16 research outputs found
Prediction of Voltage Sag Relative Location with Data-Driven Algorithms in Distribution Grid
Power quality (PQ) problems, including voltage sag, flicker, and harmonics, are the main concerns for the grid operator. Among these disturbances, voltage sag, which affects the sensitive loads in the interconnected system, is a crucial problem in the transmission and distribution systems. The determination of the voltage sag relative location as a downstream (DS) and upstream (US) is an important issue that should be considered when mitigating the sag problem. Therefore, this paper proposes a novel approach to determine the voltage sag relative location based on voltage sag event records of the power quality monitoring system (PQMS) in the real distribution system. By this method, the relative location of voltage sag is defined by Gaussian naive Bayes (Gaussian NB) and K-nearest neighbors (K-NN) algorithms. The proposed methods are compared with support vector machine (SVM) and artificial neural network (ANN). The results indicate that K-NN and Gaussian NB algorithms define the relative location of a voltage sag with 98.75% and 97.34% accuracy, respectively
The evaluation of vitamin K status in children with febrile seizure
Background: Febrile seizure is the most common neurological disorder in childhood. The exact pathophysiology of febrile seizures is unknown. Recent studies showed the role of vitamin K in nonhematological and inflammatory disorders. This study aimed to investigate the serum vitamin K levels in children with febrile seizures. Aims: To evaluate vitamin K levels in children with febrile seizures. Study Design: Prospective case-control study. Methods: This multicenter study examined representative populations in 8 different cities in Turkey between April 1, 2018 and April 1, 2019. Blood samples were taken from all children at presentation. Vitamin K1, vitamin K2, tumor necrosis factor-alpha, interleukin 1 beta, and interleukin 6 levels were determined by enzyme-linked immunosorbent assay. Results: A total of 155 children were included in the study—84 children with febrile seizures and 71 children in febrile control group. Serum vitamin K1 and vitamin K2 levels were also higher in children with febrile seizures than in the controls. The results of statistical analysis showed that vitamin K1 and vitamin K2 levels were correlated with tumor necrosis factor-alpha, interleukin 1 beta, and interleukin 6 levels. The median vitamin K1 and vitamin K2 levels of children experiencing their first febrile seizure were higher than those in children with recurrent febrile seizures. Type of febrile seizure has no effect on serum vitamin K1 and vitamin K2 levels. Conclusion: In children with febrile seizures, vitamin K levels are higher than those in the control group. These new findings may contribute to elucidating the etiopathogenesis of febrile seizures
Gürbüz ve yalın regresyon için parça parça doğrusal ve destek vektör tabanlı modeller
Az sayıda parametre ile tanımlanan fonksiyon gösterilimleri, sadece veri veya modellerin karmaşıklığını azaltmak için değil, aynı zamanda gerçek test verileri altında oldukça iyi çalışan işaret ve sistemlerin elde edilmesi için de arzu edilir. Fonksiyon yaklaşımı ve regresyon (Her iki terimde tezde eşanlamlı olarak kullanılacaktır.), genellikle, sonlu sayıda giriş-çıkış örnek verilerinden bir öğrenme algoritması yardımı ile tasarlanırlar ve öğrenme sürecinde kullanılmayan test örnekleri için iyi bir genelleme yeteneği olan fonksiyon gösterilimleri sağlarlar. Tez'de, parça parça doğrusal ve/veya destek vektör yöntemlerine dayalı dört farklı regresyon model sınıfı önerilmiştir. Geliştirilen model sınıfından ilki, model parametrelerinin belirlenmesinde, model karmaşıklığını azaltmak üzere model parametre maliyeti için p?1 olacak biçimde l_p normu ve model parametrelerinin belirlenmesinde aykırı verilerin katkısını yok etmek veya sınırlamak için doymalı veya doğrusal hata fonksiyonu kullanmaktadır. İkinci olarak önerilen model sınıfı, en küçük karesel destek vektör modelinde karşılaşılan aşırı sayıda destek vektör oluşması problemini gidermek için önerilen ve en küçük karesel destek vektör modelinin bir uzantısı olan ?