7 research outputs found

    COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE ISPARTA İLİ 112 AMBULANS İSTASYONLARININ HİZMET ALANLARININ SORGULANMASI VE OPTİMUM YOL GÜZERGÂHLARININ BELİRLENMESİ

    Get PDF
    Kentler, nüfusun, sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlerin yoğunluğu açısından diğer yerleşim birimlerinden farklılaştıkları gibi bu özellikleri nedeniyle her tür tehlike karşısında yüksek risk taşımaktadırlar. Kentlerin bu yapısal özellikleri ile yerleşim yerine ait coğrafi, fiziksel, sosyo-ekonomik, kültürel özellikler; hızlı ve düzensiz kentleşme, gecekondulaşma gibi kentleşme sorunları birleşince mevcut riskler artmaktadır. Kentleşmenin beraberinde getirdiği sorunlardan biriside sağlık hizmetlerinin kentin bütününe düzenli bir şekilde yayılamamasıdır. Bunun en büyük nedenleri gelişen kent alanları ve kent dokusunda ortaya çıkan yenilenmelerdir. Sağlık hizmetlerinden 112 ambulans hizmetlerinin düzenli bir şekilde verilebilmesi için 112 ambulans istasyonlarının konumları ve etki alanlarının bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışmada Isparta ili 112 Ambulans istasyonlarının hizmet alanlarının sorgulanması ve ambulansların olay mahaline ulaşmalarında optimum güzergahın Coğrafi Silgi Sistemleri (CBS) ile belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada altlık olarak Isparta kent merkezine ait 1/5000 ölçekli imar haritası UTM (Universal Transverse Mercator) projeksiyon sistemine göre koordinatlandırılarak sayısallaştırılmıştır. Yaklaşık 20 km2 lik çalışma alanı içerisindeki 112 ambulans hizmeti veren özel ve resmi sağlık kuruluşlarının lokasyonları Meridian Platinium el GPS’i ile tespit edilerek Isparta iline ait sayısal haritalar üzerinde işaretlenmiştir. Sayısal harita üzerinde belirlenen her istasyon için sağlık merkezinin kapasitesini sorgulayacak seviyede veri tabanı ArcGIS 9.0 yazılımı kullanılarak hazırlanmıştır. Sağlık merkezlerinin kapasitelerine göre Voronoi Poligonları oluşturularak istasyonların optimum etki alanları belirlenmiştir. Ayrıca Isparta kent merkezine ait sayısal yol haritasının network topolojisi oluşturularak ArcGIS 9.0 yazılımı Network Analiz modülü aracılığıyla çeşitli senaryolara göre ambulanslar için optimum yol güzergahları belirlenmiştir. Tüm bu sorgulama ve analizler sonucunda gerekli görülen bölgelerde yeni 112 ambulans istasyon noktaları oluşturulması önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Coğrafi Bilgi Sistemi, 112 Ambulans İstasyonları, Voronoi Poligonları, Network Analiz, Optimum Yol Güzergâhı, Isparta

    The relationship between attitude toward physical activity and weight gain in children and young adolescence

    Get PDF
    IntroductionThe purpose of this study was to investigate the association between attitudes toward physical activity and weight gain among children and young adolescents with an additional focus on the impact of gender on these attitudes.MethodsEmploying a descriptive survey method, data were systematically gathered via purposive sampling from 11 specific cities in Türkiye, ensuring representation from all seven regions. A total of 3,138 students, aged between 9 and 14 years, participated in this study, with a distribution of 46% girls and 54% boys. To assess the attitudes of children and young adolescents toward physical activity, the Youth Physical Activity Attitude Scale was utilized. Height and body weight measurements were taken to determine the body mass index of participants. SPSS 26.0 software facilitated the statistical analyses, including Pearson correlation analysis to explore relationships between variables. Multivariate Analysis of Variance was employed to evaluate the impact of age, BMI, and gender on attitudes toward physical activity.ResultsParticipants classified as normal weight exhibited a more positive attitude towards physical activity compared to their obese and overweight counterparts. Moreover, a significant gender difference emerged, with boys demonstrating significantly higher positive attitudes toward physical activity than girls. However, no significant difference was observed in negative attitudes based on gender. The study also revealed that an escalation in negative attitudes towards physical activity correlated with students being categorized as underweight, overweight, or obese, as opposed to having a normal weight status. Additionally, a statistically significant divergence in both positive and negative attitudes towards physical activity was found based on age. Specifically, the results indicated that students aged 9 and 14 exhibited lower levels of positive attitude when contrasted with their counterparts of different age groups. Conversely, in the domain of negative attitudes, students at the age of 9 scored higher than their peers in other age categories.DiscussionAttitudes towards physical activity can serve as a convenient indicator and guide for assessing the effectiveness of various practices or interventions aimed at promoting physical activity, with recognition of the significant gender difference in positive attitudes among children and young adolescents

    Etik Liderlik ve Materyalist Eğilimlerin Otel Çalışanlarının Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısına Etkisi: Alanya Örneği

