The effects of sequence application of pesticides on degradation kinetics for tomatoes and pepper fruits

Tarımsal üretimde önemli bir yere sahip kimyasal mücadelenin olumsuz yönlerinden birisi de kullanılan pestisitlerden kaynaklanan kalıntı sorunudur. Kalıntının en önemli sebeplerinden birisinin ardışık ilaçlama olduğu tahmin edilmekte ve bu konuda da veri eksikliği çok fazladır. Bu tez ile domates ve biberde ardışık pestisit uygulamasının bekleme süresini nasıl etkilediği ve bu sonuçların modellenmesi ile benzer yapıdaki ilaçların davranışları tahmin edilecektir. Pestisit uygulamaları 10 gün ara ile ikişer defa yapılmış olup, domateste Acetamiprid, Chlorantraniliprole, Deltamethrin, Lambda-Cyhalothrin aktif maddeli pestisitler, biberde Acetamiprid, İndoxacarb, Deltamethrin, Lambda-Cyhalothrin ve Spinosad aktif maddeli pestisitler önerilen dozda kullanılmıştır. Uygulama sonrasında meyve örnekleri belirlenen günlerde toplanmış ve Pestisit ekstraksiyon işlemlerinden sonra pestisit kalıntı analizleri GC-MS (Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometresi) ve LC/MS/MS (Sıvı Kromatografisi/Kütle/Kütle Spektrometresi) cihazlarında yapılmıştır. Analiz sonucunda elde edilen veriler yardımıyla “Dinamik Bitki Alınım Modeli” kullanılmış ve değerler karşılaştırılmıştır. Tavsiye edilen dozlarda ardışık iki uygulama sonucunda biber ve domatesde kullanılan pesitisitler için biberde kullanılan Lambda Cyhalothrin haricinde bozunma sürecinde artışın olduğu gözlemlenmiştir. Biberde yapılan modellerin bulunan değerlerle % 90 üzerinde uyum sağlandığı fakat domateste ise modele uyumun daha az olduğu tespit edilmiştir.One of the negative aspects of chemical struggle which has an important place in agricultural production is the residual problem because of pesticides. Consecutive agricultural spraying is under consideration about the most important problem, and the datas about this subject is less. In thesis, we aimed both to determine effect of waiting period after the consecutive agricultural spraying on tomatoes and peppers and estimate behavior of similar kinds of pesticides with modeling the results. Pesticides are sprayed two times with 10 days interval and Acetamiprid, Chlorantraniliprole, Deltamethrin, Lambda-Cyhalothrin are used for tomatoes, Acetamiprid, Indoxacarb, Deltamethrin, Lambda-Cyhalothrin, Spinosad are used for pepper at recommended dosage. Samples are picked up at specified days after spraying and residual analyses are carried out with DC-MS (Gas Chromatography Mass Spectroscopy) and LC/MS/MS (Liquid Chromatography/Mass/Mass Spectroscopy) after pesticide extraction processes. Dynamic Plant Uptake Model is used to explain results.. The pepper and tomatoes results show that degradation period of pesticides except for Lambda Cyhalothrin, which were applied as two consecutive times at recommended levels, is extended. Analyses model is assorted with pepper up to 90% rate. However, the studies point out that analyses model is less compatible for tomatoes results

p(NIPAM) Kriyojelinin Hazırlanışı, Karakterizasyonu ve Termal Özelliklerinin p(NIPAM) Hidrojeli ile Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi

Bu çalışmada ilk olarak, süper-gözenekli poli(N-izopropilakrilamit) (p(NIPAM)) kriyojeli, -16°C' de kriyojelasyon yöntemi ile sentezlenmiştir. Polimerizasyon işleminde, NIPAM monomer olarak kullanıldı ve çapraz bağlayıcı olarak N,N'-metilen-bis-akrilamid (MBAAm) tercih edildi. Reaksiyon koşullarının sağlanabilmesi açısından diğer reaktifler olarak ise reaksiyon redoks başlatıcı çifti N,N,N,N′-tetrametilen diamin (TEMED) ve amonyum persülfat (APS) varlığında polimerizasyon gerçekleştirildi. Hazırlanan p(NIPAM) kriyojellerinin şişme ve makrogözeneklilik testlerinin incelenmesinin yanı sıra, Fourier dönüşümlü kızılötesi (FTIR) spektroskopisi ve Yüzey Taramalı Elektron mikroskobu ile karakterize edildi. p(NIPAM) kriyojellerinin termal kararlılıklarının belirlenebilmesi amacıyla Termal Gravimetrik Analiz (TGA) yöntemlerine başvuruldu. NIPAM bazlı kriyojellerin karakterizasyon ölçümlerinin belirlenmesinden sonra ise kriyojellerin dahil olduğu sınıf olan hidrojellere ait bu kez NIPAM-bazlı hidrojel sentezlenerek aynı koşullar üzerinden karakterizasyon sonuçları karşılaştırıldı

Preparation, Characterization and İnvestigation of Swelling Behavior of HEMA-Based Amphiphilic Semi-IPN Cryogels Containing Polymeric Linoleic Acid

In this study, it was aimed to synthesize and characterize a new polymeric cryogel system to be formed with polymeric linoleic acid (PLina), a vegetable oil-based polymeric fatty acid, and the widely preferred 2-hydroxyethyl methacrylate (HEMA) monomer. cryogels. For this purpose, firstly, autoxidation and hydroxylation reactions were carried out for polymeric lineloic acid, respectively. Hydroxylated polymeric lineloic acid (PLina-OH) and HEMA monomer were subjected to a cryogenic gelation reaction in the presence of N,N′-methylene bisacrylamide (MBAA) as crosslinking agent. The obtained new cryogel was characterized by FTIR, SEM, BET, TGA analyses. The swelling behavior of the synthesized PLinaOH-HEMA cryogels in water was concluded with kinetic studies. In the other hands, some of polar and non-polar other solvents was used for investigation of all cryogels to see their potentials for solvent uptake

p(NIPAM) Kriyojelinin Hazırlanışı, Karakterizasyonu ve Termal Özelliklerinin p(NIPAM) Hidrojeli ile Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi

Bu çalışmada ilk olarak, süper-gözenekli poli(N-izopropilakrilamit) (p(NIPAM)) kriyojeli, -16°C'dekriyojelasyon yöntemi ile sentezlenmiştir. Polimerizasyon işleminde, NIPAM monomer olarakkullanıldı ve çapraz bağlayıcı olarak N,N'-metilen-bis-akrilamid (MBAAm) tercih edildi. Reaksiyonkoşullarının sağlanabilmesi açısından diğer reaktifler olarak ise reaksiyon redoks başlatıcı çiftiN,N,N,N?-tetrametilen diamin (TEMED) ve amonyum persülfat (APS) varlığında polimerizasyongerçekleştirildi. Hazırlanan p(NIPAM) kriyojellerinin şişme ve makrogözeneklilik testlerininincelenmesinin yanı sıra, Fourier dönüşümlü kızılötesi (FTIR) spektroskopisi ve Yüzey TaramalıElektron mikroskobu ile karakterize edildi. p(NIPAM) kriyojellerinin termal kararlılıklarınınbelirlenebilmesi amacıyla Termal Gravimetrik Analiz (TGA) yöntemlerine başvuruldu. NIPAM bazlıkriyojellerin karakterizasyon ölçümlerinin belirlenmesinden sonra ise kriyojellerin dahil olduğu sınıfolan hidrojellere ait bu kez NIPAM-bazlı hidrojel sentezlenerek aynı koşullar üzerindenkarakterizasyon sonuçları karşılaştırıldı.In this study, firstly, the super-porous poly (N-isopropylacrylamide) (p(NIPA)) cryogel was synthesized by cryogelling method at -16°C. In the polymerization process, NIPA was used as the monomer and N, N'-methylenebisacrylamide (MBAAm) was preferred as the crosslinker. As other reagents, polymerization was carried out in the presence of reaction redox initiator pair N,N,N,N?- tetramethylene diamine (TEMED) and ammonium persulfate (APS) to ensure the reaction conditions. The p(NIPAM) cryogels were characterized by swelling and macroporosity tests, as well as Fourier transform infrared (FTIR) spectroscopy and Surface Scanning Electron Microscopy. Differential Scanning Calorimetry (DSC) and Thermal Gravimetric Analysis (TGA) methods were used to determine the thermal stability of p(NIPAM) cryogels. After determining the characterization measurements of NIPA based cryogels, this time NIPAM-based hydrogel, which belongs to the class of hydrogels including cryogels, was synthesized and the results were compared over the same conditions

