106 research outputs found

    How media structure affects online users’ reaction in Turkey

    Get PDF
    Media has a crucial and dominant role to supply political information for citizens in democratic societies. Press freedom is a key component to evaluate the level of democracy and there is a positive correlation between democracy and press freedom (Karlekar & Becker, 2014). On our research, we look into the changes within the structure of media during the years between 2002 and 2015. By focusing on Twitter users’ activities throughout the Turkish General Election of 2015, political activities are analyzed. Under violations of press freedom in Turkey, this study aims to find out which media outlets are preferred –mainstream and non-mainstream ones–, by Twitter users, for providing the political and social information to support their ideas. Our results show that there is a correlation between the users’ ideologies and their media outlet preferences. The ones who sympathize the ruling party share the national mainstream media outlets’ links whereas the ones who sympathize the opposing parties’ share the international mainstream media outlets’ links

    Biochemical content of cherry laurel (Prunus laurocerasus L.) fruits with edible coatings based on caseinat, Semperfresh and lecithin

    Get PDF
    : Cherry laurel is one of the most important cherry species and naturally grown in Black sea region in Turkey. Its fruits are sold at high price in local markets in northern parts of Turkey. Cherry laurel fruits are very perishable with a limited shelf life due to a high metabolic activity and susceptibility to mechanical damage and microbial attack. The effect of edible coatings (EC) based on caseinat, Semperfresh and lecithin on the fruit quality, bioactive content and antioxidant activity of cherry laurel fruits stored at 4 ± 1 °C for 15 days was evaluated. The EC fruits compared with uncoated fruits in terms of weight loss, brix, color, pH, titratable acidity, reducing sugar, total sugar, sucrose, total phenolic content, DPPH-IC50, ABTS-IC50, total yeast-mold count, number of total mesophilic aerobic bacteria and ascorbic acid (Vitamin C). Results showed that Semperfresh coating was more promising on titratable acidity (0.26%), pH (4.63), invert sugar (11.77 g/100 g), total sugar (11.96 g/100 g) and sucrose (0.13 g/100 g), caseinat coating was found more promising for count of total yeast-mold count (2.93 log kob/g) and total mesophilic aerobic bacteria (3.44 log kob/g) and lecithin coating was more promising in terms of weight loss (6.77%). For radical scavenging activity and total phenolic content, Semperfresh was found more useful. Thus, caseinat, Semperfresh and lecithin showed to be a promising alternative in prolonging shelf life and preserving the quality of cherry laurel

    Yenilebilir kaplama İle kaplanan Ayı Üzümü (Vaccinium Arctostaphylos L.) meyvesinin bazı kalite özelliklerinin belirlenmesi

    Get PDF
    In this study, blueberry fruit, which is consumed joyfully, was coated with edible coating material ( SemperfreshTM) and stored for 15 days at 4 °C. Antioxidant properties and some physical properties were determined after harvest 5 with days intervals (0, 5th, 10th, 15th days). In uncoated fresh fruits, the amount of dry matter soluble in water was determined as 13.22%, pH 3.41, titratable acidity 1.01%, reducing sugar 8.54g/100g, saccharose 0.17g/100g, total sugar 8.72g /100g, vitamin C 20.37mg/100g, L value 27.09, vitamin A value 0.18, vitamin B value 0.60, total phenolic content 2398.65 mg gallic acid/100g dry weight, DPHH radical scavenging activity (IC50 value) 0.24 and, ABTS radical scavenging activity (IC50 value) 7.61.Coating with SemperfreshTM was statistically significantly effective over the identified parameters in blueberry fruit (P< 0.01). When all parameters were examined in the study, it was seen that blueberry fruit lost less weight as a result of 15-day storage at 4°C when coated with SemperfreshTM. The amount of ascorbic acid could be determined up until the 10th day.Bu çalışmada sevilerek tüketilen ayı üzümü meyvesi, yenilebilir kaplama malzemesi ile (SemperfreshTM) kaplanarak 4 °C’ de 15 gün depolanmıştır. Hasattan sonra 5 gün aralıklarla (0., 5., 10., 15. gün) antioksidan özellikleri ve bazı fiziksel özellikleri belirlenmiştir. Kaplanmamış taze meyvelerde suda çözünür kuru madde miktarı % 13,22, pH 3.41, titrasyon asitliği %1.01, indirgen şeker 8.54g/100g, sakaroz 0.17 g/100g, toplam şeker 8.72 g/100g, C vitamini 20.37 mg/100g, L değeri 27.09, a değeri 0.18, b değeri 0.60, toplam fenolik madde 2398.65 mg gallik asit/100g kuru ağırlık, DPHH radikal giderme aktivitesi (IC50 değeri) 0.24, ABTS radikal giderme aktivitesi (IC50 değeri) 7.61 olarak belirlenmiştir. SemperfreshTM’le kaplama ayı üzümü meyvesinde belirlenen parametreler üzerine istatistiki olarak önemli derecede etkili olmuştur (P< 0.01). Araştırmada bütün parametreler incelendiğinde ayı üzümü meyvesinin 4°C’de 15 günlük depolama sonucunda SemperfreshTM’le kaplandığında ağırlık kaybının daha az olduğu görülmüştür. Askorbik asit miktarı ise 10. güne kadar belirlenebilmiştir

