The role of the COVID-19 pandemic in the effect of academicians' perception of workload on their burnout

Covid-19 pandemi sürecinde eğitim, uzaktan eğitim yoluyla gerçekleştirilmeye başlamış ve bu durumda yüz yüze yapılan ders işleme yöntem ve teknikleri değişmiştir. Bu süreçte bir ders için video, canlı ders anlatımı, doküman hazırlama gibi birden fazla eğitim faaliyetinin olması, akademik çalışma faaliyetlerinin ertelenmesi, çalışma alanlarına uzak kalınması, çalışmalar için yeterli zaman bulunamaması gibi durumlarla karşılaşılmıştır. Akademisyenler hem iş yükleri hem de sürecin tedirginliği ile yoğun stres ve tükenmişlik durumu ile karşı karşıya kalmışlardır. Araştırmanın amacı; akademisyenlerin iş yükü algısının tükenmişliklerine etkisinde Covid-19 pandemisinin rolü tespit etmektir. Bu amaca yönelik akademisyenlerin iş yükü algısı ve tükenmişlik düzeyleri ve iş yükünün tükenmişlik üzerindeki etkisi pandemi öncesi ve süreci olarak ayrı ayrı tespit edilmiş ve karşılaştırılmıştır. Ayrıca pandemi sürecinde akademisyenlerin iş yükü algısı ve tükenmişlik düzeyleri ile demografik değişkenler arasında farklılık oluşturup oluşturmadığı incelenmiştir. Çalışmada nicel araştırma yöntemi ve araştırma modeli olarak genel tarama ve ilişkisel tarama modeli tercih edilmiştir. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanan ve kişisel bilgileri içeren bir anket formu ve geçerlilik ve güvenirliğini test edilmiş olan İş Yükü Algısı vi Ölçeği ve Maslach Tükenmişlik Ölçeği toplanmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda; akademisyenlerin iş yükü algısı ve tükenmişlik duygularında Covid-19 pandemi sürecinde ve öncesine göre artış olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca pandemi sürecinde katılımcıların bazı demografik değişkenleri ile iş yükü algısı ve tükenmişlik düzeyleri arasında farklılıklar bulunmuştur. Bu çalışma Covid-19 pandemisinin akademisyenlerin iş yükü algısı ve tükenmişliğe ilişkin görüşlerindeki rolünü pandemi öncesi ve süreci olarak karşılaştırması bakımından literatüre katkı sağlayacaktır.During the Covid-19 pandemic, education has begun to be carried out through distance education, and in this case, face-to-face teaching methods and techniques have changed. In this process, situations such as having more than one educational activity such as video, live lectures, document preparation for a lesson, postponing academic study activities, staying away from study areas, and not finding enough time for studies were encountered. Academicians faced intense stress and burnout due to both their workload and the uneasiness of the process. The aim of the research; to determine the role of Covid-19 pandemic in the effect of academicians' perception of workload on their burnout. For this aim, the workload perception and burnout levels of academicians and the effect of workload on burnout were determined and compared separately as before and during the pandemic. In addition, it was examined whether there was a difference between the workload perception and burnout levels of academicians and demographic variables during the pandemic process. In the study, general survey and relational survey model were preferred as quantitative research method and research model. The data were collected from a questionnaire prepared by the researcher and containing personal information, and the Workload Perception Scale and Maslach Burnout Scale, whose validity and reliability were tested. In line with the findings obtained; It has been determined that there is an increase in the perception ofviii workload and feelings of burnout of academics during the Covid-19 pandemic period and before. In addition, there were differences between some demographic variables of the participants, their workload perception and burnout levels during the pandemic process. This study will contribute to the literature in terms of comparing the role of the Covid-19 pandemic in academics' perception of workload and their views on burnout as before and during the pandemic

The paradox in the education process of the office management and executive assistance program and the impact on career

