28 research outputs found
Kaynaştırma Uygulaması Yapılan Okul Öncesi Sınıflarında Drama Eğitim Programının Çocukların Etkileşimleri ve Sosyal Becerileri Üzerindeki Etkililiğinin İncelenmesi
This study was conducted to examine the effectiveness of the drama education on social interactions and social skills of children in preschool classes where inclusive practices are applied. In this study, an experimental design was used with control group through pretest-posttest follow-up design in order to evaluate the impact of the drama education on social interaction and collaboration, cooperation, and sharing behaviors of children. The research population was comprised of typically developing children and children with special needs, who are 60-66 months, attending independent preschools, which implement inclusive practices, functioning under the Ministry of National Education in Afyonkarahisar city center in academic year 2016-2017. The research sample was determined through the criterion sampling, which is among purposive sampling methods. In line with the aims of the study, the main criteria were determined as follows: there should be young children with disabilities in the class, the teacher should not have any previous training about drama except for the drama course during the undergraduate education, and the children should not have an additional drama education outside their curriculum. In line with the determined criteria, 18 children comprised the experimental group, and 18 children formed the control group. In the study, the “Interaction Rating Scale of Children (IRSC)” and “Collaboration-Cooperation-Sharing Behaviors Observation Form (CCSBOF)” were used. Hacettepe University Drama Education Program (HUDEP) was prepared by researchers to support the social interactions and collaboration, cooperation, and sharing behaviors of children in the classes, where the inclusive practices are performed. The program was implemented throughout 8 weeks and 16 sessions. In addition to preschool education programs, children in the experimental group were given HUDEP twice a week for 8 weeks. In order to observe the effects of HUDEP, pretest and posttest were applied together with the data collection tools, and the follow-up test was applied 1 month after the posttest. The result showed that the HUDEP implemented in the experimental group increased the interaction skills and collaboration, cooperation, and sharing behaviors of children. It was also observed that the interaction skills and collaboration-cooperation-sharing behaviors of children in the control group were also increased. In order to determine which group has higher increase, the pretest and posttest scores that children obtained from the scale were compared. As the conclusion of the comparison, it was determined that there was a statistically significant difference in favor of the experimental group.Çalışma, kaynaştırma uygulaması yapılan okul öncesi sınıflarında drama eğitiminin çocukların sosyal etkileşimleri ve sosyal becerileri üzerindeki etkililiğinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, drama eğitiminin çocukların sosyal etkileşim ve iş birliği-yardımlaşma-paylaşma davranışları üzerindeki etkisini değerlendirmek amacıyla ön test, son test ve kalıcılık testi kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Afyonkarahisar il merkezindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bağımsız anaokullarının bünyesinde ve kaynaştırma uygulaması yapılan anasınıflarına devam eden 60 - 66 aylık normal gelişim gösteren ve özel gereksinimli çocuklar oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmanın amaçları doğrultusunda bir hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuğun bulunması, anasınıfı öğretmenlerinin daha önce lisans eğitimleri esnasında aldıkları drama dersi dışında drama eğitimi almamış olması ve çocukların müfredatları dışında drama eğitimi almamış olmaları temel ölçüt olarak belirlenmiştir. Belirlenen ölçütler doğrultusunda on sekiz çocuk deney grubunu, on sekiz çocuk kontrol grubunu oluşturmuştur. Araştırmada, “Çocuklarda Etkileşim Dereceleme Ölçeği (ÇEDÖ)” ve “İşbirliği-Yardımlaşma-Paylaşma Davranışları Gözlem Formu (İYPGF)” kullanılmıştır. Hacettepe Üniversitesi Drama Eğitim Programı (HÜDEP) kaynaştırma uygulaması yapılan sınıflarda çocukların sosyal etkileşimlerini ve iş birliği-yardımlaşma-paylaşma davranışlarını desteklemek amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanmış ve sekiz hafta, 16 oturum olarak uygulanmıştır. Deney grubundaki çocuklara okul öncesi eğitim programlarına ek olarak sekiz hafta süreyle haftada iki kez HÜDEP uygulanmıştır. HÜDEP’in etkilerini görebilmek için veri toplama araçları ile ön test, son test ve son testten bir ay sonra kalıcılık testi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, deney grubuna uygulanan HÜDEP’in çocukların etkileşim becerilerini ve iş birliği-yardımlaşma-paylaşma davranışlarını arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Kontrol grubundaki çocukların da etkileşim becerilerinde ve iş birliği-yardımlaşma-paylaşma davranışlarında artış olduğu görülmüştür. Artışın hangi grupta daha fazla olduğunu belirlemek için deney ve kontrol grubundaki çocukların ölçeklerden aldıkları ön-son test fark puanları karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonucunda deney grubunun lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görülmüştür