    6-12 yaş arası çocukların dini ve ahlaki gelişimlerinde anne babaların rolü (İzmir ve Sakarya örneği)

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu çalışma, İzmir ve Sakarya'da yaşayan 6?12 yaş arası çocukların yaş, cinsiyet, yerleşim yeri, kardeş sayısı ve sırası, anne ve babanın eğitim durumu, anne ve babanın yaşı, evde bir yakının kalması ve en çok dinin bilgi aldığı kişi değişkenlerine göre dini ve ahlaki gelişimlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada veri toplama tekniği olarak anket kullanılmıştır. Anket, yukarıda özellikleri belirtilen çocuklar arasından tesadüfi örneklem yoluyla seçilen 405 kişiye uygulanmıştır.Anket toplam 61 maddeden oluşmaktadır. Bunların 11 tanesi değişkenleri, kalan diğer maddeler ise anne, baba ve çocuğun dini ve ahlaki gelişim puanlarını ölçmeye yarayan maddeleri içermektedir. Anketten elde edilen veriler, SPSS 11.0 İstatistik Programı ile analiz edilmiştir.Çalışma 1.Giriş, 2.Teorik Çerçeve, 3.Bulgular ve Yorumları 4.Sonuç ve Öneriler şeklinde 4 bölümden oluşmaktadır. 1.Bölüm, amaç, önem, yöntem gibi tanıtıcı bilgiler vermektedir. 2.Bölüm, çalışmayla ilgili teorik bilgiler içermektedir. 3.Bölümde anket sonucu elde edilen bilgiler ve yorumları bulunmaktadır. 4.Bölüm ise çalışmanın sonucunu açıklamaktadır.Araştırma sonuçlarına bakarak, çocukların kişisel özelliklerinin dini ve ahlaki gelişimlerinde çok fazla etkili olmadığını, anne-baba ve yerleşim yeri gibi çevresel faktörlerin çocuk üzerinde daha etkili olduğunu söyleyebiliriz Özellikle anne-babanın, çocuğun eğitimiyle ilgilenmesinin, çocuğun gelişiminde en etkili faktör olduğu görülmektedir.Anahtar Kelimeler : din, ahlak, dini gelişim, ahlaki gelişim, din psikolojisiThis academical work aims to explaining the religious and moral development of the children living in İzmir and Sakarya which are between 6-12 years old according to the variables of their age, sex, domicile, number of brother/sister, and their parents? educational situation and age, and living their relatives together, and who is he/she they take the most of religional knowledge. In the work it is used questionarie as data collecting technics. This questionarie is applied to 405 persons chosed between the children explained their specialities by of random samples.The questionarie consists of 61 items. Its 11 items include the wariables and rest of the questionarie includes the matters provided to measure the points of the parents? and children?s religional and moral development. The data obtained from the questionarie were analyzed with the statistics computer programme SPSS 11.0This work consist of these four volumes : 1. introduction, 2. theorical frame, 3. findings and their interpretation and 4. conclusion and suggestion. The first chapter gives represantative informations about aim, importance, method etc. The second chapter includes theorical knowledges related to the work. Ther are knowledges and their interpretations obtained from the applied questionarie in the third chapter And firth chapter explains the conclusion of the work.According to results of investigates , personal characteristic of childs do not effective to their evoluotion of religious and ethical,on the other hand we can say that as family structure, and existence of location environmental factors are more efffective about that. Specially,if the parents are paying attention to aducation of their childs those are the most effective factor about childs growing.Keywords: religion, moral, religious development, moral development, religional psychology