Modern toplumsal yapılar, örgütler üzerine inşaa edilerek yeni yönetim teknikleriyle revize edilmektedir. Örgütlerin sürdürülebilirliği, serbest piyasada etkin ve verimli çıktıların elde edilmesine veya etkin performans yönetimiyle nitelikli insan kaynağına bağımlıdır. Meslek yüksekokullarındaki Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı (BYYA) programı; günümüzdeki örgütlerin ve yöneticilerin, örgütsel strateji ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde önemli bir eğitim kurumu olduğu gibi örgütsel koordinasyonun sağlanmasında ve ergonomik çalışma ortamının varlığı ile büro personellerin iş tatmini ve motivasyonları yüksek, nitelikli insan kaynaklarının taleplerine yanıt vermeyi amaçlar. Son dönemlerde üniversitelerin meslek yüksekokulu programlarında, BYYA programı kontenjanları belirli artışlara yönelirken, yeni program olarak kurulmaları da söz konusudur. Buna karşılık, bu programdan kayıt sildiren öğrencilerde oldukça yüksektir. Çalışmanın amacı, bu programdaki eğitim-öğretim faaliyetlerinde öğrencilerin karşılaştıkları eğitsel ve çevresel belirleyicileri sınıflandırarak, bu belirleyicilerin kariyer hedeflerini nasıl şekillendirdiğini tespit etmektir. Çalışma, nitel araştırma yöntemine dayanarak, amaçlı örnekleme yöntemlerinden, ölçüte dayalı örnekleme yöntemini içerir. Çalışmanın evreni, Bartın Üniversitesi Ulus Meslek Yüksekokulu BYYA programı öğrencileridir. Çalışma grubundaki katılımcılar, eğitim-öğretim planındaki sürecin sonunda sınıflandırılan BYYA programı ikinci sınıf öğrencileridir. Çalışmada, veri toplama aracı “görüşme” tekniği olup, verilerin kaydedilmesinde “not alma yöntemine” başvurulmuştur. Verilerin rapor haline getirilmesinde ise “betimsel analiz yaklaşımına” yer verilmiştir.Modern social structures are built on organizations and revisedwith new management techniques. The sustainability of organizations depends on achieving effective and productive outputs in the free market or on qualified human resources through effective performance management. Office Management and Executive Assistantship (BYYA) program in vocational schools; is an important educational institution in the realization of the organizational strategies and objectives of today's organizations and managers, as well as providing organizational coordination and the existenceof an ergonomic work environment, and the satisfaction of the job satisfaction and motivation of the office personnel. In recent years, in the vocational school programs of the universities, while the quota of the BYYA program is directed towards certainincreases, it is also possible to establish as a new program. In contrast, the enrollment from this program is quite high in students. The purpose of the study is to classify the educational and environmental determinants that students face in the educational activities of this program and to determine how these determinants shape their career goals. The study, based on the qualitative research method, includes purposive sampling methods and a criterion based sampling method. The universe of the study is the students of Bartın University Ulus Vocational School BYYA program. The participants in the study group were second-year students in the BYYA program, which was classified at the end of the process. In the study, data collection tool is an alma interview“technique and a” note-taking method veri was used to record the data. The sel descriptive analysis approach getiril is included in the reporting of the data

Büro yönetimi ve yönetici asistanlığı programının eğitim sürecindeki paradoksu ve kariyer açısından etkisi

Modern toplumsal yapılar, örgütler üzerine inşa edilerek yeni yönetim teknikleriyle revize edilmektedir. Örgütlerin sürdürülebilirliği, serbest piyasada etkin ve verimli çıktıların elde edilmesine veya etkin performans yönetimiyle nitelikli insan kaynağına bağımlıdır. Meslek yüksekokullarındaki Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı (BYYA) programı; günümüzdeki örgütlerin ve yöneticilerin, örgütsel strateji ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde önemli bir eğitim kurumu olduğu gibi örgütsel koordinasyonun sağlanmasında ve ergonomik çalışma ortamının varlığı ile büro personellerin iş tatmini ve motivasyonları yüksek, nitelikli insan kaynaklarının taleplerine yanıt vermeyi amaçlar. Son dönemlerde üniversitelerin meslek yüksekokulu programlarında, BYYA programı kontenjanları belirli artışlara yönelirken, yeni program olarak kurulmaları da söz konusudur. Buna karşılık, bu programdan kayıt sildiren öğrencilerde oldukça yüksektir. Çalışmanın amacı, bu programdaki eğitim-öğretim faaliyetlerinde öğrencilerin karşılaştıkları eğitsel ve çevresel belirleyicileri sınıflandırarak, bu belirleyicilerin kariyer hedeflerini nasıl şekillendirdiğini tespit etmektir. Çalışma, nitel araştırma yöntemine dayanarak, amaçlı örnekleme yöntemlerinden, ölçüte dayalı örnekleme yöntemini içerir. Çalışmanın evreni, Bartın Üniversitesi Ulus Meslek Yüksekokulu BYYA programı öğrencileridir. Çalışma grubundaki katılımcılar, eğitim-öğretim planındaki sürecin sonunda sınıflandırılan BYYA programı ikinci sınıf öğrencileridir. Çalışmada, veri toplama aracı “görüşme” tekniği olup, verilerin kaydedilmesinde “not alma yöntemine” başvurulmuştur. Verilerin rapor haline getirilmesinde ise “betimsel analiz yaklaşımına” yer verilmişti

Growth curves for Turkish Girls with Turner Syndrome: Results of the Turkish Turner Syndrome Study Group

OBJECTIVE: Children with Turner syndrome (TS) have a specific growth pattern that is quite different from that of healthy children. Many countries have population-specific growth charts for TS. Considering national and ethnic differences, we undertook this multicenter collaborative study to construct growth charts and reference values for height, weight and body mass index (BMI) from 3 years of age to adulthood for spontaneous growth of Turkish girls with TS. METHODS: Cross-sectional height and weight data of 842 patients with TS, younger than 18 years of age and before starting any therapy, were evaluated. RESULTS: The data were processed to calculate the 3rd, 10th, 25th, 50th, 75th, 90th and 97th percentile values for defined ages and to construct growth curves for height-for-age, weight-for-age and BMI-for-age of girls with TS. The growth pattern of TS girls in this series resembled the growth pattern of TS girls in other reports, but there were differences in height between our series and the others. CONCLUSION: This study provides disease-specific growth charts for Turkish girls with TS. These disease-specific national growth charts will serve to improve the evaluation of growth and its management with growth-promoting therapeutic agents in TS patients