Peat Use in Horticulture

Peat is a spongy substance which is an effect of incomplete decomposition of plant residues in different stages of decomposition. Between the several organic matters which are used as substrate for horticultural plants cultivation in soilless conditions, peat is the unabandonable ingredient for mixtures for commercial production of plants. Peat is used in horticulture as a component of garden plant substrates, in agriculture for the production of garden soil and as an organic fertilizer, and in balneology as a material for baths and wraps. The use of peat for agriculture and horticulture is determined by the following quality parameters: the degree of decomposition, ash content, pH, the presence of carbonates, the density of the solid phase, bulk density, and porosity. As an organic material, the peat forms in the acidic, waterlogged, and sterile conditions of fens and bogs. The conditions seem like the development of mosses. The plants do not compose as they die. Instead of this, the organic matter is laid down and accumulates in a slow time as peat due to the oxygen deficiency in the bog. This makes peat a highly productive growing medium. In the present novel review, we discuss the peat use in horticulture

Çağlar için yazılanlar

Taha Toros Arşivi, Dosya No: 5-Behçet Kemal ÇağlarSınırsız devrim aşığıDağlarca diyor ki...Ata'nın şairi yok...Çağlar saatiYaşar Nabi anlatıyorBehçet Kemal Çağlar içinSavaşçının ölümüÖnemli bir dönemin anısıdır ÇağlarBehçet Kemal Çağlar'ın ardında

Nems Ve Mems Mikroyapılar Için Yüksek Mertebe Davranıs Modeli Gelistirilmesi

Mikroelektromekanik sistemler (MEMS) ve nanoelektromekanik sistemler (NEMS) yasadıgımız çagdas dünyanın vazgeçilmez bir unsuru olmuslardır, ve kullanım alanları göz önüne alındıgında, sahip oldukları önem gittikçe artmaktadır. Gün geçtikçe boyut olarak daha küçük, ömür olarak daha dayanıklı olarak üretilmesi gereken bu sistemlerin karakteristik boyutu nanometre ölçegine yaklasmaktadır. Mikrometre ve nanometre ölçek boyutlarında, klasik katı mekanigine dayalı kiris, plaka vb. teorileri geçerliligini yitirmekte, malzemenin esneklik modülü, dayanım, vb. birçok elastik parametresini degistiren boyut etkisi söz konusu olmaktadır ? örnegin genel prensip olarak, bu seviyelerdeki küçük olan yapılar, makro ölçekteki yapılara göre daha güçlüdür. Bu etki Hall-Petch etkisi olarak bilinmektedir. Dolayısıyla küçülen ve karakteristik boyutu tane büyüklügü mertebesine yaklasan MEMS ve NEMS yapıların elastik davranısını açıklamak için yüksek mertebe teorilerin kullanılması gerekliligi ortaya çıkmaktadır. Bu projede MEMS ve NEMS?lerde en çok kullanılan malzemelerden birisi olan altın için, ilgili kapsamda yapılan deney sonuçları dikkate alınarak, boyut etkisini dikkate alarak elastik davranısı daha dogru, tam ve eksiksiz olarak modelleyen yüksek mertebe sürekli ortam (continuum) teorileri ve bunlara baglı olarak bir sonlu elemanlar kodu gelistirilmistir. Ilgili çalısmalar yardımıyla altın malzemeden yapılmıs bir MEMS/NEMS anahtar yapısı da gelistirilmistir. Daha önce literatürde NEMS ve MEMS yapılar boyut etkisini tasarım asamasında dikkate alan bir çalısma gerçeklestirilmemis olup bu çalısma, niteligi itibariyle bir ilktir. Bu amaca ulasmak için tanecik boyutu ve karakteristik boyutu degisken parametreler olarak seçilerek, çesitli altın mikroyapılar üzerinde bükme testleri gerçeklestirilmistir. Daha sonra elde edilen sonuçların, son zamanlarda dogrulugu kanıtlanmıs yüksek mertebe teorilerinden olan gerinim gradyantı (strain gradient) ve eslenik gerilme (couple stress) teorileri için uyumlulugu arastırılmıs, ilgili gerinin gradyanı teorisi kullanılarak altın için boyut parametresi ve elastik parametreler bulunmustur. Ilgili sonuçlar, proje kapsamında gene literatürde bir ilk olarak gelistirilmis olan yüksek mertebe sonlu plak elemanlar kodu ile dogrulanmıstır. Yukarıda da bahsedildigi gibi yüksek mertebe sürekli ortam teorileri, altın mikroyapılar için ilk defa arastırılmıs ve deneyler yardımıyla dogrulama çalısmaları yapılmıstır. Bu çalısmalar, klasik elastisite kuramına ek olarak malzeme modeline giren ölçek boyut sabitlerinin de elde edilmesini saglamıstır. Gelistirilmis olan matematiksel model ve sonlu elemanlar kodu, altın malzemesinin mikron seviyesindeki elastik davranısını yüksek mertebe sürekli ortam teorileriyle inceleyen ilk çalısma olmustur. Ayrıca ilgili çalısmalar sonunda ortaya çıkan anahtar yapısı, yüksek mertebe modellerine dayanması itibariyle de bir ilktir. Bu nedenle, ilgili projenin bilimsel ve teknolojik olarak yüksek bir özgün degere sahip oldugu düsünülmektedir. Gelistirilecek olan hesaplamalı (sonlu elemanlar analizi yoluyla) modeller altın mikroyapıların yanısıra kristal yapılı malzemelerden üretilen MEMS ve NEMS?lerin tasarım asamalarını büyük ölçüde iyilestirecektir. Tasarımcılar ihtiyaçları dogrultusunda bu tip MEMS ve NEMS?lerin boyut ve dayanım özelliklerini eniyileyebilieceklerdir. Ayrıca elastik ve plastik etkiler içeren üretim asamaları daha verimli ve etkin hale gelebilecektir

