80 research outputs found

    Klasik Fıkıh Doktrininde Kişinin Malı Üzerindeki Tasarruf Yetkisinin Başkaları Lehine Sınırlandırılması

    Get PDF
    Mülkiyet hakkı ve bu kapsamda bir kimsenin malı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırları öteden beri hukukçuların gündeminde olmuştur. Mülkiyet hakkı, bir kimsenin malı üzerinde sahip olduğu en geniş aynî hak olarak değerlendirildiğinden, asıl olan bu kişinin malı üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilmesidir. Ancak sosyal hayatta bir kişinin haklarının başkalarının haklarıyla çatıştığı veya iç içe geçtiği birçok durum vardır ve bu durumlar istisnai olarak bazı hak ve yetkilerin kısıtlanmasını gerektirebilir. Fıkıh teorisinde özel haklar son derece güçlü olmakla birlikte, zaruri hâllerde gerek özel hukuk ilişkileri gerekse kamu yararı açısından bu hakların sınırlandırılmasının gerekliliği, fıkhın tesis edildiği klasik dönemden bu yana temel kabullerden biri olmuştur. Bu bağlamda kişinin malını kullanırken uyması gereken sosyal hayat kuralları ve malıyla ilgili kendisine verilen görevler, literatürde belirli başlıklar altında ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bunlardan birisi zekât verme zorunluluğudur ki fakihlere göre bu zorunluluktan kurtulmak mümkün değildir. Fıkıhta ibadetlerin esasen gönüllülüğe dayandığı kabul edilse de müctehidler, sosyo-ekonomik işlevi nedeniyle zekât konusunda bir istisna yapmıştır. Bu yüzden de kişi istemese bile zekâtın yetkililer tarafından toplanması gerekli görülmüştür. Kişinin mülkü üzerindeki tasarrufunu sınırlayan bir diğer örnek ise nafakadır. Müctehidler, aile hayatında bütün erkekler için nafakayı zorunlu bir görev olarak telakki etmiştir. Bu nedenle bazı müctehidler, zorunlu hâllerde, kadının kendisi veya ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için kocasının mallarını satma yetkisine sahip olduğunu düşünmüştür. Şüphesiz bu, kişinin mülkü üzerindeki tasarrufunu kısıtlayan çok güçlü bir yetkidir. Vasiyetle ilgili prensipler, kişinin malı üzerindeki tasarruf yetkisine başkaları lehine getirilen diğer bir kısıtlama türüdür. İslâm hukukunda akrabaların birbirleriyle olan ilişkilerini korumak önemlidir. Parasal problemler çoğu zaman sosyal ilişkileri bozma tehlikesi taşır ve fıkıhta bu risk, iki temel kuralla engellenmek istenmiştir: Mirasçılara vasiyet yapmamak ve mirasçılar dışındaki kişilere mirasın üçte birinden fazlasını vasiyet etmeyi yasaklamak. Kişinin mülkünü özgürce kullanmasını kısıtlayan bir diğer neden ise önalım hakkı yani şüf‘adır. Şüf‘a, belirli bir taşınmaz mala sahip olan kişinin kendisine ait olmayan bir hisseyi veya başka bir taşınmazı elde etmek için sahip olduğu haktır. Bu hak, mülk sahibi istemese de geçerlidir; hatta kişi malını başkasına satmış olsa dahi hak sahibinin satışı iptal etme hakkı saklı tutulmuştur. Bir diğer kısıtlama grubu borçlarla ilgilidir ki bunlar; borçlunun borcunu ödemeye meyilli olmadığı borçluluk hâli ve iflastır. Bu tür durumlarda, alacaklının haklarının korunması açısından fakihlerin çoğu, borçlunun malvarlığı üzerindeki işlemlerinin engellenmesinin mümkün olduğunu söylemişlerdir. Kişinin malı üzerindeki tasarrufunu sınırlayan bir diğer örnek, bir malın bir alacağa karşılık aynî teminat olmasını sağlayan akid ve bu akde konu olan mal anlamında rehindir. Fakihlerin çoğu, borçlunun rehinli mülkü üzerindeki işlemlerini kısıtlama eğiliminde olmuştur. Örneğin onlardan bazıları, borçlunun alacaklının izni olmadan malını satamayacağını söylemiştir. Birinin malı üzerinde tasarrufunun kısıtlanmasına neden olan başka bir durum da fiyatları yükseltmek ve daha fazla para kazanmak için mal stoklamak/karaborsacılık yani ihtikârdır. Normalde, İslâm hukukunda serbest ekonomi anlayışı benimsenmiş ve herkesin resmi ve sabit fiyat etiketleri olmaksızın serbestçe ticaret yapmasına izin verilmiştir. Ancak stokçuluk gibi piyasayı sıkıntıya sokacak durumlarda fakihler, halkı korumak için fiyatlara müdahale edilebileceğini söylemiştir. Hatta onlardan bazıları, stokçunun mallarının zorla sattırılabileceğini ifade etmiştir. Son olarak, komşuluk ilişkileri ve ortak alanların kullanımına ilişkin kurallar da kişinin malı üzerindeki tasarrufunu sınırlandırmaktadır. Bu kurallara ilişkin hususlardan biri, bir başkasının malını belirli bir amaç için kullanma hakkı olan irtifak hakkıdır. Örneğin, komşu ev sahibi, bir kişinin arazisinden geçmek zorunda kalabilir veya komşuların birinin, diğerinin arazisi üzerinden su kaynağını geçirmesi gerekebilir. Bu gibi durumlarda komşu arazi sahibi, başkasının arazisi üzerinde bir takım yasal haklara sahiptir. Ortak alanların kullanımına ilişkin yasaklara bir örnek olarak ise kişinin, kendi evine kapı, cam gibi eklemeler yaparken bunları kamusal alana taşırmaması gerekliliği gösterilebilir. Bu çalışmada bir kimsenin malı üzerindeki tasarrufunu başkaları lehine sınırlayan bütün bu görüşler, klasik fıkıh literatürünün öne çıkan eserlerinden faydalanılarak tespit edilmeye çalışılmıştır

