12 research outputs found

    Fırm level determinants of earning management: evidence from borsa İstanbul

    Get PDF
    Son yıllarda yaşanan şirket skandalları finansal bilgi kullanıcılarının finansal raporlamanın doğruluğu konusunda şüphe duymasına yol açmıştır. Bu kapsamda kazanç yönetimi uygulamaları bilgi kullanıcıları, akademisyenler ve düzenleyici kurumlar için daha önemli hale gelmiştir. Zira kazanç yönetimi uygulamaları finansal tabloların şeffaflığına ve kalitesine olan zararlarından dolayı bu skandalların en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilmiştir. Kazanç yönetimi, firmanın veya üst düzey yöneticilerin çıkarlarına hizmet etmek amacı ile kullandıkları bir araç olup en genel anlamda finansal bilgi kullanıcılarının firmanın performansı hakkında yanıltılması amacıyla muhasebe sonuçlarının manipüle edilmesi faaliyeti olarak ifade edilmektedir. Kazanç yönetimi uygulamalarının firma düzeyinde belirleyicilerini tespit etmeyi amaçlayan bu çalışmada Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören 127 imalat sanayi işletmesinin 2004-2014 yılları arasındaki verileri incelenmiştir. Veriler datastream veri tabanı ve Kamuyu Aydınlatma Platformundan ayrıca firmaların yayınladıkları faaliyet raporları, finansal tablo dipnot ve açıklamaları ile kurumsal yönetim uyum raporlarından elde edilmiştir. Çalışmada kazanç yönetiminin tespitinde “Düzeltilmiş Jones Modelinden” yararlanılmıştır. Çalışmada büyüklük, risk, işletme grubu ilişkisi, yabancı payı, piyasa değeri, yatırım harcamaları, dört büyük denetçi ve ortaklık yapısı gibi faktörlerin kazanç yönetimi uygulamalarını ne kadar açıkladığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Analiz sonuçlarına göre büyüklük, yatırım harcamaları, Tobin Q oranı, dört büyük denetçi tarafından denetlenme, işletme grubu ilişkisi ve halka arz oranı kazanç yönetimi uygulamalarını etkilemektedir.In recent years’ corporate scandals has led to doubts about the accuracy of financial reporting of financial information users. In this context, earnings management practices have become increasingly important for financial information users, academicians, and regulatory agencies. Earnings management practices have been shown to be one of the major causes of this scandal because of damage to the transparency and quality of financial statements. Earnings management, which is instrument of executives to serve their self-interests, can be defined, accounting results manipulation activities in order to mislead financial information users about company's financial performance. In this article, it is aimed to determine firm level determinants of earning management practices. In this framework data for 127 manufacturing firms from the Istanbul Stock Exchange (BIST) examined for the period 2004-2014. Data collected from DataStream database and from the Public Disclosure Platform. Also firms annual reports, financial statements and disclosures, the corporate governance compliance reports are collected for the study. In this article, to determine earnings management practice we used “Modified Jones Model”. Also in this study, we analyzed effect of some factors on earnings management such as; size, risk, business group relations, foreign share, the market value, investment expenditures, the four biggest auditors and the ownership structure. Our results suggest that size, capital expenditures, Tobin Q ratio, four big auditors, business group affiliation and free float rate effect earnings management practices of firms

    The effect of business group affiliation on firm performance: a study on ise.

    No full text
    TEZ9091Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 117-129) var.ix, 132 s. : res. ; 29 cm.Business groups are example of a complex business structure that exist in many countries. This study is an empirical examination of the impact of business groups affiliation on various measures (ROA, ROIC, Tobin Q etc.) of firm performance in a emerging economy Turkey. A panel sample of 82 companies was constructed for the period 2002 to 2009, based on information obtained from ISE. For the purpose of this study, all firms are divided into three main subgroups: big business groups (powerfull private business groups), small business groups (weak private business groups) and non-affiliated independent companies. Our analysis indicates that affiliation with a big business group increase performance. On the other hand affiliation with a small business groups does not contribute to performance of firms.İşletme grupları hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke piyasalarında görülen piyasa ile firma arası kompleks yapılardır. Bu çalışma Türkiye'de işletme grubu ilişkisinin firma performansı üzerine etkisini çeşitli performans ölçütleri (ROA, ROIC, Tobin Q vb.) kullanarak ölçmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada kullanılan örneklem 2002-2009 yılları arasında İMKB'de hisse senetleri işlem gören 82 sanayi işletmesinden oluşmaktadır. Çalışmanın amacına uygun olarak örneklemdeki firmalar üç ana gruba ayrılmıştır. Bu gruplar; büyük işletme gruplarının oluşturduğu grup, küçük işletme gruplarının oluşturduğu grup ve herhangi bir gruba bağlı faaliyet göstermeyen bağımsız şirketlerin oluşturduğu gruplardır. Analiz sonuçlarına göre, büyük bir işletme grubuna bağlı şirketler daha iyi performans göstermekte, küçük ve bağımsız şirketler ise hemen hemen aynı oranda performans göstermektedir.Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: İİBF2009D1

