Compartment-based and Hierarchical Threshold Delegated Verifiable Accountable Subgroup Multi-signatures

In this paper, we study the compartment-based and hierarchical delegation of signing power of the verifiable accountable subgroup multi-signature (vASM). ASM is a multi-signature in which the participants are accountable for the resulting signature, and the number of participants is not fixed. After Micali et al.’s and Boneh et al.’s ASM schemes, the verifiable-ASM (vASM) scheme with a verifiable group setup and more efficient verification phase was proposed recently. The verifiable group setup in vASM verifies the participants at the group setup phase. In this work, we show that the vASM scheme can also be considered as a proxy signature in which an authorized user (original signer, designator) delegates her signing rights to a single (or a group of) unauthorized user(s) (proxy signer). Namely, we propose four new constructions with the properties and functionalities of an ideal proxy signature and a compartment-based/hierarchical structure. In the first construction, we apply the vASM scheme recursively; in the second one, we use Shamir’s secret sharing (SSS) scheme; in the third construction, we use SSS again but in a nested fashion. In the last one, we use the hierarchical threshold secret sharing (HTSS) scheme for delegation. Then, we show the affiliation of our constructions to proxy signatures and compare our constructions with each other in terms of efficiency and security. Finally we compare the vASM scheme with the existing pairing-based proxy signature schemes

Pairing-based Accountable Subgroup Multi-signatures with Verifiable Group Setup

An accountable subgroup multi-signature is a kind of multi-signature scheme in which any subgroup $\mathcal{S}$ of a group $\mathcal{G}$ of potential signers jointly sign a message $m$, ensuring that each member of $\mathcal{S}$ is accountable for the resulting signature. In this paper, we propose three novel pairing-based accountable subgroup multi-signature (ASM) schemes, which are secure against existential forgery under chosen-message attacks and computational co-Diffie-Hellman assumption. In the first one, we use Feldman’s verifiable secret sharing scheme as an implicit authentication and proof-of-possession for setting up group $\mathcal{G}$. In the second one, the members participating in authentication are decided by the subgroup. In the third one, we consider a designated combiner managing the authentication process. All schemes we propose here require fewer computations in the signature generation, signature aggregation, and verification phases than the pairing-based ASM scheme proposed by Boneh, Drijvers, and Neven. Moreover, our first and third ones solve the open problem of constructing an ASM scheme in which the subgroup $\mathcal{S}$ of signers is unknown before the signature generation. Besides, we give a method of eliminating the combiner in case of knowing the subgroup of signers $\mathcal{S}$ in advance. Further, we extend our proposed schemes to aggregated versions. For $N$ accountable subgroup multi-signatures, aggregated versions of our proposed schemes output an aggregated signature with the size of a single group ($\mathbb{G}_1$) element and require $N + 1$ pairings in aggregated signature verification. In contrast, the partially aggregated ASM scheme of Boneh, Drijvers, and Neven gives an aggregated signature with the size of $N + 1$ group elements and requires $2N + 1$ pairings in aggregated signature verification

A Lattice-based Accountable Subgroup Multi-signature Scheme with Verifiable Group Setup

An accountable subgroup multi-signature (ASM) is a multi-signature that allows any subgroup of potential signers to jointly sign a message such that the subgroup of co-signers are accountable for the resulting signature and their identities are identifiable to any verifier. In this paper, we pro- pose a novel lattice-based accountable subgroup multi-signature scheme, i.e., vMS2, by combining the group setup method of recently proposed vASM scheme and Damgard et al.’s lattice-based MS2 multi-signature scheme. Key generation, signature generation and verification phases of our proposed scheme are almost identical to the MS2 scheme. In the group setup phase, we generate membership keys which is used for signing a message on behalf of a group G of users. These membership keys are generated via a joint verifiable secret sharing (VSS) scheme in a way that they include a piece of information from the secret keys of all users in G so that any subgroup of users in G having a valid membership key can sign in an accountable fashion. We also present a comparison of the underlying MS2 scheme and our accountable subgroup multi-signature scheme vMS2 to show the cost of accountability. We see that lattice-based accountable subgroup multi-signature scheme can be achieved by adding a one-time one-round group setup whose cost is slightly higher than signature generation and verification of the underlying MS2 signature scheme

Mobil Platformda IoT Temelli ve Soket Programlamaya Dayalı Termal Sensör Uygulaması

