Resistive force theory-based analysis of magnetically driven slender flexible micro-swimmers

Resistive force theory is concise and reliable approach to resolve flow-induced viscous forces on submerged bodies at low Reynolds number flows. In this paper, the theory is adapted for very thin shell-type structures, and a solution procedure within a nonlinear finite element framework is presented. Flow velocity proportional drag forces are treated as configuration-dependent external forces and embedded in a commercial finite element solver (ABAQUS) through user element subroutine. Furthermore, incorporation of magnetic forces induced by external fields on magnetic subdomains of such thin-walled structures is addressed using a similar perspective without resolving the magnetic field explicitly. The treatment of viscous drag forces and the magnetic body couples is done within the same user element formalism. The formulation and the implementation are verified and demonstrated by representative examples including the bidirectional swimming of thin strips with magnetic ends

THE CORRELATION BETWEEN INTERPERSONAL COMMUNICATION SKILLS OF INSPECTION GROUPS AND THEIR CONFLICT MANAGEMENT STRATEGIES

The purpose of this study was to explore the correlation between interpersonal communication skills and conflict management strategies in the case of inspection groups constituted by a number of inspectors based on the geographical and demographic dispersion of the school population in Turkey. This research was conducted as a survey. The population of the study consisted of 2493 inspectors working in 81 provinces geographically divided in seven regions. In this research, the data were collected by “Interpersonal Communication Skills Questionnaire” which consisted of 33 items and “Conflict Management Strategies Questionnaire” which consisted of 32 items. In the analyses of the study, Pearson correlations coefficient and Hierarchical regression were conducted. Consequently, the findings show that both the leaders’ and the supervisors’ views were congruent in that positive and significant correlations were found between two conflict management strategies (problem solving and compromising) and all interpersonal communication skills. The results of Hierarchical regression analysis further showed that feedback and trusting variables had statistically significant positive effects on problem solving, avoiding and dominating strategies and finally effectiveness variable had statistically significant positive effects on compromising strategy.  Article visualizations

Innovation and Business Performance: A Study in Grocery Retailing

Yenilik, son yıllarda giderek artan bir şekilde pek çok sektörde üstün işletme performansının önemli bir unsuru olarak görülmektedir. Perakendecilik sektörü de bunlardan istisna değildir. Yenilikler ve uygulamaları perakendecilikte daima önemli bir rol oynamıştır. Perakendeciler için yenilik, bir yandan maliyetlerini düşürmelerini, iş süreçlerini iyileştirmelerini ve müşterilere yönelik hizmetlerini geliştirmelerini sağlar. Öte yandan perakendecilikteki yenilikler, rakiplerine kıyasla rekabet avantajı kazandıran temel itici güçlerden biri haline gelmiştir ve perakende sektörü için dönüşümsel değişimi ifade etmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, ampirik olarak ürün, süreç, pazarlama, organizasyonel ve teknolojik yeniliklerin Türkiye'de faaliyet gösteren 91 organize gıda odaklı perakende işletme performansı üzerine etkilerini açıklamaya odaklanmıştır. Perakendecilikte yenilikler ve işletme performansı arasındaki ilişkileri belirlemek için teorik bir çerçeve ampirik olarak test edilmiştir. Araştırmanın sonuçları, basit doğrusal regresyonda beş yenilik türünün de işletme performansına pozitif yönde etkisi olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, çoklu regresyonda sadece organizasyonel yeniliğin işletme performansına pozitif yönde ve istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu görülmektedir.In recent years, innovation increasingly has been considered a key element of superior business performance in many industries. Retailing is no exception. Innovations and its applications have always played an important role in retailing. On one hand, innovations enables retailers to reduce their cost, to improve their business processes and to improve their services to customers as well. On the other hand, innovations in retailing have become a fundamental success drivers to gain the competitive advantage over their rivals and denotes a transformative change for the retail industry. The main purpose of this study is to explore the effects of the product, process, marketing, organizational and technological innovations on the business performance based on an empirical study covering 91 organized grocery retailers in Turkey. A theoretical framework is empirically tested identifying the relationships amid innovations and business performance in retailing. The results reveal that five types of innovation have positive effects on business performance in simple linear regression. However, it is seen that only organizational innovation has a positive and statistically significant effect on business performance in multiple regression

