53 research outputs found

    Effectiveness of Bobath therapy on balance in cerebral palsy

    Get PDF
    Purpose: Weakness on balance control is one of the most common problems for children with cerebral palsy. Present study aimed to investigate the effectiveness of 8 week-Bobath therapy on balance in children with diparetic or hemiparetic cerebral palsy.Materials and Methods: A total of 15 cerebral palsy diagnosed children (8 diparesis, 7 hemiparesis) aged 5-14 years, were included in this study. Children could walk independently or by using a walking aid. The demographic data were saved for each case. Gross Motor Function Classification System and Gross Motor Function Measure were used to determine level of motor function. 1 Minute Walking Test, 10-meter Walking Test, Pediatric Balance Scale for balance ability and Functional Independence Measure for children (WeeFIM) for assessing of independence in activities of daily living were used. Bobath therapy were applied to children one 60-minute session, 2 days a week and 8 weeks in total. All evaluations were performed before treatment and repeated after treatment program.Results: After 8-week Bobath therapy, the results showed that improvement in motor function, level of functional independence and balance scores were statistically significant.Conclusion: Bobath therapy improves functional motor ability, independence level on daily living activities, and also balance ability in children with cerebral palsy

    Effects of swimming and pulsed electromagnetic field therapy on nerve recovery in rats with sciatic nerve crush lesion

    No full text
    Bu çalışmada sıçanlarda bir nöropati modeli olan ezilme tipi yaralanma sonrası uygulanan yüzme egzersizleri ve kesikli elektromanyetik alanın iyileşmeye olan etkilerini incelemek için planlanmıştır. Çalışma materyalini toplam 28 adet erişkin erkek Wistar albino sıçan oluşturmuştur. Hayvanlar grup I kontrol, grup II hasar, grup III hasar + kesikli elektromanyetik alan (KEMA) ve grup IV hasar + yüzme olacak şekilde (n=7) dört eşit gruba ayrılmıştır. Hasar oluşturulmasını takiben beşinci günde tüm gruplarda canlı ağırlık ve elektronöromiyografik ölçümler yapılmıştır. Sıçanlara dört hafta süreyle KEMA (2 Hz ve 0,3 mT sinuzoidal) ve yüzme egzersizleri günde bir saat ve haftada beş gün olacak şekilde uygulanmıştır. Uygulama sonrası altıncı günlerde hayvanlar dinlendirilmiş ve yedinci günlerde de ölçümler alınmıştır. Elektronöromiyografik (ENMG) ölçümler VIASYS Nikolet Viking Quest (ABD) iki-kanallı EMG cihazı ile yapılmıştır. Veriler incelendiğinde hasar oluşumundan sonraki ilk ölçüm zamanından itibaren dört hafta süreyle motor sinir iletim hızı, birleşik kas aksiyon potansiyeli, latans, Hmax / Mmax oranlarının hasar oluşturulan tüm gruplarda değişen derecelerde etkilendiği görülmüştür. KEMA ve yüzme ilk haftadan itibaren sinir rejenerasyonuna olumlu katkılar sağlamış ve rejenerasyonu artırmıştır. Dört hafta sonunda yüzme egzersizi KEMA uygulamasına göre rejenerasyon açısından daha iyi sonuçların alınmasını sağlamıştır. Uygulama süresi açısından değerlendirildiğinde, dört haftalık sürenin her iki uygulama açısından rejenerasyonun tamamlanması için yeterli olmadığı görülmüştür.This study was planned to investigate the effects of swimming exercises and pulsed electromagnetic field (PEMF) on wound healing in rats after crush-type injury as a neuropathy model. Study material was 28 adult male Wistar type albino rats. Animals are divided into four groups including Group I as control (n = 7), Group II as injury (n = 7), Group III as injury + PEMF (n = 7) and group IV as injury + swimming (n = 7). Live body weight and electroneuromyographic (ENMG) measurements were made at 5 th day after injury. PEMF (2 Hz and 0.3 mT sinusoidal) and swimming exercises were applied to rats for 1 hour per day at five days a week. Rats were allowed to rest at every sixth day in week following the application and measurements were made at every seventh day. ENMG measurements were made using VIASYS Nikolet Viking Quest (ABD) electromyography (EMG) device with two channels. It was observed that motor nerve conduction rate, compound muscle action potential (CMAP), latency and Hmax/Mmax ratios were influenced in varying degrees in all groups in the first 4 weeks. Both of PEMF and swimming exercises were made positive contributions to the nerve regeneration and were increased the regeneration from first week. At the end of the 4-weeks period, swimming exercises were ensured better results than PEMF in regeneration. When duration of the procedure was examined, it was observed that 4-weeks period was not enough for both procedures in order to complete the regeneration