    IS THERE REALLY A TRADE OFF BETWEEN LIQUIDITY AND PROFITABILITY?

    No full text
    International Congress of Management Economy And Policy, 26-27 Kasım 2016, İstanbulGünümüz iş dünyasında hem finans hem de emtia piyasalarında yaşanan dalgalanmalar, işletmelerin sadece uzun süreli varlıklarının/kaynaklarının değil, kısa süreli varlıklarının/kaynaklarının da etkin bir şekilde yönetilmesini hayati hale getirmiştir. Finans literatüründe çalışma sermayesi yönetimi kapsamında değerlendirilen kısa süreli varlıkların ve kaynakların yönetimi firmaların likidite tercihlerini de yansıtmaktadır. Bu tercihlerin ise firmaların riski ve başarısı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Finans alanındaki hâkim görüşe göre firma yöneticileri likidite-risk-karlılık arasında bir ödünleme (trade off) yaparak faaliyetlerini sürdürür. Firmaların bir yılda nakde dönüşebilecek varlıklarına yaptığı yatırımın ve bu yatırımın finansman şeklinin firmaya çeşitli maliyetleri vardır. Doğal olarak tüm bu maliyetlerin ve finansman tercihinin firmanın hem riskini hem de karlılığını önemli ölçüde belirlemesi beklenir. Bu yüzden literatürde bu yatırımların optimal düzeyde olması ve finansmanının uygun kaynaklarla yapılması yönünde hâkim bir görüş olduğu söylenebilir. Ancak finans piyasalarının yeterince gelişmediği ekonomilerde bilgi asimetrisi ve finansal kısıtlar nedeniyle çalışma sermayesinin çeşitli unsurlarına yapılan yatırımların karlılık üzerinde olumlu etkileri de görülebilir. Örneğin müşterilerini daha çok ve daha uzun süre finanse ederek gerçekleştirilen bir alacak politikası, iyi işlemeyen para piyasaları nedeniyle firma karlılığını artırabilir. Diğer taraftan spekülatif nakit ya da stok tutma da tasarrufların az olduğu mükemmel olmayan finans piyasalarına sahip ekonomilerde firma karını artıracak bir diğer unsur olarak karşımıza çıkabilir. Çalışma kapsamında, Türk imalat sanayi firmaları için Panel VAR ve GMM yöntemleri kullanılarak Likidite ve Karlılık arasındaki ilişkinin yönü belirlenmeye çalışılmış ve likidite ile karlılık arasında pozitif faaliyet döngüsü ile karlılık arasında ise doğrusal olmayan ilişki tespit edilmiştir.Effective management of short-term assets (and sources of funds) has become vital in today's business world due to fluctuations in both financial and commodity markets. In the finance literature, management of short-term assets and short-term sources of funds is evaluated within the framework of working capital management. The liquidity choice is also considered to be within the working capital management scope. The choice of cash vs short-term assets has a significant impact on the company's risk and profitability. The major view in finance suggests that managers make a tradeoff between liquidity, risk and profitability. Investments in current assets and the type of financing used for these assets have several costs to the company. Naturally, all these costs and financing preferences significantly affect the company's profitability as well as its riskiness. That's why in literature there is a prevailing view that there must be an optimal level of investment in short-term assets with appropriate financial resources. However, in emerging economies where financial markets are not sufficiently developed because of information asymmetries and financial constraints, investments in the various components of working capital may have a positive effect on the profitability contrary to expectations. For example, extending customers longer periods of sales-credit may have a positive effect on a firm's profitability due to increasingsales. Smaller buyers with financial constraints may find the longer-term trade-credits very beneficial, especially in the face of dysfunctional money markets. On the other hand, speculative cash or inventory holding may also increase profits, given the imperfect financial markets. In this study, we aim to determine exact causal relationship between liquidity and profitability using Panel VAR and system GMM method for Turkey. Results suggest that there is a positive relationship between liquidity and profitability and nonlinear relationship between operation cycle and company profit