Denetim Anlayışı ve Uygulamalarındaki Değişimler Hakkında Okul Müdürlerinin Görüşleri

Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 2014 yılında eğitim denetimi alanında yapılan değişiklikler konusunda okul müdürlerinin görüşlerini belirlemektir. Araştırma, tarama modelinin kullanıldığı betimsel bir çalışmadır. Antalya’da resmi okullarda görevli yaklaşık 802 okul müdürü, araştırmanın evrenini oluşturmuştur. Tabakalı rastgele örnekleme yöntemi ile belirlenen 313 okul müdürü örneklemi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen beşli Likert tipi derecelendirme ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde aritmetik ortalama, standart sapma, t- testi ve MANOVA kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre okul müdürleri, “müfettişler tarafından öğretmen ders denetiminin yapılmaması” konusuna orta düzeyde katıldıklarını; denetim sisteminin yapı ve işleyişinde yapılan diğer değişmelere ise çoğunlukla katıldıklarını belirtmişlerdir. Öğretimin geliştirilmesine odaklanan bir denetim sisteminin kurulması önerilmiştir

Artımlı Sac Şekillendirme Yönteminin Sayısal Analizinde Açık Adım Ve Kapalı Adım Sonlu Eleman Yöntemi Çözümlerinin Karşılaştırmalı Analizi

Konferans Bildirisi -- Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2013Conference Paper -- Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2013Sacın belirli bir pot çemberine bağlanarak bir şekillendirme ucu vasıtası ile değişik noktalardan uygulanan kuvvet ile (bu kuvvetin oluşturduğu lokal plastik deformasyonlar yolu ile) şekillendirilmesi yöntemine Artımlı Sac Şekillendirme (ASŞ) tekniği denmektedir. İşlem çoğunlukla sayısal kontrollü (CNC) dik işleme tezgahlarında gerçekleştirilmektedir. ASŞ, özellikle şekillendirme sırasında bir kalıp gerektirmemesi ve bu sebeple hem maliyetinin düşük olması hem de üretim esnekliği sağlaması açısından prototip ve/veya konsept üretim benzeri düşük adetli üretimler için uygun bir imalat yöntemidir. Artımlı sac şekillendirme işlemi, seçilen parça geometrisine göre uzun süren bir yöntemdir. Ayrıca şekillendirme sırasında parçanın çeperleri istenenden fazla incelebilmekte ya da yırtılabilmektedir. Bu sebeplerden dolayı, imalat öncesinde ilgili geometrinin üretiminde seçilen takımyolu ve diğer parametrelerin sayısal bir ortamda denenerek etkinliğinin ve doğruluğunun tespit edilmesi önem arz etmektedir. Bu durum, bu çalışmanın temel motivasyonunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada, kesik koni ve kare piramit şekillerine sahip iki ayrı parça geometrisi için öncelikle belirlenen takımyolları sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak açık adım (explicit) ve kapalı adım (implicit) analizler ile incelenmiştir. Takımyolları üç değişik şekillendirme ucu çapı için (5mm, 10mm ve 15mm) hazırlanmıştır. Hazırlanan takımyolları MATLAB programı vasıtası ile oluşturulan bir arayüz dosyası ile ABAQUS sonlu elemanlar yazılımına girdi olarak verilmiştir. Ayrıca malzemenin detaylı simülasyona yönelik mekanik özellikleri hassas şekilde tespit edilmiş ve bu bilgiler de ilgili sonlu elemanlar yöntemi programına malzeme kartları olarak yerleştirilmiştir. Çalışmada analizleri yapılan parçaların daha sonra imalatları gerçekleştirilmiş ve imal edilen parçalar üzerinden optik ölçüm yöntemi ile hem geometrik bilgi (ölçüler ve toleranslar) hem de genleme değerleri elde edilmiştir. Optik ölçümler için GOM-Atos ve Argus optik ölçüm sistemleri kullanılmıştır. Belirli bir kesit boyunca ölçümler karşılaştırıldığında gerek açık adım gerekse kapalı adım çözümlerinin oldukça iyi sonuçlar verdiği görülebilir. Ancak çözümler kalınlık değişmesi açısından karşılaştırıldığında kapalı adım çözümlerin açık adım çözümlerine göre çok daha iyi sonuç verdiği değerlendirilmektedir. Anahtar kelimeler: artımlı sac şekillendirme, sonlu eleman yöntemi, kalıpsız şekillendirm

