59 research outputs found

    Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları Katalogu

    Get PDF
    [No Abstract Available

    The Dye Houses of Husrev Pasha’s Waqf in Ayntab

    Get PDF
    Bu çalışmada, 16. yüzyılın ilk yarısında, özellikle Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinin önemli ve kudretli devlet adamlarından “Deli” ve “Divane” lakaplı Hüsrev Paşa’nın Halep’te yaptırdığı hayratı için tesis ettiği vakıflardan bahsedilmiştir. Komşu şehir Ayntab’daki vakıf akarâtı arasında yer alan 3 boyahanenin tasarruf şekli ve bunun sonraki yüzyıllarda, özellikle 18. yüzyıldaki serencamına bakılarak vakfiyeler, şer’iye sicilleri, vakıf tahrir defterleri ve konuyla ilgili ikincil çalışmalardan yararlanılarak ele alınıp incelenmiştir. Bu çalışmada öne çıkan nokta, Ayntab şehrinde 16. yüzyılın son çeyreğinde boyahane sayısının 3 iken, 18. yüzyılın ortalarına gelindiğinde vakıf boyahaneler dışında 68’e ulaşması, şehirde sosyal ve ekonomik yönü ağır basan yeni bir tartışma ortamının doğmasına neden olmuştur. Haliyle burada, 16. yüzyılda şehirdeki bütün boyahanelerin tasarrufunu elinde bulunduran Hüsrev Paşa Vakfı yöneticileri ile Ayntab’daki boyahane sahipleri karşı karşıya gelmiş, mahkemeyi ve yerel yöneticileri uzunca bir süre meşgul eden tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmaların görünürdeki nedeni, vakıf gelirinde yaşanan düşme ve Ayntab şehrinde birbiri ardına açılan özel mülk boyahanelerdir. Bu da doğal olarak şehirdeki boyahane gelirinin paylaşımını gündeme getirmiştir

    İstanbul 2010 Ajansından III. Selim Dönemi ve İstanbul'u Üzerine Bir Kitap

    Get PDF
    [No Abstract Available

    Defter-i Evkaf-ı Liva-i Kuds-i Şerif

    Get PDF
    Dergimizin bu sayısında tanıtımı yapılan ilk iki kitap, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, Arşiv Dairesi Başkanlığı tarafından yayınlanmıştır. Hüseyin Çınar, Defter-i Hakani projesinin ilk çalışması olan Defter-i Evkaf-i Liva-i Kuds adlı eseri tanıtmaktadır. Osmanlı tarihinin önemli birinci kaynaklarından olan eser, kritik öneme haiz bir coğrafyadaki vakıflara dair detaylı kayıtları içermektedir. Murat Şener, Tanzimattan Sonra Arazi ve Tapu adlı eseri tanıtırken Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat dönemi sonrasında arazi ve tapu sistemindeki değişim ve gelişmelerle ilgili bilgiler vermektedir. Yusuf Turan Günaydın tarafından tanıtımı yapılan son kitap ise 18. Yüzyılda Müstakimzade Süleyman Sa‘deddin Efendi’nin kaleme alıp 2014 yılında Mustafa Koç tarafından yayına hazırlanan Osmanlı hat sanatı ve hattatlarıyla ilgili Tuhfe-i Hattatin adlı eserdir

    The delay in the diagnosis and treatment of newly diagnosed bladder cancer patients during COVID 19 pandemic

    Get PDF
    Background: To evaluate the newly diagnosed bladder cancer(BC) patients during the pandemic period and compare them with the corresponding last4 years. Objectives: To document the time schedules of BC patient evaluation and define the possible delays and investigate the reasons. Methods: Newly diagnosed BC patients who underwent transurethral resection of bladder tumour in the last5 years were retrospectively included to study.The patients were divided into 5 groups.Group-1 was composed of patients diagnosed be-tweenMarch,1,2016-March-1,2017. The patients who were diagnosed in the further corresponding years formed group 2,3 and 4. The last group(Group-5) was composed of patients who were diagnosed during the pandemic period which was between March,1,2020 and March,1,2021. The clinicodemographic properties and diagnostic time schedules of the patients were com-pared between the groups. Results: There were56 patients in Group-1,60 patients in Group-2,61 patients in Group-3,68 patients in Group-4,and58 pa-tients inGroup-5. The mean hospital admission period was102.5 +/- 179.0days during the pandemic period which ranged be-tween24.5 +/- 32.0 and38.3 +/- 69.1days before thepandemic.(p=0.002)The diagnosis-anesthesia period was significantly higher during the pandemic pandemic period.(p=0.034) Conclusions: The pandemic period has caused some delays in the diagnosis and treatment of BC patients. Telemonitoring systems may be useful to prevent the possible diagnostic and treatment delays for newly diagnosed BC patients