Synthesis of azo dyes based on resorcinarene and investigation of their absorption properties

Bu çalışmada, çeşitli amin türevleri diazolanmış ve 3-aminokrotonitril ile kenetlenerek 2-arilhidrazon-3-ketiminokrotononitril bileşikleri elde edilmiştir. Elde edilen bileşikler, hidrazinhidrat ile etanol içerisinde reflaks edilerek bir seri 5-amino-4-arilazo-3-metil 1'-H-pirazol boyaları elde edilmiştir. Elde edilen boyalar diazonlarak rezorsinol ve asetaldehit arasındaki kondenzasyondan elde edilen rezorsinaren bileşiği ile kenetlenmiş ve rezorsinaren bazlı azo boyarmaddeler sentezlenmiştir. Sentezlenen rezorsinaren bazlı azoboyarmaddelerin yapıları spektrofotometrik yöntemler kullanılarak incelendi. Sentezlenen boyarmaddelerin görünür bölge absorpsiyon spektrumları üzerine değişik çözücü, asit ve baz etkileri incelendi.In this study, several derivatives of amines were diazotised and coupled with 3-aminocrotonitrile to give 2-arylhydrazon-3- ketiminocrotononitrile. The synthesised components were then refluxed with hydrazine hydrate in ethanol to give a series of dyes 5-amino-4-arylazo-3-ethyl-1'-H-Pyrazole. The synthesisted dyes were diazotised and coupled with resorcinarene, which was obtained from condensation of between resorcinol and acetaldehyde, to give a new synthesis of azo dyes based on resorcinarene. This structure of the synthesized azo dyes based on resorcinarenes were characterized by spectral methods. The effect of varying solvents, acid and base upon the absorption spectra of resultant dyes has been investigated

The comparative investigation on synthesis, characterizations of silver ion-imprinting and non-imprinting cryogels, their impedance spectroscopies and relaxation mechanisms

Sarkaya, Koray/0000-0003-0177-5134WOS: 000487100600013In the present study, a novel ion-imprinting and non-imprinting cryogel samples have been prepared using ion-imprinting technique and the dielectric properties have been investigated using an impedance spectroscopy method. In the preparation of ion-imprinted cryogel, at the first attempt, N-methacryloly-(l)-cysteine methyl ester was used as the metal complexing monomer. Ag+-imprinted poly(hydroxyethyl methacrylate-N-methacryloly-(l)-cysteine methyl ester) cryogel was produced by bulk polymerization. Poly(2-hydroxyethyl methacrylate) was selected as the basic matrix by considering properties, high chemical and mechanical stability. After removal of template (silver ions), the ion-imprinted cryogel was used for the removal of photo-film-containing materials. The dielectric properties of cryogel samples have also been investigated by impedance spectroscopy within the frequency range of 1 Hz-10 MHz. The real part of the permittivity increases at low frequencies as electrode effects become dominant. It shows a constant value at high frequencies due to dipole polarization. On the other hand, the imaginary part does not show a relaxation peak as the relaxation time of samples is very short. The frequency dependence of electrical modulus has also been investigated. The real part of electrical modulus (M ' (f)) is an indicative of negligible electrode polarization phenomenon in the test material. The behavior of the imaginary part of frequency dependent electrical modulus (M '' (f)) exhibit that the dielectric relaxation process is usually not frequency-activated state. Dielectric relaxation process occurs spontaneously due to the hopping mechanism of charge carriers