The effect of 3-methylcholanthrene and butylated hydroxytoluene on glycogen levels of liver, muscle, testis, and tumor tissues of rats

This study examined the effects of separate and combined applications of 3-methylcholanthrene, a polycyclic aromatic hydrocarbon and potent carcinogenic agent, and butylated hydroxytoluene, the antioxidant food additive, on the glycogen levels of liver, muscle, testis, and tumor tissues in rats. Adult male Wistar albino rats weighing 100-110 g at 8 weeks of age were used in this study. This study consisted of a control group (n = 9) and 3 different experiment groups in which rats were chronically treated with 3-methylcholanthrene (n = 9) or butylated hydroxytoluene (n = 11) or a combination of these agents (n = 14). Rats were intraperitoneally injected with a 200 mg kg(-1) dose of butylated hydroxytoluene and a 40 mg kg-1 dose of 3-methylcholanthrene. At the end of the 26-week experimental period, tissues of rats killed via cervical dislocation were placed in 10% trichloroacetic acid for glycogen determination. Our results showed that the administration of 3-methylcholanthrene, butylated hydroxytoluene, and 3-methylcholanthrene + butylated hydroxytoluene caused statistically significant changes in the glycogen levels of liver, muscle, and testis tissues, and glycogen was stored in tumor tissue

A numerical solution framework for simultaneous peeling of thin elastic strips from a rigid substrate

Simultaneous peeling of multiple strips is commonly observed particularly at small-scale detachment processes. Although theoretical treatment of this problem is addressed, numerical solution procedures for geometrically arbitrary multiple-peeling problems are still missing. In this paper, a finite element-based numerical solution procedure for 3-D large displacement multiple-peeling problems is presented. Loading/unloading of peeling strips are expressed in the form of optimality conditions, and the current positions of the peeling fronts are determined locally adapting the multiplicative decomposition and the return mapping algorithm of finite strain plasticity theories. Within an incremental-iterative solution framework, peeling fronts and the current position of other nodes are determined in a staggered way instead of using an active set-based solution algorithm. The effectiveness of the approach is demonstrated by a series of example problems including multiple peeling of an assembly of randomly oriented strips

Investigation of the effect of hydration development on the physical and mechanical properties of rice husk ash substituded cement mortars