    Ziyaret Dindarlığı Üzerine Psikososyolojik Bir Araştırma: Hacı Bayram-ı Veli Örneği

    Get PDF
    Türk halk dindarlığının özel bir formu olarak ziyaret dindarlığı; tarih boyunca ve günümüzde, çok yönlü bir dinî, mistik, sihrî inanış ve sosyo-kültürel bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ziyaret dindarlığı, toplum kültürünün ve dininin çok önemli bir veçhesini oluşturmaktadır. Dinî ve manevi yönü öne çıkan kimselerin defnedildikleri yerler, sahip olduklarına inanılan manevi meziyetler sebebiyle türlü dilek ve amaçlarla ziyaretlere konu olmayı sürdürmektedir. Dinî amaçlarla ziyaret edilen bu yerlerin başında türbeler gelmektedir. Türbelere yapılan ziyaretlerin temelde iki amacı vardır: birtakım isteklerin gerçekleşmesi ve buradaki manevi ortamı teneffüs etmek. Bir isteğin gerçekleşmesi beklentisiyle yapılan ziyaretler diğerlerine göre daha fazladır. Türbelerde yapılan isteklerde çocuk sahibi olmak, erkek çoçuk sahibi olmak, iş sahibi olmak, evlenmek, çocuğuna hayırlı bir kısmet bulmak, hastalıktan kurtulmak, ev-araba sahibi olmak ve psikolojik sıkıntılardan kurtulmak gibi hususlar öne çıkmaktadır. Bu araştırmada nitel paradigma içerisinde yer alan fenomenolojik çözümleme modeli kullanılmıştır. Böylece ziyaret fenomeninin ziyaret edenler açısından değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Araştırmanın çalışma grubunu Hacı Bayram-ı Veli türbesini ziyaret edenler oluşturmaktdadır. Bu kapsamda 47 kişiyle mülakat gerçekleştirilmiştir. Mülakat yoluyla elde edilen verilerin değerlendirilmesinde betimsel analiz tekniği tercih edilmiştir. Bazı türbeler özel birtakım isteklerle özdeşleşirken Hacı Bayram-ı Veli türbesinin her tür istek için gelinen bir türbe olduğu anlaşılmaktadır. Bazı katılımcılar fırsat buldukça çeşitli türbeleri ziyaret ettiğini, bazıları ise düzenli olarak Hacı Bayram’a geldiğini dile getirmektedir. Hacı Bayram-ı Veli türbesinde en sık yapılan uygulama türbenin bitişiğindeki camide namaz kılmak, türbede Kur’an okuyarak dua etmektir. Türbenin etrafında ziyaretçiler tarafından sık sık çikolata, lokum, tatlı gibi yiyecekler dağıtılmaktadır. Bunun dışında türbenin kilidine anahtar sokmak gibi farklı uygulamalar da yapılmaktadır. Türbe her yaş ve meslek grubundan, farklı eğitim ve sosyoekonomik düzeydeki kişiler tarafından ziyaret edilmektedir. Etrafta sık sık dolaşan görevlilerin bulunması ve türbenin herkes tarafından görülebilen bir alanda olması sebebiyle İslam’da hoş görülmeyen veya bidat olarak kabul edilen çaput bağlama, türbe civarından toprak alma gibi faaliyetler pek müşahede edilmemektedir. Ayrıca katılımcıların birçoğu doğrudan türbede yatan şahıstan himmet beklemediğini, Hacı Bayram’a duydukları saygı, sevgi sayesinde ve onun yüzü suyu hürmetine, dileklerinin Allah tarafından gerçekleştirilmesini umduklarını söylemişlerdir. Hacı Bayram’ın hayatıyla ilgili çok az şey bilinmesine rağmen onun bir veli olduğu ve türbesinde yapılan duaların kabul olacağı inancı yaygındır. Hacı Bayram-ı Veli türbesine en çok ziyaretçi cuma günü gelmektedir. Türbede yapılan duaların daha çok kabul olacağı inancı cuma günü yapılan duaların daha çok kabul olacağına dair beklentiyle birleşince ziyaretçi sayısı artmaktadır. Ayrıca cuma günleri daha fazla ikram dağıtılmakta böylece hem hayır dağıtmak hem de ikram almak isteyenler için bu gün tercih edilmektedir. Bazı cuma günleri bir din büyüğü görüntüsü veren sarık ve cübbe giymiş uzun sakallı yaşlı bir kişinin türbenin yakınında oturup kendisine başvuran insanlar için dua edip tavsiyede bulunması da insanların buraya gelmelerinde etkili faktörlerden biridir. İster bidat ister hurafe isterse masum bir halk dindarlığı tezahürü olarak görülsün türbe; ziyaretçilerin manevi ortam arayışlarını karşılamakta, dualarının kabul olacağı beklentisini artırmakta ve ziyaretçilere psikososyal açıdan birçok katkı sağlamaktadır. Bu özelliklerini sürdürdüğü sürece insanların buralara gelmeye devam edeceği söylenebilir