    Epileptic encephalopathy with electrical status epilepticus during slow sleep: Evaluation of treatment response from a tertiary center

    Get PDF
    Background. This study aimed to evaluate the clinical, electrophysiological, etiological features, and treatment response in children with epileptic encephalopathy with electrical status epilepticus during slow sleep (ESES). Methods. Clinical data, records of electroencephalograms (EEG), and brain magnetic resonance imaging (MRI) findings of 33 patients with ESES who were treated, and followed up for at least one year were retrospectively analyzed. Results. Of all patients, 57.6% were male, and 42.4% were female. The mean age was 10.45 +/- 2.88 years. At first admission, 90% of patients had seizures, and 10% had only school failure. Twelve patients had childhood focal epileptic syndrome. In etiology, asphyxia (n=6), hydrocephalus (n=2), polymicrogyria (n=1), and mesial temporal sclerosis (n=1) were determined. Neurological examination was abnormal in 27.2%, and brain MRI findings were pathological in 36.3% of the patients. During the ESES phase, the spike-wave index (SWI) on the non-rapid eye movement (NREM) sleep EEG was >85% in 16 patients and 50-85% in 17 patients. Only one patient received one, and the others had at least two antiseizure medications. Benzodiazepines were found to be the most effective treatment. In the two-year follow-up, 24 patients (72.7%) were seizure-free, and nineteen patients (57.5%) had complete recovery of SWI on their NREM sleep EEG. There was a significant correlation with reduction of the SWI on the EEG and seizure control (p <0.001). In addition, a significant correlation was found between neurocognitive and behavioral scores scored before and after treatment, seizure control, and EEG recovery. Conclusions. ESES is an epileptic encephalopathy that can be treated safely with antiseizure medications. Neurocognitive examinations and follow-up of EEG findings are valuable in terms of the treatment response. Benzodiazepines were found to be very effective in additional treatment

    Synthesis and biological evaluation of novel 1,3,4-thiadiazole derivatives as possible anticancer agents

    Get PDF
    The synthesis of new N-(5-substituted-1,3,4-thiadiazol-2-yl)-2-[(5-(substituted amino)-1,3,4-thiadiazol-2-yl)thio]acetamide derivatives and investigation of their anticancer activities were the aims of this work. All the new compounds’ structures were elucidated by elemental analyses, IR, 1H NMR, 13C NMR and MS spectral data. Anticancer activity studies of the compounds were evaluated against MCF-7 and A549 tumor cell lines. In addition, with the purpose of determining the selectivity of cytotoxic activities, the most active compound was screened against a healthy NIH3T3 cell line (mouse embryonic fibroblast cells). Among the tested compounds, compound 4y (N-(5-ethyl-1,3,4-thiadiazol-2-yl)-2-((5-(p-tolylamino)-1,3,4-thiadiazol-2-yl)thio)acetamide), showed promising cytotoxic activity against MCF7 cancer cell with an IC50 value of 0.084 ± 0.020 mmol L–1 and against A549 cancer cell with IC50 value of 0.034 ± 0.008 mmol L–1, compared with cisplatin. The aromatase inhibitory activity was evaluated for compound 4y on MCF-7 cell line showing promising activity with IC50 of 0.062 ± 0.004 mmol L–1

