1,430 research outputs found

    Evaluation of Demographic, Clinic and Genetic Characteristics of Patients Admitted to Trakya University Hospital With Hypertrophic Cardiomyopathy

    Get PDF
    DergiPark: 1020973tmsjAims: This study aims to evaluate the genetics, clinical characteristics, and functional abnormalities of patients diagnosed with hypertrophic cardiomyopathy in Trakya University Hospital. Methods: This retrospective study was conducted with patients who were diagnosed with hypertrophic cardiomyopathy between November 2009 - November 2019 in Trakya University Hospital. The data were obtained from the hospital’s database. Patients’ data (regarding age, gender, ge- netics, transthoracic echocardiogram findings, medications, types of hypertrophic cardiomyopathy, and first diagnoses) were examined. Numbers, percentages, means, and standard deviations were used as descriptive statistics. Results: Eleven patients with hypertrophic cardiomyopathy were evaluated. Five (45.45%) were female and 6 (54.54%) were male. The mean age of the female patients was 58.20 ± 8.57 years. The most common type of hypertrophic cardiomyopathy was found to be asymmetrical septal cardiomyopathy [7 (63.63%)]. Three (27.27%) patients presented with hypertension. There were gene mutations in three patients. Among these three patients, two (18.18%) patients have MYBPC3, and one (9.09%) patient has TTN gene mutations. Conclusion: Hypertrophic car- diomyopathy is usually accompanied by comorbidities such as arrhythmias, myocardial infarction, coronary artery disease. Therefore, these patients must be paid attention to in these matters

    İlköğretim Fen Öğretiminde Temel Bilimsel Süreç Becerileri

    Get PDF
    This study was conducted to investigate whether science education develops the primary science process skills adequately. In order to measure the primary science process skills, a test was developed and was applied to 80 ninth grade students who were randomly chosen from four high schools in Ankara at the beginning of the 1999-2000 fall semester. Results showed that primary school science education fails to develop primary process skills adequately.Bu araştırma, ilköğretim fen öğretimiyle öğrencilerin temel bilimsel süreç becerilerinin geliştirilip geliştirilmediğini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Temel bilimsel süreç becerilerini ölçmek için bir test geliştirilmiş ve bu test 1999-2000 eğitim öğretim yılı başında Ankara’da dört farklı lisenin birinci sınıflarından rasgele (random) seçilen seksen öğrenci üzerinde uygulanmıştır. Araştırma sonuçları, ilköğretim fen öğretiminin, öğrencilerin temel bilimsel süreç becerilerini yeterince geliştirmediğini ortaya çıkarmıştır

    Tiroit Hormonlarının Yüksek Frekanslı Uyarım ile Tetiklenen Sinaptik Gücün Depotansiyasyonu Üzerine Etkisi

    Get PDF
    Önceki çalışma bulgularımız, normal tiroit hormon düzeylerinin sinaptik plastisitenin göstergeleri olan uzun dönemli güçlenme (UDG) ve uzun dönemli baskılanma (UDB) yanıtları arasındaki dengenin oluşmasında rol oynayabileceğini göstermektedir. Sinaptik plastisitenin bir diğer formu olan depotansiyasyon (DP) ise şu ana kadar bu bağlamda çalışılmamıştır. Bu çalışmada, tiroid hormonları ile sinaptik plastisite arasındaki ilişkiyi anlamak için, hipokampüse infüze edilen T4 ve T3 hormonlarının DP büyüklüğünü değiştirip değiştirmediği araştırılmıştır. Deneyler, yüksek frekanslı uyarım (YFU) sırasında SF, T4 ve T3 infüze edilen ve düşük frekanslı uyarım (DFU) sırasında SF, T4 ve T3 infüze edilen 2 aylık Wistar albino erkek sıçanlardan oluşan (n=7/grup) 3 grup olarak gerçekleştirildi. Depotansiyasyonu indüklemek için, YFU kalıbı olarak 1 sn süreli 100 Hz frekanslı 4 tekrarlı uyarımı takiben 5 dk sonra, DFU kalıbı olarak 1 Hz frekanslı 900 pulse uyarım kullanıldı. Böylece uyarılan nöron havuzundaki sinapslarda hem yeni sinaps oluşumu hem de silinmesi elektriksel olarak tetiklendi ve kayıtlandı. T4 hormonunun YFU sırasında uygulanmasının popülasyon spike (PS) genliğini kontrol grubuna göre değiştirdiği (p0,05) bulundu. T4 hormonunun YFU veya DFU sırasında uygulanmasının eksitatör postsinaptik potansiyel (EPSP) eğimindeki zamansal değişimlerinin ve T3 hormonunun YFU veya DFU sırasında uygulanmasının PS genliği ve EPSP eğimindeki zamansal değişimlerinin SF infüzyonu yapılanlar ile aynı olduğu bulundu. Bu sonuçlar, T4’ün YFU sırasında uygulanmasının DP yanıtı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğunu, DFU sırasında T4 uygulanmasının ise, DP yanıtı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığını düşündürmektedir

    Sözel Bölüm Öğretmen Adaylarının Fen Bilimlerine, Fen Eğitimine ve Teknolojiye Karşı Tutumlarının Araştırılması

