25 research outputs found

    İşçi Dövizleri ve İthalat İlişkisi: Türkiye Örneği

    Get PDF
    İşsizliğin ve yoksulluğun yüksek olduğu gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerden daha iyi bir iş ve gelir elde etmek amacıyla işçiler gelişmiş ülkelere göç etmektedir. İşçilerin geride kalan ailelerine gönderdikleri dövizler ise gelirin gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere transferini gerçekleştirerek önemli bir döviz kaynağı oluşturmaktadır. Böylece işçi dövizleri tasarruf-yatırım kanalıyla ülkenin ekonomik büyümesini hızlandırmaktadır. Ayrıca işçi dövizleri, göçmen ailelerini ve ülke ekonomisini çeşitli kanallarla etkilemektedir. Bunlardan ilki, gelen işçi dövizleri ile işçi ailelerinin tüketim, eğitim ve sağlık harcamalarının artmasıdır. Artan tüketim harcaması çarpan etkisiyle toplam talebi artıracaktır. Bununla birlikte işçi dövizleri, ailelerin gelirini artırdığından emek arzını azaltarak üretimin düşmesine de yol açmaktadır. Ayrıca, işçi dövizleri ülkedeki enflasyon, gelir eşitsizliği ve döviz kuru üzerinde etkili olmaktadır. İşçi dövizleri, ithalat vasıtasıyla da ülke ekonomisini etkilemektedir. İşçi dövizlerinin ithalat üzerindeki etkisi pozitif ya da negatif yönde olabilecektir. İşçi dövizlerinin ithalat üzerindeki etkisi tüketim ve sermaye mallarından hangisinin ithal edildiğine bağlı olmaktadır. Ülkede üretilebilecek malların ithal edilmesi ülkedeki üretimin azalmasına yol açacaktır. Bir başka deyişle işçi dövizleri ülkeye döviz girişi sağlarken ithalat vasıtasıyla tekrar ülkeden döviz çıkışına yol açabilmektedir.Bu çalışmanın amacı işçi dövizleri ve ithalat arasındaki ilişkiyi Türkiye için araştırmaktadır. Bu amaçla Johansen eşbütünleşme testi ile Hacker ve Hatemi (2006) bootstrap nedensellik testine yer verilmiştir. Johansen testi sonucunda işçi dövizleri ve ithalat arasında uzun dönem ilişkiye rastlanmamıştır. Elde edilen bulgulara göre, işçi dövizleri ve ithalat uzun dönemde birlikte hareket etmemektedir. Bir başka deyişle işçi dövizlerinin ithalatı pozitif ya da negatif yönde etkilemesi beklenmeyecektir. Hacker ve Hatemi (2006) bootstrap nedensellik testi bulguları ise, işçi dövizlerinden ithalata doğru tek yönlü bir nedensellik olduğunu göstermiştir

    INTRODUCING THE COORDINATE SYSTEM TO KINDERGARTEN CHILDREN: A DEVELOPMENTAL APPROACH

    Get PDF
    The coordinate system is a fundamental tool for many daily activities, yet it is usually taught to children in middle school. Research suggests that children should be exposed to the coordinate system at a younger age, using methods appropriate to their developmental level. This paper presents a set of instructional activities designed to teach kindergarten children the basic concepts and principles of the coordinate system. The activities were implemented in two early childhood institutions in Istanbul, Türkiye. Arranged in a developmental progression from simple to complex and from concrete to abstract, they align with the children's developmental levels. We discussed what we learned from our implementations of the activities. Detailed suggestions are presented for teachers introducing young children to the coordinate system.  Article visualizations

