14 research outputs found
Domestic Violence Against Women in Turkiye
Kadına yönelik şiddet, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de güncelliğini koruyan
bir sorun olmaya devam etmektedir. Kadınlara yönelik insan hakları ihlali ve kadınlara
karşı ayrımcılık biçimlerinden biri olan bu şiddet, ülke genelinde mücadele edilmesi
gereken öncelikli toplumsal sorumluluklar arasında yer almaktadır. Kadına yönelik
şiddetin önlenmesi için sivil toplum kuruluşlarının, kadın örgütlerinin, kamu kurumlarının
ve üniversitelerin işbirliği içinde yürütecekleri çalışmalar önemlidir. Güvenilir ve güncel
veri üreterek veriye dayalı politika oluşturmada akademik kurumların sorumluluğu
önem kazanmaktadır. Bu çerçevede, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü
olarak, “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması” ile şiddetin yaygınlığı
ve nedenleri, kadınların bu süreçte neler yaşadıkları ve nasıl mücadele ettikleri ile
yakın zamanda gerçekleştirilmiş yasal düzenlemeleri kapsayan ve kadına yönelik
şiddetle mücadele için gerekli güncel bilgiyi sunmaktayız.
Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması, Enstitümüzün içinde bulunduğu
bir konsorsiyum tarafından 2008 yılında yürütülmüş olan aynı isimli araştırmanın takip
araştırması niteliğindedir. Araştırmanın verisi nicel ve nitel araştırma yöntemleri
kullanılarak elde edilmiştir.
Nicel araştırma Türkiye genelinde, 12 istatistiki bölge ile kentsel ve kırsal yerleşim
alanlarını temsil edecek şekilde 15.072 hedef örneklemi oluşturan hanelerde 15-
59 yaşları arasındaki kadınlar ile yüz yüze görüşmeler yaparak gerçekleştirilmiştir.
Nicel araştırma yöntemiyle elde edilen sonuçlar, kadınların halen ya da daha
önce yakın ilişki içinde oldukları eş/nişanlı/sözlü/erkek arkadaş tarafından maruz
bırakıldıkları fiziksel, cinsel ve duygusal şiddeti kapsamanın yanı sıra eğitimlerinin ve
ev dışında ücretli çalışmalarının engellenmesi ve ısrarlı takip sonucunda yaşamlarının
kısıtlanması gibi farklı şiddet biçimlerine ilişkin bilgileri içermektedir. Ayrıca kadınların
aile çevresi ve yakın çevreleri başta olmak üzere diğer kişilerden maruz kaldıkları
şiddet biçimlerine ilişkin bilgi de araştırma kapsamında toplanmıştır.
Nitel araştırma bileşeni ise, daha çok kadınların şiddetle mücadele için kullandıkları
kurumsal başvuru sürecine ve bu mücadelenin önemli adımlarından biri olan 6284
sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Aile İçi Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile
ilgili görüş ve önerilere odaklanmıştır. Nicel araştırmanın amacının şiddet yaygınlığı ve
mücadele için yapılanlar olması nedeniyle sadece kadınlardan bilgi toplanmasına
karşılık, nitel araştırmada genç erkekler ile eşine fiziksel şiddet uygulamış ve ceza
almış erkeklerden de bilgi elde edilmiştir.
24
Araştırmanın finansal kaynağını sağlayan T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’ne, araştırma boyunca verdikleri destek ve
işbirliği için; TÜİK yetkililerine örneklem seçimindeki katkıları için; nicel araştırmanın
sahası sırasında ziyaret edilen illerin Valilik ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl
Müdürlükleri yetkililerine verdikleri destek için; Adalet Bakanlığı, Ankara ŞÖNİM,
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi ve Keçiören Belediyesi ile Kadın
Dayanışma Vakfı’na nitel araştırmanın sahasında verdikleri destek için gönülden
teşekkür ederim. Araştırmanın danışmanları Doç. Dr. Filiz Kardam’a, Prof. Dr. Gülriz
Uygur’a ve Psikolog Bişeng Özdinç’e araştırmanın çeşitli aşamalarında yaptıkları
değerli katkılar için teşekkür ederim. Kadın Dayanışma Vakfı’ndan Ebru Hanbay’a
ve Candan Dumrul’a; Cinsiyet Eşitliğini İzleme Derneği’nden Gülsen Ülker’e de
eğitim aşamasındaki yardımları için teşekkür ederim.