-duyarsız en küçük karesel destek vektör regresyon model sınıfıdır. Geliştirilen fonksiyon yaklaşım modellerinin üçüncüsü, parça parça doğrusal fonksiyonların yalın gösterilimleri ve B-spline taban fonksiyonlarından esinlenerek türetilen parça parça doğrusal destek vektör modelleridir. Geliştirilen dördüncü sınıf regresyon model sınıfı, destek vektör yaklaşım tabanlı modellerdeki yaklaşım hatası fonksiyonu yerine bir eğiticisiz öbekleme hatasını azaltan giriş-çıkış öbekleme algoritması ile tasarlanan diğer bir parça parça model sınıfıdır. Önerilen yöntemler nitel ve sayısal olarak incelenmiş ve gerçek veri ile bazı test fonksiyonları için bilinen destek vektör regresyon modelleri ile karşılaştırılmıştır. Function representation defined with a relatively small number of parameters in the relationship between input and output of the system provides a way of data reduction and compression. One of the main contributions of the thesis is to develop the function representation and optimization methods applied to be a given finite set of input-output sample data. At the beginning, an adequate theoretical background and also a guide for the study of function representations in the literature are described for reader. Next, novel studies on function representation are presented. First of all, a robust and low complex regression models by introducing new loss functions for rejecting outliers and noises, and l_p with p?1 norms for model parameters in order to reduce model complexity in support vector regression are developed. After that, to ignore the small errors less than a predetermined number (epsilon), the ? insensitive least squares support vector nonlinear regression is proposed and their associated solutions are compared with standard least square regression and support vector regression in a qualitative way. Another contribution of this thesis is the new type of kernel which is called piecewise linear kernel where feature space is explicitly given with a piece-wise linear mapping from the input space. The support vector regression is formulated by using the new kernel. Finally, for piecewise affine representation, input-output clustering method is proposed and applied to the real ECG data
JAVA ortamında bulanık mantık kontrol: Kamyon yükleme-boşaltma uygulaması
Bulanık Mantık Kontrol; anlaşılması ve geliştirilmesi kolay olan ve endüstride çalışan mühendislerin tercih edebilecekleri bir kontrol yöntemidir. Nitekim günümüzde birçok tüketici ürünlerinde ve endüstriyel uygulamalarda Bulanık Mantık Kontrol yöntemleri uygulanmaktadır. Son yıllarda bilgisayarların, özellikle kişisel bilgisayarların yaygınlaşması ile kontrol sistemlerinin analizi önemli bir derecede gelişmiştir. Bilgisayar sistemlerinin fabrika ortamında çalışmasını sağlamak için kontrol mühendisliği ile birleştirilmesi gerekmektedir. Bu, ancak güçlü ve güvenilir bir yazılımla gerçekleştirilir. Bunu sağlayacak olan yazılım kaynaklarından biri de Java programlama dilidir Yazılım programında hedeflenen, kullanıcı tarafından belirlenecek olan Bulanık Mantık Kontrol parametrelerinin rahatça girilebilmesini sağlamak, zaman içerisinde bunlar üzerinde değişiklik yapabilmek ve hızlı bir şekilde kontrolü gerçekleştirip kontrol sonuçlarının simulasyon ortamanına taşınabilmesini sağlamaktır. Java hem yazılım hem de donanım boyutu olan, teknolojisi ile ticari bilgisayar dünyası ve endüstriyel kontrol uygulamalarının ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmiştir. Bu çalışmada, matematiksel modelinin oluşturulmasının zor ve karmaşık olduğu geriye hareket eden kamyon yükleme-boşaltma sisteminin Bulanık Mantık ile Kontrolü incelenmiştir. Yapılan kontrol sonuçlarını incelemek için, nesne tabanlı Java2 programlama dilinde sisteme ait toolbox oluşturulup, simulasyon gerçekleştirilmiştir. Simulasyon olarak gerçekleştirilen kamyon yükleme-boşaltma sisteminde, iki adet giriş ve bir adet çıkış kontrol değişkeni vardır. Giriş kontrol değişkenlerine bağlı olarak, çıkışın bütün durumları gözönüne alınmış ve işlemlerin gözlenebilmesi için yazılan programa arayüz eklenmiştir. Ayrıca, sistemde farklı bulanık içermeler kullanılarak sistem performansına etkisini grafik konum hatası olarak çizen bir arayüz ile gösterilmiştir.Fuzzy Logic Control is easy to understand and develop, thus it is preferable by engineers who work on industrial areas. As a matter of fact; today we can see Fuzzy Logic Control in industrial applications and customer products. Nowadays with the increasing usage of computers and especially personel computers, the analysis of control systems is positively effected. In order to work with computer systems in industrial areas one must connect with control engineering. This can be done only by a powerful and safe software one of which is JAVA programming language. The purpose of the proposed software is to provide the user to adjust the fuzzy control parameters easily, to control the system rapidly and to move the controlling results to simulation. JAVA has both software and hardware parts, with this technology commercial computer world is enough to cover all needs of industrial control applications. In this study; fuzzy logic control of a back-driving truck system which has a difficult and complex mathematical model is examined. In order to examine the results of control process; an object oriented JAVA2 programming language is used to construct a toolbox of the system and then simulation is done. Back-driving a truck system is a kind of simulation which has two inputs and one outuput. Depending on input values, all values of the output is taken into account and to observe the process an interface is added to program. However; different fuzzy implications are used in the control system and the effect of this to the system performance is observed and an interface which shows position error graphically is added