    Pallister-killian sendromlu bir hastada bobath terapisi ve portage erken çocukluk dönemi eğitim programının etkisi: Olgu sunumu

    No full text
    Amaç: Pallister-Killian sendromu (PKS) mental retardasyon, nöbet, hipotoni, hiper- hipopigmentasyon ile karekterize bir genetik bozukluktur. Pallister – killian benzeri yapısal anomalisi ile tedaviye aldığımız olgunun bir yıllık fizyoterapi ve özel eğitim sonuçlarını incelemektir. Gereç ve yöntem: Bobath terapisi ve Portage Erken Çocukluk Dönemi Eğitim Programına alınan, 5 yaş 6’tı aylık olgunun bir yıl arayla Gross Motor Function Measure (GMFM), Gross Motor Functiom Classification System (GMFCS), Functional Independence Measure for Children (Wee- FIM) ve Denver Developmental Screening Test II (DDST II) değerlendirme yöntemleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Olgu haftada 1gün fizyoterapi ve 2 gün özel eğitim almıştır. Hasta fizyoterapist, çocuk gelişim uzmanı ve özel eğitimciler tarafından ekip halinde takip edilmiştir. Sonuç: Olgunun ilk değerlendirmesinde GMFM total skoru % 64, GMFCS’i 2, Wee-FIM toplam skoru 33 olarak bulunmuştur. DDST II’ye göre ince ve kaba motor gelişim yaşı 20 ay olarak tespit edilmiştir. Bir yıl sonraki değerlendirmede ise GMFM total skoru % 77, GMFCS’i 2 ve Wee-FIM toplam skoru 45 olarak bulunmuştur. Ayrıca DDST II’ye göre ince ve kaba motor gelişim yaşı 24 aydır. Tartışma: Bu çocuklarda fizyoterapi ve özel eğitim uygulamaları mental ve motor gelişimi desteklemektedir. Bu hastaların yaşam kalitelerini arttırmak ve tedavilerini gerçekleştirmek için erken dönemde fizyoterapi ve özel eğitime başlanması önemlidir

    Tuberosklerozlu bir hastada bobath terapisi ve portage erken çocukluk dönemi eğitim programının etkisi: Olgu sunumu

    No full text
    Amaç: Tuberoskleroz kompleksi santral sinir sistemini, deriyi ve iç organları tutan, otozomal dominant geçiş gösteren nörokütanöz bir hastalıktır. Ayrıca bu hastalarda epilepsi, mental ve motor retardasyon da görülmektedir. Tuberoskleroz ve epilepsi tanısı ile takip edilen olgunun bir yıllık fizyoterapi ve özel eğitim sonuçlarını incelemektir Gereç ve yöntem: Bobath terapisi ve Portage Erken Çocukluk Dönemi Eğitim Programına alınan, 4 yaşındaki erkek olgunun bir yıl arayla Gross Motor Function Measure (GMFM), Gross Motor Functiom Classification System (GMFCS), Functional Independence Measure for Children (Wee- FIM) ve Denver Developmental Screening Test II (DDST II) değerlendirme yöntemleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Olgu haftada 1gün fizyoterapi ve 2 gün özel eğitim almıştır. Sonuç: Olgunun ilk değerlendirmesinde GMFM total skoru % 80, GMFCS’i 2, Wee- FIM toplam skoru 35 olarak bulunmuştur. DDST II’ye göre ince motor gelişim yaşı 14 ay ve kaba motor gelişim yaşı 15 ay olarak tespit edilmiştir. Bir yıl sonraki değerlendirmede ise GMFM total skoru % 94, GMFCS’i 1, Wee- FIM toplam skoru 44 olarak bulunmuştur. Ayrıca DDST II’ye göre ince ve kaba motor gelişim yaşı 22 aydır. Tartışma: Değerlendirme sonuçlarından da anlaşılacağı gibi tubreosklerozlu hastalar fizyoterapi ve özel eğitimden yarar görmektedirler. Bu hastaların yaşam kalitelerini arttırmak ve tedavilerini gerçekleştirmek için erken dönemde fizyoterapi ve özel eğitime başlanması önemlidir