    Physical, nutritional, textural and sensory qualities of Turkish noodles produced with siyez wheat (Triticum monococcum), kale (Brassica oleracea var. acephala) and chia seed (Salvia hispanica L.)

    Get PDF
    In this study, physical (cooking time, water absorption, cooking loss and color), chemical (proximate composition, pH, total phenolic content, mineral matter (Ca, K, Fe, Mg and Zn)), textural (hardness and adhesiveness) and sensory (color, taste, flavor, appearance, hardness, adhesiveness and overall acceptability) attributes were determined in different types of noodles produced from siyez wheat flour, kale powder and chia seed mucilage. Results were statistically evaluated using SAS software. The optimal cooking time for the noodles were 20 min and cooking loss varied between 8.36-12.22%. Kale powder and chia mucilage addition decreased L* and a* values of the noodles. Ash, crude fiber, mineral matter and total phenolic contents of the noodles were higher and fat contents of the noodles were lower than the control sample. Hardness and adhesiveness of the noodles were decreased by addition of the kale powder at 10%. The noodles with higher hardness and lower adhesiveness were preferred by the panelists in sensory evaluation. Increasing the kale powder level in the noodle formulation from 5% to 10% resulted in higher color scores. However, the control sample was the most preferred sample in terms of taste

    Comparing The Effects of Imprisonment and Alternative Sanctions on Crime Prevention: Systematic Review of Meta-Analysis Studies

    Get PDF
    Bu çalışmada, kısa süreli hapis cezası ile seçenek yaptırımların mükerrer suçluluğun önlenmesi üzerindeki etkisi ampirik bulgular eşliğinde değerlendirilmiştir. Çalışmada metot olarak arama, Campbell İşbirliği’nin sistematik derlemeler kütüphanesi ve Google akademik üzerinden sistematik olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, araştırmada belirlenen kriterlere göre hapis ve seçenek yaptırımların mükerrer suçluluğun önlenmesi üzerindeki etkisini değerlendiren üç meta-analiz çalışması tespit edilmiştir. Üç çalışmada da seçenek yaptırımların, hürriyeti bağlayıcı cezalara nazaran tekrar eden suçluluğun önlenmesinde daha etkili olduğuna, fakat bu etkinin kayda değer bir büyüklükte olmadığına ilişkin bulgular ortaya koyulmaktadır. Bununla birlikte, bir çalışmada hapis cezasının mükerrer suçluluğun önlenmesinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip olmadığı, bilakis tekrar eden suçluluğun artmasına neden olduğu görülmektedir. Çalışmada bulguların teori, uygulama ve bilimsel araştırmalar açısından doğurduğu sonuçlar tartışılmaktadır.This study aims to systematically review the results of research on the effect of short-term imprisonment and alternative sanctions on preventing recidivism. The systematic review in this study was carried out using resources at the Campbell Collaboration Library of Systematic Reviews and Google Scholar. Three meta-analytic studies about the effect of shortterm imprisonment and alternative sanctions on preventing recidivism met the eligibility criterias set forth for this systematic review. These three studies include evaluations carried out between 1960 and 2013. All three meta-analytic studies suggest that alternative sanctions are more effective at preventing recidivism than imprisonment. However, the level of effectiviness is not significant. These three studies indicate that imprisonment does not have a statistically significant effect in preventing reoffense. Furthermore, one of three studies indicates that imprisonment actually has an adverse effect on preventing recidivism. The following questions are discussed in this study: Can the finding that alternative sanctions are more effective than imprisonment on preventing recidivism be generalized across all alternative sanctions? In addition, is it possible to draw conclusions as to which alternative sanctions are more effective than others? Finally, can these findings guide the evaluation of the Turkish criminal justice system? The results of these findings are discussed in terms of theory, practice, and research