Organik Domates Yetiştiriciliğinde Çiftlik Gübresi, Mikrobiyal Gübre ve Bitki Aktivatörü Kullanımının Yaprakların Makro Element İçeriği Üzerine Etkisi

Bu çalışma domates yetiştiriciliğinde organik ve konvansiyonel üretim sistemlerinin bitki besin maddeleri alımına etkilerini karşılaştırmak amacıyla 2005-2006 yıllarında arazi koşullarında yürütülmüştür. Araştırmada çiftlik gübresinin 4 farklı dozu (0-7-14-21 m3/da) hem organik hem de konvansiyonel yetiştiricilikte uygulanarak karşılaştırılmıştır. Çalışmada ayrıca iki bitki aktivatörü (Crop-Set ve ISR 2000), iki mikrobiyal gübre (Bionem ve Natural Bioplasma) ve bu ikisinin kombinasyonlarının organik domates yetiştiriciliğinde besin maddesi alımına etkisi araştırılmıştır. Çalışma sonucunda uygulamalar arasında N (% 2.76-3.65), P (1.49-2.33 mg/g), K (17.00-20.13 mg/g), Ca (24.81-36.02 mg/g) ve Mg (2.27-3.38 mg/g) içeriği bakımından önemli varyasyonlar tespit edilmiştir

Analysis of Gold Microbeams with Higher Order Continuum Theories

Microbeams are building blocks for many micro and nanostructures as well as microelectromechanical systems (MEMS) and cannot accurately be modelled by classical continuum theories due to size effects due to their micro-scale. These size effects can be taken into account by the so-called higher order continuum theories. Modified Strain Gradient Theory (MSGT) and Modified Couple Stress Theory (MCST) are two commonly used theories, which extend the classical local continuum theories of grade one with the introduction of additional length scale parameters. In this contribution, the variational problem governing the elasticity of higher order beam formulation and the finite element implementation based upon, are briefly introduced. To this end, well known Euler-Bernoulli beam formulation assumptions are used. The size effect for gold-micro beams is demonstrated and the length scale parameters of gold micro-beams for MSGT and MCST are identified form the existing experimental data from literature for the first time. As a novel aspect, significant size effect is demonstrated for the length scales associated with the state of the art gold micro-beam structures developed for NEMS and MEMS applications, which reveals the necessity of the use of higher order theories at these length scales. Advantages and drawbacks of these theories are also discussed comparativel