    Investigation of the relationship between quality of life, activity-participation and environmental factors in adolescents with cerebral palsy

    No full text
    BACKGROUND AND OBJECTIVE: The aim of this study is to examine the relationship between quality of life, activity-participation and environmental factors in adolescents with cerebral palsy. METHODS: Seventy-five (75) adolescents (M:45, F:30) aged between 14–18 years (mean: 15.52±1.60 yrs) were included in the study. Participants were divided into three groups: Level I, Level II and Level III according to the Gross Motor Function Classification System. Gross Motor Function Classification System, Gross Motor Function Measure, Functional Independence Scale, Manual Ability Classification System, Pediatric Quality of Life Inventory and International Classification of Functioning, Disability and Health Child-Youth version Short Form (ICF-CY) (14–18 yrs) were used for assessments. RESULTS: It is found that there is a moderate and high level of correlation between quality of life and activity participation and body functions, a moderate and high level of correlation between quality of life and activity participation and body functions with gross motor function levels, and a moderate and low level correlation between environmental factors and gross motor function levels (p  <  0.05). CONCLUSIONS: The fact that the ICF-CY short form used for cerebral palsied children is compatible with other assessment scales suggests that the use of ICF-CY short forms may be useful in assessing the health status of individual

    Serebral palsili çocukların klinik özellikleri i̇le i̇letişim yetenekleri arasındaki i̇lişki

    No full text
    Amaç: Serebral Palsi (SP)’li çocuklar motor problemlerin yanında özürlülüğe neden olabilen pek çok bozukluklara sahiptirler ve iletişim bozukluğu da bunlardan birisidir. Bu çalışmanın amacı SP’li çocukların klinik özellikleri ile iletişim yetenekleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Gereç ve Yöntem: Denizli il merkezinde faaliyet gösteren Yağmur Çocukları Özel Eğitim Merkezi’nde tedavileri devam eden 2-18 yaş arası n=188 (K:84, E:104) SP’li çocuk çalışmaya dâhil edildi. Tüm katılımcılara demografik veri formu dolduruldu. Çocukların iletişim fonksiyonları İletişim Fonksiyon Sınıflandırma Sistemi (IFSS) ile değerlendirildi. Sonuçlar: SP’li çocukların yaş ortalaması 97,48±57,93 ay idi. SP’nin klinik tipleri içinde IFSS’ye göre; Seviye 1’de spastiklerin %43,7’si, diskinetiklerin %20’si, ataksiklerin %0’ı, hipotoniklerin ise %5,3’ü bulunuyordu. Seviye 5’te ise spastiklerin %24,1’i, diskinetiklerin %60’ı, ataksiklerin %25’i, hipotoniklerin ise %26,3’ü bulunuyordu. Bu dağılım istatistiksel olarak da anlamlıydı (p < 0,01). IFSS’ye göre SP’nin ekstremite dağılımı içinde Seviye 1’de hemiparetiklerin %54,5’i, diparetiklerin %52,3’ü, quadriparetiklerin %14,9’u, paraparetiklerin ise %60’ı bulunuyordu. Seviye 5’te ise hemiparetiklerin %7,3’ü, diparetiklerin %11,4’ü, quadriparetiklerin %44,6’sı ve paraparetiklerin %20’si bulunuyordu. Bu dağılım istatistiksel olarak da anlamlıydı (p < 0,01). Tartışma: SP’li çocuklarda klinik tip, ekstremite dağılımı ve SP nedenlerinin iletişim fonksiyonları üzerinde anlamlı etkileri olduğu görülmüştür

