33 research outputs found

    Kurgusal kimlikleri çevirmek: To Kill a Mockingbird örneği

    No full text
    Zorlu, Özlem (Dogus Author) -- 03.07.2018 tarihine kadar kullanımı yazar tarafından kısıtlanmıştır.Dilsel seçimlerin kişinin ırk, cinsiyet, sosyal sınıf, artalan ve özellikle karakter özelliklerini yansıttığı konusunda toplum dilbilimciler hemfikirdir. Başka bir deyişle, kişinin kendine özgü sözdizimsel ve sözlüksel seçimlerinden oluşan özgün dil kullanımı, o kişinin "kimliğini" yansıtır. Aynı şekilde, kurgusal karakterler de kimliklerini dil yoluyla temsil eder. Bu nedenle, kurgusal karakterlerin kimliğini keşfetmenin en iyi yolu, karakterlerin diyaloglarını analiz etmektir. Çeviri yazın bağlamında ise, erek metinde bu kimliklerin yansıtılması çevirmenin dilsel seçimlerine bağlıdır. Bu durum yazın çevirisinde karşılaşılan ve birçoğu ele alınmış olan çeviri sorunlarına bir yenisini ekler. Klasikler başta olmak üzere, birçok yazın çevirisi erek metnin biçem, anlatı tekniği ve söz sanatları bakımından kaynak metinde yaratılan etkiyi ne derece başarıyla koruduğunu görmek amacıyla analiz edilmiş, karşılaştırılmış ve değerlendirilmiştir. Bu çalışmada ise, Türkçeye Bülbülü Öldürmek adıyla çevrilmiş olan To Kill a Mockingbird adlı romanın farklı çevirmenler tarafından yapılmış beş çevirisinde diyaloglar analiz edilerek, dilsel farklılıklar olup olmadığı, varsa bu farklılıkların karakterlerin kimliklerinin temsili üzerindeki etkilerinin ne olduğu incelenmiştir. Kısaca, bu çalışmanın amacı Bülbülü Öldürmek adlı beş çeviride karakterlerin dilsel davranışlarının, To Kill a Mockingbird karakterleriyle aynı kimlikleri yansıtıp yansıtmadığını görmektir. Karakterlerin belirgin dilsel davranışları ve kaynak dil ile erek dil arasındaki dilbilgisel ve sözlüksel farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, bu incelemenin yazın çevirisinde kurgusal karakterlerin (yeniden)yaratımı ve çevirmen kararlarının kurgusal karakterlerin kimliklerinin oluşturulması üzerindeki etkileri konusunda aydınlatıcı sonuçlar vermesi beklenmektedir.It is a consensus among sociolinguists that one's linguistic choices represent his or her race, gender, social class, background, attitudes, and above all, character attributes. In other words, one's individual use of language, made up of his/her idiosyncratic syntactical and lexical choices, denotes his/her "identity". Similarly, fictional characters perform their identities by means of language, and thus, the best way to explore fictional characters' identities is to analyze their dialogues. Within the context of translated literature, reflection of these identities in the target text depends on the linguistic choices of the translator. This adds to the translation problems faced in literary translation, most of which have been addressed so far. A great number of literary translations, especially classics, have been analyzed, compared, and evaluated to see if and how successfully the target text could maintain the source text effect in terms of style, narrative technique, and literary devices. In this study, the dialogues of the characters in five Turkish translations, by five different translators, of the novel To Kill a Mockingbird, translated into Turkish as Bülbülü Öldürmek, are analyzed to find out if there are any linguistic shifts in the dialogues of the characters, and how these shifts affect the way readers perceive the identities of the characters. In other words, the purpose of this study is to see if the linguistic behaviors of the characters in five different translations titled Bülbülü Öldürmek represent the same identities as those in To Kill a Mockingbird do. Considering the distinct linguistic behaviors of the characters and the incompatibility between the source language and the target language, the analysis is expected to yield informative results on the (re)creation of fictional characters in literary translation, and the effect of translators' decisions on the formation of fictional characters

    Ahilik Kültürünün Günümüz İşletmelerinde Bilinirliği Üzerine Bir Araştırma: Gümüşhane Örneği

    No full text
    Ahilik bilinci, KOBİ’lerin başarısında sürekliliğin sağlanabilmesi, etkinlik ve verimlilik düzeyinin artırılarak rekabet avantajının elde edilebilmesi bakımından bazı ilkeler ve çalışma prensipleri ortaya koymaktadır. Bu süreçte söz konusu ilke ve prensiplerin işletmeler tarafından yeterince bilinmesi, farkındalık kazandırılması ve pratik açıdan uygulanabilirliği son derece önemlidir. Bu çalışma Ahilik kültürün bilinirlik ve uygulanılabilirlik düzeyine ilişkin tespitler ortaya koyarak, Ahilik bilincinin artırılmasına yönelik öneriler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında Gümüşhane’de faaliyet gösteren işletmelerden tesadüfi örneklem yöntemiyle belirlenen 374 kişi üzerinde açık uçlu sorulardan oluşan anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan anket formunun bütünüyle geçerli ve güvenilir olduğu belirlenmiştir. Elde dilen bulgular, SPSS paket programıyla analiz edilmiştir. Sonuç olarak Ahilik ve Ahiliğe ilişkin temel kavramların bilinilirlik düzeyinin ortalamanın altında kaldığı ve Ahilik yaklaşımının ortaya koyduğu davranışların günümüz işletmelerinde yeterince uygulanmadığı anlaşılmıştır. Conscious of Akhism is providing such working principles for success of SMEs and gaining sustainable compatitetive advantages. In this process, its very vital to for enterprises that they have to know adequetely the pointed principles, gaining awareness and pratic avaiblity as well. This study is aimed to scope analysis on knowledge of Akhism Culture and applicability; thus might enhance Akhism Culture reputation on this manner. Under the extent of this study, from enterprises that active in Gümüşhane, random 374 individuals which selected via random sampling method, has been tested with open ended question surveys. According to the research, its seen that survey results are trust worthy and results has been analyzed with SPSS programme. According to the results, its acknowledged that Akhism Culture is lower than the standart knowledge and Akhism application are not favored by present day enterprises