    Hasta ve Hekim İletişimi: Özel Hastane Örneği

    Get PDF
    İnsan hayatının her yerinde önemli olan iletişim kavramı, sağlık kurumları için de oldukça önemlidir. Özellikle çeşitli sağlık problemlerinin getirdiği stres ve sıkıntı durumu sebebiyle hasta ve hekim arasındaki iletişim sorunlarına sıkça rastlanmaktadır. Bu çalışmada hasta ve hekim arasındaki iletişimin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda hem hasta hem de hekim bakış açısı ile karşılaştırmalı değerlendirmeler yapılmıştır. Bu çalışma nitel araştırma özelliği taşımaktadır. Araştırma verileri yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Katılımcılar Konya’da bir özel hastanede çalışan 10 hekim ile bu hekimlerden hizmet alan 10 hastadan oluşmaktadır. Katılımcılara öncelikle demografik bilgiler edinmeye yönelik sorular, daha sonra hasta hekim iletişimi sorunları ve bu sorunları tespit etmeye yönelik açık uçlu sorular yöneltilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler öncelikle sistematik şekilde düzenlenmiş, benzer noktalar bir araya getirilerek kodlar ve temalar oluşturulmuştur. Metnin analizi için MAXQDA 2020 nitel veri analizi programından yararlanılmıştır. Veriler tematik ve betimsel analiz ile analiz edilmiştir. Çalışmada hekimlerin hastalara nazaran empati kurma konusunda daha başarılı olduğu, iletişim sorunlarının hem hasta hem de hekim kaynaklı olabildiği, iletişim sorunlarının hastaların eğitim ve kültürel düzeyleriyle ve hekimlerin tıbbi terminolojiyi kullanmaları ile ilgili olduğu, iletişim sorunlarının çözümleri için hem hastaların hem de hekimlerin saygılı davranmaları gerektiği gibi sonuçlara ulaşılmıştır

    Renewable energy and foreign direct investment: The case of Turkey

    No full text
    Bu çalışmanın amacı doğrudan yabancı yatırımların yenilenebilir enerji üzerindeki etkisini belirlemektir. Bu amaçla Türkiye ekonomisi analiz edilmiştir. Çalışmada Johansen eşbütünleşme yöntemi ve Hacker - Hatemi (2006) bootstrap nedensellik testi kullanılmıştır. Eşbütünleşme testi sonucuna göre doğrudan yabancı yatırımlar ve yenilenebilir enerji arasında uzun dönem ilişki bulunmamaktadır. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımlar ve yenilenebilir enerji arasında nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir. Ulaşılan bu bulgulara göre, doğrudan yabancı yatırımlar teknolojik yayılım ya da çevre kirliliği kanalıyla yenilenebilir enerjiyi etkileyemeyecektir. Bu durumda doğrudan yabancı yatırımlardaki artışlar yenilenebilir enerji tüketimi üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etki yaratmayacaktır.This study aims to determine the impact of foreign direct investments on renewable energy. To this end, Turkey's economy is analyzed. The Johansen cointegration method and Hacker - Hatemi (2006) bootstrap causality test are used in this study. According to the cointegration test results, there is no long-term relationship between foreign direct investments and renewable energy. Additionally, the causality relationship between foreign direct investments and renewable energy could not be determined. According to these findings, foreign direct investments will not affect renewable energy through technological diffusion or environmental pollution. Therefore, in this case, the increase in foreign direct investments will not positively or negatively impact renewable energy consumption

    THE STATIONARITY OF CONSUMPTION-INCOME RATIO: EVIDENCE FROM TURKEY

    No full text
    Bu çalışmada Türkiye’de tüketim - gelir oranının durağan olup olmadığı sorgulanmaktadır. Bu amaçla 1955 - 2010 dönemi , Zivot ve Andrews (1992) (ZA), Lum sdaine ve Papell (1997) (LP), Lee ve Straz icich (2003, 2004) (LM) ve Kapetanios vd. (2005) tarafından geliştirilen yapısal kırılmalı birim kök testleri ile Kapetanios vd. (2003) (KSS) tarafından geliştirilen doğrusal olmayan birim kök testi ile analiz edilmiştir. Bulgular, bir ve iki kırılmalı LM testinde Model A ile KSS testinde sabitli ve trendli model hariç, tüketim - gelir oranında birim kökün varlığını ortaya koymuştur. Bu durumda genel itibariyle tüketim - gelir oranının bir sabite yakınsamayacağı dolayısıyla şokların hanehalkının tüketim ve tasa rruf davranışları üzerinde kalıcı etkilere sahip olacağı söylenebilecektir. Ayrıca nispi gelir hipotezi, sürekli gelir hipotezi ve ömür boyu gelir hipotezlerinin aksine mutlak gelir hipotezinin geçerliliğinden bahsedilebilir.In this study we investigate the stationarity of consumption - income ratio for Turkey. For this aim, the period of 1955 - 2010 is examined by using the structural break unit root tests, proposed by Zivot and Andrews (1992) (ZA), Lumsdaine and Papell (1997) (LP), Lee and Strazicich (2003, 2004) (LM), and Kapetanios et al. (20 05) and also a non linear unit root test developed by Kapetanios et al. (2003). The results provide evidence of unit root exceptions with one and two break LM unit root test in case of Model A and KSS unit root test in case of constant and trend model. As a result of these findings, we can generally assert that the consumption - income ratio is not mean reverting and thus the political shocks will have permanent effects on the consumption and saving behaviours of households. Besides, these results support th e absolute income hypothesis in contrast to the relative income hypothesis, the permanent income hypothesis and the life cycle hypothesis

