121 research outputs found

    Malatya’da Bir Aile Sağlığı Merkezine Başvuran 3-18 Yaş Aralığındaki Bireylerin Beslenme Durumunun Ve Allura Red Ac (E129) Bulunan Besinlerin Tüketim Miktarının Saptanması

    Get PDF
    Bu çalışma; Malatya il merkezindeki 3-18 yaş arası bireylerin beslenme durumunu saptamak ve değerlendirmek, tüketilen besinler içerisinde kırmızı renk veren Allura Red AC (E129) bulunan besinlerin cins ve miktarlarını saptamak amacıyla yapılmıştır. Araştırma Malatya ilinde bulunan Bostanbaşı 2 Nolu Aile Sağlığı Merkezinde (ASM) yürütülmüştür. Kasım 2016 – Aralık 2017 tarihleri arasında ASM'ye başvuran 3-18 yaş grubu 46 erkek ve 58 kız çocuk olmak üzere toplam 104 birey araştırma kapsamına alınmıştır. Bireylerin beslenme durumunu değerlendirmek ve Allura Red AC (E129) bulunan besinlerin tüketim miktarını saptamak için 1 günlük besin tüketim kaydı tartı yöntemiyle alınmıştır. Besin tüketim kaydı değerlendirilmesi ise BEBİS 7.1 öğrenci sürümü ile yapılmıştır. Çocukların antropometrik ölçümleri alınmış ve Beden Kütle İndeksi (BKI) hesaplanmıştır. Yaş gruplarına göre vücut ağırlıkları (kg) Türkiye'ye Özgü Beslenme Rehberi'yle karşılaştırıldığında; 1-3 yaş grubu, 7-9 yaş grubu ve 10-13 yaş grubu çocukların vücut ağırlıklarının fazla olduğu görülmüştür. Çocukların enerji alımları değerlendirildiğinde; 1-3 yaş grubu, 4-6 yaş grubu, 7-9 yaş grubu ve 10-13 yaş grubu kız çocukların enerji gereksinimini sırasıyla %123.8, %76.0 , %71.9 ve %75.9'unu karşıladığı; 10-13 yaş grubu erkek, 14-18 yaş grubu erkek ve kız çocukların enerji gereksinimini ise sırasıyla %56.0, %54.1 ve %61.6'sını karşıladığı bulunmuştur. Allura Red AC (E129) içeren besinleri tüketen bireylerin oranı %5.8'dir. Tüm yaş gruplarında günlük ortalama E 129 (Allura Red AC) tüketim miktarının Günlük Kabul Edilebilir Alım Miktarını (ADI) aşmadığı görülmüştür

    Sanal Alanda Yurt Edinmek: Kuryeler

    Get PDF
    Kitap (Açık Erişim)Bu çalışma her gün sokaklarda renkli kıyafetlerle gördüğümüz kuryelerin pandemi sürecinde çalışma koşullarının nasıl olduğunu merak etmemizle başladı. Pandemide herkes evindeyken ve sokağa çıkma yasakları uygulanırken kuryeler “normalden” daha fazla çalışmaya başlamışlardı. Bu süreç ile insanlar, davranışlarını değiştirmiş ve yeni alışkanlıklar edinmiştir. Pandemi süreci ekonomik, sosyal, kültürel vb. alanlarda karamsar bir havada ilerlerken bazı girişimler ise parlamış ve ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir. İlerlemelerden biri olan sanal marketler, pandeminin oluşturduğu krizi fırsata çevirerek hızlı bir büyüme gerçekleştirmiştir. Bu dönemde e-ticaret oranları artmış özellikle gıda ve süpermarket alanlarındaki artış %434 ile yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Gıda ürünlerine artan talepler ile birlikte yeni işletme usulleri ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan bu dönemde sanal market uygulaması olan Getir yurtdışından yatırım alarak unicorn girişim haline gelmiştir. Peki, bu girişimler başarıyı nasıl yakaladı? Kuryeler pandemi sürecinin belirsizliğinden nasıl sıyrıldı? Konya’da sanal marketlerde çalışan 20 kuryeyle yaptığımız nitel görüşmeler sonucunda inovatif bir çalışma sistemi kurulduğunu gördük. Burada, kullanıcı ve çalışanların ihtiyaçlarının merkeze alındığı çift yönlü bir sistem oluşturulmuştur. Bu girişimler kullanıcılara şehirlerde en çok ihtiyaçları olan hız, zaman, güvenlik ve koruma alanında hizmet vermiştir. Diğer taraftan kuryelerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, takip, izleme ve denetimin sağlanması sistemin devam etmesini sağlamıştır. Kuryelerin hızı ve virajlardan dönme kontrollerinin yapılması, trafik yoğunluğu, hava durumu, mesafe vb. durumlara göre sipariş teslim süresinin hesaplanması; sunulan hizmetin puanlanması, online bahşiş, yorumlarla geri bildirimde bulunulması; mesai saatlerinin belirli olması, mesai sonrası ücretin alınması, ekonomik kazancın ortalamanın üzerinde olması; sağlık sigortası ve koruyucu ekipmanların temin edilmesi yeni bir çalışma sisteminin oluşmasını sağlamıştır. Aynı zamanda gençler için istihdam alanı sağlayan bu girişimler gençlerin yatırım yapmasını ve kendi girişimlerini kurmasına ortam hazırlamıştır. Pandemi, e-ticaretin yükselmesi, unicron girişimlerin oluşması yeni normal olarak adlandırılan süreçle beraber ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler toplumsal dönüşümün seyrini değiştirmiştir. Eskiden postacıların girdiği sokaklara artık rengârenk kıyafetleriyle kuryeler girer hale gelmiştir. Bu süreci başarılı kılan ise toplumsal ihtiyaç ve sorunlara yönelik çözümler sunmasıdır. Kullanıcının ihtiyacı olan hız ve zamanın merkeze alınması aynı şekilde çalışanların güvenlik, sosyal refah ve memnuniyetlerinin sağlanması ile inovatif bir çalışma sistemi kurulmuştur