    Relationship between hand functions and balance in cerebral palsied children

    No full text
    INTRODUCTION: This study was planned to examine the relationship between hand function and balance in Cerebral Palsied Children (CPC). MATERIALS AND METHODS: 15 diparetic or hemiparetic CPC, ages between 5‐15, were included in the study. They were at Level I, II or III according to Gross Motor Function Classification System (GMFCS), and we applied Neurodevelopmental Therapy(NDT) them. Intensive NDT program were applied 8 weeks. Evaluations were repeated before and after treatment. RESULTS: There were improvements in hand functions and balance skills. After treatment both MACS and balance tests’ scores changed in percentages. Thus hand functions and balance skills were correlated. But these correlations were not statistically significant. DISCUSSION: Hand functions have a relationship with balance. Better hand functions make the CPC set balance better by providing a good upper extremity functions. Good upper extremity functions provide better balance reactions. CPC could be able to set his/her balance by moving upper extremities

    Impact of physiotherapy and diet program on obesity in children with intellectual disabilities

    No full text
    Introduction:Childhood obesity is an important health problemin children with intellectual disability as well as in healthychildren. The aim of this study was to investigate the long-term effect of physiotherapy and diet programs on obesity inchildren with intellectual disability during school and puberty.Patients and method:A total of 133 children with intellectualdisability (39 females, 94 males; mean age 15.23 3.25y) wereincluded in the study at Denizli Cßamlık Special Education andVocational Training Center School as primary and secondaryschool students. Waist-hip circumferences and height-weightwere measured, body mass indexes (BMIs) were defined. Eachchild was given a diet program by a specialist dietitian and aphysiotherapy program consisting of aerobic exercises andstrengthening exercises was given by physiotherapists 3 days aweek, for 20 minutes a day. After 1 year, cases were reevalu-ated.Results:Mean BMIs of cases were 22.79 6.64 kg/cm2at firstevaluation and 22.67 6.75 kg/cm2at second evaluation. Thischange was not significant (p>0.05). Waist circumference aver-aged 79.08 17.06cm at first evaluation and 79.20 17.66cm atsecond evaluation and this change was not significant (p>0.05);average hip circumference was 91.36 15.51cm at first evalua-tion and 88.08 15.62cm at second evaluation and this changewas significant (p<0.05).Conclusion:One-year diet and physiotherapy program did notcreate any change in waist circumference and BMI, whilethere were significant changes in hip circumference of thesechildren. It is thought that the reason for inability to achievedesired results is due to difficulty of implementing diet andphysiotherapy programs at home, underlying cognitive prob-lems, protectionism of families on nutrition, and occasionalimmobilization of children due to cognitive problems

    Değişik özür seviyesine sahip serebral palsili çoçuk annelerinin bel- boyun problemleri ve yaşam kalitesi

