365 research outputs found

    İşletme ve Muhasebe Eğitimi Müfredatı Yeterince Sürdürülebilir mi? Türkiye ve Diğer Ülke Üniversitelerinin Müfredatlarının Doküman Analizi ile Karşılaştırılması

    Get PDF
    Geleneksel muhasebe yapısı kurumsal sürdürülebilirlik konusunda işletme paydaşlarının beklentilerine yeterince cevap verememektedir. Bu sebeple sürdürülebilirliği de göz önüne alan sürdürülebilirlik muhasebesi, çevre muhasebesi, entegre raporlama gibi yeni muhasebe yaklaşımları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla sürdürülebilirlik kavramının muhasebeye entegrasyonu ile muhasebe eğitiminden beklentiler de değişmiştir. Buradan hareketle çalışmada, üniversite derecelendirme kuruluşları arasında yer alan Times Yükseköğretim Kuruluşu’nun 2021 yılı için belirlediği eğitim-öğretim kategorisi, Muhasebe ve Finansman alanı dünya sıralamasında yer alan ilk 25 üniversite ile bu sıralamada yer alan Türk üniversitelerinin ilk 25’i tespit edilmiş ve müfredatlarındaki sürdürülebilirlik ve türevleri ile ilgili derslerin varlığı doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırmada üniversitelerin İşletme, Yönetim, Muhasebe ve Finansman bölümlerinin lisans, yüksek lisans ve doktora müfredatları analiz edilmiş, ardından Türkiye ve diğer ülke üniversiteleri karşılaştırılmıştır. Elde edilen verilere göre, sürdürülebilirlik konusunda işletme, yönetim ve muhasebe alanında eğitim veren yabancı üniversitelerin ders müfredatlarında eksiklikler olduğu, Türk üniversitelerinde ise bu eksikliğin çok daha dikkat çekici olduğu düşünülmektedir

    İşletme ve Muhasebe Eğitimi Müfredatı Yeterince Sürdürülebilir mi? Türkiye ve Diğer Ülke Üniversitelerinin Müfredatlarının Doküman Analizi ile Karşılaştırılması

    Get PDF
    Geleneksel muhasebe yapısı kurumsal sürdürülebilirlik konusunda işletme paydaşlarının beklentilerine yeterince cevap verememektedir. Bu sebeple sürdürülebilirliği de göz önüne alan sürdürülebilirlik muhasebesi, çevre muhasebesi, entegre raporlama gibi yeni muhasebe yaklaşımları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla sürdürülebilirlik kavramının muhasebeye entegrasyonu ile muhasebe eğitiminden beklentiler de değişmiştir. Buradan hareketle çalışmada, üniversite derecelendirme kuruluşları arasında yer alan Times Yükseköğretim Kuruluşu’nun 2021 yılı için belirlediği eğitim-öğretim kategorisi, Muhasebe ve Finansman alanı dünya sıralamasında yer alan ilk 25 üniversite ile bu sıralamada yer alan Türk üniversitelerinin ilk 25’i tespit edilmiş ve müfredatlarındaki sürdürülebilirlik ve türevleri ile ilgili derslerin varlığı doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırmada üniversitelerin İşletme, Yönetim, Muhasebe ve Finansman bölümlerinin lisans, yüksek lisans ve doktora müfredatları analiz edilmiş, ardından Türkiye ve diğer ülke üniversiteleri karşılaştırılmıştır. Elde edilen verilere göre, sürdürülebilirlik konusunda işletme, yönetim ve muhasebe alanında eğitim veren yabancı üniversitelerin ders müfredatlarında eksiklikler olduğu, Türk üniversitelerinde ise bu eksikliğin çok daha dikkat çekici olduğu düşünülmektedir