    Unusual cause of gastric outlet obstruction: giant gastric trichobezoar: a case report

    Get PDF
    This is an Open Access article distributed under the terms of the Creative Commons Attribution Licens

    Double Mistake in Turkish and German Criminal Legal Systems

    Get PDF
    Bu çalışmada, Alman ceza hukuku doktrininde “Doppelirrtum” veya “doppelter Irrtum” olarak isimlendirilen ve hakkında güncel tartışmalar yürütülen çift taraflı hata kavramı incelenmektedir. Çift taraflı hatada, düz hata ile tersine hata hali aynı olayda gerçekleşmektedir. Bu durumda fail, gerçekleştirmeyi kast ettiği suçu yanılgısı nedeniyle işleyememekte fakat başka bir suç ortaya çıkmaktadır ya da davranışına izin veren bir norm olduğunu düşünmesine rağmen iznin maddi şartlarında hataya değerlendirme hatasıyla birlikte düşmektedir. Çalışmada çift taraflı hatanın çeşitleri olarak gösterilen iki farklı hata türü incelenmektedir. Birincisi, suçun maddi unsurlarında hata ile tersine unsur hatasının birleşimi; ikincisi, hukuka uygunluk nedenlerinin maddi koşullarında hata ile iznin kapsamında hatanın birleşimidir. Alman doktrininde çift taraflı hata kavramını gereksiz bulun yazarlar, kavramın karışıklığa neden olduğunu ifade ederken; diğer bazı yazarlar çift taraflı hata kavramına olan ihtiyaca dikkat çekmektedir. Türk hukukunda ise çift taraflı hata kavramı henüz yeterince tartışılmamıştır. Dolayısıyla bu çalışma, hata öğretisinin ileri seviye tartışmalarından biri olan çift taraflı hata konusunu, Türk ve Alman Ceza Hukuku bağlamında değerlendirmeyi amaçlamaktadır.In this study, the concept of double-sided mistake called “doppelirrtum” or “doppelter Irrtum” in German criminal law doctrine is examined. In double-sided mistake, straight and reverse mistake occur in the same event. In this case, the perpetrator is either unable to commit the crime he/she intends to commit because of his mistake, but another crime emerges, or, although he/she assumes that there is a norm that allows his behavior, he/she makes a mistake in the objective elements justification reasons. In this study, two different types of double-sided mistake are examined. First, the combination of mistake in the objective elements of the crime and the reverse element mistake; the second is the combination of mistake in the objective elements justification reasons and mistake in the scope of the justification reasons. The authors, who find the concept of double-sided mistake unnecessary in German doctrine, state that the concept causes confusion. Some other authors draw attention to the need for the concept of double-sided mistake. In Turkish law, the concept of double-sided mistake has not been sufficiently discussed yet. Therefore, this study aims to evaluate the issue of double-sided mistake, which is one of the advanced discussions of the mistake doctrine, in the context of Turkish and German Criminal Law