    Detecting prosthetic restorations using artificial intelligence on panoramic radiographs

    Get PDF
    Aim. This study applied a CNN (convolutional neural network) algorithm to detect prosthetic restorations on panoramic radiographs and to automatically detect these restorations using deep learning systems. Materials and Methods. This study collected a total of 5126 panoramic radiographs of adult patients. During model training, .bmp, .jpeg, and .png files for images and .txt files containing five different types of information are required for the labels. Herein, 10% of panoramic radiographs were used as a test dataset. Owing to labeling, 2988 crowns and 2969 bridges were formed in the dataset. Results. The mAP and mAR values were obtained when the confidence threshold was set at 0.1. TP, FP, FN, precision, recall, and F1 score values were obtained when the confidence threshold was 0.25. The YOLOv4 model demonstrated that accurate results could be obtained quickly. Bridge results were found to be more successful than crown results. Conclusion. The detection of prosthetic restorations with artificial intelligence on panoramic radiography, which is widely preferred in clinical applications, provides convenience to physicians in terms of diagnosis and time management

    Sıçanlarda gentamisin ile indüklenmiş oksidatif stres aracılı nefrotoksisiteye karşı krill yağının koruyucu etkisi

    Get PDF
    This study aimed to evaluate the protective effect of krill oil against nephrotoxicity caused by gentamicin. Distilled water was given orally to the control and second groups (GI) for seven days while 500 mg/kg krill oil was given to the third (GII), fourth (GIII) groups. In addition, isotonic saline was administered subcutaneously to the control and GIII groups throughout the study, while 80 mg/kg gentamicin was administered to the GI, and GII groups. Alanine aminotransferase (ALT) and gamma glutamyltransferase (GGT) peptidase, total cholesterol, urea, and creatinine levels in plasma and, malondialdehyde (MDA) and total antioxidant status (TAS) levels in both plasma and kidney tissue supernatant were evaluated. Histopathological changes in tubules and glomeruli and vascular changes were evaluated by scoring. Urea level and ALT activity were found to be significantly lower in the GII and GIII groups compared to the GI group (p<0.001; p≤0.001). As a result, it was observed that degenerative damage and glomerular changes in the tubule at the histological level mediated by oxidative stress were consistent with the increase in ALT, urea, and MDA levels. In this respect, it is suggested that krill oil can be used as a nephroprotective food supplement to contribute to treatment in cases of toxicity.Bu çalışmada, gentamisin'in neden olduğu nefrotoksisiteye karşı kril yağının koruyucu etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışmada yedi gün boyunca oral yolla kontrol ve ikinci grubuna (GI) distile su verilirken, üçüncü (GII) ve dördüncü (GIII) gruplarına 500mg/kg krill yağı verildi. Ayrıca çalışma boyunca subkutan yolla kontrol ve GIII gruplarına izotonik tuzlu su uygulanırken, GI ve GII gruplarına 80 mg/kg gentamisin uygulandı. Plazma alanin aminotransferaz (ALT) ve gama glutamiltransferaz (GGT), total kolesterol, üre ve kreatinin düzeylerine, hem plazma hem de böbrek doku süpernatından ise malondialdehit (MDA) ve total antioksidan kapasitesi (TAS) düzeylerine değerlendirildi. Histopatolojik olarak tubul ve glomeruluslardaki değişimler ile damarsal değişiklikler skorlanarak değerlendirildi. Üre düzeyi ve ALT aktivitesi GI gruba göre GII ve GIII verilen grupta anlamlı düzeyde düşük bulundu (p<0.001; p≤0.001). Sonuç olarak, oksidatif stres aracılı olarak histolojik düzeyde tubulde dejeneratif hasar ve glomerular değişikliklerin özellikle ALT, üre ve MDA düzeyleri artışıyla uyumlu olduğu görüldü. Bu bakımdan, krill yağı nefroprotektif bir gıda takviyesi olarak toksisite durumlarında tedaviye katkı sağlamak için kullanılabileceği önerilmektedir

