156 research outputs found

    ACUTE MITRAL INSUFFIENCY DUE TO BLUNT CHEST TRAUMA

    Get PDF
    Künt toraks travmasına bağlı olarak gelişen kardiak yaralanmalar sonucu nadir olarak valvüler lezyonlar ortaya çıkabilmektedir. Acil serviste araç içi trafik kazası nedeniyle değerlendirilen 20 yaşındaki erkek olgunun fizik muayenesinde mitral odakta üfürüm, akciğer kontüzyonu ve şüpheli kot fraktürü saptandı. Daha önceden kardiyak rahatsızlığı ve efor kapasitesinde kısıtlılığı olmadığını ifade eden olguya elektif şartlarda ekokardiyografi (EKO) yapıldı ve posterior leaflet flail görünümde, posterior leafleti tutan kordal yapılarda rüptür ve mitral yetmezlik jetinin tüm sol atriumu doldurmakta olduğu tesbit edilerek ağır mitral yetmezliği (MY) tanısı kondu. Genel durumu iyi olan ve kardiyak yetmezlik bulguları olmayan olgunun medikal tedavisi düzenlenerek servis izlemine alındı. Elektif şartlarda operasyon önerildi. Künt toraks travması ile acil serviste değerlendirilen hastaların kardiyak travmaya açık hastalar olduğu unutulmamalı, dikkatli ve tam fizik muayene yapılmalıdır. Valvuler lesions may be observed due to cardiac injuries after blunt thoracic traumas. A 20 year -old male patient admitted to the emergency department after a car accident. His physical examination reveled a pansystolic murmur at mitral area by auscultation. On his chest X-ray examination, it was found out that pulmonary contusion and a suspected rib fracture were present. This patient didn't declare any prior cardiac illness and exertional dsypnea. Echocardiographic examination was carried out under elective circumstances. This examination defined a flail-like appearance at the posterior leaflet of the mitral valve, rupture of the chordae holding mitral posterior leaflet and severe mitral regurgitation. His general condition was fine and he is given medical treatment at our clinic, and elective mitral valvuler surgery has been proposed. The patients admitted to the emergency department because of blunt chest trauma should be carefully examined

    UNİPORTAL VATS TİMEKTOMİ VE AYNI SEANSTA NUSS PROSEDÜRÜ: UYGULAMASI NADİR PEDİATRİK BİR OLGU

    No full text
    GİRİŞ: Timus ön mediastende kalp ve büyük vasküler yapılarla komşuluklu otoimmunitede görevli bir glanddır. Puberteye kadar boyutunda artış olup puberteden sonra yaşla birlikte regresyon izlenir. Timik tümörler ön mediastenden en sık rezeke edilen tümör çeşitleridir. Ancak pediatrik olgularda mediastinal malign tümör görülme oranı %0,1 olarak bildirilmiş olup özellikle timoma 16 yaş öncesinde oldukça nadir görülmektedir. Biz de Nuss operasyonu için preoperatif hazırlık aşamasında insidental olarak ön mediasten kitle saptanan ve aynı seansta ön mediasten kitle rezeksiyonu yapılan ve nihai patoloji sonucu timoma ile uyumlu gelen olgumuzu nadir bir olgu olması sebebiyle sunmayı amaçladık.OLGU: 13 yaşında, komorbiditesi olmayan adölesan olgu pektus ekskavatum nedeniyle opere edilmek üzere kliniğimize yatış yapıldı. Olgunun preoperatif değerlendirmesinde aktif solunumsal yakınması yoktu. Fizik muayenesinde pectus ekskavatum dışında patolojik bulgu yoktu. Preoperatif hazırlık aşamasında olguya derin pektus ekskavatumu olması nedeniyle control amaçlı çekilen Toraks Bilgisayarlı Tomografisinde (BT) sağ perikardial-paramediastenal alanda 38x38x45 mm boyutlarında perikardial kist saptandı (Resim-1). Haller indeksi 4.2 olan olgu cerrahiye hazırlıkta &nbsp;&nbsp;modifiye NUSS prosedürü uygulanmadan önce barın yerleştirileceği kesiden uniportal video yardımlı göğüs cerrahisi (VATS) yöntemiyle timektomi uygulandı. Devamında 260 mm Teflon bara şekil verilerek olguya modifiye NUSS prosedürü uygulandı. Kanama ve hava kaçağı kontrolü sonrasında toraks dreni konulmadan işlem komplikasyonsuz sonlandırıldı.&nbsp;&nbsp; Postoperatif servis izleminde bar nedeniyle olan ağrı dışında herhangi şikâyeti olmayan olgumuz postoperatif dördüncü gününde sağlıkla taburcu edildi.&nbsp;&nbsp; Patoloji sonucu “Tip B2 timoma, Masaoka- Koga evrelemesine göre evre 1 (makroskopik ve mikroskopik olarak enkapsüle tümör) ve cerrahi sınırlar salimdir” olarak raporlandı. Hastaya pediyatrik onkoloji ve radyasyon onkolojisi tarafından herhangi ek tedavi düşünülmedi ve takip önerildi.SONUÇ: Timoma çocukluk çağında oldukça nadir görülmektedir. Toraks kavitesi erişkine göre daha küçük olması sebebiyle %50-85 oranında semptomatik seyreder. Ancak bizim olgumuzda da olduğu gibi herhangi bir semptom görülmeyebilir. Literatüre baktığımızda evre 1 timoma olgularında geniş komplet rezeksiyonun yeterli olduğu bildirilmiştir. Bizim de nihai patoloji sonucu evre 1 timoma ile uyumlu ve uniportal VATS ile ekstented timektomi uygulanmış olan olgumuza sistemik ya da lokal tedavi önerilmeyip yakın takip önerilmiştir.</div