A CASE OF HEMORRHAGIC SHOCK AND ENCEPHALOPATHY SYNDROME WITHOUT NEUROLOGIC SEQUEL
Hemorajik şok ensefalopati sendromu süt çocukluğu döneminde ani olarak başlayan şok, ensefalopati, dissemine intravasküler koagülasyon, metabolik asidoz ve çoklu organ yetmezliği ile giden, nadir görülen bir tablodur. Nedeni bilinmeyen bu sendromun mortalite ve nörolojik morbidite oranı oldukça yüksektir. Hemorajik şok ensefalopati sendromu tanısı konulduktan sonra nörolojik sekelsiz iyileşen 9 aylık bir olgu literatürler eşliğinde tartışıldı. Anahtar sözcükler: İshal, ateş, çoklu organ yetmezliği, hemorajik şok ensefalopati sendromu SUMMARY Hemorrhagic shock and encephalopathy syndrome is a severe disease that affect infants of less than 1 year of age and characterized by sudden onset of shock, encephalopathy, disseminated intravascular coagulation, metabolic acidosis and multiple organ dysfunction. The etiology of this syndrome is unknown and is associated with significant mortality and neurologic morbidity. We discussed a case of hemorrhagic shock and encephalopathy syndrome aged 9 months who recovered without neurologic morbidity and also the literature related with this syndrome was reviewed
Keten Linum usitatissimum L. Tohumlarına Uygulanan Farklı Gamma Dozlarının M1 Generasyonundaki Etkileri
Bu araşt ı rmada sar ı 85 keten Linum usitatissimum L. tohumlar ı na 10, 20, 30, 40 ve 50 kRad dozlarda gamma radyasyonu verilmi ştir. Radyasyonun M igenerasyonuna ait bitki boyu, bin tohum a ğı rl ığı , yağ oran ı , bitki ba şı na kapsül say ı s ı ve kapsül içindeki tohum say ı s ı gibi verim ögeleri üzerindeki etkisi ara şt ı rı lm ışt ı r. Genellikle düşük radyasyon dozlar ı n ı n yüksek radyasyon dozlar ı na oranla daha çok etkili oldu ğ u bulunmuştur
Bel Fıtığında Cerrahi Yöntemlerin Değerlendirilmesi
Amaç: Kronik bel ağrısı ciddi bir sosyal, ekonomik ve sağlık sorunudur. Dejenere disk ve disk herniasyonları bel ve/veya bacak ağrısının sık rastlanan nedenleridir. Günümüzde bel fıtığı tedavisinde birçok yeni teknik uygulanmaktadır. Bu yazıda bu yeni tekniklerin birbirleri ile karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Ana Bulgular: Son yirmi yılda spinal anatominin ve ağrıyı oluşturan mekanizmaların daha iyi anlaşılması ile bel ağrısı tedavisinde birçok farklı yöntem de geliştirilmiştir. Kemonükleolizis, perkutanöz lomber diskektomi, lazer diskektomi, intradiskal elektrotermal terapi ve perkütanöz nükleoplasti, bu amaç için geliştirilmiş minimal invaziv tekniklerdir.
Sonuç: Daha iyi postoperatif sonuçlar almak için daha az radikal ve daha az invaziv yöntemler cerrahlar tarafından denense de ameliyatın güvenli ve verimli geçebilmesi için cerrahın bazı yeni becerileri elde etmesi gerektiğinden mikrocerrahinin daha güvenli olabileceği düşünülebilir
Isparta Devlet Hastanesi Acil Birimine Başvuran Kafa Travmalı Olguların Demografik Özellikleri
Amaç: Bu çalışmada Isparta Devlet Hastanesi acil servisine başvuran kafa travmalı hastaların demografik özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Isparta Devlet Hastanesi acil servisine Ocak 2009-Ocak 2010 tarihleri arasında başvurmuş olan 716 kafa travmalı hastanın kayıtları geriye dönük incelenerek değerlendirilmiştir.
Bulgular: Kafa travması nedeniyle acil serviste görülen hastaların % 64.8’i (464) erkek, % 35.2’si (252) kadındı. Kafa travması nedenleri içinde en sık düşme (% 31.4) ve trafik kazaları (% 22.9) yer almaktaydı. Glasgow Koma Skoruna (GKS) göre olguların % 90.3'inde minimal ve hafif (GKS: 13-15), % 6.6'sında orta şiddette (GKS: 9-12) ve % 3.1'inde ağır kafa travması (GKS: 3-8) mevcuttu. Olguların % 15’i beyin cerrahisi kliniğine, % 8.1'i anestezi yoğun bakıma yatırıldı. Operasyona alınan hastaların oranı % 3.6 idi.
Sonuç: Bu çalışmada, kafa travmalı hastaların çoğunluğunu orta yaş ve erkek cinsiyetin oluşturduğu görülmüştür. Kafa travmalı hastalarda geliş GKS prognoz açısından önemli bir göstergedir. İlk girişim, tanı ve tedavi yöntemleri travmatik beyin yaralanmalarında mortalite ve morbiditeyi etkileyecektir
Religious conflict in muriel spark’ s novels: the bachelors, the comforters and memento mori
Bir Yahudi olmaktan vazgeçip, Katolikliği benimseyen Muriel Spark bir çok yazar gibi yapıtlarında dünya görüşünü, inancını, felsefi görüşlerini yansıtır. Romanlarında din olgusu önemli bir yer tutar. Bu çalışmada tanrı-yazar ilişkisi, dinin kader üzerindeki etkisi, özgür irade (karakterlerin seçimleri ya da istekleri) ve ilahi irade, gerçek ve kurgu, Spark’ın Bekarlar, Avutucular ve Öleceğini Hatırla adlı romanlarında ele alınacaktır. Kader ve özgür irade konuları incelenirken, Spark’ın Katolik karakterlerinin yaşadığı dinsel çatışmalar çözümlenmeye çalışılacaktır. Çalışmada yöntem olarak izlenimci yaklaşım uygulanmışıtr.Muriel Spark, who was born as Jewish and later adopted Catholicism, like many authors, reflect her ideology, beliefs and philosophy in her works. Religion is a significant issue in her novels. In this study, God-author relationship, the effects of religion on fate, free will (the characters’ choices or wishes) and divine will, namely fiction and reality are discussed in Spark’s three chosen novels; The Bachelors, The Comforters and Memento Mori. While dealing with the subject of fate and free will, the religious conflicts adopted by her Catholic characters are also analyzed