YÖK Tez No: 626850Dünyada endüstri üretimlerinin yan ürünü olan atıkların uzaklaştırılması ve depolanması zor olmasının yanı sıra çevre kirliliğinde de büyük bir sorun oluşturduğu bilinmektedir. Bu atıklardan biri de pirinç üretiminden ortaya çıkan pirinç kabuğudur. Dünyada 120 milyon ton pirinç kabuğu atığı meydana gelmekte ve pirinç kabuğunun yakılmasından 30 milyon ton pirinç kabuğu külü elde edilmektedir. Ülkemizde ve dünyada mineral katkıların kullanımının, beton ve çimento harçlarının basınç dayanımına olumlu etkisi nedeniyle giderek yaygınlaştığı görülmektedir. Özellikle endüstriyel atıkların değerlendirilmesi ile çevresel kirliliğin azaldığı, dolayısıyla çevre ve enerji kaynaklarının korunmasının sağlandığı belirlenmiştir. Dünyada ve ülkemizde yapılan çalışmalar incelendiğinde pirinç kabuğu külünün beton geçirimliliğini azalttığı ve buna bağlı olarak basınç dayanımını arttırdığı gözlenmiştir. Ancak pirinç kabuğu külünün hidratasyon gelişimine yönelik yapılan çalışmaların ülkemiz genelinde daha az olduğu görülmüştür. Bu bağlamda çalışmada, referans ve pirinç kabuğu külü ikameli (%0, 2,5, 5, 7,5, 10, 12,5, 15 oranlarında) çimentolar için 2, 7, 28, 56 ve 90 günlük standart çimento deneyleri ile basınç dayanımları tespit edilmiştir. Ayrıca kritik süre olan 28. hidratasyon gelişimindeki özellikler SEM, TG, XRD, FT-IR gibi analiz teknikleri kullanılarak incelenmiştir. Sonuç olarak yapılan bu çalışmayla elde edilen sonuçlar birbirleriyle kıyaslanarak, pirinç kabuğu külünün çimento yerine ikame edilmesiyle meydana gelen reaksiyon tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, pirinç kabuğu külü ikame oranı miktarı; su ihtiyacını ve priz süresini arttırırken, hidratasyon süresince açığa çıkan portlandit (Ca(OH)2) miktarını azaltmıştır.Removal and storage of the waste by-product of industrial production in the world is a difficult condition but is known to a big problem in environmental pollution. One of the emerging rice production, rice is the shell of this waste. Occur in over 120 million tons of waste rice husk and rice husk ash is obtained from burning 30 million tons of rice. It is observed that the use of mineral additives in our country and the world are becoming increasingly widespread due to the positive effect of concrete and cement mortars on compressive strength. Especially, it is stated that environmental pollution is reduced with the evaluation of industrial waste so the environment and energy resources are protected. When the studies in our country and in the world are examined, it is observed that rice husk ash reduce permeability of concrete and consequently increases the compressive strength. In this context, for reference cement and cements with rice husk ash (0, 2,5, 5, 7,5, 10, 12,5, and 15% by weight) 2, 7, 28, 56 and 90 day standard cement tests and compressive strength determined. In addition, properties in the 28th development of hydration which are the critical period, as SEM, TG, XRD and FT-IR examined by using analysis techniques. In conclusion, the results obtained in this study compared with each other, instead of cement, rice husk ash replacing the reactions that occur are evaluated. As a result, while the water requirement and setting time was increased by the amount of substitution rate of rice husk ash, the amount of portlandit (Ca(OH)2) which released during hydration was decreased

Misorientation and grain boundary orientation dependent grain boundary response in polycrystalline plasticity

This paper studies the evolution of intergranular localization and stress concentration in three dimensional micron sized specimens through the Gurtin grain boundary model (J Mech Phys Solids 56:640-662, 2008) incorporated into a three dimensional higher-order strain gradient crystal plasticity framework (Yalcinkaya et al. in Int J Solids Struct 49:2625-2636, 2012). The study addresses continuum scale dislocation-grain boundary interactions where the effect of crystal orientation mismatch and grain boundary orientation are taken into account through the grain boundary model in polycrystalline metallic specimens. Due to the higher-order nature of the model, a mixed finite element formulation is used to discretize the problem in which both displacements and plastic slips are considered as primary variables. For the treatment of grain boundaries within the solution algorithm, an interface element is formulated and implemented together with the bulk plasticity model. The capabilities of the framework is demonstrated through 3D polycrystalline examples considering grain boundary conditions, grain boundary strength, the orientation distribution and the specimen size. A detailed grain boundary condition and stress concentration analysis is presented. The advantages and the disadvantages of the model is discussed in detail through numerical examples