9 research outputs found
Beden Dili Kodlarının Reklamlarda Kullanımı: 2016 Televizyon Reklamları Üzerine Uygulamalı Çalışma
Teknolojik gelişmelerle yayılımı hız kazanan kitle iletişim araçları, günümüz koşullarında önlenemez şekilde hayatımıza yerleşmiş durumdadır. Bugün hemen hemen her evde bulanan ve en çok izlerkitleye sahip iletişim aracı konumunda olan televizyon, reklam sektörü açısından değerlendirildiğinde de etkili bir bilgi sağlama ortamı olarak karşımıza çıkmaktadır. Artan nüfusla paralel olarak ivmesini arttıran üretim faaliyetinin sürekliliğini sağlayabilmesi için, ürünlerin tüketiciyle buluşturulması gerekmektedir. Bu noktada, tüketici kesimin var olan ürün ve özellikleri hakkında bilgi sahibi olması zorunludur. Ürün ya da hizmetin varlığına dair bilgilendirme ise reklamlar aracılığıyla sağlanmaktadır. Bu durumda reklamlar, üretici ile tüketici iletişimini sürekli kılan bir köprü görevini üstlenmektedir. İzleyiciyi ikna etmek, belli bir davranışa yöneltmek ve ürünü satın almaya sevk etmek gibi amaçlarla hazırlanan reklam, içerisinde birçok mesajı barındıran ikna edici bir iletişim etkinliği olarak da kabul edilebilir. Reklamın ilettiği mesajlar sözlü ya da sözsüz olarak sunulabilir. Televizyon, sunulan mesajları bazen sözlü bazen sözsüz bazen de her iki yöntemle ifade edebilecek teknik donanım ve imkâna sahip olması bakımından reklam ortamı olarak en çok başvurulan kitle iletişim aracı konumundadır. Çalışmanın amacı; sözsüz iletişimin bir parçasını temsil eden beden dili kodlarını açıklamak ve bu doğrultuda 2016’da televizyon reklamlarında belirgin olarak kullanılan beden dili kodlarını tespit etmektir. Beden dili kavramını ele almak ve özellikle de reklam sektörü açısından değerlendirildiğinde ne derece etkin bir iletişim unsuru olduğunu ifade etmek araştırmanın bir diğer amacını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, beden dili ve reklam kavramları ayrıntısıyla ele alınmış ve 2016’da televizyonda yayınlanıp YouTube’da arşivlenmiş 483 reklam ile bu reklamlarda yer alan beden dili kodları içeriksel çözümlemelerle analiz edilmiştir. Özellikle de, çekicilik unsurlarının reklamların ikna ediciliği bağlamında belirgin bir etkiye sahip olduğu varsayımından da hareketle, reklamlarda yer alan çekicilik unsurları beden dili kodları ile ilişkilendirilmiştir. Söz konusu reklamlar literatürde yer alan kavramlara dayanarak kategorize edilip istatistiksel analizlere başvurulduğunda; reklamlarda kullanılan beden dili kodlarının mesajın önemli bir unsurunu oluşturduğu bilgisine ulaşılmıştır Bu amaç doğrultusunda; araştırmanın kapsamlı bir literatür taraması gerektiren ilk iki bölümünde kuramsal araştırmalara, üçüncü bölümünde ise istatistiksel uygulamalara yer verilmiştir
Sosyal Medya Kullanıcılarının Siyasal Bilgilenme Sürecindeki Haber Alma Durumlarına Yönelik Türkiye Geneli Saha Araştırması
Siyasal bilgilenme sürecinde katılımcıların sosyal medya kullanımının belirleyen olup olmadığı temel sorunsalından hareketle başlayan çalışmamız, bunun Türkiye’deki görünümüne odaklanmaktadır. Sosyal medya, birçok konuyu bünyesinde bulundurabilmektedir. Siyaset ile ilgili haberler söz konusu olduğunda, sosyal medyanın temel bir bilgi edinme kaynağı olduğu düşünülmektedir. Bu düşünceden hareketle ve sosyal medyanın siyasal bilgilenme noktasındaki etkinliğini anlayabilme amacıyla yola çıkılan araştırmamız, genel tarama kimliği taşımakta ve Türkiye’deki sosyal medya kullanıcıları özelinde yürütülmektedir. Evrenini tüm Türkiye’nin işaret ettiği 1076 kişilik belirlenen örneklem dahilinde yürütülen saha araştırması, mevcut durumun fotoğrafını sunma niyetindedir. Edinilen veriler, sosyal medyaya duyulan güvenin zayıf olduğunu düşündürse de, bireyin siyasal bilgilenme amacıyla bu ortamlara başvurduğunu belgelemektedir. Nihai olarak; sosyal medyanın siyasal bilgilenme sürecinde etkin bir belirleyen olarak konumlandığını belgeleyen çalışmamız, Türkiye’deki kullanıcılar arasında söz konusu medya ortamının büyük öneme sahip olduğu düşüncesini de genellemektedir