    An Incidental Chorda Tympani Schwannoma Identified During Middle Ear Surgery

    Get PDF
    Chorda tympani schwannomas are rare benign tumors of the middle ear cleft. This is a case of incidental chorda tympani schwannoma identified intraoperatively. The patient was a 50-year-old male with chronic active otitis media complicated by left-sided facial paralysis. During closed mastoidectomy and tympanoplasty approach, a well-demarcated swelling on the left chorda tympani nerve was identified and sectioned for pathologic evaluation. The histopathologic evaluation established the diagnosis of schwannoma. Although the tumor was unlikely the cause of the disease process in this patient, his facial paralysis and middle ear disease were resolved after surgery

    Neurobiological Components of Sexual Identity Development and Epigenetic Effects of Environmental Stressors

    Get PDF
    In this review, we explore the intricate development of sexual identity, drawing insights from genetic, endocrinological, neuroanatomical, and neurophysiological studies. Gender identity, encapsulating an individual's internal perception as male or female, undergoes a nuanced and gradual formation, commencing early in life and progressing through distinct stages. Gender nonconformity delineates behaviors that diverge from culturally prescribed norms, while gender dysphoria encompasses the emotional distress experienced by some individuals due to a mismatch between their gender identity and assigned sex at birth. The genesis of sexual identity involves multifaceted processes spanning numerous years. Human sex differentiation involves the suppression or inactivation of specific genes, a phenomenon illuminated by genetic investigations into gender dysphoria, which have shown comparable rates of genetic variations to the general population. Nevertheless, twin studies suggest an augmented likelihood of transsexuality among family members, hinting at potential environmental influences. Brain sexual differentiation occurs during mid-to-late pregnancy due to the impact of gonadal hormones. The mechanisms underpinning the loss of feminine brain characteristics and subsequent masculinization likely involve a combination of factors, indicating a complex interplay rather than a singular cause. Studies propose that human sexual behavior is not governed by a solitary gene but rather by a network of genes dispersed across the genome. Notably, disparities in brain structures, functionalities between genders, as well as variations in endocrine and serotonin-dopamine levels, are implicated in the etiology of gender dysphoria, contributing to the understanding of this complex phenomenon situated between genders

    İki Pozitif Azot Atomu İçeren Di-katyonik Yüzey Aktif Maddelerin Sentezi ve 1.0 M HCl Ortamında Korozyon İnhibisyon Etkinliklerinin İncelenmesi