    Relationship of corruption and accounting quality

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı, yolsuzluk ve muhasebe kalitesi arasındaki ilişkiyi incelemek ve söz konusu ilişkiyi verilerine ulaşılabilen 11 farklı ülke için test etmektedir. Araştırmada, 2009-2019 yılları arasında Türkiye ve 10 farklı ülkenin yolsuzluk endeksleri ile bu ülkelerde faaliyet gösteren 3816 işletmenin isteğe bağlı tahakkukları incelenmiş araştırma sonucunda yolsuzluğun muhasebe kalitesini etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada isteğe bağlı tahakkukların hesaplanmasında Düzeltilmiş Jones Modelinden faydalanılmış yolsuzluk endeksi ise Dünya Bankası veri tabanından alınmıştır.The purpose of this study is to examine the relationship between corruption and accounting quality and to test this relationship empirically for 11 different countries whose data can be obtained. In the study, Turkey, and 10 different countries’ corruption index examined with 3816 the companies operating in these countries between the years 2009-2019. Our results show corruption affects the quality of accounting. In the study, the Modified Jones Model was used to calculate discretionary accruals and the corruption index was obtained from the World Bank database

    The role of financial development in the efficient allocation of capital

    No full text
    Finansal sistemin temel görevlerinden biri, ekonomik kaynakların optimum dağılımını sağlamaktadır. Ancak 2008 yılında yaşanan küresel finans krizi ve sonraki yıllarda birçok ülkenin toplam faktör verimliliğinde meydana gelen yavaşlama, finansal sistemin bu görevini ne derece yerine getirdiği ile ilgili şüpheleri artırmış ve sermaye dağıtım etkinliği üzerinde etkili olabilecek faktörlerin tespitini önemli hale getirmiştir. Bu çalışmanın amacı (1) finansal gelişmenin sermaye dağıtım etkinliği üzerindeki etkisini araştırmak ve (2) finansal gelişmenin kaynağının ve boyutunun bu etkide önemli olup olmadığını tespit etmektir. Etkin sermaye dağıtımı, yatırımların katma değerdeki artış ile ölçülen büyüme potansiyeline yüksek tepki vermesi anlamına gelmektedir. Bu bağlamda çalışmada, yatırımların katma değere olan duyarlılığı sermaye dağıtım etkinliğinin ölçüsü olarak kullanılmıştır. Finansal gelişmenin ölçümünde hem IMF Finansal Gelişme Endeksleri hem de ham finansal gelişme göstergeleri kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini 1980-2016 yıllarında minimum 25 yıllık veriye sahip olan 50 ülke oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında yapılan analizler iki aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada panel veri analizi kullanılarak sermaye dağıtım etkinliğini gösteren katsayılar hesaplanmıştır. İkinci aşamada ise yatay kesit regresyon analizi yardımıyla finansal gelişmenin etkin sermaye dağıtımına etkisi araştırılmıştır. Finansal gelişme ile etkin sermaye dağıtımı arasındaki ilişkinin tespitine yönelik yapılan regresyon analizi sonuçları, finansal gelişmenin sermaye dağıtım etkinliğini artırdığını göstermiştir. Finansal gelişmenin sermaye dağıtım etkinliğine katkısında finansal kurumların daha fazla rol aldığı görülmüştür. Yine, sermayenin etkin dağıtımına en önemli katkının finansal sistemin derinliğinde yaşanan gelişmelerden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, derinlik boyutunda yaşanan gelişmelerin belirli bir noktaya kadar sermaye dağıtım etkinliğine katkı sağladığı, bu noktadan sonra katkının ortadan kalktığı ve bu boyutta yaşanan ilerlemelerin sermaye dağıtımını olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca, yakınsama hipotezini destekler şekilde, zaman içerisinde gelişmiş ve yüksek gelirli ülkelerin sermaye dağıtım etkinliği hızlarının yavaşladığı, gelişmekte olan düşük ve orta gelirli ülkelerin sermaye dağıtım etkinliği hızlarının ise arttığı görülmüştür. Son olarak çalışmada karşılaşılan kısıtlara değinilmiş, sermaye dağıtım etkinliğinin geliştirilmesi noktasında politika yapıcılara tavsiyelerde bulunulmuş ve gelecekte konu ile ilgili yapılacak çalışmalara öneriler sunulmuştur.One of the main functions of the financial system is to ensure the optimum allocation of economic resources. However, the global financial crisis and the slowdown in total factor productivity of many countries have raised doubts to what extent the financial system fulfills this task as well as addressing the importance of the factors affecting capital allocation efficiency. The purpose of the current study is (1) to reveal the effect of financial development on capital allocation efficiency and (2) to determine whether the origin and dimension of financial development is important in this effect. Efficient capital allocation implies the high response of investment to the growth potential measured by the increase in value-added. The elasticity of investment to growth potential is used as a measure of capital allocation efficiency. In order to measure financial development, both IMF Financial Development Indices and raw financial development indicators are used. The study covers 50 countries with a minimum of 25 years of data over the period 1980-2016. In the study, the analyzes are carried out in two stages. In the first stage, the elasticity parameters representing the capital allocation efficiency are calculated. Panel data analysis is used to calculate the elasticity parameters. Then, the effect of financial development on capital allocation efficiency is investigated with the help of cross-sectional regression analysis. Regression analyses for the determination of the relationship between financial development and capital allocation efficiency show that financial development contributes to capital allocation efficiency. Financial institutions play a major role in the contribution of financial development to capital allocation efficiency. Besides, the most important contribution to efficient capital allocation comes from the developments in the depth of the financial system. However, the developments in the depth dimension contributes to capital allocation efficiency up to a certain point, the contribution disapperares from this point, and the developments in this dimension negatively affect capital allocation efficiency. In addition, supporting the convergence hypothesis, capital allocation efficiency of high-income economies slows down while that of low- and middle-income economies increase over time. Lastly, the constraints encountered in the study are addressed, policy recommendations for the development of capital allocation efficiency and future directions are made

