and thoughts about death, panic, nervousness, uncertainty, and despair. In addition, it was seen that patients experienced some communication difficulties. As a result of the systematic review, it was seen that patients could remember the intensive care period, and the number of negative experiences in intensive care were more than the positive ones

Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği’nin geçerlik ve güvenirlik çalışması

Amaç: Bu çalışmanın amacı Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği’nin (HPDÖ) Türkçe biçiminin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yapılması ve Türk toplumuna kazandırılmasıdır. Yöntem: Çalışma metodolojik olarak gerçekleştirildi. Veri toplanmasında Darlene Weis ve Mary Jane Schank tarafından geliştirilen HPDÖ, yazarlarından izin alınarak kullanıldı. Araştırmanın evreni İstanbul’da yaşayan, hemşirelikte lisans diplomasına sahip veya daha üst eğitim almış 2000, örneklemi kurumlarından yazılı izin alınan, gönüllü 1047 hemşireden oluştu. Ölçeğin dil eşdeğerliği sağlandı. Kapsam geçerliği için uzman görüşleri alındı. Ölçeğin güvenirliği ise test-tekrar test güvenirliği, madde-toplam puan korelasyonu ve iç tutarlık analizi ile belirlendi. Yapı geçerliği için principal compenent faktör analizi yapıldı. Bulgular: Hemşirelikte lisans düzeyi son sınıfta okuyan 168 öğrenci ölçek formunu on beş gün arayla iki kez doldurdu. Ölçeğin her bir maddesi için test-tekrar test korelasyon katsayısının .22-.53 arasında değiştiği; Cronbach’s Alpha katsayısının hem test hem de tekrar test için .96 olduğu belirlendi. Hemşirelere (N=1047) uygulanan ölçeğin madde toplam puan korelasyon katsayısının .36-.66 arasında değiştiği ve Cronbach’s Alpha katsayısının .95, ölçeğin tamamından alınan ortalama puanın ise 181.05±21.17 olduğu belirlendi. HPDÖ için yapılan faktör analizi çalışmasında özdeğeri 1’i aşan, toplam varyansın %50.99’unu açıklayan beş faktör elde edildi. Faktör analizi sonucunda ölçeğin madde sayısı 44’ten 31’e düştü. Faktörler sırasıyla insan onuru (11 madde), sorumluluk (7 madde), harekete geçme (5 madde), güvenlik (4 madde) ve otonomi (4 madde) olarak isimlendirildi. Sonuç: HPDÖ’nün 44 maddelik halinin hemşirelerin etik kurallara bakış açısını, 31 maddeye indirgenmiş halinin ise hemşirelerin değerlerini incelemede kullanılabilecek, ülkemiz için geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu belirlendi

TOPLUMUN HEMŞİRELİK MESLEĞİNE YÖNELİK İMAJ ALGISI: SİSTEMATİK DERLEME

Amaç: Bu çalışma toplumun hemşirelik mesleğine yönelik imaj algısını belirlemek  amacıyla yapıldı. Yöntem: Literatür taramasında Pubmed, Cochrane, EBSCO Host, Ulakbim Medical, Science Direct ve Türk Medline veri tabanları kullanıldı. Çalışmaya 2008-2018 tarihleri arasında Türkçe ve İngilizce dillerinde tam metin olarak yayınlanmış, katılımcıları18 yaşından büyük, konusu “Toplumda hemşirelik mesleğine yönelik imaj algısı” olan çalışmalar dahil edildi. Katılımcıları hemşirelik mesleği mensubu ya da hemşirelik bölümü öğrencisi olan, araştırma deseni derleme olan ve tam metnine ulaşılamayan araştırmalar çalışma dışı bırakıldı. Literatür taraması sonucunda 3046 araştırmaya ulaşıldı. Çalışmamızın konusu ile ilgili araştırma sayısı 61 idi. Çalışma kriterlerine göre dört araştırma çalışmaya dahil edildi. Bulgular: incelenen araştırmalarda, hemşirelik mesleğinin toplum tarafından, toplum sağlığında önemli bir yere sahip olan, doktorlar tarafından istenen tıbbi tedavileri yapan, doktorların isteklerini yerine getiren, uzun çalışma saatleri olan ve düşük ücretli yardımcı bir meslek olarak algılandığı görüldü. Bunla birlikte, katılımcıların hemşirelik mesleğini etkili kişilerarası ilişkilere sahip bir meslek olarak tanımladıkları saptandı. Tıp fakültesi öğrencilerinin hemşirelik mesleği mensuplarının kendilerine bağımlı, güvenilir ve iyi teknik becerilere sahip olmaları yönünde beklentileri olduğu bulundu. Sonuç: Literatür taraması sonucunda hemşirelik imajına yönelik çalışmaların çoğunun hemşireler ya da öğrenci hemşireler üzerinde yapıldığı görüldü. Hemşirelik mesleği ile ilgili olmayan katılımcılar ile yapılmış çalışmalarsa az sayıdadır. İncelenen araştırmaların sonuçlarına göre, hemşirelerin görev ve sorumluluklarının toplum tarafından tam olarak anlaşılmamıştır. Hemşirelik mesleği hala toplum tarafından bir yardımcı meslek olarak algılanmaktadır. Bu konuda daha fazla araştırma yapılması ve bu sonuçlara göre gerekli düzenlemelerin yapılması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: hemşirelik imajı, hemşirelik ve toplum, toplumun hemşirelik algıs