    İki Kardeşte Görülen Robinow Sendromu

    Get PDF
    Robinow sendromu (RS); baş, yüz, boy, ekstremiteler, mezomelik ekstremite kısalması, fasiyal malformasyonlar ve genital anormallikler ile karakterize, oldukça nadir görülen (1:500.000) bir genetik bozukluktur. Kraniyofasiyal özellikler; geniş bir alın, hipertelorizm, orta yüz hipoplazisi, düzleşmiş ve genişlemiş burun, basık burun köprüsü, aşağı eğimli ağız köşeleri, düşük kulaklar, mikrognati ve üçgen ağızdan oluşur. Sıklıkla görülen oral bulgular arasında; jinjival hiperplazi, dilde anomaliler, dental anomaliler yer alır. RS çeşitli orofasiyal ve dental özellikleri göstermesine rağmen, bu hastaların intraoral bulguları ve diş tedavisi protokolü ile ilgili yayımlanmış raporlar nispeten azdır. Bu nedenle bu olgu sunumunun amacı oldukça nadir görülen Robinow sendromu olgusunu sunmak ve literatüre katkı sağlamaktır.&nbsp;</p

    Radyolojik Bulgularla Submandibular Bezde Dev Siyalolit: Olgu Sunumu

    Get PDF
    Siyalolit, bir tükürük bezi parankimi veya kanalı içerisinde, bir veya daha fazla sayıda, oval ya da yuvarlak formdaki kalsifik odak olarak tanımlanmaktadır. En sık submandibular tükürük bezinde ve 30-60 yaş aralığında görülmektedir. 46 yaşında erkek hasta dental tedavileri için İstanbul Üniversitesi Diş Hekimiği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Kliniği’ne başvurmuştur. Panoramik radyografisinde rastlantısal olarak sağ mandibula angulus bölgesinde radyoopak bir oluşum görülmüştür. Klinik olarak ilgili bölgede herhangi bir semptom saptanamamıştır. Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi incelemesinde sağ angulus bölgesinde, lingual alanda, iç yapısı mikst, hiperdens odak izlenmiş olup siyalolit olduğu tespit edilmiştir. Ultrasonografide ise submandibular tükürük bezi kanalı içerisinde olduğu belirlenmiştir. Herhangi bir semptom bulunmaması nedeniyle hastanın düazenli takibi sağlanmıştır. Klinik ve radyografik bulgular ile siyalolitin lokalizasyon ve ebatlarının belirlenmesi tedavi planlamasında önemlidir. Bu vaka sunumunda asemptomatik büyük boyutlu bir siyalolit olgusunun radyolojik bulgularını sunmak amaçlanmıştır.&nbsp;</p

    Cone-beam computed tomography evaluation of impacted and transmigrated mandibular canines: a retrospective study.

    Get PDF
    Objectives The purpose of this study is to evaluate CBCT images of impacted mandibular canines in detail and to discuss implications for diagnosis and treatment. Methods CBCT images of dental patients applied between December 2015 and December 2017 were evaluated retrospectively.&nbsp;2591 CBCT images, including mandible in their feld of view, were determined and evaluated regarding the presence of mandibular canine impaction. 66 impacted mandibular canines of 58 patients were analyzed in detail regarding their location, morphology, associated pathologies, and their relationship with the neighboring anatomic structures, the role of these factors on transmigration, as well as treatments applied. The Pearson Chi square test was used between the groups. Results Transmigration was observed in 53% of impacted mandibular canines. Teeth with transmigration were localized horizontally, below the apex of adjacent teeth frequently, and had no contact with mandibular cortical bone mostly. 62% of mandibular canines were in contact/proximity with the incisive mandibular canal. The most applied treatment for transmigrated teeth was surgical removal, followed by radiographic monitoring, but orthodontic traction was not preferred in any case. For non-transmigrated teeth, the most applied treatment options were surgical removal, orthodontic traction, and radiographic monitoring, respectively. Autotransplantation was not preferred in any case of impacted teeth. Vertical position of the crown tip (p&lt;0.05) and the presence of deciduous mandibular canines and their resorption showed signifcant relation to transmigration (p&lt;0.05). Conclusion Transmigration is common among impacted mandibular canines. Resorption of adjacent teeth roots was one of the possible complications of impaction and likely contact/proximity of incisive mandibular canal with impacted mandibular canines, which may pose difculties in surgical treatment, can be better detected by CBCT.</p