    No full text
    Bu çalışma bireysel düzeyde materyalist eğilimlerin, örgütsel düzeyde ise etik liderliğin işletmenin ortaya koyduğu kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) faaliyetlerinin algılanmasına etkisini araştırmaktadır. Araştırma evreni Alanya merkezde faaliyet gösteren 5 yıldızlı otel çalışanlarından oluşmaktadır. Evren içinden hesaplanarak örneklem alınmış ve 318 otel çalışanı üzerinde çalışma gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre etik liderlik tüm KSS boyutlarına yönelik algıyı pozitif yönde en çok etkileyen değişken iken onu başarı odaklı materyalist eğilim takip etmektedir. Mutluluk odaklı materyalist eğilimin ise çalışana ve devlete yönelik KSS algısına negatif yönde etki ettiği ortaya çıkmıştır.This study investigates the effect of materialist tendencies at the individual level and ethical leadership at the organizational level on the perception of corporate social responsibility (CSR) activities of the enterprise. The research universe consists of 5- star hotel employees in the center of Alanya. A sample was taken from the universe and 318 hotel employees were included the study. According to the findings, ethical leadership is the variable that has the most positive effect on the perception towards all CSR dimensions, and followed by success-oriented materialist tendency. Happiness- oriented materialist tendency has a negative impact on CSR perception for employees and the state

    Niğde Gazozu'nun Türkiye'de gelişim süreci ve tarihi

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2014.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Özer, Abdürrahim

    Yakın Çevre Ekolojisinde Fiziksel Mesafe ve Izolasyon Kırılganlıgının Durumsallıgı: Sorumluluklar ve Beklentilere Iliskin Uyuma Tesvik Edici Kamusal Iletisim Politika Önerilerinin Gelistirilmesi

    No full text
    TÜBITAK ARDEB 1001 COVID 19 ve Toplum Özel Çagrısı kapsamında desteklenen bu proje, yakın çevre etkilesiminde bireylerin koruyucu önlemlere uyumunu, olusturdugu profil ve yasanan kosullarda öne çıkan risk faktörleri üzerinden incelemek üzere yapılandırılmıstır. Bilindigi gibi salgın mücadelesinde izolasyon tedbirlerinin alındıgı dönemde bireyler, saglık riskleriyle birlikte gündelik yasam kosullarıyla da bas etmek zorunda kalmıslardır. Bu proje, bireylerin aile ve yakın çevresine destekle ilgili çesitli roller üstlendigi iddiasından yola çıkarak, yakın çevre destek etkilesimini temel alan profiller bazında koruyucu salgın önlemlerine uyumu etkileyen risk faktörlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalısmada profiller, bu dönemde dıs dünyayla temas gerektiren ve fiziksel, duygusal veya acil ihtiyaçların yarattıgı izolasyonu zorlayıcı durumlar için destek alınan/verilen yakın çevreyle etkilesimi ve sorumluluklar ve beklentiler eksenindeki segmentlesmeyi tanımlamaktadır. Koruyucu önlemlere uyum ise bireysel izolasyonu bozan bu zorlayıcı durumlarda, ulusal politikalarda öne çıkan fiziksel mesafe, maske ve hijyen önlemlerine uyum düzeyidir. Saglık davranısını açıklayan Saglık Inanç Teorisi ve Planlı Davranıs Teorisi?nin bilesenleriyle birlikte COVID 19 bilgi düzeyi, vaka duyumları ve deneyimleri, riskli/özel/yasaklı ve bakım ihtiyacı bulunan bireylere iliskin hane içi/dısı kosullar ve demografik özellikler; profillerin önlemlere uyum düzeyinde öne çıkan risk faktörlerini anlamak üzere kullanılmıstır. Bulgular, yakın çevre destek etkilesimi temelinde ortaya çıkan sekiz profil için; bes boyut altında toplanan önlemlere uyumu konu edinen durumlarda, aynı önlemlere aynı düzeyde uyum gelismedigini ortaya koymustur. Bununla birlikte genel uyumun güçlü olma olasılıgını etkileyen risk faktörlerinin etki yönü ve düzeyinin de profillere göre farklılasabildigi saptanmıstır. Sonuçlara göre, Saglık Inanç Modelinin en az bir parametresi her profil için bir risk faktörü olmakta, ancak çogu profil de farklı sosyal faktörler ve Planlı Davranıs Teorisinin parametreleriyle birlikte güçlü uyumda risk yaratan olasılıkları açıklamaktadır. Nihai modelde demografik özelliklerden ziyade, güçlü uyumun risk parametreleriyle sekillenen profillerin, birbirlerine göre ortaklasan ve ayrısan yönlerine iliskin saptamalar yapılmıs; profillerdeki güçlü uyum risk olasılıkları ve yasanan durumlara iliskin uyum birlikte degerlendirilmistir. Çalısmada ayrıca uyumda risk yaratan durumların nedenleri incelenmis ve bireylerin bu nedenleri nasıl rasyonellestirdikleri ortaya konulmaya çalısılmıstır. Tüm bu bulgular politika yapıcılar ve arastırmacılar için tartısılmıs ve uyuma tesvik edici iletisim politikaları ve destekleyici düzenleme önerileri sunulmustur
    corecore