Yeniden İşlevlendirme Uygulamalarında Özgünlük Kayıplarının Araştırılması: Geleneksel Alanya Konutları Örneği

Kent merkezlerindeki tarihi dokularda günümüzde rant marjları çok yükselmiş, tarihi yapılara turizm ve ticaret işlevleri verme eğilimi artmıştır. Yeniden işlevlendirme adı verilen bu uygulama aslında terk edilmiş ya da özgün işlevini devam ettirmesi mümkün olmayan yapıları, yeni bir işlevle kullanımını sağlayarak gelecek kuşaklara aktarmak için geliştirilmiş bir koruma yöntemidir. Ancak bu yöntem günümüzde sanki bir tasarım modeli gibi kullanılarak tarihi yapıların özgün değerlerinden çok fazla kayıplara neden olmaktadır. Koruma yasasındaki esneklik, sayısal nicelik ve şahıs mülkiyetlerinde olmaları gibi sebeplerle yeniden işlevlendirilerek özgünlük değerlerinden en çok kayıplar veren yapılar geleneksel konutlardır. Tarihi yapılar ve bu yapıların oluşturduğu tarihi çevre, bölgeye özgü fiziksel ve kültürel özellikler sonucu oluşmuş geleneksel mimari örneklerdir. Özellikle geleneksel konutlar bulunduğu bölgedeki günlük yaşam ve kültürü hakkında önemli veriler sunan tarihi belgelerdir. Bu nedenle diğer tarihi yapılar gibi geleneksel konut yapılarının da özgünlüklerinin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması önem arz etmektedir. Yeniden işlevlendirme ile özgün değerlerini yitiren tarihi çevrelerden birisi de Antalya'nın önemli turizm merkezlerinden birisi olan Alanya’dır. Bu nedenle bu çalışmada yeniden işlevlendirme ile restorasyonu yapılan geleneksel Alanya konutları çalışma alanı olarak seçilmiş, bu bölgedeki uygulamaların olumlu ve olumsuz yönleri ortaya konularak tartışılmıştır

Relationships between petiol sap nitrate with nitrogen content of soil and plant in protected cucumber cultivation

Cucumber production in Turkey is second place after tomato in protected vegetable cultivation. Fertilization is important to increase yield and quality of cucumber. To determine the plant nutritional status by quick test techniques and to make the necessary adjustments in fertilization program immediately, is important. To determine the nutritional status of the plant N, the determination of the amount of petiole sap NO3-N as a quick and easy method, has become widespread in recent years. This research was carried out to determine the relationship between the petiole sap NO3-N content and the N compounds of soil and leaf for indicating N status of cucumber. Plant (petiole, leaf) and soil samples were taken at first blossom and harvest periods. Ion meters and test strips were used to determine the amount of NO3-N in petiole extract. Total N and NO3-N in leaves and organic matter, NO3-N and total N values in soil were determined. It was found that there were significant correlations between NO3-N determined by selective ion meter in petiole extract with total N and NO3-N content of leaf and soil NO3-N in two sampling periods. The important relationship between NO3-N determined by test strips of petiole sap and soil NO3-N was observed in both sampling periods. Since the relationship between the petiole sap nitrate content measured with selective ion meter and the leaf total N is very significant in both periods, it can be considered as an indication of rapid test technique which can be used to determine the N content of the plant in the protected cucumber cultivation

An experimental study of comfort properties about polyester/wool woven fabrics with kes-f system.

TEZ9122Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2010.Kaynakça (s. 115-118) var.xii, 119 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm.Giyim konforu, koŞullar ne olursa olsun giydiğimiz giysiden psikolojik ve fizyolojik olarak etkilenmemek, içinde kendimizi rahat hissetmemiz anlamına gelmektedir. Bir tekstil mamulünün konfor ve estetiğini büyük oranda kumaŞın fiziksel ve mekanik özellikleri belirlemektedir. Konforu etkileyen bu özellikleri sayısal ve tekrarlanabilir olarak ölçmek büyük önem taŞımaktadır. Bu nedenle kumaŞın fiziksel özellikleri ile duyusal özellikleri arasındaki iliŞki ölçülebilmeli ve sayısal verilere dayanmalıdır. Bu amaçla çeŞitli ölçüm yöntemleri geliŞtirilmiŞtir. Bu yöntemlerden en ayrıntılı olanı Kawabata KumaŞ Değerlendirme (KES-F) sistemidir. Bu tez kapsamında Kawabata KumaŞ Değerlendirme sistemi cihazları ayrıntılı olarak anlatılmıŞtır. Ayrıca leno örgü ile dokunmuŞ, atkı sıklıkları değiŞen Poliester (PES) / Yün (WO) karıŞımı kumaŞların Kawabata test metoduyla konfor özellikleri incelenmiŞ, elde edilen sonuçlar değerlendirilmiŞtir.Clothing comfort simply means that feeling comfortable within the clothes also being not affected phychologically and physically by the clothes under any circumstances. The factors that determine the comfort and aesthetics properties of a textile product are the physical and mechanical features of the fabrics. In the fact of that these comfort properties should be measured objectively, repeatable and should be given numerically. As a result of this, the relationship between the physical and sensory properties of the fabric should be measurable and be based on numerical values. For achieving this purpose various measurement methods have been developed and one of the most important and detailed method is Kawabata Fabric Evaluatíon (KES-F) System. In this study, first the details of Kawabata Evoluation System devices described, then with the Kawabata Evaluation System test methods, different densities of comfort properties of leno weaved fabrics, Poliester (PES)/Wool /WO) blend fabrics analyzed and finally this test results evaluated

Some properties of fermented milk product which was produced from different milk types by using chickpea.