Histogram-based quantitative grading on ultrasonographic images of a fatty liver
An abnormal fat accumulation in the liver can damage the liver cells and cause liver diseases. If the fat accumulation in the liver is diagnosed in the early stages; the functional abnormalities associated with fatty liver can be revealed and the severity of its can be assessed. There are several medical imaging techniques to diagnose fatty liver and determine the grade of fat in the
liver. One of these techniques is the ultrasound imaging, which is non-invasive, cost-effective and easily accessible. However, there is always a need for an expert opinion to determine the level of fat in the liver from ultrasound images. Furthermore, the level of fat in the same liver image may be interpreted differently by the same or another expert when evaluated at different times. In order to increase objectivity and assist the expert, in this paper, a new quantitative measurement method called the Weighted Histogram (WH) is proposed to determine and grade the fatty liver from ultrasound images. The proposed WH method was compared with the results of the Gray Relational analysis method used for the same purpose in the literature. A Graphical User Interface (GUI) is designed to grade the fatty liver with MATLAB to improve ease of use. The proposed methodology will not only reduce false diagnosis caused by subjective differences in clinical assessment, but also quantitative assessment of fatty liver and grade by early diagnosis
TRAFFIC SIGNALS MODELLING WITH LONG DISTANCE COMMUNICATIONS USING PIC MICROCONTROLLER
Today, microcontrollers are widely used in control and automation systems. For the automation of traffic signalization, the crossroads need to be controlled by microcontrollers and for the automation of more than one crossroad the communication of more than one microcontroller is required. In some special cases, the intercommunication of microcontrollers is required to change crossroad status and obtain continuous flow (green weave) synchronization. In this study, a method is proposed to control the traffic flow on a hospital road with two crossroads located several km. apart from each other. For the purpose of changing the crossroads status to have a continuous flow of the traffic, the series of PIC16F877 microcontroller is used
PIC MİKRODENETLEYİCİ İLE UZAK MESAFE HABERLEŞMESİ KULLANILARAK TRAFİK SİNYALİZASYON MODELLEMESİ
Günümüzde mikro denetleyiciler kontrol ve otomasyon sistemlerinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Trafik sinyalizasyon otomasyonu için kavşak kontrol sisteminin bir denetleyici tarafından kontrolü ve birden çok kavşağın birlikte otomasyonu için ise birbirleri ile haberleşmesi gerekmektedir. Özel durumlarda kavşaklar normal çalışma modlarını değiştirmek ve yeşil dalga senkronizasyonunu sağlamak amacı ile birbirleri ile haberleşme ihtiyacı duymaktadır. Bu çalışmada bir hastane yolu üzerinde birbirinden uzak mesafelerde bulunan iki kavşak üzerinde bir ambulans yolunun açılabilmesi için kavşak çalışma modlarının değiştirilmesi ve kavşakların PIC 16F877 mikrodenetleyici ile kontrolünün gerçekleştirilmesi için bir model proje gerçekleştirilmiştir
Analysis of chaotic dynamics of Chua's circuit with lncosh nonlinearity
Chua's circuit, which demonstrates one of the most complicated nonlinear dynamical behaviors, i.e. chaos, contains a three-segment Piecewise Affine (PWA) resistor as the unique nonlinear element. In this study, the non-smooth nonlinearity of Chua's circuit represented by absolute value is approximated with employing the (smooth) lncosh nonlinearity. In contrast to the other smooth approximation, the 1/lambda lncosh (lambda x) approximation has the property of yielding the absolute value nonlinearity |x| as the limit case when lambda parameter goes to infinity. The bifurcation maps and attractors of introduced Chua's circuit obtained for different lambda parameters are presented in the paper in a comparative way. Computer simulations show that lncosh approximation preserves the chaotic behavior and hence provides the possibility of analyzing the behavior of the Chua's circuit by the methods requiring smoothness