    Diagnosis of comorbid migraine without aura in patients with idiopathic/genetic epilepsy based on the gray zone approach to the International Classification of Headache Disorders 3 criteria

    Get PDF
    BackgroundMigraine without aura (MwoA) is a very frequent and remarkable comorbidity in patients with idiopathic/genetic epilepsy (I/GE). Frequently in clinical practice, diagnosis of MwoA may be challenging despite the guidance of current diagnostic criteria of the International Classification of Headache Disorders 3 (ICHD-3). In this study, we aimed to disclose the diagnostic gaps in the diagnosis of comorbid MwoA, using a zone concept, in patients with I/GEs with headaches who were diagnosed by an experienced headache expert.MethodsIn this multicenter study including 809 consecutive patients with a diagnosis of I/GE with or without headache, 163 patients who were diagnosed by an experienced headache expert as having a comorbid MwoA were reevaluated. Eligible patients were divided into three subgroups, namely, full diagnosis, zone I, and zone II according to their status of fulfilling the ICHD-3 criteria. A Classification and Regression Tree (CART) analysis was performed to bring out the meaningful predictors when evaluating patients with I/GEs for MwoA comorbidity, using the variables that were significant in the univariate analysis.ResultsLonger headache duration (&lt;4 h) followed by throbbing pain, higher visual analog scale (VAS) scores, increase of pain by physical activity, nausea/vomiting, and photophobia and/or phonophobia are the main distinguishing clinical characteristics of comorbid MwoA in patients with I/GE, for being classified in the full diagnosis group. Despite being not a part of the main ICHD-3 criteria, the presence of associated symptoms mainly osmophobia and also vertigo/dizziness had the distinguishing capability of being classified into zone subgroups. The most common epilepsy syndromes fulfilling full diagnosis criteria (n = 62) in the CART analysis were 48.39% Juvenile myoclonic epilepsy followed by 25.81% epilepsy with generalized tonic-clonic seizures alone.ConclusionLonger headache duration, throbbing pain, increase of pain by physical activity, photophobia and/or phonophobia, presence of vertigo/dizziness, osmophobia, and higher VAS scores are the main supportive associated factors when applying the ICHD-3 criteria for the comorbid MwoA diagnosis in patients with I/GEs. Evaluating these characteristics could be helpful to close the diagnostic gaps in everyday clinical practice and fasten the diagnostic process of comorbid MwoA in patients with I/GEs

    Validity and reliability of Turkish translation of Neuropathic Pain Impact on Quality of Life questionnaire (NePIQoL)

