11 research outputs found
Kargo Hizmet Sağlayıcılarında Kalitenin Tüketici Davranışına Etkisi: Bireysel Tüketici Araştırması
Son yıllarda özellikle e-ticaretin gelişmesiyle artan sanal alışveriş, kargo firmalarının işhacminin artmasına ve tüketici profilinin değişmesine yol açmıştır. Bu durum kargo hizmetlerini ulusal ve uluslararasıoyuncularla şiddetli rekabetin yaşandığıbir sektör durumuna getirirken bu firmaların sunduklarıhizmetlerin kalitesinin de geçmişe kıyasla daha önemli hale gelmesine neden olmuştur. Dolayısıyla kargo hizmetlerinin kalitesinin belirlenmesi ve müşteri tatmini ile tekrar satın alma davranışıüzerindeki rolünün anlaşılmasısektördeki firmalar açısından önemlidir. Literatürde hizmet kalitesi bankacılık, perakendecilik, sağlık, eğitim ve turizm gibi pek çok hizmet sektöründe araştırılmışolmasına rağmen kargo hizmet sağlayıcılarının kalitesine yönelik sınırlısayıda çalışma mevcuttur. Bu çalışmada, kargo firmalarının hizmet kalitesi ile hizmet kalitesinin müşteri tatmini ve tekrar satın alma davranışıüzerine etkisi araştırılmıştır. Araştırmada veriler yüz yüze anket yöntemi ile toplanmıştır. Verilerin analizinde öncelikle keşifsel faktör analizi kullanılarak hizmet kalite boyutlarıbelirlenmiştir. Oluşan boyutların doğrulanmasında doğrulayıcıfaktör analizi kullanılmıştır. Araştırma hipotezlerinin sınanmasında ise yapısal eşitlik modellemesinden faydalanılmıştır. Keşifsel ve doğrulayıcıfaktör analizi sonucunda kargo firmalarının hizmet kalitesinin fiziksel görünüm, güvenilirlik, yanıt verebilirlik, güvence ve empati şeklinde beşboyutlu bir yapıda olduğu belirlenmiştir. Hizmet kalitesi boyutlardan güvenilirlik ve yanıt verebilirlik boyutlarının aldığıdeğerler, müşterilerin genel hizmet kalitesi algılarınıetkilemede fiziksel görünüm, empati ve güvence boyutlarına göre daha yüksek önemde çıkmıştır. Bu sonuçtan yola çıkarak kargo firmalarına daha iyi hizmet sunumu için hizmetlerinin planlama ve sunumu aşamalarında güvenilirlik ve yanıt verebilirlik boyutlarınıöncelikli olarak göz önünde bulundurmalarıönerilmiştir. Yapısal eşitlik analizi sonucunda, kargo firmalarında hizmet kalitesinin müşteri tatmini ve tekrar satın alma davranışıüzerinde doğrudan etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Yine analizler müşteri tatmininin hizmeti tekrar alma niyeti üzerinde etkisi bulunduğunu ortaya koymuştur. Sonuçlara göre hizmet kalitesinin artırılmasımüşterinin hizmeti tekrar satın almasınıdoğrudan etkilemektedir. Ancak analiz sonuçlarına göre hizmet kalitesinin müşterinin kargo firmasınıtercih etmesinde tatmin vasıtasıyla olan etkisinden daha düşük bir etkiye sahip olduğu da belirlenmiştir. Bu noktada hizmet kalitesinin tekrar satın alma davranışına etkisinde müşteri tatmininin güçlendirici bir rolü bulunduğu söylenebilir. Çalışma ile elde edilen sonuçların kargo firmalarına, hizmet kalitesinin değerlendirilmesinde kullanabilecekleri geçerli ve güvenilir bir ölçek sunması, kalite geliştirme çabalarında temel alabilecekleri boyutlarıbilmeleri ve hizmet kalitesi ile müşteri tatmini ve tekrar satın alma davranışıarasındaki ilişkinin farkında olmalarıyönünden katkısağlamasıbeklenmektedir. Ayrıca çalışmada kargo firmalarının hizmet kalitesinin ölçümünde SERVPERF ölçeğinin geçerli ve güvenilirliğinin ortaya konmasıyla literatürdeki sınırlıbilginin geliştirilmesine de katkısağlanacaktır
ELEKTRİK ENERJİSİNDE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ: TÜRKİYE'DE KULLANICILARA YÖNELİK BİLGİSAYAR UYGULAMA ÖNERİSİ 1