    The relationship between research & development expenditures and economic growth: Panel data analysis

    No full text
    Ekonomik büyümenin itici gücü olarak değerlendirilen araştırma-geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri ülke ekonomisi için önemli bir role sahiptir. 1980’li yıllardan itibaren popüler hale gelen içsel büyüme teorileri Ar-Ge’nin ekonomik büyümedeki rolünü gözler önüne sermiştir. Bu çalışmada Ar-Ge harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki, seçilmiş 15 OECD ülkesi için 1990-2011 dönemi boyunca panel veri modeli ile incelenmektedir. Tüm panel için ulaşılan sonuçlar Ar-Ge harcamalarının büyümeyi pozitif yönde etkilediği şeklindedir. Bu nedenle politika önerisi olarak yaşam standardı ve ekonomik büyümeyi hızlandırmayı hedefleyen ülkelerin Ar-Ge yatırımlarına ağırlık vermesi gerektiği söylenebilir.Research and development activity (R&D) as an impulsive force of economic growth has a leading role in the economic structures of countries. The endonegous growth theories that have gained popularity since 1980s have highlighted the importance of R&D in the economic growth process. In this study, the relationship between R&D and economic growth is analyzed for the selected 15 OECD countries from 1990 to 2011 within the framework of panel data model. The results of whole panel set indicate that R&D affects economic growth positively. As a policy implication, countries aiming to accelerate the life standard and economic growth must emphasize R&D investments

    The role and importance of tax arrangements in women’s participation in labour force in Turkey

    No full text
    Kadınların işgücüne katılımının ve istihdamı- nın artırılması ekonomik büyüme ve kalkınmanın itici gücünü oluşturmaktadır. İşgücü piyasasın- da kadınların işgücüne katılma oranının artması özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından or- ta gelir tuzağından çıkılmasında da son dere- ce önemli bir role sahiptir. Bu nedenle, politika yapıcılar kadınların işgücüne katılımlarına ve ka- tılımlarını belirleyen faktörlere büyük önem at- fetmekte ve kadın istihdamının desteklenmesine yönelik çeşitli düzenlemeler yapmaktadır. Bun- lardan biri de vergi düzenlemeleri ve teşviklerdir. Bu çalışmada, Türkiye’de kadınların işgücüne ka- tılımının ve istihdamının artırılabilmesine ilişkin olarak vergi düzenlemelerinin önemi ortaya ko- nulmuş ve bu konuda destekleyici birtakım poli- tika önerileri sunulmuştur. Söz konusu öneriler, pozitif ayrımcılık içeren vergisel düzenlemelerin toplumsal adaleti sağlamada etkili bir araç ola- cağı temelinde geliştirilmiştir.Increasing women’s labor force participation and employment is the stimulating factor of economic growth and development. The increase in the labor force participation rate of women in the labor market has an extremely important role in getting rid of the middle-income trap especially of developing countries. Therefore, policy makers attribute great importance to women’s participation in labour and the factors that determine their participation and make several arrangements in the support of women employment. One of them is tax arrangements and incentives. In this study, the importance of tax arrangements have been revealed related to the increasing women’s participation in labour force and their employment in Turkey, and some supportive political suggestions have been enclosed on this matter. These proposals were developed on the basis that tax regulations containing positive discrimination would be an effective tool in ensuring social justice
    corecore