Son yıllarda IoT temelli uygulamaların artması ile teknolojik gelişmeler ve mikroelektroniksel alandaki başarımlar, sensör tabanlı sistemlerin gelişmesine yol açmıştır. Temelde sağlık hizmetlerinin maliyetlerini düşürmek ve insanlara sağlık sektörü üzerinde olumlu bir etki gösterecek olan bu sistemlerin yardımı ile yüksek bir derecede doğru sonuçlar elde edilmektedir. Bununla birlikte, dünya çapında Covid-19 salgınının yayılmasıyla da düşük maliyetli olarak sıcaklık ölçümü önem kazanmıştır. Bu makalede mobil platform üzerinde termal sensör kullanılarak canlı varlık tespiti yapılmasına yönelik bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Temelde tespitin yapılabilmesi için termal sensöre bir çeşit termal kamera özelliği kazandırılması planlanmıştır. Sensörün görüş alanındaki cisimler yaydıkları sıcaklık nedeniyle fark edilebildiğinden dolayı cisimlerin hareketleri kolayca takip edilebilecektir. Termopil sensörün mobil platform bağlantısı I2C protokolüyle sağlanmıştır. Çalışmada, mobil platform üzerinde bir sunucu oluşturulmuş ve Python programlama dilinde TCP soket programlama teknolojisi ile haberleşme gerçekleştirilmiştir. TCP istemcisi sensörden gerçek zamanlı veri alınması işlemini gerçekleştirmektedir. Bunlara ek olarak, verilerin kullanıcıların anlayabileceği şekilde görüntülenebilmesi için bir masaüstü uygulaması tasarlanmıştır. Uygulamada veriler alınan 64 adet float veri dizisi ile işlenerek ısı haritası görüntüsü elde edilmiştir. Bununla beraber, çeşitli kişilerden farklı ortam ve sıcaklıklar altında denemeler yapılarak çalışmanın doğruluğu test edilmiştir. Son olarak, yapılan çalışmada termal görüntü ile kamera görüntüsü eşleştirilerek insan ve canlı nesnelerin ısı haritası gösterilmiştir

Yenidoğanlarda fototerapi uygulamasının oksidatif stres ve inflamatuvar yanıt üzerine etkisi

Tez (Tıpta Uzmanlık) -- Kırıkkale Üniversitesi88069

The Effect of Phototherapy On Oxidative Stress and İnflammatory Response In Newborns

YÖK Tez ID: 351337Fototerapi esnasındaki fotodinamik reaksiyonların yol açtığı oksidatif stresin yenidoğanlarda pek çok önemli hastalığın gelişmesine neden olduğu, ayrıca fototerapinin sitokin üretiminde değişiklikler yaparak yenidoğanda immün sistemi etkilediği düşünülmektedir. Bu çalışmada indirekt hiperbilirubinemili yenidoğanlarda LED fototerapi ve konvansiyonel fototerapinin oksidatif stres ve inflamatuvar yanıt üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.Çalışma grubuna indirekt hiperbilirubinemi nedeniyle fototerapi uygulanan 30 term yenidoğan bebek ve kontrol grubuna sağlıklı 30 term yenidoğan bebek alındı. Çalışma grubundaki bebeklerin 15'ine LED fototerapi, 15'ine konvansiyonel fototerapi uygulandı. Kontrol grubundaki bebeklerden yaşamın ilk 5 gününde bir kere alınan ve çalışma grubundaki hastalardan fototerapi öncesi, fototerapinin 24. saatinde ve fototerapi kesildikten 24 saat sonra alınan kan örneklerinden malondialdehit (MDA), total oksidatif stres (TOS), total antioksidan kapasite (TAC),TNF-?, IL-6 ve IL-8 çalışıldı.Konvansiyonel fototerapi uygulanan grupta fototerapi öncesi ve sonrasında MDA ve TAC düzeylerinde anlamlı farklılık yoktu ancak TOS düzeyi fototerapinin 24. saatinde ve fototerapi kesildikten 24 saat sonra fototerapi öncesine göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Aynı grupta fototerapi kesildikten 24 saat sonra ölçülen IL-8 düzeyi fototerapinin 24. saatine göre anlamlı olarak düşükken, IL-6 ve TNF-? düzeylerinde fototerapi öncesi ve sonrasında fark bulunmadı. LED fototerapi uygulanan grupta ise fototerapi sonrasında oksidatif stres ve inflamatuvar yanıt parametrelerinde anlamlı değişiklik olmadı.Bu çalışmada LED fototerapinin oksidatif stres, antioksidan savunma sistemleri ve inflamatuvar yanıt üzerinde herhangi bir etkisi olmazken; konvansiyonel fototerapinin oksidatif stresi artırdığı ve inflamatuvar yanıtın bazı aşamalarında değişikliğe neden olabileceği görülmüştür.Anahtar kelimeler: Hiperbilirubinemi, fototerapi, oksidatif stres, inflamatuvar yanıtOxidative stress caused by photodynamic reactions during phototherapy is the reason of many important diseases in newborns and phototherapy changes the cytokine production that lead to different effects in the immune system. In this study, the effects of LED phototherapy and conventional phototherapy on oxidative stress and inflammatory response in hyperbilirubinemic newborns were investigated.30 term newborns that were recieving phototherapy for indirect hyperbilirunemia and 30 term healthy newborns were enrolled to the study group. 15 children recieved conventional phototherapy and 15 recieved LED phototherapy. From healthy newborns, blood was taken once during the first 5 days of life; from sick newborns, blood was taken before phototherapy, 24th hour during phototherapy and 24 hours after phototherapy was stopped. The blood was analysed for malonaldehide (MDA), total oxidative stress (TOS), total antioxidant capacity (TAC), TNF-?, IL-6 and IL-8.There were no significant difference for MDA and TAC in the conventional phototherapy group before and after phototherapy. However, TOS levels were significantly higher during and after phototherapy when compared with before phototherapy. In the same group, IL-8 levels were significantly higher during phototherapy when compared to after phototherapy. IL-6 and TNF-? levels produced no such different results before and after phototherapy. When the LED phototherapy group was analysed, no differences were found in oxidative stress and inflammatory response parametres.In this study, LED phototherapy was found to have no effects on antioxidant defence systems and inflammatory response; whereas conventional phototherapy increased oxidative stress and had effects in some steps of inflammatory response.Keywords: hyperbilirubinemia, phototherapy, oxidative stress, inflammatory respons