    Organik Tavukçuluk Projesi (Organik Yumurta Tavukçuluğu)

    Get PDF
    Bu çalışmada, dış kaynaklı beyaz (Lohmann LSL) ve yerli kahverengi (ATAK-S) yumurtacı tavukların organik ve konvansiyonel sistemde yetiştirilmelerinin yumurta verim performansı, yumurta iç ve kabuk kalitesi, yumurtanın kısımları, protein oranı, kolesterol miktarı ile yağ asitleri kompozisyonu üzerine etkileri incelenmiştir. Her iki yetiştirme sistemde de beyaz yumurtacılar yerli kahverengi yumurtacılara kıyasla daha yüksek yumurta verim ve ağırlığına sahip olmuşlardır. Organik sistemde beyaz yumurtacıların yumurta verimi ve toplam yumurta sayısı düşerken, kahverengi yumurtacıların yükselmiştir. Beyaz yumurtacıların yaşama gücü kahverengi yumurtacılara kıyasla organik sistemde % 14 düzeyinde daha düşük olup, ölümler kanibalizmden kaynaklanmıştır. Organik sistemde yumurta ağırlığı beyaz yumurtacılarda rakamsal, kahverengi yumurtacılarda ise istatistiki olarak artmıştır. Organik sistemde yem tüketimi yönünden genotipler arasında fark bulunmazken, kafes sisteminde kahverengi yumurtacılar beyaz yumurtacılardan % 3.77 oranında daha fazla yem tüketmişlerdir. Beyaz yumurtacılar kahverengi yumurtacılara kıyasla her iki yetiştirme sisteminde de daha düşük yemden yararlanma değerine sahip olmuşlardır. Yemden yararlanma değeri organik sistemde kafes sistemine kıyasla beyaz yumurtacılarda % 21.0, kahverengi yumurtacılarda ise % 8.8 düzeyinde kötüleşmiştir. Yumurta kabuk ve iç kalitesi beyaz yumurtacılarda daha iyidir. Yetiştirme sisteminin yumurta ak, sarı ve kabuk oranına, genotipin ak ve kabuk oranı üzerine olan etkileri önemli bulunmuştur (P<0,05). Her iki genotipte de organik yumurtaların kabuk oranının konvansiyonele kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür. Organik ve konvansiyonel beyaz yumurtalarda, kahverengi yumurtalara göre daha yüksek kabuk oranı olduğu tespit edilmiştir. Yumurta protein oranı üzerinde yetiştirme sisteminin etkisi önemsiz (P>0,05), genotip etkisi önemli (P0,05). Organik ve konvansiyonel yumurtaların linolenik ve toplam omega-3 yağ asitleri ile omega-6/omega-3 oranları arasında önemli (P<0,05) farklılıklar bulunmuştur. Organik yumurtaların omega-3 içeriği konvansiyonel yumurtalardan daha düşük, omega-6/omega-3 oranı ise daha yüksektir. Sonuç olarak, yetiştirme sistemi ve genotip incelenen yumurta verim ve kalite parametreleri üzerine önemli etkilerde bulunmuştur

    The First Report of a Patient with Probable Variant Creutzfeldt-Jakob Disease in Turkey

    Get PDF
    Variant Creutzfeldt-Jakob disease (vCJD) was first reported in the UK in 1996. Here, we report the first Turkish case of vCJD. A 47-year-old man, who has never lived outside of Turkey and had had no transfusion, was admitted to the University Hospital with speech disorder, cognitive decline and ataxia following depression, irritability, and personality change. The immunoassay of the 14-3-3 protein in the cerebrospinal fluid was negative. Brain magnetic resonance imaging revealed high-signal lesions involving the bilateral caudate and lentiform nucleus on T2- and diffusion-weighted imaging. The patient developed akinetic mutism 10 months after disease onset. The clinical presentation and neuroimaging findings were compatible with the vCJD cases reported since 1996 and met the World Health Organization's case definition for probable vCJD
    corecore