The effect of different mulch color on the yield and quality properties of tomato

Bu çalışma. 4 farklı malç uygulamasının (mavi, yeşil, şeffaf, siyah) kontrole (malçsız) göre domatesin verim ve kalite özelliklerine etkilerini tespit etmek amacıyla yürütülmüştür. Deneme sonunda, kontrol uygulaması dışındaki tüm uygulamalarda toprak sıcaklığında bir artış söz konusu olmuştur. En yüksek verim şeffaf malç uygulamasından (8469 kg/da) elde edilirken, en düşük verim kontrol uygulamasından (5128 kg/da) elde edilmiştir. Siyah malç uygulaması en yüksek meyve ağırlığını (151.21 g) verirken kontrol uygulaması en düşük değeri (118.40 g) vermiştir. pH, briks ve delinme direnci sırasıyla; 4.43-4.51, 3.67-4.00 ve 1.514-1.767 kg/cm2 arasında değişim göstermişlerdir.In this study was conducted for determine the effect of different 4 mulches (blue, green, transparent and black polyethylenes) according to control (unmulched) on the yield and quality properties of tomato. In the result of this research, all treatments increased soil temperature in respect of the control treatment. The highest yield was obtained in transparent mulch application (8469 kg/da) while the lowest yield was obtained in control application (5128 kg/da). Black mulch application has given the highest fruit weight (151.21 g) while control application has given the lowest value as 118.40 g. pH, brix and penetration values were changed between 4.43-4.51, 3.67-4.00 and 1.514-1.767 kg/cm2, respectively

Watermelon genetic resources in Turkey and their characteristics

Turkey is the second largest watermelon producing country after China.Although Turkey is not the origin of watermelon, it has valuable watermelon geneticresources which mainly consist of local genotypes. University of Cukurova has one ofthe largest collections of the country and has been studying the genetic collectionssince early 1990’s. Today University of Cukurova has a collection of approximately250 genetic materials. In this study, 15 provinces in 5 different regions (SoutheasternAnatolia, Aegean, Marmara-Thrace, Middle Anatolia and Mediterranean regions) ofTurkey were visited in summer and fall season of 2004. 134 watermelon genotypeswere collected. Fruit (size, shape, ground color of skin, intensity of color, presence ofstripes, flesh color) and seed (size, ground color of testa, secondary color of testa,patches at hilum, and patches at margin) of collected watermelon genotypes werecharacterized

Variations in the response of different lines and hybrids of melon (Cucumis melo var. cantaloupensis) under salt stress.

This study was carried out in order to determine the variability of melon response to salinity. This was done by evaluating the responses of 7 elite lines, 8 double haploid lines and 14 F1 hybrids of melon (Cucumis melo var. cantaloupensis) grown in nutrient solution with 200 mM NaCl at early developmental stage. The severity of leaf symptoms caused by 200 mM NaCl using a 1-5 symptom scale. The most susceptible genotypes were line 3 and line 5 with 4.50 and 4.16 scales values, respectively, while the tolerant genotypes were F1-4 and line 11 with 1.15 and 1.22 scale values, respectively. Under saline conditions, the genotypes showed average 62% reduction in plant height, 54% reduction in shoot dry weight and 30% reduction in root dry weight and 21% reduction in root length compared with the control group. Leaf chlorophyll of salt susceptible genotypes (line 3 and line 5) was decreased, while chlorophyll of salt tolerant genotypes (line 11 and F1-4) increased. A positive correlation was found between Na concentration of plant and severity of leaf symptoms in genotypes grown under 200 mM NaCl salt stress. Generally, with genotypes low scale values were affected by salt stress and genotypes salt uptake were more affected by salt stress. These result indicated that both shoot Na concentration and the severity of leaf symptoms could be used together as screening parameters for salinity stress in early growth stages of melon