    Get PDF
    Bu çalışmada, kimyasal yapısında iki adet pozitif yüklü kuaterner amonyum azotu içeren üç tane di-katyonik yüzey aktif madde sentezlenmiştir. Sentezlenen yüzey aktif maddelerin kimyasal yapıları çeşitli spektroskopik yöntemlerle (FT-IR, 1H NMR ve 13C NMR) ispatlanmıştır. Sentezlenen ve moleküler yapıları aydınlatılan 3 adet ürünün, 1.0 M HCl asidik ortamda, kütle kaybı yöntemi kullanılarak yumuşak çeliğin korozyonuna karşı inhibisyon etkinlikleri belirlenmiştir. Farklı inhibitör konsantrasyonlarına sahip asidik çözeltilere, metal kuponların, oda sıcaklığında 24 saat süreyle daldırılması suretiyle yapılan korozyon testleri sonucunda, her üç yüzey aktif madde için, birbirine yakın ve etkin inhibisyon verimleri elde edilmiştir. Moleküler yapılarında bulunan uzun karbon zincirindeki karbon sayısının fazlalığı korozyona karşı korumada etkin bir faktör olduğu gösterilmiştir. Uzun zincirindeki karbon sayısı en fazla olan inhibitörün asit ortamındaki korozyon inhibisyon etkinliğinin diğerlerine göre biraz daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, korozyona karşı etkinlikleri ile ilişkilendirmek adına, söz konusu di-katyonik yüzey aktif maddeler için kritik misel konsantrasyonu, bu konsantrasyondaki yüzey gerilimleri, misel oluşum serbest enerjisi, köpük kararlılığı gibi bazı fizikokimyasal parametreleri de hesaplama yoluna gidilmiştir. Yüzey aktif maddelerin metal yüzeyine adsorbe olarak yüzeyi korozyondan koruduklarının önemli bir destekleyici delili olan taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile yüzey görüntüleri de alınmış ve asit çözeltisine daldırılan metal yüzeylerindeki pürüzlülük halleri belirlenmiştir

    Morphometric Features of The Proximal Tibia in Turkish Society and Its Clinical Significance

    Get PDF
    Aim:The purpose of this study was to determine the morphometric and anthropometric features of the proximal part of the tibia and to compare these features with other communities.Materials and Methods:From the collection of Anatomy Department Laboratory, Faculty of Medicine, Suleyman Demirel University, 44 tibia were included in this study. The gender determination of tibias were made on the basis of previous anthropometric and morphometric studies . Then the upper, medial and lateral photographs of tibia were taken and installed to the computer. The anterior-posterior length of the medial condyle (MAP), anterior-posterior length of the lateral condyle (LAP) and transvers length of the margo lateralis of lateral and medial condyle of tibia (TML) were measured with the image J program. In addition, the posterior slope of the medial and lateral condyle of tibia with transverse plane was measured according to the anterior, median and posterior longitudinal axis.Results:In our study, it was observed that the value of the MAP, LAP and TML is greater in men. In our study, MAP values were different from Chinese and caucasians with men and women, but TML values were close to the Chinese. LAP values were similar to Chinese and caucasians with women, but different for men. Medial posterior slope (MPE) and lateral posterior slope (LPE), there was no statistically significant difference between the sexes according to the anterior, median and posterior longitudinal axis of tibia in Turkish society. MPE measurement of tibia according to the anterior, median and posterior longitudinal axis was significantly different from Chinese and caucasians in males and females in Turkish society. LPE measurement of tibia according to the anterior, median and posterior longitudinal axis was not significantly different from Chinese and caucasians in males and females in Turkish society.Conclusion:It was observed that, features of the proximal part of the tibia was generally different from the Chinese and Caucasians in Turkish society. Establishing standards is essential for the MPE and LPE measurements for longitudinal axis of the tibia and it is considered that taking into consideration the proximal morphometric features of tibia for the prosthesis to be used in orthopedic procedures such as total knee arthroplasty

    Discovery of a small molecule that selectively destabilizes Cryptochrome 1 and enhances life span in p53 knockout mice

    Get PDF
    Cryptochromes are negative transcriptional regulators of the circadian clock in mammals. It is not clear how reducing the level of endogenous CRY1 in mammals will affect circadian rhythm and the relation of such a decrease with apoptosis. Here, we discovered a molecule (M47) that destabilizes Cryptochrome 1 (CRY1) both in vitro and in vivo. The M47 selectively enhanced the degradation rate of CRY1 by increasing its ubiquitination and resulted in increasing the circadian period length of U2OS Bmal1-dLuc cells. In addition, subcellular fractionation studies from mice liver indicated that M47 increased degradation of the CRY1 in the nucleus. Furthermore, M47-mediated CRY1 reduction enhanced oxaliplatin-induced apoptosis in Ras-transformed p53 null fibroblast cells. Systemic repetitive administration of M47 increased the median lifespan of p53−/− mice by ~25%. Collectively our data suggest that M47 is a promising molecule to treat forms of cancer depending on the p53 mutation

    Parental psychological distress associated with COVID-19 outbreak: A large-scale multicenter survey from Turkey