Elektrik enerjisi tedarik zincirleri, enerji üretimi için kullanılacak girdiyi sağlayan üyelerden başlamak üzere geleneksel tedarik zincirlerindekine benzer şekilde kullanıcılara kadar uzanan bir zincirdir. Enerji kaynağı sağlayıcılardan sonra zincirde, temin ettikleri kaynağı elektrik enerjisine dönüştüren üretim şirketleri, üretim şirketlerinde üretilen enerjinin santralle dağıtım şirketi arasındaki akışını sağlayan iletim şirketi/şirketleri, enerjiyi zincirin en son halkasında kullanıcılara ulaştıran dağıtım şirketleri ve zincirin ucunda enerjinin kullanıcıları yer alır. Türkiye'de önceki yıllarda elektrik enerjisi tedarik zincirinin son üyesi olan kullanıcılar, sadece bulundukları bölgenin dağıtıcısından enerji temin edebilmekte ve o dağıtıcının satış fiyatına tabi olmaktaydı. 2002 yılından itibaren Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun her yıl yayınladığı Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliği'nde elektrik kullanımı belli bir limitin üzerinde olan kullanıcılar "serbest tüketici" olarak nitelendirilmiş ve onlara tedarikçisini seçme hakkı verilmiştir. Bu limitler her geçen yıl düşürülmektedir. 2015 yılında 4.000 KWh değerine indirilmiş ve tedarikçi seçme hakkından faydalanabilecek kullanıcı sayısı artırılmıştır. Ancak hali hazırda kullanıcıların bu seçimi yapabilecekleri bir uygulama mevcut değildir. Bu çalışmada, Türkiye'deki elektrik enerjisi tedarik zinciri yapısına ve ilgili yönetmeliklere uyumlu, serbest tüketicilerin en düşük fiyatla elektrik enerjisi satın alabileceği dağıtım şirketini belirleyen kullanışlı ve basit bir bilgisayar uygulaması oluşturulmuştur. Uygulama ile elektrik enerjisi tüketen geniş kitlelere ve elektrik enerjisi pazarındaki rekabetçiliğe fayda sağlanması beklenmektedir.Electric energy supply chain is a chain that starts with the members that provide inputs to generate energy, and reachs out to the costumers/users just like traditional supply chains do. In the chain after the energy supply providers, there are generation corporations that transform the provided source to energy, transmission companies that function as a bridge between the generation company and the distribution corporation, distribution company that transmits the energy to the users in the last ring of the chain, and of course the energy users at the end.In Turkey, the users, the last ring of energy supply chain could obtain energy from the deliverer in their own neighbourhood, and so they had to pay depending on the prices of the company in question. From 2002 on, in "Electricity Market Free Consumer Regulation" which was released by Energy Market Regulatory Authority (EPDK), it was stated that the users whose electric use is above some certain limits are regarded as "free consumers"; and they are given the right to choose their suppliers. The limits are getting lower each year. In 2015, it has been lowered to 4000 KWh and the number of the users who'll make use of the right of choosing suppliers has been increased. However, there is no application that users can compare the prices of suppliers or choose. In this study, a convenient and simple computer application were formed in order to provide users with the facility to identify suppliers with the lowest prices. It was designed in line with electric energy supply chain and related regulations. It was aimed to contribute not only to majority who consume electrical energy but also the competition in energy markets