Araştırmada görüşmeci, ekip başı, denetçi ve veri girişçi olarak görev alan tüm
çalışanları kutluyor ve saha çalışması sırasında araştırmamıza katılmayı kabul ederek
yaşamlarına ilişkin bilgiyi bizimle paylaşan kadınlara ayrıca teşekkür ediyorum.
Çalışmanın her aşamasında desteğini esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr. Murat
Tuncer’e; araştırmanın sorumluluğunu başarıyla yürüten Doç. Dr. İlknur YükselKaptanoğlu’na; projeyi özveriyle ve yoğun çalışmayla gerçekleştiren Enstitümüzün
seçkin araştırmacılarına ve çalışmanın idari işlerini başarıyla yürüten Enstitümüz ve
Üniversitemiz idari kadrosuna teşekkürlerimi sunuyorum.
Son olarak, Enstitü’nün araştırma sürecindeki ağır çalışma temposunu anlayışla
karşılayan ve desteklerini esirgemeyen ailelerimize teşekkürlerimi sunarım. Türkiye’de
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması ile elde edilen sonuçların, kadına yönelik
şiddetle mücadele konusunda oluşturulacak politikalara önemli bir katkı sunmasını
diliyorum
Research on Domestic Violence against Women in Turkey
Kadına yönelik şiddet, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de güncelliğini koruyan
bir sorun olmaya devam etmektedir. Kadınlara yönelik insan hakları ihlali ve kadınlara
karşı ayrımcılık biçimlerinden biri olan bu şiddet, ülke genelinde mücadele edilmesi
gereken öncelikli toplumsal sorumluluklar arasında yer almaktadır. Kadına yönelik
şiddetin önlenmesi için sivil toplum kuruluşlarının, kadın örgütlerinin, kamu kurumlarının
ve üniversitelerin işbirliği içinde yürütecekleri çalışmalar önemlidir. Güvenilir ve güncel
veri üreterek veriye dayalı politika oluşturmada akademik kurumların sorumluluğu
önem kazanmaktadır. Bu çerçevede, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü
olarak, “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması” ile şiddetin yaygınlığı
ve nedenleri, kadınların bu süreçte neler yaşadıkları ve nasıl mücadele ettikleri ile
yakın zamanda gerçekleştirilmiş yasal düzenlemeleri kapsayan ve kadına yönelik
şiddetle mücadele için gerekli güncel bilgiyi sunmaktayız.
Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması, Enstitümüzün içinde bulunduğu
bir konsorsiyum tarafından 2008 yılında yürütülmüş olan aynı isimli araştırmanın takip
araştırması niteliğindedir. Araştırmanın verisi nicel ve nitel araştırma yöntemleri
kullanılarak elde edilmiştir.
Nicel araştırma Türkiye genelinde, 12 istatistiki bölge ile kentsel ve kırsal yerleşim
alanlarını temsil edecek şekilde 15.072 hedef örneklemi oluşturan hanelerde 15-
59 yaşları arasındaki kadınlar ile yüz yüze görüşmeler yaparak gerçekleştirilmiştir.