    Semento-osseöz Displazi: Vaka Serisi

    Get PDF
    Semento-osseöz displazi, trabeküler kemik yapısının fibröz doku ile yer değiştirmesi sonucu oluşur. Bu çalışmada, semento-osseöz displazisi olan hastaların yaş, cinsiyet dağılımlarını değerlendirmeyi, lezyonu tipleri ve evrelerine göre incelemeyi amaçladık. Bu olgu serisinde farklı nedenlerle kliniğimize başvuran 17 hasta ile semento-osseöz displazi bulunan bölgede ağrı şikayetiyle başvuran 5 hasta değerlendirildi. Semento-osseöz displazi lezyonları asemptomatikse ve sekonder enfeksiyon yoksa müdahale edilmemelidir. Kanlanması az olan sklerotik ve asemptomatik sementoosseöz displazi vakalarında sekonder enfeksiyona neden olabileceğinden biyopsiden kaçınılmalıdır.</p

    Meme küçültme cerrahisinin solunum fonksiyon testleri üzerine etkisi

    Get PDF
    Introduction: Bilateral breast reduction surgery is the surgical treatment of bilateral breast hypertrophy. This is one of the most common breast surgery requested by women, and performed by plastic surgeons. The reasons that patients want this surgery are to re-size sagging breasts aesthetically, and to get rid of somatic symptoms such as shoulder, chest, back, and neck pain. We believe that the objective positive effects of breast reduction surgery exist beside aesthetic. In our study, our aim is to elicit positive effects of surgery on lungs, if there are, by making pulmonary function test and carbon monoxide diffusion test before surgery and after 6 months of surgery. Materials and Methods: Thirty patients agreed to participate in the study. Study is completed with 19 patients. Pulmonary function test and carbon monoxide diffusion test were made to all patients in preoperative and 6 months of postoperative period. Lung roentgenogram of all patients was performed and height, weight, body mass index were measured. Saturation level was measured. Results: There was a meaningful increase in FEV1 and FVC values in the postoperative period in comparison with pulmonary function test performed in preoperative period. DLCO in postoperative period decreased meaningfully as compared to the preoperative period. Conclusion: Breast reduction surgery seems to have positive effects on pulmonary function test values and relaxes patients clinically. Patients with big breasts should be evaluated from this perspective if they apply chest diseases clinic with shortness of breath. © 2017, Ankara University. All rights reserved

    Significance of the Tks4 scaffold protein in bone tissue homeostasis

    Get PDF
    Abstract The main driver of osteoporosis is an imbalance between bone resorption and formation. The pathogenesis of osteoporosis has also been connected to genetic alterations in key osteogenic factors and dysfunction of bone marrow mesenchymal stem/stromal cells (BM-MSCs). Tks4 (encoded by the Sh3pxd2b gene) is a scaffold protein involved in podosome organization. Homozygous mutational inactivation of Sh3pxd2b causes Frank-ter Haar syndrome (FTHS), a genetic disease that affects bone tissue as well as eye, ear, and heart functions. To date, the role of Tks4 in adult bone homeostasis has not been investigated. Therefore, the aim of this study was to analyze the facial and femoral bone phenotypes of Sh3pxd2b knock-out (KO) mice using micro-CT methods. In addition to the analysis of the Sh3pxd2b-KO mice, the bone microstructure of an FTHS patient was also examined. Macro-examination of skulls from Tks4-deficient mice revealed craniofacial malformations that were very similar to symptoms of the FTHS patient. The femurs of the Sh3pxd2b-KO mice had alterations in the trabecular system and showed signs of osteoporosis, and, similarly, the FTHS patient also showed increased trabecular separation/porosity. The expression levels of the Runx2 and osteocalcin bone formation markers were reduced in the bone and bone marrow of the Sh3pxd2b-KO femurs, respectively. Our recent study demonstrated that Sh3pxd2b-KO BM-MSCs have a reduced ability to differentiate into osteoblast lineage cells; therefore, we concluded that the Tks4 scaffold protein is important for osteoblast formation, and that it likely plays a role in bone cell homeostasis
    corecore