    The impact of earnings management on firm value: A research on İstanbul stock exchange firms

    No full text
    Kazanç yönetimi yatırımcılar için önemli bir konudur. Kazanç yönetimi yatırımcıların uygun olmayan kararlar almalarına yol açmaktadır. Bu çalıĢma hisse senedi ve kazanç yönetimi arasındaki iliĢkiyi araĢtırmayı amaçlamaktadır. ÇalıĢmada kazanç yönetimi teknikleri üzerinde durulmaktadır ve kazanç yönetiminin Borsa Ġstanbul Ģirketlerinin hisse senedi fiyatları üzerine etkisi DüzeltilmiĢ Jones Modeli kullanılarak incelenmektedir. AraĢtırmada Borsa Ġstanbul‟da yer alan 127 Ģirket verileri karĢılaĢtırılmıĢtır. Elde edilen sonuçlara göre kazanç yönetimi ve firmaların piyasa değeri arasında negatif ve anlamlı bir iliĢki söz konusudur. Sonuç itibariyle Ģunu biliyoruz ki; kazanç yönetimi uygulamalarını minimize edebilmek için, sermaye piyasası araçlarının geniĢ kitlelere yayılmasını sağlamalıyız ve belirli yatırımcıların elinde toplanmasını engellenmeliyiz.Earnings management is a crucial issue for investors. Earnings management cause investors to make suboptimal decisions. This study aims to study the relation between stocks and earnings management. This study focuses on earnings management techniques and we examines how earnings management affects stocks price of Istanbul Stock Exchange companies with Modified Jones Model. We have compared datas of 127 companies which take place in the Istanbul Stock Exchange. According to the results, it appeared to be a negative relationship between earnings management and stock prices Finally, we know that; we should spread the capital market means to large masses and also we should prevent the accumulation of these means in certain investors in order to minimize the earning management

    The impact of corporate governance on earnings management practices: An emprical analysis on ISE