Nicel araştırma yöntemiyle elde edilen sonuçlar, kadınların halen ya da daha
önce yakın ilişki içinde oldukları eş/nişanlı/sözlü/erkek arkadaş tarafından maruz
bırakıldıkları fiziksel, cinsel ve duygusal şiddeti kapsamanın yanı sıra eğitimlerinin ve
ev dışında ücretli çalışmalarının engellenmesi ve ısrarlı takip sonucunda yaşamlarının
kısıtlanması gibi farklı şiddet biçimlerine ilişkin bilgileri içermektedir. Ayrıca kadınların
aile çevresi ve yakın çevreleri başta olmak üzere diğer kişilerden maruz kaldıkları
şiddet biçimlerine ilişkin bilgi de araştırma kapsamında toplanmıştır.
Nitel araştırma bileşeni ise, daha çok kadınların şiddetle mücadele için kullandıkları
kurumsal başvuru sürecine ve bu mücadelenin önemli adımlarından biri olan 6284
sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Aile İçi Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile
ilgili görüş ve önerilere odaklanmıştır. Nicel araştırmanın amacının şiddet yaygınlığı ve
mücadele için yapılanlar olması nedeniyle sadece kadınlardan bilgi toplanmasına
karşılık, nitel araştırmada genç erkekler ile eşine fiziksel şiddet uygulamış ve ceza
almış erkeklerden de bilgi elde edilmiştir.
24
Araştırmanın finansal kaynağını sağlayan T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’ne, araştırma boyunca verdikleri destek ve
işbirliği için; TÜİK yetkililerine örneklem seçimindeki katkıları için; nicel araştırmanın
sahası sırasında ziyaret edilen illerin Valilik ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl
Müdürlükleri yetkililerine verdikleri destek için; Adalet Bakanlığı, Ankara ŞÖNİM,
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi ve Keçiören Belediyesi ile Kadın
Dayanışma Vakfı’na nitel araştırmanın sahasında verdikleri destek için gönülden
teşekkür ederim. Araştırmanın danışmanları Doç. Dr. Filiz Kardam’a, Prof. Dr. Gülriz
Uygur’a ve Psikolog Bişeng Özdinç’e araştırmanın çeşitli aşamalarında yaptıkları
değerli katkılar için teşekkür ederim. Kadın Dayanışma Vakfı’ndan Ebru Hanbay’a
ve Candan Dumrul’a; Cinsiyet Eşitliğini İzleme Derneği’nden Gülsen Ülker’e de
eğitim aşamasındaki yardımları için teşekkür ederim.
Araştırmada görüşmeci, ekip başı, denetçi ve veri girişçi olarak görev alan tüm
çalışanları kutluyor ve saha çalışması sırasında araştırmamıza katılmayı kabul ederek
yaşamlarına ilişkin bilgiyi bizimle paylaşan kadınlara ayrıca teşekkür ediyorum.
Çalışmanın her aşamasında desteğini esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr. Murat
Tuncer’e; araştırmanın sorumluluğunu başarıyla yürüten Doç. Dr. İlknur YükselKaptanoğlu’na; projeyi özveriyle ve yoğun çalışmayla gerçekleştiren Enstitümüzün
seçkin araştırmacılarına ve çalışmanın idari işlerini başarıyla yürüten Enstitümüz ve
Üniversitemiz idari kadrosuna teşekkürlerimi sunuyorum.
Son olarak, Enstitü’nün araştırma sürecindeki ağır çalışma temposunu anlayışla
karşılayan ve desteklerini esirgemeyen ailelerimize teşekkürlerimi sunarım. Türkiye’de
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması ile elde edilen sonuçların, kadına yönelik
şiddetle mücadele konusunda oluşturulacak politikalara önemli bir katkı sunmasını
diliyorum
Education, religious practice and gender ideology in Turkey
In this paper we explore how education and religious practice influence gender ideology in Turkey, using survey data for 2003, 2008 and 2013. The two concepts of “male authority” and “female autonomy” are used as proxies for gender ideology, taking advantage of a set of statements intended to capture gender role attitudes among ever-married women 15-49 years. They were constructed using factor analysis. We then analyzed how attitudes to male authority and female autonomy differ by educational level and religious practice. In the ten-year period from 2003 to 2013 there has been a rapid increase in education while religious practice has remained high. We found that post-secondary education has a strongly positive effect on non-traditional gender attitudes, although declining over time, while the positive effect of not wearing headscarf mostly has remained high. Thus, the propagation of patriarchal religious values, which can be observed in Turkey since the turn of the century, promoting gender inequality and the confinement of women to the domestic realm, seems to be counteracting the positive influence of increasing female education on egalitarian views of women in Turkey
What puts women at risk of violence from their husbands? Findings from a large, nationally representative survey in Turkey.