WASTE MANAGEMENT AND E-WASTE IN CONTEXT OF ECONOMIC AND ENVIRONMENTAL DIMENSIONS OF SUSTAINABLE DEVELOPMENT
Ürün kullanım ömürlerinin isletmelerin bizzat kendileri tarafından kısaltıldıgı elektrik elektronik sektöründe olusan atık (e-atık) miktarı hızla artmaktadır. Gelisen teknolojiler ve artan tüketici kullanımıyla birlikte, dünya üzerindeki e-atıkların yıllık %3-5 oranlarında artacagı ve 2009 yılında 11 milyar dolarlık bir pazara ulasacagı tahmin edilmektedir. Agır metal içerikleri sebebiyle yakılarak bertaraf edildiklerinde insan ve çevre saglıgı üzerinde ciddi olumsuz etkileri olan bu eatıklar, dünya genelinde ve özellikle elektrik elektronik ürünlerin yaygın kullanıldıgı gelismis ülkelerde önemli bir sorun haline gelmistir. Bu noktada hükümetler; dogal kaynakların sürdürülebilirligi için e-atıkların mümkün oldugunca azaltıldıgı, geri kazanımının artırıldıgı ve geri kazanılamayan atıkların çevreye en az zararı verecek sekilde bertaraf edildigi etkin atık yönetimi politikaları olusturarak, bu politikaların isletme uygulamalarına dönüstürülmesini saglamalıdır. Bu çalısmada sürdürülebilir kalkınmanın ekonomi ve çevre boyutları altında atık yönetiminin temel prensipleri belirlenmeye ve e-atıkların geri kazanımıyla saglanacak yararlar ortaya konulmaya çalısılmıstır.
Classification of reverse logistics studies according to research methods
Tersine lojistik üretim işlemler yönetimi içerisinde 1980'lerden itibaren üzerinde çalışılmaya başlanan ama özellikle 2000'li yıllarla birlikte çalışmaların yoğunlaştığı, nispeten yeni bir araştırma alanıdır. Bu çalışmada tersine lojistik konularıyla ilgili genişleyen literatür incelenmiş ve çalışmalar araştırma yöntemlere göre sınıflandırılmıştır. Sınıflandırma kavramsal çalışmalar, ampirik çalışmalar ve matematikselmodelli çalışmalar şeklinde üç ana başlık altında ve konularına göre de alt başlıklar altında yapılmıştır. Bu sayede disiplinlerarası bir konu olan tersine lojistikle ilgili yoğunlaşılmış alanlar ile nispeten az çalışılmış alanların belirlenmesi ve yeni çalışmalara yol göstermek amaçlanmıştır.Reverse logistics is a relatively new research area that was begun to study in 1980s, but especially the together studies were majored since 2000s in operations management. In this study the expanding literature on reverse logistics is investigated and studies are classified according to the research methods. Classification is made under three main headings as conceptual studies, empirical studies and mathematical modeling studies and under subheadings according to topics. In this way, it is aimed to be determined majored fields and relatively littlestudied fields on reverse logistics which is an interdisciplinary topic and to guide to new studies
Türkiye’deki Üniversitelerin İşletme İktisat ve Kamu Yönetimi Programlarında Çevre Eğitiminin Verilmesine Yönelik Bir Araştırma
İşletmelerde ve kamu kurumlarında orta ve üst düzey yöneticiler olarak görev yapması beklenen işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programları mezunlarının işletmelerin ve kamu kurumlarının sebep olabilecekleri çevre sorunlarına daha sistematik bakabilmeleri ve ilgili yasal düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu açıdan işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programlarının ders planlarında çevre içerikli derslerin bulunması çevre sorunlarının giderilmesi yönünden önem taşımaktadır.