    No full text
    YÖK Tez ID: 352850NePIQoL Nöropatik Ağrının Yaşam Kalitesi Üzerindeki Etkisi Anketi İngilizce olarak geliştirilmiş ve validasyon çalışması yapılmış olan hastaya dayalı kolay kullanımı olan bir sorgulama formudur. Bu çalışmada nöropatik ağrılı hastalarda NePIQoL yaşam kalitesi anketinin Türkçeye uyarlamasının, geçerlilik ve güvenilirliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji polikliniğine kronik ağrı yakınması ile başvuran toplam 200 hasta değerlendirilmeye alındı. Hastaların ağrıları öncelikle ağrı konusunda uzman bir hekim tarafından medikal öykü, klinik muayene, elektromiyografi ve sinir ileti hızları çalışmaları, laboratuvar incelemeleri ve görüntüleme yöntemlerine göre nöropatik ve nosiseptif ağrı gruplarına ayrıldı. İzin ve çeviri sürecinin ardından, güvenilirlik ölçümlerinin değişmezliği test-tekrar test tekniği ile değerlendirilmiştir. Ayrıca güvenilirlik iç tutarlılığı Cronbach alfa güvenilirlik katsayısı kullanılarak değerlendirilmiştir. NePIQoL yaşam kalitesi anketinden aldıkları puanlar açısından nöropatik ve nosiseptif ağrı grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Test-tekrar test uygulamasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. NePIQoL 1. ve 2. uygulamasında maddeler arası güvenilirlik katsayıları (Cronbach alfa değeri) 0.95 olarak hesaplandı. Bu çalışma NePIQoL yaşam kalitesi anketinin Türkçe versiyonunun nöropatik ağrının yaşam kalitesi üzerine etkisini değerlendirmede geçerli ve güvenilir olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Nöropatik ağrı, nosiseptif ağrı, yaşam kalitesi NePIQoL.NePIQoL is a brief self-reported scale developed by Poole et al. to detect neuropathic pain. The aim of this study is to adapt the NePIQoL into Turkish and to test its validity and reliability in neuropathic pain patients. We enrolled 200 chronic pain patients who admitted for the Neurology Department of Kirikkale University, Faculty of Medicine in our study. Patients were diagnosed as neuropathic or nociceptive pain based on medical history, physical examination, electromyography and nerve conduction studies, laboratory examinations, and imaging techniques. Discriminate analysis was use to diagnose the neuropathic pain as sensitivity and specifity. Total NePIQoL score were different statistically between neuropathic and nociceptive pain patients in both first and second NePIQoL applications (p<0.001). NePIQoL score Cronbach's alpha coefficients for all of the patients who were included into the study were 0.95. These results suggest a high validity level for the Turkish version of the NePIQoL. The Turkish version of NePIQoL seems to be reliable and valid neuropathic pain impact on quality of life in neuropathic pain patients. Keywords: Neuropathic pain, nociceptif pain, Quality of life, NePIQo

    Nöropatik ağrının yaşam kalitesi üzerindeki etkisi anketinin türkçe versiyonunun geçerlilik ve güvenirlilik çalışması

    No full text
    Tez (Tıpta Uzmanlık) -- Kırıkkale Üniversitesi90029

    Osmanlı Padişah Portreleri: Fihrist-İ Şâhân ve Zeyilleri

    No full text
    In this work titled "Ottoman Sultan Portraits: Fihrist-i Şahân and Zeyilleri", Fihrist-i Şahân and Zeyilleri Sultan Portrait Album that was prepared in the 19th century and was included in the Ottoman sultan portraiture tradition that we came across after the 16th century was examined in the context of Ottoman painting art. Today, the Ottoman Sultan portrait albums, which are the contemporary of the work that is present in Suleymaniye Library Nafiz Pasha bookshelf at numbered 1183, were identified and introduced. Analyses of the texts and pictures of Fihrist-i Şahân and Zeyilleri album were examined in terms of style and iconographical characteristics considering its composition set-up, environment, architecture, figure types, clothes, background and colors. There are 92-couplet poems of Solak-zâde Mehmed Hemdemî Celebi (d. 1657/1658), 48-couplet poems of Lebib Amidi and 72-couplet poems of Said Pasa in the work. Solakzâde Hemdemi explained the enthronement and deaths of Ottomon sultans, and the important events of their periods with couplets starting from I. Osman to IV. Mehmet; Lebib Abdulgafûr Amidi from II. Süleyman (1687-91) to III. Osman (1754-57) and Said Pasha from III. Mustafa(1757-74) to II. Mahmut (1808-39). There are 32 sultan portraits in the album and there is a photograph of I. Abdulaziz (1861-76). Sultan II. Mahmud was portrayed twice with his traditional dresses and with his new dresses after the clothing reform.Osmanlı Padişah Portreleri: Fihrist-i Şâhân ve Zeyilleri başlıklı bu çalışmada, 16. yüzyıldan sonra karşımıza çıkan Osmanlı padişah portreciliği geleneği içerisinde yer alan 19. yüzyılda hazırlanmış Fihrist-i Şâhân ve Zeyilleri padişah portre albümü Osmanlı resim sanatı bağlamında incelenmiştir. Bugün Süleymaniye Kütüphanesi Nafiz Paşa kitaplığı 1183 numarada bulunan eserin çağdaşı olan Osmanlı padişah portre albümleri tespit edilerek tanıtılmıştır. Fihrist-i Şâhân ve Zeyilleri albümünün metni ve resimlerinin analizi, üslup ve ikonografik özellikleri bakımından incelenip, kompozisyon kurgusu, mekân, mimari, figür tipleri, giysiler, arka plan ve renkleri dikkate alınarak yapılmıştır. Eserde, Solak-zâde Mehmed Hemdemî Çelebi’nin (ö. 1657/1658) 92, Lebib Amidi’nin 48, Said Paşa’nın da 72 beyitlik şiiri bulunmaktadır. Solakzâde Hemdemi, I. Osman’dan başlayarak IV. Mehmet’e kadar; Lebib Abdulgafûr Amidi, II. Süleyman’dan (1687-91) III. Osman’a (1754-57) ve Said Paşa III. Mustafa’dan (1757-74) II. Mahmut’a (1808-39) kadar olan Osmanlı padişahlarının cülus ve ölümlerini, dönemlerindeki önemli olayları beyitlerle anlatmışlardır. Albümde toplam 32 padişah portresi bulunmaktadır ve ve I. Abdülaziz’in (1861-76) bir fotoğrafı bulunmaktadır. Sultan II. Mahmud geleneksel kıyafetleri ve kıyafet reformu sonrası yeni kıyafetleriyle iki kere betimlenmiştir