    Get PDF
    This study was conducted with 98 teacher candidates who were receiving education in the Gazi University verbal division teacher educating programs and who were selected from two groups, namely History Teaching and Bureau Management Teaching, in the 2003-2004 fall term. Our aim was to determine the attitudes of the verbal section teacher candidates, who form an important part of teachers that will be assigned to teach in society in the future, towards science, science education and technology, and clarify whether they have prejudices and knowledge deficiencies to present an understanding of how much importance they pay to science. The data collecting instrument used in the study consists of 45 items in the type of quintet Likert. The results showed that the participants of the study don’t have an adequate knowledge about the nature of science, its importance, what it brings in to individuals and society. Even though technology consciousness seems to have developed in groups, it is detected that its relation with science has not been fully understood.Bu çalışma, Gazi Üniversitesi’nde sözel bölüm öğretmen yetiştirme programlarında eğitim görmekte olan Tarih Öğretmenliği ve Büro Yönetimi Öğretmenliği Bölümü öğrencilerinden oluşan iki gruptan seçilmiş, 98 öğretmen adayının katılımı ile 2003–2004 güz döneminde gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu araştırma ile gelecekte toplumu eğitmekle görevlendirilecek öğretmen adaylarının önemli bir kısmını oluşturan sözel bölüm öğretmen adaylarının, fen bilimlerine, fen eğitimine ve teknolojiye karşı tutumlarının tespit edilmesi, önyargılarının ve bilgi eksikliklerinin olup olmadığının açığa çıkarılması ve fene ne kadar önem verdiklerinin anlaşılması amaçlanmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama aracı, beşli likert tipi 45 maddeden oluşmaktadır. Sonuçlar göstermiştir ki araştırmaya katılanlar, fen bilimlerinin doğasını, önemini, bireye ve topluma kazandırdıklarını yeterince bilmemektedir. Gruplarda teknoloji bilinci oluşmuş olmasına rağmen, fen bilimleriyle bağlantısının kurulamadığı tespit edilmiştir

    Light-induced picosecond rotational disordering of the inorganic sublattice in hybrid perovskites.

    Get PDF
    Femtosecond resolution electron scattering techniques are applied to resolve the first atomic-scale steps following absorption of a photon in the prototypical hybrid perovskite methylammonium lead iodide. Following above-gap photoexcitation, we directly resolve the transfer of energy from hot carriers to the lattice by recording changes in the mean square atomic displacements on 10-ps time scales. Measurements of the time-dependent pair distribution function show an unexpected broadening of the iodine-iodine correlation function while preserving the Pb-I distance. This indicates the formation of a rotationally disordered halide octahedral structure developing on picosecond time scales. This work shows the important role of light-induced structural deformations within the inorganic sublattice in elucidating the unique optoelectronic functionality exhibited by hybrid perovskites and provides new understanding of hot carrier-lattice interactions, which fundamentally determine solar cell efficiencies

    Imaging findings of primary adrenal tumors in pediatric patients

    Get PDF
    Apart from neuroblastomas, adrenal tumors are rarely seen in children. The most common adrenal tumors are adrenocortical carcinoma and pheochromocytoma. Adrenocortical carcinoma is usually a large heterogeneous, well-marginated mass with solid/cystic areas and calcifications, with poor prognosis. Most of the pheochromocytomas are benign tumors and usually show intense contrast enhancement, the pattern of which may be diffuse, mottled, or peripheral on computed tomography and magnetic resonance imaging. The purpose of this article is to evaluate primary nonneurogenic adrenal tumors

    Molecular Recognition of H3/H4 Histone Tails by the Tudor Domains of JMJD2A: A Comparative Molecular Dynamics Simulations Study

    Get PDF
    Background: Histone demethylase, JMJD2A, specifically recognizes and binds to methylated lysine residues at histone H3 and H4 tails (especially trimethylated H3K4 (H3K4me3), trimethylated H3K9 (H3K9me3) and di, trimethylated H4K20 (H4K20me2, H4K20me3)) via its tandem tudor domains. Crystal structures of JMJD2A-tudor binding to H3K4me3 and H4K20me3 peptides are available whereas the others are not. Complete picture of the recognition of the four histone peptides by the tandem tudor domains yet remains to be clarified. Methodology/Principal Findings: We report a detailed molecular dynamics simulation and binding energy analysis of the recognition of JMJD2A-tudor with four different histone tails. 25 ns fully unrestrained molecular dynamics simulations are carried out for each of the bound and free structures. We investigate the important hydrogen bonds and electrostatic interactions between the tudor domains and the peptide molecules and identify the critical residues that stabilize the complexes. Our binding free energy calculations show that H4K20me2 and H3K9me3 peptides have the highest and lowest affinity to JMJD2A-tudor, respectively. We also show that H4K20me2 peptide adopts the same binding mode with H4K20me3 peptide, and H3K9me3 peptide adopts the same binding mode with H3K4me3 peptide. Decomposition of the enthalpic and the entropic contributions to the binding free energies indicate that the recognition of the histone peptides is mainly driven by favourable van der Waals interactions. Residue decomposition of the binding free energies with backbone and side chain contributions as well as their energetic constituents identify the hotspots in the binding interface of the structures. Conclusion: Energetic investigations of the four complexes suggest that many of the residues involved in the interactions are common. However, we found two receptor residues that were related to selective binding of the H3 and H4 ligands. Modifications or mutations on one of these residues can selectively alter the recognition of the H3 tails or the H4 tails
    corecore