    No full text
    Amaç :Çalışmanın amacı değişik özür seviyesine sahip serebral palsili çocuk annelerinin bel- boyun problemleri ve yaşam kalitesini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Türkiye'deki farklı illerdeki özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde tedaviye devam eden değişik özür seviyesine sahip 100 serebral palsili (SP) çocuk ve anneleri dahil edilmiştir. SP'li çocuklar, Kaba Motor Fonksiyon Sınıflama Sistemi (GMFCS), El Becerileri Sınıflama Sistemi (MACS), Fonksiyonel Mobilite Skalası (FMS) ve Pediatrik Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçütü (Wee-FIM) kullanılarak değerlendirilmiştir. SP'li çocuk annelerinin sağlıkla ilgili yaşam kalitesini değerlendirmek için Nottingham Sağlık Profili (NHP) ve emosyonel durumlarını değerlendirmek için Beck Anksiyete Envanteri (BAE) kullanılmıştır. Annelerin boyun ve bel problemleri için Neck Disability Index (NDI) ve Roland- Morris Disability Questionnaire (RMDQ) kullanılmıştır. Bulgular SP'li çocukların yaş ortalaması 105.07±53.36 (min: 13- max 216)ay. Annelerin yaş ortalaması 35.66 ± 7.39 (min: 19- max: 56) yıl idi. SP'li çocukların GMFCS, FMS, MACS, Wee- FIM skorları arasında istatistiksel olarak ilişki bulunmuştur (p0.05). Çıkarımlar SP'li çocuk annelerinin bel ve boyun problemlerinin olmaması anksiyete düzeylerini azaltmakta ve sağlıkla ilgili yaşam kalitelerini arttırmaktadır. Çalışmaya dahil edilen SP'li çocukların, motor fonksiyonları ile fonksiyonel mobilite ve bağımsızlık düzeylerinin iyi olması annelerin boyun ve bel problemlerinin azalmasına ve sağlıkla ilgili yaşam kalitelerinin artmasına neden olmaktadır

    Sağlıklı olgularda el fonksiyonunun değerlendirilmesinde i̇ki fonksiyonel testin geçerliliği

    No full text
    Sağlıklı deneklerde el fonksiyonunun değerlendirilmesinde iki fonksiyonel testin geçerliliği - Valpar Üst Ekstremite Hareket Çalışma Örneği, bireyin - 1 ayak kare kutuya ulaşma kabiliyetini değerlendirir ve küçük ve büyük somunları cıvatalar üzerinde manipüle eder. 1948'de, potansiyel işveren için, montaj işi, paketleme veya makine operasyonu gibi işleri yapabilme becerisini test etmek. Çalışmamızın amacı, fonksiyonel deneklerin sağlıklı denekler arasındaki işleri ayırt etmedeki geçerliliğini tespit etmektir. El yaralanması veya hastalık öyküsü olmayan yüz elli sekiz denek değerlendirilmiştir. Erkek deneklerde her iki testte de farklı meslekler, yaş, cinsiyet, baskın el ve çalışma süresi arasında anlamlı fark bulunmadı (p> 0.05). Erkek ve kadınlarda Purdue Pegboard alt testler ile Valpar Üst Ekstremite Hareket Aralığı Çalışma Aralığı Çalışma Örneği arasındaki korelasyon bulundu (p <0.05). Her iki test için de, sağlıklı sağlıklı denekler için normlar, bireyin koordinasyon havasını geniş bir rastgele helathy kadın ve erkek denek örneği ile karşılaştırıldığında değerlendirmek için kullanılabilir. Valpar Üst Ekstremite Hareket Aralığı Çalışması Örneği ve Purdue Pegboard testlerinde performans aralığı için Hareket Aralığı (ROM) ve kıskaç kavraması arasındaki ilişkiyi incelemek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. kadın ve erkek deneklerin rastgele seçilmiş büyük örnekleriyle karşılaştırmalı olarak koordinasyon sunması. Valpar Üst Ekstremite Hareket Aralığı Çalışması Örneği ve Purdue Pegboard testlerinde performans aralığı için Hareket Aralığı (ROM) ve sıkıştırma tutamacı arasındaki ilişkiyi incelemek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. kadın ve erkek deneklerin rastgele seçilmiş büyük örnekleriyle karşılaştırmalı olarak koordinasyon sunması. Valpar Üst Ekstremite Hareket Aralığı Çalışması Örneği ve Purdue Pegboard testlerinde performans aralığı için Hareket Aralığı (ROM) ve sıkıştırma tutamacı arasındaki ilişkiyi incelemek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır
    corecore