TEZ10712Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2017.Kaynakça (s. 71-82) var.xvi, 91 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm.Bu araştırmada inek, keçi ve koyun sütlerinin nohut kullanılarak pıhtılaştırılmasıyla elde edilen yoğurt benzeri fermente süt ürünü 21 gün boyunca 4±1ºC’de depolanmıştır. Farklı tür süt kullanımı ve depolamanın fermente süt ürününün pH, titrasyon asitliği, kurumadde, yağ, protein, kül, asetaldehit, tirozin, toplam uçucu yağ asitleri, su tutma kapasitesi, serum ayrılması, viskozite, pıhtı sıkılığı, L, a, b değerleri ve duyusal özellikleri üzerine etkileri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre fermente süt ürününün; pH, titrasyon asitliği, kurumadde, yağ, protein, kül, asetaldehit, tirozin, toplam uçucu yağ asitleri, su tutma kapasitesi, serum ayrılması, viskozite, pıhtı sıkılığı, L, a, b değerleri, dış görünüş, kıvam özellikleri, koku ve tat özellikleri üzerinde farklı tür süt kullanımının etkilerinin önemli düzeyde olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Depolama süresi fermente süt ürününün pH, titrasyon asitliği, protein, kül, asetaldehit, tirozin, toplam uçucu yağ asitleri, su tutma kapasitesi, viskozite, L, a, b değerleri, koku ve tat özelliklerini istatistiksel açıdan önemli derecede etkilemiştir (p<0.05). Duyusal analizler sonucunda; dış görünüş, kıvam (kaşıkla), kıvam (ağızda), koku ve tat özellikleri göz önünde bulundurulduğunda genel olarak en çok beğenilen fermente süt ürününün keçi sütünden üretildiği saptanmıştır.In this research, fermented milk products which were similar with yogurt and produced by clotting of cow, goat and sheep milks with chickpea were stored for 21 days at 4±1ºC. The effects of using different milk types and storage time on pH, titration acidity, dry matter content, fat content, protein content, ash content, acetaldehyde content, tyrosine content, total volatile fatty acids, water holding capacity, serum separation, viscosity, curd firmness, L, a, b values and sensory properties were investigated. According to obtained results; the effects of using different milk types were found significant (p<0.05) on pH, titration acidity, dry matter content, fat content, protein content, ash content, acetaldehyde content, tyrosine content, total volatile fatty acids, water holding capacity, serum separation, viscosity, curd firmness, L, a, b values, appearance, consistency properties, odor and taste properties. Storage time had statistically significant effects on pH, titration acidity, protein content, ash content, acetaldehyde content, tyrosine content, total volatile fatty acids, water holding capacity, viscosity, L, a, b values, odor and taste properties of fermented milk products (p<0.05). As a result of sensory analysis; when appearance, consistency (by spoon), consistency (in mouth), odor and taste properties were considered, fermented milk product which was produced by goat milk was the most desired product.Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: FYL-2016-5359

The Effect Of Reading Literacy Questioning Training On Turkish Language Teacher Candidates’ Pisa-Style Questions Preparation

The purpose of the study was to test the effect of reading literacy questioning training on Turkish language teacher candidates’ PISA-style question preparation. The training was carried out with 55 volunteer Turkish teacher candidates studying at the Turkish Language Teaching undergraduate program of Bursa Uludağ University. The training sessions with participants within the framework of the study lasted for 7 weeks in the fall semester of the 2019-2020 academic year. The study was conducted with a nested experimental design, which is one of the mixed methods. As a data collection tool, a test with 6 texts for the participants to ask questions and classify them was used. Furthermore, a semi-structured interview form was used to specify the development of the participants in the training process. The data related to the test were analyzed using descriptive statistics, t-test, Wilcoxon signed-rank test and Cohen’s d formula, and the interview data were analyzed by the descriptive analysis method. Based on the analysis, the training had a significant effect on the participants’ preparation of PISA-style questions and in increasing the success of classifying PISA-style questions according to the PISA framework. It was found that there was a significant increase in the number of questions asked by the participants after the training and in the number of questions for high-level competencies. After the training, the participants stated that they considered themselves competent in classifying questions rather than preparing PISA-style questions. However, they also stated that the training period was insufficient. The research findings revealed that teacher candidates needed pre-service questioning training and this need should be met. It is recommended that longer period of time be devoted to training for future studies

MBE-grown CdTe layers on GaAs with in-assisted thermal deoxidation

Molecular beam epitaxy (MBE) growth of thin (∼2 μm) CdTe layers characterized by high crystal quality and low defect density on lattice mismatched substrates, such as GaAs and Si, has thus far been difficult to achieve. In this work, we report the effects of in situ thermal deoxidation under In and As4 overpressure prior to the CdTe growth on epiready GaAs(211)B wafers, aiming to enhance CdTe crystal quality. Thermally deoxidized GaAs samples were analyzed using in situ reflection high energy electron diffraction, along with ex situ x-ray photo-electron spectroscopy (XPS) and atomic force microscopy. MBE-grown CdTe layers were characterized using x-ray diffraction (XRD) and Everson-type wet chemical defect decoration etching. We found that In-assisted desorption allowed for easier surface preparation and resulted in a smoother surface compared to As-assisted surface preparation. By applying In-assisted thermal deoxidation to GaAs substrates prior to the CdTe growth, we have obtained single crystal CdTe films with a CdTe(422) XRD rocking curve with a full-width half-maximum value of 130.8 arc-s and etch pit density of 4 × 106 cm−2 for 2.54 μm thickness. We confirmed, by XPS analysis, no In contamination on the thermally deoxidized surface