5 research outputs found

    The Elephant in the Room: Sudden Unexplained Death in Epilepsy Patients

    No full text
    Epilepsi, tekrarlayan nöbetlerle karakterize bir hastalıktır. Epilepsi hastalarında ani beklenmedik ölüm (sudden unexplained death in epilepsy: SUDEP) nadir olmasına karşın büyük öneme sahip bir komplikasyondur. Bu geri dönüşümsüz ve yıkıcı komplikasyona karşı alınabilecek tüm önlemler oldukça kıymetlidir. Bu derlemede, SUDEP’in ne olduğu, risk faktörleri ve korunmak için alınabilecek önlemler tartışılmıştır. Epilepsi hastalarının tedavisinde yer alan tüm nöroloji uzmanlarının ve aile hekimlerinin bu konuya özellikle eğilmesi gerekmektedir. SUDEP konusunda ve alınabilecek koruyucu önlemlerle ilgili tüm epilepsi hastaları ve yakınları bilgilendirilmelidir. Epilepsinin ölümcül bir komplikasyonu olan SUDEP konusunda daha çok bilgilendirilme ve araştırmaya gereksinim duyulmaktadır.Epilepsy is a disease characterized by recurring seizures. Sudden unexpected death in epilepsy patients (SUDEP), however rare, is very important. Precautions taken against this devastating and irreversible complication have substantial value. This review is a discussion of the definition of SUDEP, possible risk factors, and preventative measures. All neurologists and family medicine practitioners participating in the care of epilepsy patients should be well informed and very aware of this risk and preventative measures, as well as epilepsy patients and their caregivers. More research and programs to raise awareness of SUDEP, a deadly complication of epilepsy, are urgently needed

    Kas Hastalığında Tendon Yakını Kayıtlama Tek Lif Elektromiyografi Özellikleri

    No full text
    Giriş: Kas liflerinin birincil olarak tutulduğu hastalıklarda, iğne elektrot ile kas lifi potansiyelinin kayıtlanması ile ölçülen parametreler, iğneninpotansiyelin oluştuğu yerden uzağa taşınması ile değişiklik gösterebilir. Bu çalışmada, nöromüsküler kavşak (NMK) ve tendon kayıtlama ileölçülen tek lif potansiyelinin öznitelikleri ve jitter değerlerinin kontrol ve kas hastası grubunda değişiminin değerlendirilmesi amaçlandı.Yöntem: Üç kontrol ve 3 miyopati hastanın biseps kasından tek kullanımlık tek lif elektrodu ile, kasın iki bölgesinden farklı zamanlardakayıtlama yapıldı. İlk bölge NMK bölgesi, ikinci ise NMK’nın 5 cm distali tendon yakını bölgesi olarak belirlendi. Her bölgede, 3 ayrıinsersiyon yapılarak tek lif potansiyelleri ve jitter değerleri kaydedildi. Tek lif potansiyellerinin amplitüdü, çıkış süresi, potansiyel ve piksüreleri hesaplandı. Ölçülen tüm parametreler, mikst ANOVA kullanılarak istatistiksel olarak kıyaslandı.Bulgular: Kayıt bölgesinin değiştirilmesi (NMK veya tendon yakını) ile kaydedilen tek lif potansiyellerinin öznitelikleri ve jitter değerleriistatistiksel olarak anlamlı fark göstermedi. Grup arası fark analizinde ise, kas hastalarında kaydedilen tek lif potansiyelinin süresi vepik süresi kontrollere kıyasla uzundu (kas hastalarında 0,78±0,03 ms ve1,84±0,06 ms; kontrollerde 0,65±0,04 ms ve 1,49±0,08 ms).Sonuç: Kontrol ve kas hastası gruplarında NMK veya tendon yakını ile kaydedilen elektrofizyolojik parametrelerde değişiklik olmamaktadır.Sonuçlar, kas hastalarında küçük çaplı kas liflerinde iletim aksamasını gösterebilir.Anahtar Kelimeler: Kas hastalığı, miyopati, tek lif elektromiyografi, jitte

    Gastrostomy in hospitalized patients with acute stroke: "NoroTek" Turkey point prevalence study subgroup analysis