    Özel spor merkezi üyelerinin spor ilgilenimi ve algıladıkları değerin sosyal medya kullanımı üzerine etkisi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu çalışma, özel spor merkezlerine üye olanların spor ilgilenimleri ve de buna bağlı olarak algıladıkları değerler ile sosyal medya kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Günümüzde sosyal medya kullanımının hem düzeyi hem de etkisi gittikçe artarken, spora katılım ve dolayısıyla spor ilgilenimi de özellikle sağlıksız yaşam koşulları nedeniyle önem kazanmaktadır. Spor ilgilenimi sportif faaliyetlerin sosyo-kültürel veçhesine gönderme yapmaktadır ve sosyal medyanın toplumsal ilişkileri etkileyen ve de belli bir bölümünü oluşturan yapısından dolayı öncelikle odaklanılan husus spor ile sosyal medyanın buluştuğu toplumsallık olmuştur. Sosyal medya kullanımı ile sportif faaliyetler arasında karşılıklı bir ilişki bulunmaktadır ve hem sosyal medya kullanımının spor ilgilenimi üzerindeki hem de spor ilgileniminin sosyal medya kullanımı üzerindeki etkilerini incelemek mümkündür. Ancak bu çalışmada esasen sporun sosyal medya üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmış ve öncelikle spor ilgilenimi, özel spor merkezlerine üye olanlar ile sınırlandırılmış, ardından ise bu üyelerin spor ilgilenimlerine odaklanılmıştır. Sporun sosyolojik boyutu ve değer yaratma potansiyelinin göz önünde bulundurulması sonucunda, özel spor merkezlerine üye olanların spor ilgilenimleri tek başına ele alınmayarak spor ilgilenimi sonucunda ortaya çıkan değerler de değerlendirmeye dâhil edilmiştir. Dolayısıyla özel spor merkezlerindeki üyelere odaklanma suretiyle spor ilgileniminin ve bunun sonucunda ortaya çıkan değerlerin sosyal medya kullanımını ne şekilde ve ne ölçüde etkilediği incelenmiştir. Bunu yapabilmek için ise spor katılımı, spor ilgilenimi ve sporun değer yaratıcı işlevleri üzerinde durulmuş, ardından sosyal medya, sosyal paylaşım siteleri özelinde sosyolojik çıkarımlara başvurmak suretiyle incelenmiştir. Spor ve sosyal medyaya dair aktarılan bilgiler ve gerçekleştirilen tartışmalar ışığında spor ilgilenimi ve sportif faaliyetlerde bulunmanın beraberinde getirdiği değerlerin sosyal medya kullanımını nasıl etkilediğini belirlemek üzere anket yönteminden yararlanılmış ve ortaya çıkan sonuçlar analize tâbi tutulmuştur. Anket sonuçları ve bu sonuçların yorumlanmasının da katkısıyla sosyal paylaşım siteleri kullanımı ile spor yapmak arasında olumlu bir ilişki saptanmıştır. Buna göre spor ilgilenimi bulunan kişilerin aynı zamanda sosyal paylaşım sitelerindeki varlıklarının da doğru orantılı bir şekilde arttığı saptanmıştır. Sportif faaliyette bulunanların sosyal paylaşım sitelerindeki varlığı ise spora ilgileniminin beraberinde getirdiği değerlerin bu mecralara aktarılması biçiminde gerçekleştiği de tespit edilmiştir. Böylesine bir ilişki içerisinde ise sportif faaliyette bulunanların sosyal hayat tatminini artırdığı saptanmıştır. Spora ilgilenimi çerçevesinde artan sosyal hayat tatminini benzer bir şekilde sosyal paylaşım sitelerinde de varlık kazandığı, bu durumun ise insanların sportif faaliyetlerde bulunmalarını özendirecek bir şekilde deveran ettiği savunulmuştur. Ek olarak, özel spor merkezlerine üye olanların incelenmelerinden de görülebildiği üzere spora katılım ve spor ilgilenimi sadece herhangi bir kişinin sosyal ve kişisel tatminin sağlanması noktasında değil, bunun ötesinde, sosyal medyanın aracılığıyla başka insanların da spor sayesinde benzer bir tatmine ulaşabileceklerini göstermesi bakımından da önemli görülmüştür. Bu durum, sporun değer yaratıcı işlevi olarak değerlendirilmiştir.This study examines the relationship between private sports center members' sports participation and perception on usage of social media. At the present time the social networking sites are becoming more and more effective, while sport participation gains significance due to unhealthy conditions. Sports participation refers to the socio-cultural aspect of sport activity. And social network sites effect both social relationship and constitute a certain part of the social relationship. For these reason we can say that the impact of the social network sites on sport activity is tackled on sociological level. There is mutual affinity between the usage of social networking sites and sports participation. Consequently, it is possible to examine the influence of both social media on sport and sport on social media. But this study mainly concerns with sport participation's impact on social media usage. To do this, sport participation is evaluated under favour of private sports center members. Taking into consideration sport activities' potential of value creation, private sports center members' sport participation extended to the values which come to existence during sport activities. Thus this study examines how and what extend social media usage being effected by sport participation and the values which come into existence via sport activity according to deductions about private sports center members. At this point it is important to make reference both sport's value creating aspect and sociological implications of social media usage. With the survey results and interpretation of these results, this thesis confirmed positive relationship between the usage of social networking sites and sport participation. Accordingly, this positive relationship also develops the social life satisfaction. The usage of social networking site, sport participation and social life satisfaction are interrelated and each one of them feeds another. According to this thesis, social and personal life satisfaction can be deriving from sport participation. Sport participation leads to social media usage which encourage
    corecore