Bu çalışmanın amacı türkiye’deki üniversitelerin işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programlarında çevre içerikli derslerin verilme düzeyini tespit etmektir. Üniversitelerin web sayfaları üzerinden yapılan taramalar sonucunda işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programlarında çevrenin korunması, doğal kaynaklar ve çevre ekonomisi, çevre yönetim sistemleri, çevresel etki değerlendirme, temiz üretim teknolojileri, türkiye’nin çevre sorunları gibi çevre içerikli derslerin verilme düzeyleri araştırılmıştır. Elde edilen bulgulara göre üniversitelerin işletme lisans programında çevre içerikli derslerin verilme düzeyi yaklaşık %10, iktisat lisans programında %41, kamu yönetimi lisans programında ise yaklaşık %30’dur. Bu çalışmanın hem daha önce böyle bir çalışmanın yapılmamış olması yönünden türkçe ve yabancı literatüre katkı sağlaması hem de türkiye’deki söz konusu lisans programlarının çevre sorunlarının giderilmesi yönündeki çabaları açısından üniversitelere bilgi sunması beklenmektedir.The graduates of business, economics and public management programmes who are expected to perform as middle and top managers of all kind of institutions should tend environmental problems and they should have necessary information about related legal arrangements. In this regard, to contribute to solve environmental problems there should be environment related courses in course plans of business, economics and public management undergraduate programmes.
The aim of this study is to determine the levels of environment related courses at business, economics and public management programmes of Turkish Universities. It is searched the levels of environment related courses such as environmental protection, natural resources and environmental economy, environmental management systems, environmental impact assessment, clean protection technologies, environmental problems of Turkey by scanning websites of universities.
According to the findings, the level of environment related courses at business undergraduate programmes is approximately %10, at economics undergradute programmes is approximately %41 and at public management undergraduate programmes is approximately %30. There is no this kind of study before, so this study is expected to contribute to Turkish and foreign literature and to provide necessary information to such programmes in terms of their efforts to solve environmental problems
Türkiye’deki Üniversitelerin İşletme İktisat ve Kamu Yönetimi Programlarında Çevre Eğitiminin Verilmesine Yönelik Bir Araştırma
İşletmelerde ve kamu kurumlarında orta ve üst düzey yöneticiler olarak görev yapması beklenen işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programları mezunlarının işletmelerin ve kamu kurumlarının sebep olabilecekleri çevre sorunlarına daha sistematik bakabilmeleri ve ilgili yasal düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu açıdan işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programlarının ders planlarında çevre içerikli derslerin bulunması çevre sorunlarının giderilmesi yönünden önem taşımaktadır.
Bu çalışmanın amacı türkiye’deki üniversitelerin işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programlarında çevre içerikli derslerin verilme düzeyini tespit etmektir. Üniversitelerin web sayfaları üzerinden yapılan taramalar sonucunda işletme, iktisat ve kamu yönetimi lisans programlarında çevrenin korunması, doğal kaynaklar ve çevre ekonomisi, çevre yönetim sistemleri, çevresel etki değerlendirme, temiz üretim teknolojileri, türkiye’nin çevre sorunları gibi çevre içerikli derslerin verilme düzeyleri araştırılmıştır. Elde edilen bulgulara göre üniversitelerin işletme lisans programında çevre içerikli derslerin verilme düzeyi yaklaşık %10, iktisat lisans programında %41, kamu yönetimi lisans programında ise yaklaşık %30’dur. Bu çalışmanın hem daha önce böyle bir çalışmanın yapılmamış olması yönünden türkçe ve yabancı literatüre katkı sağlaması hem de türkiye’deki söz konusu lisans programlarının çevre sorunlarının giderilmesi yönündeki çabaları açısından üniversitelere bilgi sunması beklenmektedir.The graduates of business, economics and public management programmes who are expected to perform as middle and top managers of all kind of institutions should tend environmental problems and they should have necessary information about related legal arrangements. In this regard, to contribute to solve environmental problems there should be environment related courses in course plans of business, economics and public management undergraduate programmes.
The aim of this study is to determine the levels of environment related courses at business, economics and public management programmes of Turkish Universities. It is searched the levels of environment related courses such as environmental protection, natural resources and environmental economy, environmental management systems, environmental impact assessment, clean protection technologies, environmental problems of Turkey by scanning websites of universities.