A large, nationally representative, cross-sectional survey was conducted in Turkey in 2008. In this survey, which used the WHO (World Health Organization) study module on violence, information about lifetime and current violence (past 12 months) was obtained using weighted, stratified, and multistage cluster sampling. This article describes factors associated with physical or sexual violence experienced by ever-married women, aged 15 to 49, from their current or most recent husbands in the 12 months before the survey. Logistic regression analysis is used to describe the risk and protective factors from a considerable range of explanatory variables. The findings confirm that many factors are similar to the experiences of other countries. The physical or sexual violence experienced by ever-married women from their husbands was 15.1%. The violence experienced by women is significantly positively associated with early childhood abuse experiences of both women and their husbands; marriages decided by families or others; husband's behaviors such as drunkenness, adultery, controlling women's behavior, and preventing contact with women's family and friends. The age of the women, their contribution to the household income, support from women's families, women's acceptance of male authority, and nonpartner violence experience as well as regional differentials also affect the risk of violence. No significant associations were found with the employment status of women and men or education difference. This study, as one of the largest surveys ever conducted on the issue of domestic violence using face-to-face interviews, demonstrated how the patriarchal family structure still affects women's lives in Turkey. This is particularly significant, given Turkey's setting between traditional and modern values
Child, Early and Forced Marriage in Turkey
Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler (ÇEZE) küresel ölçekte önemli toplumsal sorunlardan biridir. Çocuk haklarının açık
bir şekilde ihlali olan bu sorun, özellikle insan haklarına yönelik ihlaller arasında da yer almaktadır. Aynı zamanda, sonuçları
itibarıyla kadınların yaşamlarında daha belirgin olmak üzere olumsuzluklara neden olmaktadır.
ÇEZE’nin önlenmesine yönelik çalışmalara yön vermesi hedeflenen bu raporda, güncel duruma ilişkin bilgi 2018-TNSA
verisinin detaylı analizlerinden elde edilmiştir. Ayrıca, 1993, 1998, 2003, 2008 ve 2013 yıllarında gerçekleştirilen TNSA
verileri analiz edilerek, Türkiye’nin son 25 yılı için bir kesit sunulmuştur.
ÇEZE, kadınların eğitim ve iş yaşamına katılım hakkı, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakları ve şiddetsiz yaşama hakkı gibi
sahip oldukları birçok hakkı kullanmalarını engelleyen toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini pekiştirir. Çok boyutlu bir konu olan
ÇEZE, bir ayrımcılık biçimi ve halk sağlığı sorunu, uluslararası alanda kabul gören bir suç olmanın yanı sıra sürdürülebilir
kalkınmanın engeli ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet biçimlerinden biri olarak da tanımlanmaktadır.
Bu çalışma, Türkiye’de ÇEZE’nin önlenmesine yönelik çaba ve çalışmalara, üreme sağlığı alanı öncelikli olacak biçimde veri
temelli bir analiz ile katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Analizlerde, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları (TNSA) verisi
kullanılmıştır. TNSA’lar, 15-49 yaş grubundaki kadınların üreme sağlığına, sosyo-ekonomik durumlarına,
evliliklerine, çalışma yaşamları ve tutumlarına yönelik kapsamlı ve ayrıntılı bilgi toplayan önemli veri
kaynaklarıdır