    No full text
    Objective: Nutritional status assessment, dysphagia evaluation and enteral feeding decision are important determinants of prognosis in acute neurovascular diseases. Materials and Methods: NöroTek is a point prevalence study conducted with the participation of 87 hospitals spread across all health sub regions of Turkey conducted on 10-May-2018 (World Stroke Awareness Day). A total of 972 hospitalized neurovascular patients [female: 53%, age: 69±14; acute ischemic stroke in 845; intracerebral hematoma (ICH) in 119 and post-resuscitation encephalopathy (PRE) in 8] with complete data were included in this sub-study. Results: Gastrostomy was inserted in 10.7% of the patients with ischemic stroke, 10.1% of the patients with ICH and in 50% of the patients with PRE. Independent predictors of percutaneous endoscopic gastrostomy (PEG) administration were The National Institutes of Health Stroke Scale score at admission [exp (β): 1.09 95% confidence interval (CI): 1.05-1.14, per point] in ischemic stroke; and mechanical ventilation in ischemic [exp (β): 6.18 (95% CI: 3.16-12.09)] and hemorrhagic strokes [exp (β): 26.48 (95% CI: 1.36-515.8)]. PEG was found to be a significant negative indicator of favorable (modified Rankin’s scale score 0-2) functional outcome [exp (β): 0.032 (95% CI: 0.004-0.251)] but not of in-hospital mortality [exp (β): 1.731 (95% CI: 0.785-3.829)]. Nutritional and swallowing assessments were performed in approximately two-thirds of patients. Of the nutritional assessments 69% and 76% of dysphagia assessments were completed within the first 2 days. Tube feeding was performed in 39% of the patients. In 83.5% of them, tube was inserted in the first 2 days; 28% of the patients with feeding tube had PEG later. Conclusion: The NöroTek study provided the first reliable and large-scale data on key quality metrics of nutrition practice in acute stroke in Turkey. In terms of being economical and accurate it makes sense to use the point prevalence method.Amaç: Akut nörovasküler hastalıklarda nütrisyonel durum ve disfaji değerlendirmesi ve enteral beslenme kararı önemli prognoz belirleyicilerindendir. Gereç ve Yöntem: NöroTek, 10 Mayıs 2018’de (Dünya İnme Farkındalık Günü) Türkiye’nin tüm sağlık alt bölgelerine yayılmış 87 hastanenin katılımıyla gerçekleştirilen bir nokta prevalans çalışmasıdır. Hastanede yatan ve bu alt çalışma için toplanan verisi tam olan toplam 972 nörovasküler hasta (kadın: %53, yaş: 69±14 yıl; 845’i akut iskemik inme; 119’u intraserebral hematom ve 8’i post-resüsitasyon ensefalopatisi) analiz edildi. Bulgular: Gastrostomi iskemik inmeli hastaların %10,7, intraserebral kanamalıların %10,1 ve post-resusitasyon ensefalopatisi olanların %50’sine uygulanmıştır. Perkütan endoskopik gastrostomi (PEG) gereksiniminin bağımsız belirleyicileri, iskemik inme grubunda kabul NIHSS [exp (β): 1,09, %95 güven aralığı (GA): 1,05-1,14, puan başına] ile hem iskemik hem de hemorajik inmelerde mekanik ventilasyon uygulanmış olmasıdır [iskemik için: exp (β): 6,18, %95 GA: 3,16- 12,09] ve hemorajik inme için: [exp (β): 26,48, 95% GA: 1,36-515,8]. İnme olgularında PEG uygulaması hastane içi mortalite için bağımsız belirleyici değildi [exp (β): 1,731, 95% GA: 0,785-3,829]. Ancak, PEG uygulanmış olması taburculuk esnasında iyi prognoza (modifiye Rankin skoru 0-2) sahip olabilme için anlamlı bir negatif etmen olarak bulundu [exp (β): 0,032, %95 GA: 0,004-0,251]. Hastanede yatan nörovasküler hastaların yaklaşık üçte ikisinde malnütrisyon ve yutma bozukluğu açısından değerlendirme yapılmıştı. Nutrisyonel status değerlendirmesinin %69’u ve disfaji değerlendirmesinin %76’sı ilk 48 saat içinde gerçekleştirilmişti. Tüple enteral nütrisyon uygulama oranı %39’du. Beslenme tüplerinin %83,5’i ilk 2 gün içinde yerleştirilirken beslenme tüpü olan hastaların %28’ine daha sonra PEG açılmıştı. Sonuç: NöroTek çalışması ile Türkiye’de hastanede yatan akut inme hastalarında nutrisyonel uygulamaların temel kalite ölçütlerine ilişkin ilk güvenilir ve büyük ölçekli veri sağlanmıştır. Ekonomik olması ve doğruluğu açısından nokta yaygınlık yönteminin bu tip verilerin temini için daha fazla kullanılması mantıklıdır
    corecore