20 research outputs found

    ZNAČAJ EFEKTIVNOG BROJA KLONOVA U KLONSKIM SJEMENSKIM PLANTAŽAMA: KOMPARATIVNO ISTRAŽIVANJE ZA SEDAM CRNOGORIČNIH VRSTA U TURSKOJ

    Get PDF
    The Mediterranean Basin is one of the major plant diversity centers in the northern hemisphere. The Eastern Mediterranean Basin is also a hotspot region of gene diversity for conifer species. In this study, Turkey’s conifer seed orchards were investigated for their effective number of clones. The mean census number of clones (N) was estimated 33.12. The mean effective number of clones (Nc) was calculated as 27.59. The mean relative effective number of clones (Nr = Nc/N) was 0.827. The estimated proportional gene diversity was found 0.973, with a range from 0.922 to 0.983. Thus, considerable attention should be given to use nearly equal ramet numbers during seed orchard establishment and management operations. Threats such as climatic change, fire, disease and insects should be considered during seed orchards establishment. High number of populations from wide range of species should be sampled and seed orchards should be established locally depending on ecological requirements of species. This is also essential for sustainable management of forest genetic resources. Information both from phenotypic selection and molecular genetic analysis should be used to establish future seed orchards.Mediteranski bazen jedan je od glavnih središta biljne raznolikosti u Sjevernoj hemisferi. Istočni Mediteran također je područje iznimne genetske raznolikosti četinjača. Istra­živanjem su obuhvaćene klonske sjemenske plantaže Turske s ciljem utvrđivanja efektivnog broja klonova. Srednji broj klonova (N) procijenjen je na 33,12. Srednji efektivni broj klonova (Nc) iznosi 27,59, a srednji relativni efektivni broj klonova (Nr = Nc / N) je 0,827. Procijenjeni proporcionalni genetski diverzitet iznosio je 0,973, s rasponom od 0,922 – 0,983. Stoga je potrebno voditi računa da se koristi gotovo podjednaki broj rameta tijekom osnivanja i održavanja klonskih sjemenskih plantaža. Prijetnje poput klimatskih promjena, požara, bolesti i kukaca moraju se uzeti u obzir kod osnivanja plantaža. Potrebno je uzorkovati velik broj populacija sa šireg područja, a klonske sjemenske plantaže najbolje je osnivati lokalno uvažavajući ekološka obilježja četinjača. Ovime se također osigurava održivo gospodarenje šumskim genetskim bogatstvom. Kod osnivanja budućih klonskih sjemenskih plantaža nužno je pribaviti podatke o fenotipskoj selekciji kao i rezultate molekularne genetičke analize potencijalnih klonova

    Kedilerde travmatik diyafram fıtkı: 15 olgu (2016-2017)

    Get PDF
    In this study, evaluation of clinical and operative results of cats with diaphragmatic hernia presented with respiratory failure was aimed. The cats were in different age, breed and sex. All of the cats were treated surgically with 73.3% survival rate. The highest incidence of herniation was in the liver and small intestine, but stomach and spleen also was encountered. All deaths occurred during surgery, the cases completed surgical procedure were healed. The cats which died had multiple organ herniation as well as laceration of the lungs and fluid accumulation in the thoracic cavity were noticed. It was seen that intensive care cabin applications and Ventolin - Pulmicort support through nebulizer provided marked contribution on survival rate.Bu çalışmada, kliniğimize solunum güçlüğü şikâyeti ile getirilen kedilerde karşılaşılan diyafram fıtıklarının klinik ve operatif sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kediler farklı yaş, ırk ve cinsiyette idiler. Tüm kediler % 73.3 sağ kalım oranıyla cerrahi olarak tedavi edildi. En fazla fıtıklaşan organ karaciğer ve ince bağırsak olmakla birlikte mide ve dalakla da karşılaşıldı. Tüm ölümler operasyon sırasında meydana geldi, operasyonu tamamlanan olguların tamamı yaşadı. Ölen kedilerde çoklu organ fıtıklaşması yanı sıra gerek fıtıklaşan organ gerekse akciğerlerde laserasyon, göğüs boşluğunda sıvı toplanması dikkati çekti. Yoğun bakım kabin uygulamaları ve nebulizator aracılığı ile ventolin- pulmicort desteği sağ kalım üzerine olumlu katkı sağladığı görüldü

    Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik Konferansı

    Get PDF
    Öngörülmesi giderek güçleşen, sarsıntılı ve savrulmalı zamanlardan geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş ortak deneyimleri sonrasında 1950’lerden ve 1990’lardan itibaren demokratik sistemlerin peş peşe dalgalarla meşrulaşacağı, yaygınlaşacağı ve güçleneceği öngörüsü hakimdi. Ancak son yıllarda yaşanan bazı gelişmelerle demokrasilerin geleceği tekrar sorgulanmaya başladı. Gerek 11 Eylül ile başlayan ve IŞİD ile devam eden ve şiddet içeren İslamcı radikalizm, gerek Batı demokrasilerinde popülist radikal sağ hareketlerin ve beyaz ırkçı grupların yükselişi ve iktidara gelişi, bir yandan güvenlik-özgürlük ikileminin demokrasi dengesini bozdu, bir yandan da hem demokratik sistemlerin hem dünya barışının geleceğini bizi tekrar sorgular, sorgulatır hale getirdi. Demokrasileri bildiğimizi zannediyoruz, ama demokrasiler ile ilgili daha öğrenmemiz gereken çok şey var. Demokrasi kaderimiz de geleceğimiz de olmak zorunda değil belki de. Ya da belki yanlış yerden soru sormaya başlıyoruz, belki demokrasi yerine yeni bir referansa ihtiyacımız var. Aslında demokrasileri çantada keklik görmeyip, sabırla büyütüp yeşertmek, geliştirmek, korumak, ileri safhalara taşımak ve bizden sonraki nesillere aktarmak bir sorumluluk, ve bu sorumluluk bizlere ait. Popülizm, demokrasi, güvenlik kavramlarının her biri bugün sıkça ve yaygın olarak kullandığımız kavramlar olarak gündelik sohbetlerimizin içine kadar girmiş durumda. Bu yaygın kullanımlarına rağmen her bir kavram, üzerine düşünmeye, tartışmaya ve değerlendirmeye tekrar tekrar olanak verecek derinlikte. Her bir tartışma bir diğerini açarken, farklı gibi görünen bu kavramların birbirleriyle kesiştikleri zeminler bulmak mümkün. Popülist liderlerin politikaları bütün siyaset yapma biçimlerini kendine çeken ya da kendinden uzaklaştıran eksenler yaratarak her ikisini de aynı anda besleyebiliyor. Popülist politikaya angaje olan liderler ve grupların yanında bu politikaya karşı mücadele eden kişiler ve kitleler de yok değil, ancak kimi zaman bu kitleler eleştirdiği bu siyaset biçiminin kurucu öznesi haline de gelebiliyor. Bunun karşısında tabandan gelen demokratikleşme talepleri ve popülist siyasetle beraber kurumsallaşan diğer politika yapma biçimleri, demokrasi anlayışımızı farklı yönlere çekebiliyor. Bu demokratikleşme talepleri kimi zaman olumlu karşılıklar alsa da, kimi zaman devletlerin güvenlik politikaları ile etkisizleştirilmeye ve bastırılmaya çalışılıyor. Güvenlik politikalarının alanı günümüz teknolojisi sebebiyle o kadar genişledi ki, bu politikanın nesnesi haline gelmemiş varlık ve alan bulmak neredeyse mümkün değil. Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik konferansımız bu alanların kendine özgülüklerini göz önünde bulundururken, aralarındaki kesişimleri de ortaya koyan pek çok değerli sunuma ev sahipliği yaptı. Konferansın düzenlenmesinde emeği geçen herkese, ve bu bildiri kitabında tam metinleri ve özetleri bulunan bütün katılımcılarımıza çok teşekkür ederiz.Publisher's Versio

    Importance of Effective Clone Number in Seed Orchards: A Comparative Study on Seven Conifer Species in Turkey

    No full text
    The Mediterranean Basin is one of the major plant diversity centers in the northern hemisphere. The Eastern Mediterranean Basin is also a hotspot region of gene diversity for conifer species. In this study, Turkey's conifer seed orchards were investigated for their effective number of clones. The mean census number of clones (N) was estimated 33.12. The mean effective number of clones (N-c) was calculated as 27.59. The mean relative effective number of clones (N-r = N-c/N) was 0.827. The estimated proportional gene diversity was found 0.973, with a range from 0.922 to 0.983. Thus, considerable attention should be given to use nearly equal ramet numbers during seed orchard establishment and management operations. Threats such as climatic change, fire, disease and insects should be considered during seed orchards establishment. High number of populations from wide range of species should be sampled and seed orchards should be established locally depending on ecological requirements of species. This is also essential for sustainable management of forest genetic resources. Information both from phenotypic selection and molecular genetic analysis should be used to establish future seed orchards