    No full text
    İşletmelerin kurumsal bir yapı ile yönetilmesi durumunda, kazanç yönetimi uygulamalarının bundan etkilenip etkilenmediğini tespit etmek üzere gerçekleştirilen bu çalışmada, 2004–2009 yılları arasında süreklilik arz eden ve sağlıklı verilerine ulaşılabilen 118 İMKB sanayi şirketi kapsamında “Düzeltilmiş Jones Modeli” kullanılarak araştırma yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda, İMKB kurumsal yönetim endeksi, ortaklık konsantrasyonu ve CEO’ların yönetim kurulu başkanlarından bağımsız olmaları ile kazanç yönetimi uygulamaları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Buna karşılık geniş (üye sayısı) yönetim kurulları ve 4 büyük denetim firması tarafından denetleniyor olmanın işletmelerdeki kazanç yönetimi uygulamalarını azalttığı yönünde bulgulara ulaşılmıştır.In this article, it is aimed to determine whether corporate governance mechanism affect the earnings management practices in Turkish manufacturing firms. In this framework, data for 118 manufacturing firms from ISE are collected for the period of 2004-2009. In order to determine earnings management exercises Modified Jones Model is used. Any kind of significant relation between ISE corporate governance index, ownership concentration, CEO duality and earnings management practices could not be found. In spite of this, it is reached to the point that the large board of directors and auditing by big 4 four audit firms reduce earnings management incentives

    A study on the impact of financial reporting standards on the accounting quality

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de ve Dünya’da TFRS/IFRS’yi zorunlu ve gönüllü uygulayan işletmelerde TFRS/IFRS uygulamalarının muhasebe kalitesi üzerindeki etkisini analiz etmektir. Araştırmada, TFRS/IFRS’nin uygulamaya başlamadan önce (2000-2004) ve sonra (2005-2014) Türkiye ve 25 farklı ülkede listelenmiş 5.435 işletmenin isteğe bağlı tahakkukları karşılaştırılmıştır. Araştırmada isteğe bağlı tahakkukların hesaplanmasında Düzeltilmiş Jones Model’inden faydalanılmıştır. Araştırma bulgularına göre; TFRS’yi zorunlu olarak uygulayan Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin TFRS uygulamalarının, muhasebe kalitesini pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir. AB ülkeleri kapsamında yapılan değerlendirmelerde ise IFRS’yi zorunlu olarak uygulayan Fransa, İtalya, Polonya ve gönüllü olarak uygulayan İngiltere ve İsveç’te IFRS uygulamalarının muhasebe kalitesi üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Öte yandan gelişmiş olan ülkeler açısından yapılan analizde IFRS’yi zorunlu olarak uygulayan ülkelerden sadece Güney Kore’deki işletmeler açısından IFRS uygulamalarının muhasebe kalitesini pozitif yönde etkilediği belirlenmiştir. IFRS’yi gönüllü olarak uygulayan gelişmekte olan ülkelerden sadece Arjantin’deki işletmeler için IFRS uygulamaları muhasebe kalitesini pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Son olarak, bu araştırmanın bazı kısıtları olduğu belirtilmiş ve bu konu ile ilgili olarak gelecekte araştırma yapacaklara bazı öneriler sunulmuştur.The objective of this study is to analyze the impacts of obligatory or voluntary TFRS/IFRS implementations on the accounting quality of companies. For this purpose, in this study, discretionary accruals of 5435 listed companies from 26 countries were compared by the before and after IFRS implication start date. In order to obtain discretionary accruals we used Modified Jones Model. According to the research findings, implementation of TFRS influenced the quality of accounting positively in Turkey, where the implementation of TFRS is obligatory. As per the assessments conducted for the EU countries, it was determined that the IFRS implementations had a positive impact on the accounting quality in Germany, France, Italy, and Poland, where the implementation is obligatory, and in Britain and Sweden, where the implementation is voluntary. On the other hand, according to the analysis conducted for the developed countries, the IFRS implementations influenced the quality of accounting in a positive manner in the enterprises of countries such as South Korea, where the implementation is obligatory. It was determined that the implementation of IFRS had a positive impact on the quality of accounting only in Argentina, Philippines and South Africa among the developing countries. Lastly, it was reported that this research study had some constraints and certain suggestions were made for further studies.
    corecore