According to the findings, the level of environment related courses at business undergraduate programmes is approximately %10, at economics undergradute programmes is approximately %41 and at public management undergraduate programmes is approximately %30. There is no this kind of study before, so this study is expected to contribute to Turkish and foreign literature and to provide necessary information to such programmes in terms of their efforts to solve environmental problems
SERVICE QUALITY IN PUBLIC SERVICES: A RESEARCH IN MARDİN COU
Özel sektörde hayati öneme sahip olan hizmet kalitesi kavramı, son yıllarda kamusal alanlarda da kendisinden söz ettirmeye başlamıştır. Vatandaşların kamu kurumlarından beklentilerinin karşılanması ve kamusal alandaki hizmet kalitesinin artırılması, özellikle vatandaş-devlet bütünleşmesine katkısı göz önüne alındığında oldukça önemlidir. Bu çalışmada Mardin Adalet Sarayı'nda SERVQUAL Ölçeği kullanılarak hizmet kalitesinin ölçülmesi ve hizmet kalitesinin boyutlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik önce hizmet kalitesi skorları hesaplanmış, daha sonra bu skorlar üzerinden keşifsel faktör analizi yapılmıştır.Hizmet kalitesi üç boyutlu bir yapıda çıkmıştır. Vatandaşların hizmet kalitesine ilişkin beklentilerinin yüksek olduğu bununla birlikte verilen adli hizmetlerin kalitesine ilişkin algılarının orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Mardin Adalet Sarayı'ndan aldıkları hizmetlere ilişkin beklenti ve algıların vatandaşların demografik özelliklerine göre farklılık göstermediği de tespit edilmiştirThe term quality of service, which is essential for private sector, has become popular in public sphere in recent years. Especially considering their contribution to citizen-state integration, both meeting citizens' expectations from public enterprises and improving the quality of service are rather importan
Information technology use patterns and ıts relationships with firm and sector characteristics
The aim of this study is to explore the existence of different patterns of information technology use in the firms operating Turkish manufacturing sector and the relationship between these patterns and various firm (number of employee, ownership structure, annual sales and export figure) and sectoral(sector type and competition intensity) characteristics. Data are collected from 123 firms in ISO 1000 list operating in different sectors using a standard survey form. Three different information technology use patterns(Low users, Followers and High users) are identified as a result of cluster analysis. Results suggest that there is no relationship between information technology use patterns and number of employees;conversely it reveals that there is a significant relationship between sector type, competition intensity, ownership structure, annual sales and export figures. In final section, the implications of the results are discussed; limitations of the study are noted and additional research is suggested.Bu çalışmanın amacı Türk imalat sanayinde faaliyet gösteren firmalarda farklı bilişim teknolojileri kullanım modellerinin varlığını ve modeller ile firma (çalışan sayısı, sahiplik yapısı, yıllık satış ve ihracat rakamları) ve endüstri (sektör sınıfı ve rekabet yoğunluğu) özellikleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Çalışmada veri standart bir anket formu yardımıyla farklı sektörlerde faaliyet gösteren 123 firmadan toplanmıştır. Kümeleme analizi sonucu üç farklı bilişim teknolojisi kullanım modeli (düşük kullanıcılar, takipçiler ve yüksek kullanıcılar) belirlenmiştir. Ayrıca analizler, bilişim teknolojisi kullanım modelleri ile çalışan sayısı arasında bir ilişki bulunmadığını buna karşın sektör türü, rekabet yoğunluğu, sahiplik yapısı, yıllık satış ve ihracat rakamları arasında bir ilişki bulunduğunu göstermiştir. Son bölümde,sonuçların teorik ve pratik uygulamaları yanı sıra çalışmanın sınırları belirtilmiş ve gelecek çalışmalar için öneriler sunulmuştur
8. Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi: Bildiriler Kitabı 25-27 Nisan 2019, Niğde