    Bir Tedarikçi Yönetim Sistemi Tasarımı ve Hızlı Moda Endüstrisine Uygulaması

    No full text
    Due to highly dynamic structure of global competitive market, companies face various problems and difficulties in order to meet the increasing and ever-changing customer demands in introducing a product into the market at the desired quality level, in the shortest time and at the lowest cost. The most important factor to overcome these difficulties and problems is the organization and management of a strong supply chain. For any organization to maintain their competitiveness, it is very important to establish a strong cooperative business environment with high reliability of suppliers. Therefore, supplier selection is a very important and multi-stage strategic decision-making problem for organizations. In this study, it is aimed to design a supplier management system for evaluation and selection of suppliers according to determined criteria, optimum order allocation, evaluation of order performance and time-based monitoring of performances of suppliers. Suppliers are divided into three main groups as potential, candidate and approved. Then, an integrated methodology is proposed. The proposed methodology is composed of a potential supplier selection and evaluation system, an order distribution system, a potential and candidate supplier order evaluation system, an approved supplier order evaluation system and a performance monitoring system. First of all, a quantitative SWOT analysis method is proposed for evaluation and selection of potential suppliers. Evaluation criteria of quantitative SWOT analysis were determined and weights of the criteria were calculated by using Analytical Hierarchy Process (AHP). An integer linear programming model has been developed with respect to various constraints to determine the initial trial order performance of the selected potential suppliers. Then, in order to evaluate order performances of potential, candidate and approved suppliers, dynamic performance evaluation criteria were determined and the criteria weights were calculated with AHP. Then, a weighted order performance scoring method was proposed. How to transfer potential suppliers to approved supplier pools by evaluation of trial order performance of potential suppliers is explained. Then, based on past quality and delivery order performance of candidate and approved suppliers, an Integer Programming (IP) model is developed for minimization of cost. In addition, an Exponentially Weighted Moving Average (EWMA) decision chart is proposed to monitor order performances of suppliers based on time sequence and orders. Finally, in order to demonstrate the effectiveness of the proposed system, an application study is carried out with the data obtained from a pioneer garment company that adopt fast fashion strategy, which is a business strategy aiming to reduce the processes in the buying cycle and minimizing lead times to supply growing variety of new fashion products into stores, in order to satisfy continuously changing consumer demand in the global textile industry. As a result of the study, a supplier management system has been designed. This system can be adapted to all industries with dynamic supply chain and can be applied easily to organizations with variable and multiple-supplier environments, especially to the companies that adopt the fast fashion trend. Although, suppliers may show a good performance in certain orders, they may fail to sustain their performance in the next period, for even delivering the same product type. Therefore, with the proposed supplier management system, weighted scorings of past order performances of the suppliers are used for effective performance monitoring over time.Günümüzün küresel rekabet piyasasının oldukça dinamik bir yapıya sahip olması sebebiyle firmalar, zaman içinde artan ve sürekli değişen müşteri taleplerinin karşılanması için