Assesment about phonetic basis sentence method in accordance with teacher’s point of view in first literacy teaching in Hatay province

Bu araştırmada sınıf öğretmenlerinin ses temelli cümle yöntemine ilişkin görüşleri cinsiyet, mesleki kıdem ve mezun olunan bölüme göre incelenmiştir. Araştırma, Hatay il merkezinde bulunan 32 ilköğretim okulundan küme rastgele örneklem metodu ile seçilen 10 ilköğretim okulunda görev yapan 204 öğretmen üzerinde uygulanmıştır. Verilerin toplanmasında 22 maddeden oluşan likert tipi anket formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde istatistiksel işlemlerden frekans, aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, tek yönlü varyans analizi ve tukey testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin Ses Temelli Cümle Yöntemine ilişkin görüşlerinde mesleki kıdeme göre anlamlı bir farklılık olduğu, cinsiyet ve mezun olunan bölüme göre ise anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Ses Temelli Cümle Yöntemine ilişkin öğretmen görüşlerinde mesleki kıdeme göre anlamlı bir farklılık olmasının nedeni, mesleki kıdemi düşük olan öğretmenlerin Ses Temelli Cümle Yöntemi konusunda diğer öğretmenlere göre daha nitelikli bilgiye sahip olması olabilir

DNA cleavage properties and synthesis of metallophthalocyanines with 5-methyl-[1, 2, 4] triazolo [1, 5-a] pyrimidin-7-oxy substituents.

The aim of the present study is to perform synthesis of novel metallophthalocyanines (pcs) with high solubility. The synthesis and characterization of 5-methyl-[1, 2, 4] triazolo [1, 5-a] pyrimidin-7-yloxysubstituted zinc, magnesium, and cobalt pcs are reported. These compounds have been characterized using electronic absorption, nuclear magnetic resonance spectroscopy, infrared, elemental analysis and mass spectra. The aggregation investigations carried out in different concentrations indicate that 5- methyl-[1, 2, 4] triazolo [1, 5-a] pyrimidin-7-yloxy-substituted pc complexes do not have any aggregation behavior for the concentration range of 1 £ 10¡5¡1 £ 10¡6 M in THF. DPPH radical scavenging activity, metal chelating activity, and reducing power of the compounds were evaluated. The DNA gel electrophoresis studies revealed that new phthalonitrile and its metallophthalocyanine compounds cleavaged plasmid DNA (pBR322). Additionally, the ground-state geometries of the complexes were optimized using density functional theory methods at B3LYP/6-31G (d, p) level in order to obtain information about the 3D geometries and electronic structure