9th Grade Students’ Opinions About The Effectiveness Of Guidance Programs
Bu araştırmada, 9. sınıf rehberlik programının etkililik seviyesine ilişkin öğrenci görüşleri belirlenmeye çalışılmış ve bu görüşler 9. sınıf öğrencilerinin cinsiyet, okul türü, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu ve okuldaki rehber öğretmen sayısına göre karşılaştırılmıştır. Çalışmada tarama modeli benimsenmiş olup Zonguldak il merkezine bağlı ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören 488 lise öğrencisine araş- tırmacı tarafından geliştirilen veri toplama aracı uygulanmıştır. Faktör analizi sonucunda beş alt boyuttan oluşan ölçeğin güvenirlik düzeyi 0.962 olarak bulunmuştur. Toplanan veriler normal dağılım göstermediği için parametrik olmayan testlerden Mann Whitney U ve Kruskal-Wallis H testleri uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 9. sınıf öğrencileri rehberlik programında yer alan eğitsel, meslekî ve kişisel rehberlik hizmetlerini kısmen etkili bulmaktadırlar. Anadolu öğretmen lisesi öğrencileri diğer lise öğrencilerine göre, uygulanan rehberlik programını daha yararlı bulmaktadırlar. Ayrıca anne-baba eğitim durumlarına göre de rehberlik programını etkili ve yararlı bulma durumları farklılık göstermektedir. Hizmetlerin yeterlilik seviyesinin yükseltilebilmesi için; okullardaki rehber öğretmen sayısı ile rehberlik etkinliklerine ayrılan süre arttırılabilir. Ayrıca okuldaki idareci ve öğretmenlere rehberlik bilinci kazandıracak hizmet içi eğitimler düzenlenerek, rehberlik programlarından üst seviyede fayda sağlanabilirIn the present study, ninth grade students’ opinions about the effectiveness of guidance programs were gathered and examined in respect to the following variables: gender, school-type, mother-father education level, the number of guidance teachers at the school. Adopting a survey research design, a data collection instrument developed by the researcher was applied to 488 high school students from the city center of Zonguldak. The factor analysis yielded a five-factor solution and the reliability coefficient of the scale was found to be 0.962. Since the normality assumption was violated, non-parametric tests (Mann-Whitney U tests and Kruskal-Wallis H tests) were conducted. Research findings showed that 9 th grade students found the educational, vocational, and personal guidance services as somewhat effective. Students from the Anatolian teacher high schools found the implemented guidance programs more beneficial compared to other high school students. Moreover, student’ perceptions of effectiveness of the guidance programs differ by mother-father education level. In order to increase the effectiveness of the programs, the number of guidance teachers and the amount of time spent for the guidance services may be increased. In addition, providing in-service training to school administrators and teachers would enhance the effectiveness of the guidance programs
9th Grade Students Opinions About The Effectiveness Of Guidance Programs
Bu araştırmada, 9. sınıf rehberlik programının etkililik seviyesine ilişkin öğrenci görüşleri belirlenmeye çalışılmış ve bu görüşler 9. sınıf öğrencilerinin cinsiyet, okul türü, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu ve okuldaki rehber öğretmen sayısına göre karşılaştırılmıştır. Çalışmada tarama modeli benimsenmiş olup Zonguldak il merkezine bağlı ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören 488 lise öğrencisine araş- tırmacı tarafından geliştirilen veri toplama aracı uygulanmıştır. Faktör analizi sonucunda beş alt boyuttan oluşan ölçeğin güvenirlik düzeyi 0.962 olarak bulunmuştur. Toplanan veriler normal dağılım göstermediği için parametrik olmayan testlerden Mann Whitney U ve Kruskal-Wallis H testleri uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 9. sınıf öğrencileri rehberlik programında yer alan eğitsel, meslekî ve kişisel rehberlik hizmetlerini kısmen etkili bulmaktadırlar. Anadolu öğretmen lisesi öğrencileri diğer lise öğrencilerine göre, uygulanan rehberlik programını daha yararlı bulmaktadırlar. Ayrıca