    Get PDF
    Aims: Pandemics can cause substantial psychological distress; however, we do not know the impact of the COVID-19 related lockdown and mental health burden on the parents of school age children. We aimed to comparatively examine the COVID-19 related the stress and psychological burden of the parents with different occupational, locational, and mental health status related backgrounds. Methods: A large-scale multicenter online survey was completed by the parents (n = 3,278) of children aged 6 to 18 years, parents with different occupational (health care workers—HCW [18.2%] vs. others), geographical (İstanbul [38.2%] vs. others), and psychiatric (child with a mental disorder [37.8%]) backgrounds. Results: Multivariable logistic regression analysis showed that being a HCW parent (odds ratio 1.79, p <.001), a mother (odds ratio 1.67, p <.001), and a younger parent (odds ratio 0.98, p =.012); living with an adult with a chronic physical illness (odds ratio 1.38, p <.001), having an acquaintance diagnosed with COVID-19 (odds ratio 1.22, p =.043), positive psychiatric history (odds ratio 1.29, p <.001), and living with a child with moderate or high emotional distress (odds ratio 1.29, p <.001; vs. odds ratio 2.61, p <.001) were independently associated with significant parental distress. Conclusions: Parents report significant psychological distress associated with COVID-19 pandemic and further research is needed to investigate its wider impact including on the whole family unit. © The Author(s) 2020

    Examination of Manuscripts From Halil Hamid Pasha Library to Konya Regional Manuscript Library in Terms of Decoration

    No full text
    Yüksek Lisans TeziTarih boyunca, medeniyetlerin sahip oldukları değerlerin ve birikimlerin gelecek nesillere aktarılmasındaki en önemli faktörlerden biri olan sanat; bir milletin geçmişini geleceğe bağlama konusunda büyük bir etkiye sahiptir. Bu açıdan geleneksel sanatlarımız kadim geçmişimizin günümüze yansımasını sağlamıştır. Şüphesiz, bu sanatlar içerisinde diğer sanat dallarını da içerisinde barındıran el yazmaları, tarihi mirasın anlaşılması açısından oldukça önemlidir. El yazması eserler İslâm kültür ve medeniyetinde sanatların dayandığı temel olmuş, geleneksel sanatların ilk ve en önemli modellerini teşkil etmiştir. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Türkiye’nin en büyük yazma eserler kütüphanelerinden biri olup çok kıymetli yazmalara sahiptir. Isparta Halil Hamid Paşa Kütüphanesi’nden buraya devredilen eserlerin oluşturduğu koleksiyon, çalışmamıza esas teşkil etmiştir. Geleneksel kitap sanatlarımızdan biri olan Tezhip Sanatı ile ilgili olan bu çalışmanın birinci bölümünde; konunun tanımı, araştırma yöntemi, konu ile ilgili literatür, ikinci bölümünde ise tezhip sanatının tarihçesi, kullanılan malzemeler, tezhip sanatında kompozisyon ve motifler, tezhip sanatında kullanılan teknikler ve tezhip sanatının yazma kitaplarda kullanıldığı alanlar, Üçüncü bölümde ise Halil Hamid Paşa ve Kütüphanesi hakkında bilgiler yer alır ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’ndeki Halil Hamid Paşa Koleksiyonu tezhipli yazma eserlerin tezyini çizim ve analizler yapılmış, elde edilen bütün veriler değerlendirilerek örneklerin ait olduğu dönem tespit edilmeye çalışılmıştır. Gerek bu analizler ve gerekse eserlerde bulunan ketebe kayıtlarına göre dönemin tezyini üslubunun mukayeseli anlatımları değerlendirme kısmında sunulacaktır.Art, which is one of the most important factors in transferring the values and knowledge of civilizations to future generations throughout history, has a great effect on connecting the past of a nation to the future. In this respect, our traditional arts have provided the reflection of our ancient past to the present. Undoubtedly, manuscripts, which include other branches of art within these arts, are very important in terms of understanding the historical heritage. Manuscripts have been the basis of the arts in Islamic culture and civilization and constituted the first and most important models of traditional arts. Konya Regional Manuscripts Library is one of Turkey's largest library of manuscripts has to leave so precious. The collection of the works transferred here from Isparta Halil Hamid Paşa Library has formed the basis of our work. In the first part of this study about the Art of Illumination, which is one of our traditional book arts; the definition of the subject, research method, literature on the subject, in the second part, information about the history of the art of illumination, materials used, composition and motifs in the art of illumination, techniques used in the art of illumination and the areas where the art of illumination is used in manuscripts, and in the third part, information about Halil Hamid Paşa and his library. In the Konya Regional Manuscript Library, the ornamentation drawings and analyzes of the Halil Hamid Paşa Collection illuminated manuscripts were made, and all the data obtained were evaluated and the period to which the samples belong was tried to be determined. Comparative expressions of the ornamentation style of the period according to these analyzes and the ketebe records in the works will be presented in the evaluation section
    corecore