    Ghrelin hormone might have a potential role in amelogenesis

    No full text
    Aims Amelogenesis imperfecta and generalised enamel hypoplasia are developmental dental anomalies that affect dental enamel. While amelogenesis imperfecta results from various gene mutations, the exact underlying mechanisms of the etiopathogenesis of both remain unclear. This study aims to evaluate Ghrelin hormone levels in children with generalised enamel hypoplasia to establish whether Ghrelin might have a potential role in enamel hypoplasia's etiology. The second purpose is to determine the correlations among the blood levels of Ghrelin, growth hormone (GH), insulin-like growth factor-1 (IGF-1), bone alkaline phosphatase (BALP) and osteocalcin (OC) that are vital in dental development

    Our Results in Penile Fractures

    No full text
    Introduction Penile fracture is a urological emergency caused by direct trauma to an erected penis, tearing the tunica albuginea in the corpus cavernosum. The preferred treatment method is draining the hematoma and surgical repair of tunica albuginea tear as soon as possible following diagnosis. Materials and Methods Forty-nine patients who were diagnosed with penile fracture between January 2009 and December 2014 were reviewed. Physical examination was performed to see the extent of penile hematoma, the side of the penile curvature and the presence of blood in the external meatus. Two patients who were diagnosed with urethrorrhagia underwent retrograde urethrogram for urethral injury. In all patients, penile skin was peeled using a circular subcoronal degloving incision and tunica tear was repaired using absorbable suture materials. The patients were then followed for painful erections, penile deformities and erection angles. Results The average age of the 49 patients, who were included in the study, was 36.5 years (21-65). In their etiological questioning, most patients reported the fracture occurring during sexual intercourse. Retrograde urethrography was indicated in 2 patients with blood in the external meatus and were diagnosed with urethral injury. The patients were taken to emergency surgery. Tunica defects varied between 1 and 2 cm. Incomplete urethral injuries were primarily repaired around 18 French Foley catheter. None of the patients reported penile deformity or painful erections. Their erection angles were found to be within the normal range. Conclusion Even though it is a relatively rare condition, penile fractures are so important that might cause serious complications when not treated surgically. A thorough anamnesis and physical examination suffice for diagnosis

    Ayarlanabilir ileti dizi ve yansı diziler için faz kaydırma yöntemi ve birim elemanı

    No full text
    Bu buluş, eleman döndürme yöntemini kullanarak ayarlanabilir ileti dizi ve yansıtıcı diziler gerçekleştirebilmek için bir mikroakışkan yaklaşımı sunmaktadır. Eleman döndürme yöntemi, dairesel kutuplu yayın yapan yapılara uygulanabilir ve ileti dizi ve yansıtıcı dizi birim hücrelerinin fazının ayarlanması için kullanılır. ileti dizi ve yansıtıcı dizi birim hücrelerinin temel yapısı, birim elemanı oluşturan mikroakışkan kanallarla ve mikroakışkan kanal besleme hatları ile entegre edilmiş bir ayrık halka ya da ayrık halka yarıktır. Halkanın yarığını oluşturan bir iletken akışkan kanalların içine enjekte edilir ve pozisyonu, eleman döndürmeyi gerçekleştirecek şekilde, dinamik olarak kontrol edilir. Eleman döndürme, dairesel kutuplu elektromanyetik dalga ile uyarılan bir eleman için, döndürme açısıyla orantılı bir faz kayması sağlar. Dizideki her bir birim hücre için, kaymanın miktarı kontrol edilerek, iletim tarafında bir düzlemsel fazyüzü elde edilir. İleti dizi ve yansıtıcı dizinin hüzmesi, her bir eleman için, iletken akışkanın yerini bir mikroakışkan besleme ağı vasıtasıyla değiştirerek, daha önceden belirlenmiş bir açıya döndürülebilir. Mikroakışkan besleme ağı, mikroakışkan kanal besleme hatları, sıvı metalin kanal içindeki pozisyonunu ayarlamak için, bu kanalların sonuna bağlanmış mikropompalar ve mikropompanın çalışmasını ayarlayan bir kontrol ünitesi içerir. Bu tür ileti dizi ve yansıtıcı dizi birim hücrelerinin en belirgin avantajları, birim hücrenin boyutunu arttırmadan 0°-360° sürekli faz kaydırma yeteneği, çeşitli uygulamalar için farklı frekans bantlarına ölçeklenebilirlik ve buluşun yüksek güçlü mikrodalga uygulamalarında kullanımına olanak sağlayan pasif lineer malzemelerin kullanılmasıdır
    corecore