7 research outputs found

    İzleyici Araştırmaları ve Politik İmkan Sorunu

    Get PDF
     In communication studies how the audience is conceived and analysed has significant weight. This study focuses on qualitative audience studies. First, I focus on the pioneering research within the scope of Cultural Studies and second I offer a critical analysis of the criticisms against the audience research. In the same part I also focus on the political possibilities that the audience research contains. The main argument of the study is that audience and reception studies are indispensable to understand the local dynamics and to grasp the connections between micro and macro levels. In this respect, this strand of research also offers the grounds to develop political strategies, which enables one to reinforce and spread oppositional meanings. İletişim araştırmalarında izleyicinin nasıl kavrandığı ve incelendiği konuları merkezî bir önem taşır. Bu yazı nitel izleyici araştırmalarına odaklanmaktadır. Öncelikle Kültürel Çalışmalar ekolünün öncü izleyici araştırmaları konu edilmekte, ardından izleyici araştırmalarına yönelik eleştiriler ele alınarak bu çalışmaların barındırdığı politik imkân meselesi tartışılmaktadır. Yazının temel iddiası, izleyici araştırmaları ve alımlama çalışmalarının yerel dinamikleri anlamak, mikro ve makro düzeyler arasında bağ kurmak açısından vazgeçilmez olduğudur. Bu tür araştırmalardan elde edilecek bilgi üzerine kurulmuş uzun erimli politik stratejiler sayesinde muhalif anlamları güçlendirmek ve yaygınlaştırmak da mümkündür

    Interview with Reha Erdem

    No full text

    From the Theme Editors

    No full text

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

    No full text
    Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, sağlık, eğitim, çalışma yaşamı, karar verme mekanizmalarına katılım, ev içi yaşantı gibi her alanda bizleri çepeçevre sarmalamış durumda. Bizler, Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜKSAM)’ın çalışmalarına emek veren ve bilimin yol göstericiliğine inanan akademisyenler olarak toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırma amacına bilimsel bir kaynakla katkı sunalım istedik. Bu isteğimizi hayata geçirirken bilginin kalıcı olduğunda daha da değerlendiğinin ve daha çok kişiye eriştiğinin de farkındaydık. Bu nedenle okurlarımızın öncelikli olarak üniversite öğrencileri olması fikri bizlerin heyecanını daha da artırdı. Bu kitabın bölümleri, hazırlayan ekibin bilimsel bilgi dağarcıklarını bugüne kadarki yaşam deneyimleriyle birleştirmesi sonucunda ortaya çıktı ve kolektif bir emeğin ürünü olarak sizlere ulaşıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu, yaşamın her alanında olsa da kitabın bölümlerini sınırlandırmak zorunluluğundan dolayı sağlık, eğitim, hukuk, çalışma yaşamı, medya, spor gibi farklı disiplinlerden belirli konulara odaklanarak çalışmamızı şekillendirdik. Dileğimiz, kitap içeriğinin siz değerli okurlarımızın katkılarıyla gelecekte genişletilmesi ve yenilenmesidir. Son söz olarak, elbette bu kitabın sizlere ulaşmasındaki amaç yalnızca doğrudan toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesine katkı sağlamak değildi. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitliği birçok iyileşmede sadece bir önkoşul. Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine temellenen ve bu eşitlikten yeşeren bütüncül bir umutla, bu kaynağın okur için yol gösterici, ufuk açıcı ve yaratımı özendirici olmasını diliyoruz

    Characteristics and predictors of chronic kidney disease in children with myelomeningocele: a nationwide cohort study

    No full text
    Background: Myelomeningocele (MMC) is highly prevalent in developing countries, and MMC-related neurogenic bladder is an important cause of childhood chronic kidney disease (CKD). This nationwide study aimed to evaluate demographic and clinical features of pediatric patients with MMC in Turkey and risk factors associated with CKD stage 5. Methods: Data from children aged 0–19 years old, living with MMC in 2022, were retrospectively collected from 27 pediatric nephrology centers. Patients > 1 year of age without pre-existing kidney abnormalities were divided into five groups according to eGFR; CKD stages 1–5. Patients on dialysis, kidney transplant recipients, and those with eGFR < 15 ml/min/1.73 m2 but not on kidney replacement therapy at time of study constituted the CKD stage 5 group. Results: A total of 911 (57.8% female) patients were enrolled, most of whom were expectantly managed. Stages 1–4 CKD were found in 34.3%, 4.2%, 4.1%, and 2.4%, respectively. CKD stage 5 was observed in 5.3% of patients at median 13 years old (range 2–18 years). Current age, age at first abnormal DMSA scan, moderate-to-severe trabeculated bladder on US and/or VCUG, and VUR history were independent risk factors for development of CKD stage 5 (OR 0.752; 95%; CI 0.658–0.859; p < 0.001; OR 1.187; 95% CI 1.031–1.367; p = 0.017; OR 10.031; 95% CI 2.210–45.544; p = 0.003; OR 2.722; 95% CI 1.215–6.102; p = 0.015, respectively). Only eight CKD stage 5 patients underwent surgery related to a hostile bladder between 1 and 15 years old. Conclusion: MMC-related CKD is common in childhood in Turkey. A proactive approach to neurogenic bladder management and early protective surgery in selected cases where conservative treatment has failed should be implemented to prevent progressive kidney failure in the pediatric MMC population in our country. Graphical abstract: [Figure not available: see fulltext.
    corecore