    Lise Öğrencilerinin Kimya Dersine Yönelik Tutumları ve Kimya Bilgilerini Günlük Yaşam İle İlişkilendirme Dereceleri Üzerine “Bilimden Doğaya, Doğadan Bilime: Problemlere Çözümler” Projesinin Etkisi

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, TÜBİTAK 4004 Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları programı kapsamındagerçekleştirilen “Bilimden Doğaya, Doğadan Bilime: Problemlere Çözümler” projesinde yapılanetkinliklerin, öğrencilerin kimya dersine yönelik tutumlarına ve dokuzuncu sınıf kimya dersindekazandıkları bilgileri günlük yaşam ile ilişkilendirme derecelerine etkilerini belirlemektir.Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden kontrol grupsuz yarı deneysel desen kullanılmıştır.Araştırmanın çalışma grubunu 2017-2018 öğretim yılında Düzce ili merkez liselerinin dokuzuncusınıfı bitiren ve araştırmaya gönüllü katılan 28 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada öğrencilerefizik, kimya, biyoloji, çevre ve matematik alanlarında toplam 16 etkinlik yaptırılmıştır ve buetkinliklerin 4’ü kimya ile ilgilidir. Etkinlikler, katılımcıların günlük yaşamlarındakarşılaşabilecekleri problem durumlarına göz önüne alınarak, araştırma, sorgulama ve öğrenmeisteklerinin tetiklenmesini sağlayacak biçimde hazırlanmıştır. Araştırmada veri toplama araçlarıolarak “Kimya Dersine Yönelik Tutum Ölçeği” ile kimya derslerinde edindikleri bilgileri günlükyaşamla ilişkilendirme derecelerine (“hiç ilişkili değil=1” ile “tamamen ilişkili =10”) göredeğerlendirmelerinin istendiği bir anket kullanılmıştır. Bu veri toplama araçları araştırmanınbaşlangıcında ve sonunda katılımcılara uygulanarak veriler toplanmıştır. Toplanan verilerparametrik olmayan istatistik tekniklerinden bağımlı gruplar için kullanılan Wilcoxon İşaretliSıralar Testi ile analiz edilmiştir. Araştırmada yapılan kimya alanındaki etkinliklerin, öğrencilerinkimya dersine yönelik tutumlarını olumlu yönde geliştirmede ve kimya dersinde edindikleri bilgilerigünlük yaşamla ilişkilendirme derecelerini arttırmada olumlu etkisinin olduğu tespit edilmiştir.This study aims to determine the effects of the activities performed in the project "From Science to Nature, From Nature to Science: Solutions to Problems" carried out within the scope of TÜBİTAK 4004 Nature Education and Science Schools program, on students' attitudes towards chemistry course and the extent they associate the knowledge gained in the 9th grade chemistry course with daily life. The study utilizes quasi-experimental design without a control group, which is a quantitative research method. The study group of the research consists of 28 students who completed 9th grade of high schools in the central district of Düzce, who participated in the study voluntarily. Within the scope of the research, the students performed a total of 16 activities in the fields of physics, chemistry, biology, environment and mathematics, four of which about chemistry. The activities were prepared in a way to trigger the participants to research, question and learn about the problem situations, taking into account the problems they encounter in their daily lives. In the study, as data collection tools, the "Attitude Scale towards Chemistry Lessons" and a survey in which they were asked to evaluate the degrees of associating the knowledge they gained in chemistry lessons with daily life, "not at all related = 1" and "completely related = 10" were used. Data were collected by applying these data collection tools to the participants at the beginning and end of the study. The collected data were analyzed using Wilcoxon Signed Ranks Test, which is a nonparametric statistical technique used for dependent groups. As a result, it was determined that the activities carried out in the field of chemistry during the research process had a positive effect on improving students' attitudes towards chemistry course in a positive manner and increased their degree of associating the knowledge gained in chemistry lesson with daily life
    corecore