istenen kalite seviyesinde, en kısa zamanda ve en düşük maliyetli ürünleri piyasaya sürerken çeşitli zorluklarla ve aksaklıklarla karşılaşmaktadır. Bu zorlukların üstesinden gelebilmek için en önemli unsur güçlü bir tedarik zincirinin oluşturulması ve yönetilmesidir. Bir firmanın rekabet gücünü koruyabilmesi için tedarik zincirinin en önemli unsuru olan tedarikçileriyle güvenirliliğin yüksek olduğu güçlü bir işbirliği ortamının oluşturulması oldukça önemlidir. Bu nedenle, tedarikçi seçimi firmalar için oldukça önemli bir yere sahip olan çok aşamalı stratejik karar verme problemidir. Bu çalışmada; entegre bir metodoloji önerilerek belirlenen kriterler doğrultusunda tedarikçilerin seçimi ve değerlendirilmesi, optimum sipariş dağıtımı, sipariş performanslarının değerlendirilmesi ve sipariş performanslarının zamana bağlı olarak izlenmesi için tedarikçilerin potansiyel, aday ve onaylı olmak üzere üç ana gruba ayrıldığı bir tedarikçi yönetim sisteminin tasarlanması amaçlanmıştır. Önerilen metodoloji; potansiyel tedarikçi seçme ve değerlendirme sistemi, sipariş dağıtım sistemi, potansiyel ve aday tedarikçi sipariş değerlendirme sistemi ile onaylı tedarikçi sipariş değerlendirme ve izleme sisteminden oluşmaktadır. Çalışmada ilk olarak potansiyel tedarikçilerin değerlendirilmesi ve seçimi için kriterler belirlenerek kriter ağırlıkları Analitik Hiyerarşi Prosesi (Analytical Hierarchy Process - AHP) ile hesaplanmıştır ve tedarikçi seçimi için ağırlıklı kantitatif Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler (Strengths, Weaknesses, Opportunities and Threats - SWOT) analiz yöntemi önerilmiştir. Seçilen potansiyel tedarikçilerin ilk deneme siparişi performanslarının belirlenebilmesi amacıyla çeşitli kısıtlara bağlı olarak bir tamsayılı programlama modeli oluşturulmuştur. Potansiyel, aday ve onaylı tedarikçi sipariş performanslarının değerlendirilmesi amacıyla dinamik sipariş performansı değerlendirme kriterleri belirlenmiş, aynı şekilde kriter ağırlıkları AHP ile hesaplanmış ve ağırlıklı bir sipariş performans skorlama yöntemi önerilmiştir. Potansiyel tedarikçilerin deneme sipariş performanslarının değerlendirilmesiyle aday ve onaylı tedarikçi havuzlarına geçişlerinin nasıl yapılacağı açıklanmıştır. Daha sonra, aday ve onaylı tedarikçilere sipariş dağıtımı için geçmiş kalite ve teslimat performanslarına dayanan ve birim maliyetin minimize edilmek istendiği ağırlıklı bir tamsayılı programlama modeli oluşturulmuştur. Onaylı tedarikçilerin zamana ve sipariş numarasına bağlı olarak sipariş performanslarının izlenmesi amacıyla Üstel Ağırlıklı Hareketli Ortalama (Exponentially Weighted Moving Average - EWMA) yöntemi önerilmiştir. Son olarak, sistemin doğrulanması ve etkinliğinin belirlenmesi amacıyla günümüzde satın alma döngüsüne dahil süreçleri ve çeşitliliği giderek artan yeni moda ürünleri mağazalara sunma zamanını en aza indirgemeyi hedefleyen bir iş stratejisi olan "Hızlı Moda (Fast Fashion)" akımını benimsemiş global tekstil endüstrisinde öncü bir hazır giyim firmasından edinilen verilerle uygulama çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda, dinamik tedarik zincirine sahip tüm endüstri alanlarına uyarlanabilecek, özellikle hızlı moda akımını benimsemiş firmalar gibi değişken, çok tedarikçisi bulunan firmalar için kolaylıkla uygulanabilecek bir tedarikçi yönetim sistemi tasarlanmıştır. Tedarikçiler, bir siparişte çok iyi performans göstermelerine ve iyi tedarikçi olmalarına rağmen bir sonraki siparişte aynı ürünler için aynı şekilde iyi bir performans gösteremeyebilirler. Bu nedenle, önerilen tedarikçi yönetim sistemi ile potansiyel tedarikçilerin değerlendirilerek iyi tedarikçilerin seçilmesi ve sisteme dahil edilmesi, siparişlerin optimum şekilde dağıtılması ile sipariş performanslarının geçmiş performanslara dayanarak ağırlıklı olarak skorlanması ve zamana bağlı olarak tedarikçi performanslarının etkin bir şekilde izlenebilmesi sağlanmıştır
    corecore