Bu kitabın tamamı veya bir kısmı Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ve Lojistik Derneği
(LODER)’nin birlikte izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi veya herhangi bir kayıt
sistemiyle kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm hakları saklıdır.ÖNSÖZ Lojistik ve tedarik zinciri yönetimi konularında mesleki ve bilimsel gelişime katkıda bulunmak, konuyla ilgili akademisyen ve profesyonelleri bir araya getirerek, görüş alışverişinde bulunmalarını sağlamak amacıyla 2012 yılından beri her yıl Lojistik Derneği (LODER) önderliğinde Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongreleri düzenlenmektedir. Daha önce sırasıyla Konya, Aksaray, Trabzon, Gümüşhane, Mersin, Antalya ve Bursa illerinde düzenlenen Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongrelerinin 8. si Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ev sahipliğinde Lojistik Derneği (LODER) ve Ahiler Kalkınma Ajansı (AHİKA) işbirliği ile 25-27 Nisan 2019 tarihleri arasında düzenlenmiştir. 2019 yılı kongre ana teması Türkiye’de son yıllarda yenilenebilir enerji sektörü yatırımlarının artışı, buna bağlı olarak gelişmesi muhtemel lojistik ve tedarik zinciri problemleri ve Niğde İlinin özel durumu dikkate alınarak belirlenmiştir. Niğde İlinin yenilenebilir enerji türlerinden güneş enerjisi açısından önemli bir potansiyele sahip olması, Türkiye’nin ilk Enerji İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinden birinin Niğde’de kurulu olması ve Üniversitesinin yenilenebilir enerji konusunda güçlü altyapı ve insan kaynağına sahip olması nedeniyle kongre ana teması Yenilenebilir Enerji Tedarik Zinciri olarak belirlenmiştir. Kongrede bu ana tema ekseninde 1 panel ve 2 bilimsel oturum gerçekleştirilmiştir. Bununla birlikte, Niğde’nin kalsit madeni yatakları ile öne çıktığı ve dış ticareti açısından kalsit sektörünün ön planda olduğu da dikkate alınarak “Türkiye Lojistik Master Planı ve Niğde Durum Analizi” konulu panel ile hem Türkiye geneli hem de Niğde özelinde dış ticaret ve lojistik faaliyetler de tartışılmıştır. Kongrede açılış panelleriyle birlikte “Lojistik Eğitim Standartları Paneli” de dahil olmak üzere 3 panel; lisans ve lisansüstü öğrencilerine yönelik tedarik zinciri yönetiminden lojistik optimizasyona kadar 7 konuyu kapsayan 3 eğitim oturumu yapılmıştır. Kongre Bilim Kurulunun hakemlik sürecinden geçen 112 bildiri özeti tam metin bildiri hazırlamaya, tam metin bildiri aşamasında ise 57 bildiri kongrede sunulmak üzere kabul edilmiştir. Bildiri sunumları Yenilenebilir Enerji Tedarik Zinciri (1 ve 2), Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi, Lojistik Bilgi Sistemi, Lojistik Modelleme, Taşımacılık Sistemleri, Araç Rotalama, Tedarikçi Seçimi, Lojistikte Yenilikçilik ve İşbirliği, Lojistik ve Tedarik Zinciri Sektörel Uygulamaları, Dış Kaynak Kullanımı ve E-Ticaret, Dış Ticaret ve Gümrük, Akıllı Lojistik, Lojistik Sektöründe Performans Yönetimi, Liiiojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi ile İlgili Diğer Konular başlıklı 15 akademik oturumda gerçekleştirilmiştir. Kongrenin gerçekleştirilmesinde katkı sağlayan başta Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Muhsin KAR olmak üzere, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Haluk BENGÜ’ye, Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Yüksel KAPLAN’a, Kongre Düzenleme Kuruluna, Kongre Bilim Kuruluna, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi tüm birimlerine ve maddi destek sağlayan sponsorlarımıza teşekkür ederiz. Elbette kongrelerin başarılı geçmesi herşeyden önce akademik paylaşımlar ile olanaklı hale gelmektedir. Bu kapsamda Kongreye Türkiye’nin 33 farklı üniversitesinden katılan araştırmacılara ve lojistik sektöründen uzmanlara en içten teşekkürlerimizi sunarız. Akademisyen, öğrenci ve özel sektörün katılımıyla gerçekleştirilen kongrede oluşan bilgi alışverişinin lojistik ve tedarik zinciri alanındaki gelişmelere katkı sağlaması ve yeni araştırma alanlarının oluşmasına zemin hazırlaması dileğiyle… …Lojistik Derneği (LODER), Ahiler Kalkınma Ajansı (AHİKA