Classification of 2012-2014 NANDA-I nursing diagnostics using the Nursing Model Based on Activities of Living2012-2014 NANDA-I hemşirelik tanılarının Yaşam Aktivitelerine Dayalı Hemşirelik Modeline göre sınıflandırılması

Nursing process, one of the most important tools in transferring nursing knowledge into practice, is a systematic and scientific problem solving method, which is primarily used in individual health care services. Determining problems by observing patient behavior is an important part of diagnosis stage of nursing process. In 1982, North American Nursing Diagnosis Association was founded. NANDA's purpose is to identify, simplify and improve diagnostic terminology to be used by professional nurses. Between 2012 and 2014, diagnoses list was reorganized, 11 diagnoses were revised and 16 new diagnoses were added. NANDA diagnoses are classified in accordance with Gordon's Functional Health Patterns.  In recent years, one of the most used and largely accepted models in the field of nursing education and nursing practice is the Nursing Model Based on Activities of Living. The purpose of this model is to systematically collect data from the individual and build a foundation for nursing practices. This model is often adopted by nurses because it help building an appropriate basis for nursing process, it can be used not only for patients but for health individuals as well and it facilitates nursing process practices, especially diagnosis stage. The aim of this article is to reclassify NANDA's nursing diagnoses (which are classified by using Gordon's Functional Health Patterns) in accordance with Nursing Model Based on Activities of Living, which is more commonly used in practice. This will hopefully provide ease of use to nurses and students. ÖzetHemşirelik bilgisini uygulamaya aktarmada en önemli araçlardan biri olan hemşirelik süreci; bireye özgü bakım verilmesinde kullanılan sistematik, bilimsel bir sorun çözme yöntemidir. Hastanın gözlenen davranışları ile ilgili sorunların belirlenmesi, hemşirelik sürecinin tanı aşaması için önemlidir. 1982 yılında Kuzey Amerika Hemşirelik Tanıları Birliği kurulmuştur. NANDA’nın amacı profesyonel hemşirelerin kullanımı için tanı terminolojisini belirlemek, sadeleştirmek ve geliştirmektir. 2012-2014 yılında tanı listesi yeniden düzenlenmiş 11 tanı revize edilmiş, 16 yeni tanı eklenmiştir. NANDA tanıları Gordon’nun Fonksiyonel Sağlık Örüntülerine göre sınıflandırılmıştır.  Son yıllarda hemşirelik eğitimi ve uygulama alanında büyük ölçüde kabul gören, çok kullanılan modellerden biri Yaşam Aktivitelerine Dayalı Hemşirelik Modelidir. Bu modelin amacı bireyden sistematik doğrultuda veri toplayarak hemşirelik girişimleri için bir yapı oluşturmaktır. Modelin hemşireler tarafından benimsenme nedeni; hemşirelik süreci için uygun bir temel oluşturması, sadece hasta bireylerin bakımında değil, sağlıklı bireylerin bakımında da uygulanabilen bir model olması, hemşirelik süreci uygulamasının özellikle tanılama aşamasında kolaylık sağlamasıdır. Bu makalenin amacı, Gordon’nun Fonksiyonel Sağlık Örüntülerine göre sınıflandırılmış olan NANDA hemşirelik tanılarını, uygulama alanında sık kullanılan Yaşam Aktivitelerine Dayalı Hemşirelik Modeli’ne uygun şekilde sınıflandırarak hemşirelere ve öğrencilere kullanım kolaylığı sağlamaktır

DIRECT SUMS OF INFINITELY MANY KERNELS

AbstractLet be the class of all rightR-modules that are kernels of nonzero homomorphisms φ:E1→E2for some pair of indecomposable injective rightR-modulesE1,E2. In a previous paper, we completely characterized when two direct sumsA1⊕⋯⊕AnandB1⊕⋯⊕Bmof finitely many modulesAiand Bjin are isomorphic. Here we consider the case in which there are arbitrarily, possibly infinitely, manyAiandBjin . In both the finite and the infinite case, the behaviour is very similar to that which occurs if we substitute the class with the class of all uniserial rightR-modules (a module is uniserial when its lattice of submodules is linearly ordered)

Postoperatif ağrı ve hemşirelik uygulamaları

Amaç: Cerrahi girişimlerin önemli bir ağrı nedeni olduğu bilinmektedir. Ağrı algısı yaş, gelişim dönemleri, önceki ağrı deneyimleri ve diğer çevresel faktörlerle ilişkilidir. Postoperatif ağrı düzeyi farklı farmakolojik ve nonfarmakolojik tekniklerle azaltılabilir. Bu araştırma, ağrı probleminde uygulanan hemşirelik uygulamalarını belirlemek amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, cerrahi kliniklerinde çalışan 189 hemşire katıldı. Araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan soru formu ile hemşirelerin demografik özellikleri ve ağrı probleminde uyguladıkları aktiviteler belirlendi. Bulgular: Sonuçlar, 146 hemşirenin (%77.2) ağrıyı azaltmak için en sık analjezik uyguladıklarını göstermiştir. Sonuç: Ağrı yönetiminde kullanılan diğer hemşirelik uygulamaları; hasta kontrollü analjezi (HKA), masaj, görsel kıyaslama ölçeği (GKÖ), gevşeme tekniklerini öğretme, harekete yardım etme ve yaşam bulgularını değerlendirmedir