anne-baba eğitim durumlarına göre de rehberlik programını etkili ve yararlı bulma durumları farklılık göstermektedir. Hizmetlerin yeterlilik seviyesinin yükseltilebilmesi için; okullardaki rehber öğretmen sayısı ile rehberlik etkinliklerine ayrılan süre arttırılabilir. Ayrıca okuldaki idareci ve öğretmenlere rehberlik bilinci kazandıracak hizmet içi eğitimler düzenlenerek, rehberlik programlarından üst seviyede fayda sağlanabilirIn the present study, ninth grade students opinions about the effectiveness of guidance programs were gathered and examined in respect to the following variables: gender, school-type, mother-father education level, the number of guidance teachers at the school. Adopting a survey research design, a data collection instrument developed by the researcher was applied to 488 high school students from the city center of Zonguldak. The factor analysis yielded a five-factor solution and the reliability coefficient of the scale was found to be 0.962. Since the normality assumption was violated, non-parametric tests (Mann-Whitney U tests and Kruskal-Wallis H tests) were conducted. Research findings showed that 9 th grade students found the educational, vocational, and personal guidance services as somewhat effective. Students from the Anatolian teacher high schools found the implemented guidance programs more beneficial compared to other high school students. Moreover, student perceptions of effectiveness of the guidance programs differ by mother-father education level. In order to increase the effectiveness of the programs, the number of guidance teachers and the amount of time spent for the guidance services may be increased. In addition, providing in-service training to school administrators and teachers would enhance the effectiveness of the guidance programs
Evaluation of Persons Admitted for a gun license to outpatient Psychiatry Clinic of a Education Hospital
AMAÇ: Günümüzde bireysel silahlanma tüm dünyada ciddi bir toplumsal sorundur. Bu çalışmada, silah ruhsatı için Sağlık Kuruluna başvuran kişilerin sosyodemografik ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. YÖNTEMLER: Çalışmamız Temmuz 2009- Temmuz 2010 tarihleri arasında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kuruluna silah ruhsatı almak için başvuran 565 (%95.93)’i erkek, 24 (%4.07)’ü kadın olan toplam 589 olgu ile geçekleştirildi. Tüm olgulara araştırmacılar tarafından hazırlanan, kişilerin sosyodemografik ve klinik özelliklerinin, silah ruhsatı alma nedenleri ve silah ruhsatı türü ile ilgili soruların yer aldığı veri formu uygulandı. BULGULAR: Çalışmamızda sağlık kurulumuza silah ruhsatı almak için başvuran 589 olgudan en genç olanı 19 yaşında olup, en yaşlısı 102 yaşında, yaş ortalaması 60.5+3.6 idi. Olgularımızın çoğunluğunun evli, ilkokul mezunu, serbest meslek sahibi, köyde yaşadığı ve orta düzeyde ekonomik gelire sahip olduğu saptanmıştır. Silah ruhsatı için başvurma nedenlerini ise sırasıyla ‘güvenlik gereksinimi’, ‘hobi amaçlı’ olarak belirtmişlerdir. SONUÇ: Ülkemizde ateşli silahlarla oluşan ölümlü ve yaralamalı olaylar dikkat çekicidir. Bu nedenle bireysel silahlanmanın önüne geçilmelidir. Ayrıca silah ruhsatı için başvuran kişi için ayrıntılı psikolojik muayene önemlidir.OBJECTIVE: Today, individual firearms are a serious social problem all over the world. In this study we aimed to examine the socio demographic and clinical features of the persons whose admitted to Health Committee for take gun license. METHODS: of 589 people, 565 (95.93%) men and 24(4.07%) women applied for gun licenses between July 2009 and July 2010 who admitted Health Committee of Recep Tayyip Erdogan University of Training and Research Hospital were included in our study. Prepared by the researchers, socio-demographic and clinical characteristics of individuals, the cause of getting a gun license and gun license the type of which includes about questions data form was applied. RESULTS: Ages of the participants were change between 19-102 years old and mean age was 60.5+3.6 years. The majority of participants were married, elementary school, self-employed, lived in the village and intermediate economic level was found. Reasons for applying for a gun license respectively 'safety requirement ',' hobby 'as stated. CONCLUSION: Our country in deaths and injuries caused by firearms is noteworthy events. Therefore, individual armament should be prevented. Also the importance of the detailed psychological examination for the person who applied for a gun license