    Tratamiento exitoso del carcinoma de meibomio en una vaca

    No full text
    Objective. The aim of this study was to present the diagnosis and treatment method of an extraordinary meibomian carcinoma in a cow. Materials and methods. A 5-year-old, Holstein cow presented with a right lower eyelid mass with ocular signs of mucopurulent discharge, conjunctival hyperemia and ocular discomfort. On physical examination, it was noted that the general condition was good, but there was a mass lesion in the third eyelid. The mass arising from the inner surface of the right lower eyelid was surgically excised and examined histopathologically. Results. The tumor mass was defined as meibomian carcinoma after microscopic examination. Conclusions. Meibomian carcinoma is a rare disease that shows certain features of malignancy such as invasion and pleomorphism as well as mitosis. This case presentation can be considered to contribute to the literature as this is a rare tumor in cattle, to the best of our knowledge it is the first report of a case originating from the third eyelid, and wide surgical excision was sufficient for treatment.Objetivo. El objetivo de este estudio fue presentar el método de diagnóstico y tratamiento de un carcinoma de Meibomio extraordinario en una vaca. Materiales y métodos. Una vaca Holstein de 5 años presentó una masa en el párpado inferior derecho con signos oculares de secreción mucopurulenta, hiperemia conjuntival y malestar ocular. En la exploración física se constató que el estado general era bueno, pero había una masa en el tercer párpado. La masa que surge de la superficie interna del párpado inferior derecho se extirpó quirúrgicamente y se examinó histopatológicamente. Resultados. La masa tumoral se definió como carcinoma de Meibomio después del examen microscópico. Conclusiones. El carcinoma de Meibomio es una enfermedad rara que muestra ciertas características de malignidad, como invasión y pleomorfismo, así como mitosis. Se puede considerar que la presentación de este caso contribuye a la literatura, ya que se trata de un tumor poco común en el ganado bovino; hasta donde sabemos, es el primer informe de un caso que se origina en el tercer párpado y la escisión quirúrgica amplia fue suficiente para el tratamiento

    İYİ HABER DE İYİ HABER MİDİR? HABER DEĞERLERİ ÜZERİNE BİR İÇERİK ANALİZİ ÇALIŞMASI

    No full text
    “İyi haberler de değerli haberler midir; yoksa yalnızca kötü haberler mi daha yüksek değere sahiptir?” Bu sorudan hareketle bu çalışmada günlük gazetelerde yayımlanan haberlerin duygu durumu irdelenmiştir. Türkçe literatürde bu alanda yapılmış ilk çalışma niteliğindeki araştırmada, yaygın günlük gazetelerden beşinin (Hürriyet, Posta, Sabah, Sözcü ve Zaman) belirli bir zaman kesiti içinde (6 Ocak - 13 Nisan 2014) örneklem alınan ilk sayfa haberlerinin duygu tonu ve duygu türü içerik analizine dayalı olarak çözümlenmiştir. Analizde duygu tonu bağlamında haberlerin pozitif, negatif ve nötr şeklindeki duygu çağrışımları; duygu türü bağlamında da endişe, ilgi duyma, korku, memnuniyet, merak, öfke ve şaşkınlık gibi öne çıkan duygular tanımlanmıştır. Bulgular, incelenen 668 haberin yarıdan fazlasında siyasetin konu edildiğiri, en fazla güncellik, önemlilik, ilgi düzeyi ve ilginçlik şeklindeki haber değerlerine önem verildiğini, baskın duygu tonunun nötr (%45,8) ve negatif (%41,6) olduğunu, buna karşılık pozitif tonlu haberlerin %12,6 düzeyinde kaldığını ortaya koymaktadır. Belirlenebilen en baskın üç duygu türü ise üzüntü, öfke/kızgınlık ve meraktır. Sonuç olarak iyi haberlerin kökü haberler kadar değerli olmadıkları söylenebilmektedir. Bu da eşik bekçilerine daha dengeli bir dağılıma özen göstermeleri yolunda tavsiyede bulunulmasını gerekli kılmaktadır

    Oncological and surgical outcome of total laryngectomy in combination with neck dissection in the elderly

    No full text
    There are controversial data on oncological and surgical outcome after major head and neck cancer surgery in the elderly. The aim of this study was to evaluate the outcome of elderly cancer patients after total laryngectomy in combination with neck dissection. A total of 58 patients separated into two age groups (28 <65 vs. 30 a parts per thousand yen 65 years) with hypopharyngeal and laryngeal cancer who underwent total laryngectomy and neck dissection were enrolled. Comorbidities of both age groups using the Charlson comorbidity index, hospitalization days as well as surgical complications evaluated by the Clavien-Dindo classification were examined. Overall and disease-free survivals of all patients were analyzed. The average follow-up was 2.9 years. Surgical complication rate was significantly increased in elderly (p = 0.04). However, complications could be treated without surgical intervention in most cases without significant extension of hospitalization. Locoregional and distant control did not significantly differ in both age groups. Disease-free and overall survival showed no significant differences for the two age groups by the Kaplan-Meier analysis (p = 0.66 and 0.08, respectively). Total laryngectomy in combination with neck dissection can be considered in elderly patients with satisfactory oncological and surgical outcome
    corecore