The Effect of Respiratory Functions and Pulmonary Artery Pressure on Right and Left Ventricular Diastolic Function
Giriş: Bu çalışmada, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan kişilerde konvansiyonel ve doku Doppler ekokardiyografi yle sağ ve sol ventrikül diyastolik fonksiyonlarını değerlendirmeyi, solunum fonksiyonları ve pulmoner arter basıncının diyastolik fonksiyonlar üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. Hastalar ve Yöntem: KOAH'lı 60 hasta ve 40 sağlıklı birey iki boyutlu, M-mode, konvansiyonel ve doku Doppler ekokardiyografi yle değerlendirildi. Tüm bireylere solunum fonksiyon testleri (SFT) ile birinci saniyedeki zorlu ekspiratuvar volüm [forced expiratory volume in 1 second (FEV)] ve zorlu vital kapasite [forced vital capacity (FVC)] tayini yapıldı. FEV, FEV/FVC ve ortalama pulmoner arter basıncı (OPAB) ile diyastolik fonksiyon parametreleri arasındaki ilişkiyi araştırmak için korelasyon ve regresyon analizi yapıldı.Bulgular: KOAH grubunda sağ ventrikül çapı ve serbest duvar kalınlığı daha fazla, triküspit E ve E/A, triküspit lateral annulus E' ve E'/A', mitral annulus septal E' ve E'/A' değerleri daha düşük, mitral E/mitral annulus septal E' değeri daha yüksekti (p değerleri < 0.05). FEVile triküspit lateral annulus E' ve E'/A' arasında pozitif korelasyon vardı. Triküspit E/A, triküspit lateral annulus E' ve E'/A', mitral annulus septal E' ve E'/A' değerleriyle FEV/FVC arasında pozitif, OPAB arasında negatif korelasyon vardı. Mitral E/mitral annulus septal E'değeriyle FEV/FVC arasında negatif, OPAB ile pozitif korelasyon vardı. FEV/FVC, triküspit lateral annulus E' ve E'/A', mitral annulus septal E' ve E'/A' için belirleyiciydi.Sonuç: KOAH hastalarında sağ ve sol ventrikül diyastolik fonksiyonları bozulmaktadır. Bu hastalarda, kronik hipoksi ve pulmoner basınç artışı sağ ve sol ventrikül diyastolik fonksiyon bozukluğu gelişmesinde etkili faktörlerdir.Introduction: The aim of the study was to evaluate of biventricular diastolic function and to investigate the effect of pulmonary function and pulmonary artery pressure on diastolic functions in people with chronic obstructive pulmonary disease (COPD).Patients and Methods: Sixty patients with COPD and 40 healthy individuals were assessed by echocardiography and pulmonary function tests (PFTs). Forced expiratory volume in one second (FEV) and forced vital capacity (FVC) were determined. Correlation and regression analysis were performed to investigate the relationship between FEV, FEV/FVC, mean pulmonary artery pressure (MPAB) and diastolic function parameters. Results: Right ventricular diameter and free wall thickness and mitral E/mitral septal annulus E' were higher whereas tricuspid E and E/A, tricuspid lateral annulus E' and E'/A', mitral septal annulus E' and E'/A' values were lower in the COPD group (all p values of < 0.05). FEV was positively correlated with lateral tricuspid annulus E' and E'/A'. Tricuspid E/A, tricuspid lateral annulus E' and E'/A', mitral septal annulus E' and E'/A' values were positively correlated with FEV/FVC, whereas negatively correlated with MPAB. Mitral E/mitral annulus septal E' was negatively correlated with FEV/FVC, and positively correlated with MPAB. FEV/FVC was decisive for tricuspid lateral annulus E' and E'/A', mitral annulus septal E' and E'/A' values.Conclusion: Right and left ventricular diastolic function are impaired in patients with COPD. Chronic hypoxia and increased pulmonary pressure are important factors in the development of diastolic dysfunction in patients with COPD